DOĞRU BİLGİNİN
EGEMENLİĞİNDE
YENİ
EKONOMİK VE SOSYAL SİSTEM
MANİFESTOSU
Ahmet Şevket Akgüner
12.11.2009
Bu yazımızda değişen dünya dinamizmine uygun yeni bir ekonomik ve sosyal sistem sunulmaktadır.
Sistem, tam ve doğru bilgiye sahip olmaya, bu bilgiyi doğru yerde, doğru zamanda kullanma becerisine dayanır. Bu beceriye sahip olan ülkeler başkalarından ileride olacaklardır. Asıl amaç bütün ülkelerin bu beceriye sahip olmasıdır.
Sistemde, Altına dayalı (ülkelerin altın stoklarına) bir para politikasının benimsenmesi önerilmektedir.
Bu sisteme geçme sürecinde ülkelerin altın ve döviz stoklarının belirlenmesi buna göre de ülkelerin gerçek para değerlerinin tespiti gerekmektedir. Ülkenin gerçek para değeri, o ülkede tespit edilen Altın miktarının, ülkede yaşayan nüfusa bölünmesi ile bulunacak kişi başına altın miktarıdır. Örneğin Çin’in para değerini tespit etmek için, ülke de mevcut 100 ton altın miktarı, 1 milyar nüfusa bölünür. Sonuç olarak kişi başına 0,1 gr Altın bulunur. şimdi Çin’in para değeri 1 Yuan 0,1 gr altındır. Türkiye’de mevcut altın miktarı 14 ton altın miktarı 70 milyon nüfusa bölünürse, çıkan sonuç 0,2 gr altındır. O halde 1 TL 0,2 gr altındır. İki ülke paraları karşılıklı olarak değerlenmeye tağabey tutulduğunda 2 Yuan 1 TL’ dır
Alış verişlerde ve Dış ticarette ülkeler kendi paralarını kullanacaklardır. Örneğin, A ve B ülkeli bir modelde A ülkesi B ülkesinden mal alacağı zaman kendi ülke parası ile alacaktır. B ülkesi de A ülkesinden mal alırken kendi parası ile alacaktır. Kendi paralarının değeri ve alım gücü ülkelerindeki altın stokları ile ilişkilidir. Ülkeler ellerindeki yabancı ülke paralarını Merkez Bankaları aracılığı ile karşılıklı olarak altın stoklarından takas ederek değiştireceklerdir. Aylık bazda yabancı ülke paraları merkez bankaları aracılığı ile altınla takas edilmek suretiyle belirlenecek altın stoklarındaki değişmeye göre ülke para miktarı da orantılı olarak değişecektir. Ticaret geliştikçe altın stokları ve para miktarı artsa da bu durum üretim (ile desteklendiği için) artışı ve üretim faktörlerinin paylarının artışı ile para talebini de artacağı için sistem dengeyi bulacaktır. Takas işleminin aylık bazda ele alınması, dış ticarete konu bürokratik işlemler ve parasal alışveriş sürecinin sonuçlarından ilgili kurum ve kuruluşların haberdar olması için gerekebilecek süredir.
Piyasada kâğıt ve madeni para enstrümanları yürürlükte olmakla birlikte miktarının altın stoklarına göre belirlenmesi gerekmektedir. Para muamele amaçlı işlev görecektir. Paradan kazanca yeni sistemde yer yoktur. Sistemde faize yer yoktur. Tasarruflar kâr payı esaslı yatırım finansmanında kullanılacağı için sistemden sızıntı söz konusu olmayacaktır. Kredi kartı, banka kartı gibi kart uygulamalarına sistemde yer yoktur. Piyasada para miktarını şişirecek her türlü uygulamalardan kaçınılacak, sistem şunu merkez bankaları aracılığıyla denetleyecektir. Pompalanmış aşırı talep veya tüketime, para ile desteklenmeyen talebe sistem izin vermez.
ÜRETİM≡GELİR≡HARCAMA ≡ÜRETİM akımı esastır.
Bu yeni dış ticaret şekli ile,
- Ülkelerin döviz dar boğazlarına girmesine mani olunabilecektir. Ülkeler kur farklarından korunmuş olacaklardır.
- Ülkeleri Durgunluk dönemlerinde ülke para arzı yaratma sıkıntısından kurtaracaktır. Ancak bu işlemde yine altın stokları ile belirlenecek. Yeni bulunacak altın madenleri ile altın stoklarında artış olacak ülkeler, bu stokları herhangi bir savaş, doğal afet, kriz dönemlerinde kullanmak üzere merkez bankalarında tutacaklardır. Bu yeni stoklar, piyasa para miktarını arttırmada kullanılmayacaktır.
Mevcut sistemde para miktarı artışı (azınlık ) az sayıda insanların elinde toplanmakta çoğunluk talebini etkilemiyor. Azınlık harcaması durgunluktan çıkışı sağlamıyor. Yüksek faizlerin hüküm sürdüğü ortamda, yatırımların azalması olasıdır. Bu azalan yatırımlar talep edilen kıt malların üretimleri ile ilişkili ise o zaman bu malların miktarında azalma da olasıdır. Bu durum talep edilen kıt malların fiyatlarının artmasına yol açmaktadır.
Üretime dayalı bu sistemde, fiyatlar aşırı artışlardan korunuyor.
İthalat sızıntısı ise piyasada azalan yerli para miktarı, iç piyasada para ile desteklenen talebi azaltacak, iç piyasada daralan talep fiyatları düşürecektir. Böylece bir süre sonra ithalat talebi iç’e yönelecektir.İç fiyatların düşüklüğü, bu defa öteki ülke ithalatının bu yöne kaymasına yol açarak dengenin karşılıklı olarak sağlanması söz konusu olacaktır.
Bu sistemde, Uluslar arası ticaretin serbest olması (temel gıda maddeleri hariç-ulusların gıdada kendilerine yeter durumda olması) her türlü gümrük ve miktar kısıtlamalarının olmaması, korumacılığın kaldırılması, işgücü ve sermaye dolaşımının serbest olması (spekülasyon amaçlı kısa süreli sermaye denetime tabii olacak-bunları denetleyen merkez bankaları arası oluşturulan bir sistemle) esastır.
Sistem, her ülkenin merkez bankası ve devlet bankası olmasını, bununla beraber halka açık denetimli bankacılığın devam etmesini, ancak sermaye yapısının güçlü medya ve şirket bağlantısının olmaması halinde kurulmasına izin verilmesini de içerir.
Altın ve menkul kıymet borsasının tüm dünyada bir tane olduğu ve bağımsız bağlantısız bir ülkede olduğu, uluslar arası denetim kuruluşlarının denetiminde olduğu ve böylece borsa kanalından kısa vadeli sermaye hareketlerinden ülkelerin korunmuş olduğu, bir sistemdir.
Ülke Merkez bankaları bağımsız olacaktır. Temayüz etmiş hesap uzmanı ve müfettişlerden oluşan kurul ve bunların seçtiği başkanca yönetilen bir merkez bankası olacaktır. Her türlü Politik unsurlardan arındırılmıştır. Bankalar, komisyon usulü çalışacaklar, kredi ve mevduatta faiz yerine kâr payı uygulamasına geçeceklerdir. Bankalar, topladıkları paraları, kredi olarak verdiği işletmeye vade/dönem sonunda sermayesine oranla elde edilecek kârı alarak bundan komisyonunu düştükten sonra mudilerine dağıtacaktır. Bankalarca işletme kurulmayacak, ortak olmayacaktır. Zarar eden işletmenin tasfiyesini isteyebilecek, tavsiye sonunda alacağını kapatacaktır. Bankalarca verilecek para işletme sermayesinin % 50’sini geçemeyecektir. Kısaca faiz uygulamasına son verilecektir. Sistem dengeli üretime, dengeli üretimin eşit paylaşılmasına, dengeli harcamaya dayanmaktadır.
Bu sisteme geçerken tüm ulusların borç yapılarının düzeltilmesi ve/veya silinmesi gündeme alınmalıdır. Adaletsiz olan önceki sistemlerin uygulamaları sonucunda borç batağına düşürülen, teknolojik gelişmesi şöyle dursun halklarının karnını doyuramayan ülkelerin borç yolu ile sömürüsüne son verilmesi öngörülmektedir.
Uluslar arası denetim kuruluşlarında her ülkeden yeterince eşit sayıda temsilciler bulunması sağlanacaktır. Yönetim kurullarına her ülke muhalefet milletvekillerinden dalında uzman bir kişi bulunacaktır.
Uluslar arası büyük şirketler, karteller yasaklanacaktır. Böylece Ülkelerin gerek kaynaklarının savurganca talanına gerekse de insanların sömürülmesine, spekülâsyonlara izin verilmeyecektir. Bu dev kuruluşların merkez ülkede A.Ş. seviyesinde kalmasına, öteki ülkelerdeki bağlı kuruluşlarının o ülkelerce devletleştirilmesine veya yerli halka arzına çalışılacaktır.
İMF ve Dünya Bankası kaldırılacaktır. Yerine çevre, sağlık, mali denetim, barış ve sosyal yardım amaçlı özerk kuruluşlar kurulacaktır. Uluslar arası kişi ve kuruluşların ve devletlerin anlaşmazlıklarını çözümleyecek bağımsız bir mahkeme olacaktır. Kararları ülkeleri bağlayacaktır. Uluslar arası barış tesisinde kullanılmak üzere her ülkeden belli sayıda yedek bir kuvvet bulundurulması istenecektir. Her ülke kendi güvenliğini sağlamak için bulunduracağı kuvvette, bu uluslar arası yedek kuvvette yer alacaktır.
Ülkelerin her türlü yerüstü ve yeraltı kaynakları kendi tasarrufundadır. Bunların işletilmesinden ülkeler kendileri sorumludur. Olanaksızlıklar yüzünden çıkarıp işletemeyen ülkeler, şunu sağlayacak kuruluşlarca belli bir süreye kadar anlaşma yapmayı seçebilirler. Petrol ve değerli maden işletmelerinde devlet payı % 40’dan aşağı olamaz. Ayrıca % 15 yerli sermaye şartı aranır. Güneş ve rüzgar enerjisi…vs. yenilenebilir her türlü enerji kullanımına önem verilmesi gereklidir.
Bir işletmede üretimde bölüşüm; sermaye, emek, A+G ve devlet payı olmak üzere dört paylaşımlı bir düzene bağlanacaktır. Sistemin temelini eşit paylaşımlı bu düzen oluşturacaktır.
Her işletme yönetiminde mali kurumdan ve işçi temsilcisinden tam yetkili şahıslar bulundurulacaktır.
Sermaye payı üretim işletmesini kuran/kuranların koyduğu para, makine ve teçhizatın
Üretimden sağlayacağı kısımdır.
A+G, üretim işletmesi bünyesinde ve/veya ülke genelinde kurulu/kurulacak a+g kuruluşlarında yapılacak Araştırma ve Geliştirme harcamalarına yönelik ayrılan kısımdır. Bu para, işletme faaliyetlerine ve yeni buluşlara yönelik kullanılacaktır.
Emek payı, üretim İşletmesinde çalışan işgücüne yapılacak ödemeleri kapsayan kısımdır.
Üretim ne kadar kaliteli, iyi, ne kadar tam kapasiteye yakın ve/veya tam kapasitede çalışırsa
elde edilecek kazançta yüksek olacağı için, kazançtan paylara yöneltilecek miktarda fazla olacaktır. Bütün faktörlerin daha verimli ve daha etkin çalıştığı bu sistemde insanların eşitliği, layık olduğu değerleri, mutluluğu ve refahı söz konusudur.
Devlet payı, ülke bütününü kapsayan üretimden alınacak kısımdır. Devlet bu paylardan ve yaptığı işlemlerden sağladığı gelirle Kamu hizmetlerini yürütecektir. Her türlü vergi kalkacaktır.
Sadece gerektiğinde, yüksek ücretlerden, yüksek kârlardan ve büyük toprak sahiplerinden alınacak servet vergisi uygulaması olacaktır.
Devlet, idari, yargı, denetleme, savunma ve sosyal amaçlı hizmetlerden sorumlu olacaktır.
Belirlenen bu hizmetlerin yürütülmesinde bütün kurumlar bağımsız olacaktır.
Eğitim ve öğretim hariç her alanda hizmetler özel kuruluşlarca yapılacaktır. Polis teşkilatı kaldırılacaktır. Bu hizmet özel güvenlik kuruluşlarına devredilecektir.
Devlet planlama kuruluşu, istatistik kuruluşu, bilimsel araştırmalar ve teknik araştırmalar kuruluşları (Her türlü bilin dalında kurulu/kurulacak) bağımsız olacaktır.
Emekli ikramiyeleri kalkacak, maaşlarında azalma olamayacak şekilde yaşamlarını en iyi
şartlarda devam ettirecekleri yeni sistemde patron olacaklardır.
Gelirleri yoksulluk sınırı altında olan insanlara yardım şeklinde sosyal amaçlı ödemeler yapılacaktır. Aslında sistemde bu yönde uygulamalara ihtiyaç olmayacaktır. Ancak sistem oturana kadar devam edecektir.
Memurlar, devlet payından ve bulundukları kuruluşların döner sermayelerinden aldıkları
kısımla yaşamlarını en iyi şekilde yürüteceklerdir.
Ülke savunması, kara, deniz, hava kuvvetleri alanlarında bulundurulacak ordularla yapılacaktır.
Ordunun başında iki yılı geçmemek koşuluyla her kuvvetten dönerli şekilde seçilecek
Ordular Başkanı olacaktır. Seçim iki yılda bir sırası gelen kuvvet içinde görevli subay, Astsubay ve Erbaşlar tarafından yapılacaktır. Yükselme Erden Generale kadar olacaktır. Sicil sistemi kaldırılacaktır. Yükselme kıstasları sıra ile eğitim seviyesi, öğretim seviyesi, yaptığı buluş/yenilikler/düşünce ve fikir hayatındaki gelişmelere katkısı, gösterilen üstün başarılar, denetlemede gösterilen gayretler. Altında sorumlu oldukları çalışanlar arasındaki anketler esas alınacaktır. Birlikler tugay seviyesinde ve mobilize edilebilir şekilde olacaktır. Herkes askerliğini yapacaktır. Yaş sınırı 20 olacaktır. Süresi 12 ay olacaktır. Üniversiteyi bitirenler de Er olarak yapacaklardır. Bunlardan bitirdikleri dalda faydalanma yoluna gidilecektir. Süresi 12 ay olacaktır.
İstihbarat değerlendirme ve bilgilendirme işlemi, ordu bünyesinde yürütülecektir.
Güvenlik, İl ve ilçelerde Belediyeler, Köylerde muhtarlar idaresinde kurulacak özel güvenlik birimlerince sağlanacaktır. Güvenlik birimlerinde tabanca olmayacaktır. İnsana taarruz şeklinde değil savunma ve koruma amaçlı güvenlik uygulamaları yürürlükte olacaktır.
Devleti temsilen halk tarafından seçilen bir devlet başkanı, sadece bir dönem için seçilecektir. Hükümetle bir bağı olmayacak, bağımsız, 40 yaşını geçmiş, en az üniversite seviyesinde öğretim görmüş bir vatandaş olması yeter şartlar arasındadır. Devlet Başkanı maaş alacak, ancak alınan maaş tutarı, en yüksek memur aylığının iki katını geçmeyecektir.
Hükümet seçimleri, ülke genelinde kurulu partilerin katılımı ile 4 yılda bir halk tarafından yapılacaktır. Kampanyalar olmayacak, yalnız aday tanıtımı yazılı ve görsel medyada yapılacaktır. Halkın adaylar hakkında tam ve doğru bilgiye sahip olmasına çalışılacaktır. Milletvekilleri, suç işlememiş, yolsuzluğa karışmamış, Üniversite mezunu, 30 yaşın altında olmayan işçi, memur ve emekli vatandaşlar arasından seçilecektir. Bir dönem seçilebileceklerdir. Milletvekilleri ayrıca maaş almayacaklar, milletvekili bulunduğu dönem boyunca önceki çalıştığı yerden aldığı kadar devlet payından almaya devam edeceklerdir. Yol ve yemek giderleri ödenecektir.
Ülkedeki siyasi partiler, bir sektör oluşturmayacaklardır. Ülkede en fazla 3 parti olmasına yer verilmektedir. Partilere devlet desteği kaldırılacaktır. Adayların tanıtımı yazılı ve görsel medyada eşit bir şekilde ve bedelsiz olarak yapılacaktır. Böylece siyasetin halk için, ülke için hatta tüm dünya barış ve huzuru için yapılması, zenginlik ve itibar gölgesinden kurtarılmış olarak yapılması sağlanacaktır. Partiler her türlü Bağış ve yardımlardan alıkonulacaktır. Bağış ve yardım alan partiler halka duyuru edilecektir. Milletvekili sayısı, seçim bölgesinde yaşayan nüfusa göre değil, tespit edilecek miktara göre yapılacaktır.100 seçim bölgesi varsa her seçim bölgesinden 2 milletvekili seçilecektir. Hükümet en çok oyu almış olan partice kurulacaktır.
Şöyle ki en az 101 milletvekili çıkarmış olan parti, hükümeti kurabilecektir. 101 milletvekili çıkaramamış, ancak koalisyon kurabilecek olan ve yine sayıları 101’i geçebilecek partiler tarafından devlet başkanının onayı ile hükümet kurma çalışmalarına başlayacaktır.
Hükümeti kuracak parti/partilerin milletvekillerinin yapacakları oylama sonucunda en çok oyu alacak olan milletvekili, Hükümet başkanı olacaktır. Yaşama dair her alanda Hükümet başkanına bağlı müsteşarlıklar olacaktır. Bakanlık kaldırılacaktır. Araç tahsisi sadece Devlet, Hükümet başkanlarına ve bağımsız kuruluşların başkanlarına yapılacaktır. Masrafları belli bir limite kadar devlet payından karşılanacaktır. Uçak tahsisi sadece Devlet Başkanına yapılacaktır.
Her türlü lüks ve israftan kaçınılacaktır.
Her seçim bölgesinin bir valisi olacaktır. Her ilçenin Kaymakamı olacaktır. Her köyün muhtarı olacaktır.
Valiler, Dış ilişkiler müsteşarlıkları bünyesinde temayüz etmiş büyükelçilerden emekliliği yaklaşanlardan oluşturulan bağımsız kurulca seçilmesi/sırası gelenlerin atanması ile çalışmaya
başlayacaklardır. Çalışma süreleri, 2 yıl olacaktır. Bir kez atanacak ve emekli olacaklardır.
Maaşlarını, devlet payından, önceki çalıştığı kuruluştan aldığı kadar olacaktır. Araç tahsisi yapılacak ve giderleri devlet payından karşılanacaktır.
Kaymakamlar, İç ilişkiler müsteşarlıkları bünyesinde temayüz etmiş emekliliği yaklaşan daire başkanlarından, şube müdürlerinden oluşan kurulca, sırası gelen seçilecektir. Çalışma süreleri, 2 yıl olacaktır. Bir kez atanacak ve emekli olacaklardır. Maaşlarını, devlet payından, önceki çalıştığı kuruluştan aldığı kadar olacaktır. Araç tahsisi yapılacak ve giderleri devlet payından karşılanacaktır.
Muhtar, Köyün aklı yerinde en yaşlısı olan Asker emeklisidir. Eğer asker emeklisi yoksa o zaman bAşık Olmaya aklı yerinde en yaşlısıdır.
Kamu kurumları internet ağına bağlı olmayacaktır. Kamu bünyesinde oluşturulacak net ağına bağlı olarak işletim sistemleri ile çalışılacaktır. Kurumlar kendi aralarında net ağı üzerinde çalışacaklardır. Sıkı denetime tağabey tutulacaklardır.
İletişim devlet eliyle yapılacaktır. İletişim güvenliği sağlanacaktır. Uydu ile dinlemelere gerekli önlem geliştirilecektir. Mahkeme kararı ile dinlemeler hariç dinlemeyasaklanacaktır. Mahkeme tarafından yapılan dinlemede, her hangi bir suç unsurunun tespiti ve suçüstü yapılmasını sağlamak için olup bir delil niteliği taşımayacaktır.
Sınır güvenliği, uydu aracılığıyla yapılacaktır. Sınır Karakolları yeraltında ve gizli olacak şekilde yapılacaktır. tabanca ve teçhizat uzaktan kontrollü olarak kullanılmak suretiyle sınır güvenliği sağlama yoluna gidilecektir.
Seçim güvenliği açısından ise parmak izi sistemi geliştirilmesi ve oy kullanımında kamu net ağı geliştirilmesine önem verilmesi şarttır.
Ülkenin her bölgesinin, yerüstü ve yer altı kaynakları tespit edilecek, insan kaynakları, toprak verimliliği, hayvan ve bitki çeşitliliği ve varlığı tespit edilecektir. Bu tespitler, her bölgede bulunan Üniversiteler tarafından yapılacaktır. Yapılan tespitlere istinaden gerçekleştirilebilecek her türlü proje ve teknik çalışmalar bağımsız kuruluşlar olan Devlet Planlama ve İstatistik kurumunca doğru bir şekilde değerlendirilecektir. Bu yönde hazırlanacak projeler, yeterliliği ( sermaye ve teknik balaka birikimi açısından) tespit edilen, yerli müteşebbislere sunulmak suretiyle ülke çapında bir seferberlik başlatılması kalkınmanın ön şartıdır.
Yeterliliğin tespiti, üniversitelerin üst kurullarında her alanda oluşturulacak kurullar tarafından yapılacaktır. Bu kurullar projelerin uygulamasından ve denetlemesinden de sorumludurlar.
Eğer projeyi gerçekleştirebilecek müteşebbis yoksa o projeyi devlet, bütçesinden yoksa dış kredi ile gerçekleştirecektir.
Devlet 25 yaşını geçen her vatandaşına nüfusa kayıtlı olduğu yerde 500 m^2 arsa tahsisi yapacaktır. Satılamaz ve bankalarca el konulamaz. Arsa üzerine ev yapacak kredi vs. desteği sağlayacak veya toplu konuta yönlendirecektir. Halkın barınmasına yönelik olanakları Devlet vatandaşına sunacaktır. Planlı, imarlı arsalar dengeli kentleşme çerçevesinde tespit edilecektir. Bir bölgeye yığılma önlenecek,
Barınma olanakları ülkenin her yanında sunulacaktır. Bunun için öncelikle toprakların tasnifi çalışması yeterli ve yetkili kurullarca yapılacaktır. Şöyle ki konut alanları, tarıma elverişli sulak alanlar, sanayi alanları, maden yataklarının bulunduğu alanlar, zelzele bölgeleri, kurak alanlar kamu-hazine-özel mülkiyete göre tasnif edilecektir. Tasnif sonucu öncelik hazine arazileri üzerinde planlı, depreme dayanıklı yapılaşmaya yönelik arsalar belirlenecektir. Yetmezse gereksiz kamu alanları değerlemeye tağabey tutulacak, yetmediğinde özel mülkiyete tağabey olan büyük alanlardan faydalanmaya gidilecektir. Topraklar, Ülkenin dört uç noktası ve merkezinde tespit edilecek ortalama değere göre millileştirilecektir. Ülkede yabancılara toprak satışı yasaklanacaktır. Satılanlar yukarıda belirlenecek değere göre millileştirilecektir. Öncelik ülke halkının barınması sağlanacaktır. Sisteme göre ülkenin her yanında üretim olanakları ve nüfus kaydına göre arsa tahsisi ve barınma olanakları sağlanacağı için, İnsanlar doğduğu yerlerde şöyle ki kendi bölgelerinde yerleşecek ve yaşayacaklar, belli bölgelerde kalabalıklaşma önlenecektir. Örneğin, arsa tahsislerinde, gelişmiş şehirlerle, öteki şehirler arasında ortalama değere göre değer farkını devlet vergi olarak alacaktır. Bu uygulama ile insanların kendi bölgelerine yönelmeleri sağlanacaktır. Böylece atıl topraklar ve bir elde toplanan topraklar hem değerlendirilmiş olacak hem de topraksız insan kalmayacaktır.
Tarıma elverişli topraklarda üretim özel kesim tarafından yapılacaktır. Ancak kamu ve hazineye ait olan tarıma elverişli topraklarda devlet üretim çiftlikleri kurulacaktır. Tarıma elverişli olmayan kamu ve hazineye ait topraklar üzerinde kurulacak devlet çiftliklerinde hayvancılık yapılacaktır.
Devlet çiftlikleri bölgede konuşlu üniversitelerin ilgili bölümlerinin teknik balaka katkısı da sağlanacak ve kurulan yerlerdeki bölge insanına da istihdam sağlanmış olacaktır.
Bu çiftliklerde yerli tohumlarla üretim yapılacaktır. Yapısı ile oynanmış tohumla üretim yapılmasına izin verilmeyecektir. Bu tohumlarla üretilmiş ürünlerinde ülkeye girmesine izin verilmeyecektir. Hormonlu ürünlerin üretimine izin verilmeyecektir.
Maden yatakları tespit edilecek, ilgili projeler öncelikle yeterliliği belirlenmiş özel kesimin
İşletmesine sunulacak, ancak özel kesimde ilgilenen veya yeterlilik koşullarını sağlayabilecek
bulunmaz ise devlet işletmesi kurulacaktır.
Ülke toplam su kaynakları (içme-sulama) tespiti yapılacaktır. Susuz bölgelerin ıslahı ve suya kavuşturulması sağlanacaktır. Su kaynaklarının korunması, ve işletilmesi devlete ait olacaktır. Denizlerin her türlü atıktan korunması, temizliğinin sağlanması esastır. Deniz kenarları, kumsallar umuma açılacaktır. Her türlü otel, motel, tatil köyleri Denizden 1 km uzağa kurulacaktır. Bu amaçla çok sıkı denetim ve ceza kuralları belirlenecektir.
Ülkenin Enerji ihtiyaçları tespit edilecektir. Rüzgâr, güneş…vs. projeleri hazırlanarak uygulamaya geçilmesi esastır. Yeni enerji kaynakları ve bor madenleri üzerine araştırmalara ağırlık verilecektir. Enerji alanında özel kesimden de faydalanılacaktır.
Isınma ihtiyacı için devlet, kömür madenleri kapasite – ihtiyaç tespiti yapılarak ıslah edilmiş kömürlerin vatandaşların kullanımına sunulması, ayrıca doğal gaz kaynaklarının araştırılmasına,
çıkarılmasına ve halkın kullanımına sunulmasına çalışılacaktır.
Ülke orman alanları korunmasına, ağaçlandırmaya özel önem verilecektir. Ormanlık yerlerde iskâna izin verilmeyecektir. Yayla evleri yıkılacaktır. Yerleri ağaçlandırılarak korunması sağlanacaktır. Orman yangınlarına karışanların ağır bir şekilde cezalandırılmaları sağlanacaktır.
Çocuk bakımı, yaşlıların bakımı, engelli insanların bakımı özel kesim eliyle devlet denetiminde yapılacaktır. Masraflar devlet payından karşılanacaktır. Ayrıca özel kesimin üstlendiği bakımevleri de kurulabilecektir. Yine devlet denetiminde olacak. Ancak masraflar şahıslarca sağlanacaktır. Örneğin emekli aylığı olan bir şahıs, bu özel bakımevlerinde kalmak isterse maaşının bir kısmını vermek koşuluyla barınabilecektir. Bir geliri olmayanların masrafları devlet payından karşılanacaktır.
Kadın Hakları önem verilecektir. Kadınların her türlü sömürüsüne engel olunacaktır. Genelevler kapatılacaktır. Kadınlar, gördükleri eğitim-öğretim üzere hizmet kesiminde istihdam edilecektir.
Çalışmaları isteğe göre olacak, istemiyorsa evi ile ilgili, çocukları ile ilgili olacaktır. Daha iyi nesiller yetiştirilmesi ilgili anne babadan geçer, sonra öğretmenlerden… Kadınlara şiddetin her türlüsü yasak olacaktır. Evinde huzur ve mutluluğu bulamayan, devamlı şiddet gören kadınlara devlet sahip çıkacaktır. Kadın huzurevleri kurulacaktır. Burada kadınlara ilgili oldukları alanda
geçimlerini istihdam olanakları sağlanacaktır.
Devlet her insanına bedelsiz eğitim ve öğretimi olanaklarını sunacaktır. Öğrencilerin barınma ihtiyaçlarının karşılanmasında devlete ait yurtlardan yoksa özel kesme ait yurtlardan
( ancak giderler devlet payından sağlanacaktır.) , faydalanılacaktır. Denetim devletçe sıkı bir şekilde yapılacaktır. Kitap ihtiyaçları ise devlet tarafından sağlanacaktır. Üniversitelerde ise öğretim görevlilerince yazılan ve basımı işini her üniversitesinde bünyesinde kurulu basımevlerinin üstlendiği kitap, dergi, makale ve her türlü yazından giderleri devlet payından olacak şekilde bütün öğrenciler faydalandırılacaktır. Bu basılan kitap, dergi vs.nin halkın okuyabilmesi ve güncel bilimsel çalışmalardan haberdar edilmesi için cüzi bir fiyatla, Üniversite döner sermayesine katkısı da olacağı düşünülerek piyasaya sunulması da sağlanacaktır.
Bu meyanda Öğretim elemanlarına kitap yazma çalışmalarından dolayı bir miktar telif hakkı da verilecek olması, onlar açısından da teşvik olacaktır.
Uluslar arası her bilimsel araştırmaya, insanlığın hayatını kolaylaştıran, insanların yararına yapılan her çalışma devletçe ödüllendirilecektir.
Devlet her insanına sağlık hizmetini götürecek/götürtecektir. Özel kesimin üstleneceği sağlık alanında yapılacak hizmetler devletçe karşılanacaktır. Denetim devletçe yapılacaktır.
Ancak özel kesimin hizmet götüremediği yerlerde devlet bu hizmeti götürecektir. Köylerde bir doktor, bir ebe ve hemşire bulundurulacaktır. İlçelerde devlet hastanesi yoksa sağlık ocakları
en az bir uzman hekim olmak koşulu ile konuşlandırılacaktır. Devlet Hastanesi bulunan yerlerde sağlık ocakları kapatılacaktır. Doktorlar ya özel kesimde ya da devlet kesiminde çalışmayı seçeceklerdir. Özel muayenehane açanlar belirtilen yerlerde çalışamayacaklardır.
İlaç alanında gerek özel kesim gerekse devlet üretimlerini gerçekleştireceklerdir. Hangi ilaçtan ne miktarda gerektiği tespit edilecek yılık gerçek kullanıma göre üretim yapılacaktır. A+G kuruluşlarına her türlü hastalıklara karşı özellikle yeni ortaya çıkan virüslere karşı araştırma olanağı sağlanacak, bu amaçla A+G payından yardım verilecektir.
Devlet, çalışanlardan keseceği emekli keseneklerini en verimli alanlarda değerlendirerek
Emeklilik sistemini güçlendirecektir. Bu emeklilik fonunda oluşacak kârlar her yıl yine emeklilere
dağıtılacaktır. Verimli alanlar öncelikle üretim tesisleridir. Dolayısıyla emekli fonları bir nevi patron olacaktır. Emekli fonları, bağımsız bir kuruluş olan Emeklilik Kurumu tarafından idare edilecektir.
Ülke işgücü, vasıflı-vasıfsız olarak tespit edilecektir. Her bölgede mevcut işgücü tespiti yapılır.
Ülke nüfusuna göre ihtiyaçlar, özellikle temel ihtiyaçlar belirlenir. İhtiyaçlara göre üretim kapasiteleri ve doğal kaynaklar tespit edilir. İhtiyaç olup ülkemizde bulunmayan ya da yeterli derecede bulunmayan ürünlerin tespiti, ihtiyaç miktarları ve karşılıklı takas olanakları araştırılır.
Karşılıklı takas olanağın olmadığı durumlarda normal ithalat yapılır.
Dünya fiyatları ile ülke fiyatları farkı her ürün için tespit edilecek, takibi yapılacaktır. Eğer ülke
lehine durum söz konusu ise ihtiyaç fazlası ihraç edilerek – ülke dışı sömürü önlenecek, aleyhte durum söz konusu ise ithal edilerek –ülke içi sömürü önlenecektir. Bu durum fiyatlar eşitleninceye kadar sürecektir.
Üretim maliyetleri, her ürün için belirlenecektir. Elde edilecek satış hasılatın maliyetlerin çıkarılması ile Sermaye, emek, A+G ve devlet payı tespit edilecektir. Üretim giderlerine,
Ara malı alımı, hammadde alımı, elektrik, su…vs kapsar. Maliyetlerdeki azalma, ancak teknolojik yeniliklerden doğacak fayda ile olacaktır. Hammadde ülke içinden alınıyorsa zaten
Ucuz alınmaktadır. Elektrik, su üretimde yarı yarıya olması sağlanmıştır. Ara malını da ülke içinden sağlanıyorsa maliyetler olabildiğince az olacaktır.
Ancak ara malı ve hammadde ülke dışından alınıyorsa bu durum maliyetlere yansıyacaktır.
Devletin kurduğu projelerde, devlet payı olmayacaktır. Dolayısıyla maliyet o oranda azalacaktır.
Dolayısıyla ürün ucuza satılacaktır. Devlet payını, sermaye payı olarak alacağı için, ayrıca devlet payı söz konusu olmayacaktır.
Gerekli teknolojik A+G yapısı olmayan makine ve teçhizatı olmayan, nitelikli işgücü olmayan, sermayesi olmayan ülkelerde üretim öteki gelişmiş ülkelerce gerçekleştirilecektir. O takdirde sermaye, A+G, bir kısım nitelikli işgücü payını öteki ülkeler alacaktır. Devlet payı ve emek payı yerli ülkede kalacaktır. Bu şekilde gerçekleştirilen kuruluşlar, en az 5,en fazla 10 yıl içinde bulunduğu ülkeye devredilecektir.
Üretimden herkes payını eşit bir şekilde alacağı için, herkesin belli bir satın alma gücü olacağı için, faizin olmadığı, spekülâsyona yer verilmediği için, bir birikim sızıntısı olasılığının söz konusu olmayacağı için, herkesin kazandığını harcayacağı için, satış, eksik tüketim sorunu olmayacaktır.
Dünyada her ülkenin kendine göre bir zenginlik kaynağı vardır. Öncelikle bu kaynaklar tespit edilecektir. Bu yönde gelişmeye önem vereceklerdir. Örneğin, turizm ise o yönde, petrol ise o yönde gelişmeye önem vereceklerdir. Ancak ülkelerinde yaşayan insanların temel ihtiyaçlarının
karşılanması için o ülke devletleri üretim çiftlikleri kuracaklardır.
Ülkeler, uygun yasal değişiklikleri yapmak suretiyle bu sistemi hayata geçirebilirler.Krallıklar yıkılacaktır. Halkın kendi kendini yönettiği bir sistem olacaktır. Sistemde Devlet işlerini yürüten memurlar, üst düzey memurlar, idareciler altındakileri denetlerken kendilerini de bağımsız kurullar denetleyecektir. En üstteki memur olan ise Müsteşarlar Hükümet başının idaresinde olacaklardır. Hükümet başı ve milletvekilleri işledikleri suçlardan dolayı normal insan oğlu gibi bağımsız mahkemeler önüne çıkacaklardır. Hükümet başının devlet idaresi ile ilgili işlerde araştırma ve kontrol yetkisi olacaktır. Bağımsız kurulların yanı sıra Hükümet başı ve danışman milletvekillerinden oluşan heyeti ile denetleme yetkisini her zaman kullanabilecektir. Devlet başkanı devlet işlerinin aksamadan yürütülmesinden, mecliste çıkarılan yasaların anayasaya uygunluğundan sorumludur. Devlet başkanı bu işlerin takibini, mecliste bulunan eşit sayıda ilgili alanlarda uzman olan iktidar ve muhalefet milletvekillerinden, ordu başı, yargı başından oluşan kurulla yapacaktır, oy hakkı bulunacaktır. Anayasa mahkemesi kaldırılacaktır.
Danıştay mevcudunu koruyacaktır. Askeri Mahkemeler, askeri Yargıtay ve idare mahkemeleri kaldırılacaktır. Asker kişilerde normal mahkemelerde yargılanacaktır. Disiplin suçları ve askeri cezalar çağa uygun hale getirilecek mutlak itaat kavramı değiştirilecek, revize edilen suç ve cezalar, normal ceza hukuku içine sokulacak ve bağımsız mahkemelerde davalar görülecektir. (Bu durum Türkiye ve bezeri ülkeler için belirtilmiştir.) Bu yönde ikilik kaldırılacaktır. Ayrıca başkaca nerede ikilik varsa hepsi kaldırılacaktır.
Görülüyor ki sistemde siyasiler sorumlu ve denetleyici role sahipler. Bağımsız kurullar, gerek bütçe gerekse idare yönünden bağımsızdırlar. Harcamaları, devlet başkanına bağlı kurul tarafından denetlenir. Sistemde hiç kimse sorumsuz değildir. Halkın, siyasilere, idarecilere,
Memurlarına güveni tam olduğu, insanların işlerinin aksamadan yürütüldüğü, herkesin hakkını aldığı sistem, halkın mutluluğuna dayanır.
Sistem, her türlü yeniliğe ve gelişmeye açıktır. İnsanların dini inanışlarına saygılı olmak esastır.
Din üzerinden insanların sömürüsüne sistem izin vermez. Çünkü sistem adil ve eşit paylaşımı,
Hak ve hukuku, alın teri ile çalışıp kazanmayı ve huzur içinde kazandığını harcamasını, tüm insanlara saygıyı, sevgiyi, dayanışmayı benimsemektedir ve bu yönde kurallar koymaktadır.
Sonuç olarak hayali bir düşünce ortaya atılmamakta uygulanabilecek bir sistem sunulmaktadır. Sistem veya buna benzer bAşık Olmaya uygulamaları bundan sonra tüm dünyamıza uygulanmak zorunluluk haline gelmiştir. Çünkü mevcut düzen yıkılmıştır. Hayali enstrümanlarla senelerce insanlık uyutulmuştur. Ancak yeni enstrüman bulamadıkları ve insanların da daha fazla idare edemeyecekleri noktada tıkanmışlardır. bundan sonra bencil düşünme sevdasından vazgeçerek, bütün insanlık için belki de kendileri için bu veyabenzeri sistemleregeçmek elzem olmuştur. Savaşlarla, krizlerle bir yere varılamayacağı bundan sonra anlaşılmıştır. Yüzyılımıza insanca yaşama, hukuk, eşitlik ve dayanışma, Özgür düşünce ve ifade egemen olacaktır. Bu özgürlüğün sınırı başkasının özgürlüğü olacaktır. Kimsenin kimseye üstünlüğü olmayacaktır. Kibir, bencillik, haset ortadan kalkacaktır. Dünyaya barış ve huzur egemen olacaktır.
|