TSK'Nın yıpratılmadığını söyleyebilir misiniz?
TSK'ya psikolojik harp yöntemleriyle saldırılmadığını söyleyebilir misiniz?
Bunları ancak başını kuma görenler göremez.
TSK kendi askerlerini atayamaz duruma gelmiştir. Artık hükümet askerin işine karışmaktadır.
Yok etme süreci çok uzun bir süreçtir. Bunu göremeyenleri hor görmemek gerekir. Çünkü herkeste Mustafa Kemal'de olan ileriyi görme yetisi olmayabilir.
Ama biz Atatürk'ün bakışıyla olaylara bakıyoruz.

TSK bizim gözbebeğimizdir, uğruna ölmeğe yemin ettiğimiz terimizle kanımızla canımızla sadakatimizi kanıtladığımız kurumumuzdur.

TSK.bazı çevreler tarafından yıpratılmaya çalışılmaktadır ancak bu zemini hazırlayan gelişmeleri görmemezlikten gelerek sadece TSK yıpratılıyor diyerek sorunun çözümüne katkıda bulunmak mümkün değildir;
TSK kendi askerlerini atayamaz hale düşmüşse bunun sorumlusu yine TSK dır; TSK önce kendi öz eleştirisini yapmalı, önyargılardan,kişisel hesaplardan arınıp kendi reformunun kendisi gerçekleştirmelidir.
İlk yapması gerekende insan unsurunun önemi nedeniyle personel arasında adalet ve eşitlik sağlanarak ayrımcılığa son verilmeli böylece görevdekilerin moral motivasyonu ve hizmet verimliliği sağlanarak emeklilerininde kurumlarına olan saygınlıkları perçinlenmelidir.

Bir diğer konu da hiç kimse yıllarca assubaylara önyargılarla tahakküme varan sosyal ve ekonomik haksızlıkları görmezden gelerek bunları dile getiriyoruz diyerek kurumumuzu yıprattığımızı ima edemez bu kimsenin haddi olamaz.
Kurumları haksızlıkları yazanlar değil yapanlar yıpratır.

Ersen Gürpınar'ın söylediklerine katılıyorum. TSK'nın hataları sonucu bu durumu geldiğimiz kes,nlikle doğru...

Ergenekonda adı geçen 10 asker intihar etti. Hepsi bu yalan ve iftiralar karşında onurlarını korumak için ölümü seçti. Bunları göremezden gelmek ruhuzluktur,duygusuzluktur.

- Emekli Jandarma Albay Abdülkerim Kırca (10 OCAK 2009) JİTEM'in eski Diyarbakır Bölge Komutanıydı.

- Özel Harekât Dairesi Başkanı Behçet Oktay (27 ŞUBAT 2009) Tabancasıyla aracında ölü bulundu.

- Kıdemli Yüzbaşı Olgun Ural (26 MART 2009) Eğitim Komutanlığı'nda görevliydi.

- Emekli Albay Belgütay Varımlı (21 KASIM 2009) İstanbul'da 9. kattaki evinin balkonundan atlayarak yaşamına son verdi.

- Deniz Yarbay Ali Tatar (19 ARALIK 2009) Amirallere suikast soruşturmasında 9 gün tutuklu kaldıktan sonra 16 Aralık'ta serbest bırakılmıştı. Tekrar yakalama kararı çıkınca Tatar evinde intihar etti.

- Albay Berk Erdem (9 Şubat 2010) İzmir'de intihar etti.

- Üsteğmen Sema Koç (2 Mart 2010) GATA'da çalışan Koç (28), Ankara'da lojmanda canına kıydı.

- Üsteğmen İbrahim Ünal Sarıoğlu (13 Mart 2010)

- Uzman Çavuş Erdem Acar (16 Mart 2010) n Ast. Atakan Timuroğlu (23 Mart 2010)

Dursun Çiçek şu anda ölüm orucunda. İkna edilmeye çalışılmasına rağmen ölüm orucundan vazgeçmemiştir.

Kendi kurumunda personel arasında İNANILMAZ uçurumlar yaratarak HAKSIZLIK yapanlar,haksızlıklara SEBEP olanların geleceği görmesi mümkün olabilkir mi?Bir kurum önce içinde düzene girmeli,kurumda ADALET sağlanmalı,yapılacak her türlü iş ve olayda ADALET kurallarının işleyeceğine PERSONEL inanmalı ki,yanında bulunan kişilere güvensin,inansın,
Bugünkü ortamı yaratanlara GÜVENİLEBİLİR Mİ?Güvensiz bir ortamda ADALET olabilir mi?Güven ve Adaletin olmadığı ortamda VERİM ola bilir mi? Bunları DÜŞÜNEN veya DÜŞÜNEBİLEN var mı?
Tek düşünce HEP BANA,RAP BANA.
Bu uygulama devam etsin.Sonunda KİMLERLE kalacağınızı ve Ülkeyi nereyi götüreceğiniz görün.

Sayın Kubilay, siz assubay mısınız?