Sn.TALU
Hani (Kelimeler kifayetsiz kalıyor)diyor ya şair.Gerçekten size nasıl teşekkür edeceğime kelime bulamıyorum. Ne yazsam kifayetsiz kalacak Eline, kalemine, ağzına sağlık.Bizleri vatan, millet diye yetiştirenleri, kucük hatada vatan haını diye suclayanları ,saçı bitmedik yetim hkkından bahsedenlerın (saçı bitmedik yetim hakkının kimin hakkı olduğunu şimdi daha ıyı anlıyorum.)fesat, haset duygularını,kusanları ibretle ve nefretle millet seyredıyor. Sn.Hakan Fidan her zaman onurumuz gururumuzdur.Bir Hakan Fidan bunlar gibilerin uykusunu kaçırdıysa binlerce Hakan Fidan'ların varlığından haberleri olsa yorganın altından çıkmaz bu zavallılar.Günes hep onlara doğsun ama her gecenin gundüzü vardır.Sözüm zıhnıyle beyni tutmayanlara, fesatından hasetınden çatlayanlara. Hani aileydik, aileden kabul edenler onurlanan gururlanan aile fertlerini tenzih edıyorum. SAYGILARIMLA.

Gönül dostumuz Sayın Umur TALU'yu 5N1K programındaki asil duruşu ve tahakküm uygulamaya alışmış zihniyete karşı vermiş olduğu mücadelesinden dolayı önünde eğiliyor saygılarımı sunuyorum. General bey alışmış ya kendisi konuşurken karşısındakinin esas duruşta beklemesine, her şeye emredersin demesine, Sayın Talu'nun davranışları karşısında kahroluyor. Ülkede eşitliğin, adaletin en iyi uygulandığı kurum TSK dır diyor. Tabi adam haklı,kendi aralarında mükemmel bir uyum var, alttakilere karşı uyguladıkları harika bir eşitsizlik hukuku var.Utanmadan bir de ''sizin görüştüğünüz gayri memnun zümre küçük bir azınlık grubudur'' gibi sözler sarf edebiliyor.Madem öyle; yüreğiniz yetiyorsa tüm gayrimemnun zümre üzerinde bir anket yapın bakalım, TSK nın adaleti nasılmış ortaya çıksın. Kendi ellerinizle TSK içerisinde ikilik yarattınız, birbirine nefretle bakan iki ayrı zümre oluşturdunuz. Bir grup tuzu kuru, halinden memnun, ömrünün sonuna kadar imtiyazlı; diğer tarafta hem çalışırken hem emekliliğinde maddi ve manevi olarak yokluğa, yoksulluğa mahkum ettiğiniz mazlum ve mağdur alt rütbedekiler zümresi.Mesleğinizin başından ömrünüzün sonuna kadar sizi sırtında taşıyan bu zümreyi hep yok saydınız ve hala bir zamanlar yok sayılan zencilerin bile Amerikanın başkanı olduğu bu çağda aynı zihniyete devam etmekte ısrar ediyorsunuz.Sizin hazırladığınız hukuk sisteminde elimizi kolumuzu bağlamaya çalışsanız bile unutmayın ki; Allah'ın adaleti çok güçlüdür, herkes yaptığının hesabını mutlaka verecektir. Madem bu kadar hırslısınız, tahakkümü çok seviyorsunuz, bu dünya sizin olsun öbür taraf bizim. Allah'ın adaleti bize yeter. Ama unutmayın ki; çocuklarımız aynı şekilde düşünmeye bilir, çünkü siz onların rızkından kesiyorsunuz.

Değerli arkadaşlar dün akşam 5 n bir k programında sevgili Umur Talu ve Sn.Armagan Kuloğlu arasında bedelli askerlik dolayısıyla tartışma oldu, emekli general albayken birlikte çalıştım tam bir Astsubay karşıtı ve sevmeyen biri, emekli olduktan sonra da bu nefreti devam etmekte,utanç ve çok iğrenç .Onunla görev yaptığım için uzuntü içindeyim kendisini kınıyorum ve TSK'ya yakışmayan bir tutum davranış içinde .Evet ordunun %80 nini Astsubaylar oluşturuyor ve de hiç kimsede memnun değil, bir tane memnun olan varsa sayın Kuloğlu lütfen getirin de biz de görelim, saygılarımla.

Sayın Umur Talu'yu telefonla aradım akşamki konuşmalarından dolayı kendisi ile görüştüm teşekkür ettim, çok memnun olduğumu ilettim, aramamdan ötürü kendisi de çok memnun olduğunu söyledi paylaşmak istedim.

GÖNÜL DOSTUMUZ UMUR TALU'YA TEŞEKKÜRLER..
21 NİSAN 2010 ÇARŞAMBA...
HABERTÜRK GAZETESİ SYF:7
utalu@htgazete.com.tr
05376607121

http://www.samanyoluhaber.com/y_410460_aziz- ustel-astsubayla-mit-acilimi-sarigulle-zaza-acilimi!-.html

Dr.Hakan FİDAN'a sevgiler saygılar...

http://www.internethaber.com/umur-talu-canli -yayinda-cildirdi-246166h.htm

EMEKLİ GENERALLERİ SİTEMİZİ ZİYARET ETMELERİNİ BEKLİYORUM..
GÖNÜL DOSTUMUZ UMUR TALU'YA SAYGILAR...

Saygıdeğer Meslektaşlarım..
Bugün CNN TÜRK'de 19:45'te yayınlanan,Sn.TALU'nun da katıldığı '' beşNbirK '' programının bu gece tekrarı olduğunu hatırlatmak isterim.Programı ben de izleme şansı bulamadım. Kanalın yayın akışına baktığımda aynı programın 01:05'te tekrarının olduğunu gördüm.Tahmin ediyorum ki 19:45'teki programın tekrarı olacak.Paylaşmak istedim.SAYGILARIMLA...

Sayın meslektaşlarım
Milliyet gazetesinde yazan emekli yarbayın yazısını okudum.Yarbayım general isminin başına sayın yazarken muvazzaf Astsubaydan veya sayın Fidan'dan bahsederken sayın ibaresini kullanmak çok zoruna gitmiş; yarbayım sen de emekli TSK mensubusun bizler de aynı kurumdan emekli olduk, aramızdaki tek fark bizler ezilmemek için bütün yaşantımız boyunca çalışırız kendimizi yetiştirir teknolojiyi ve gündemi yakalarız, sizler sadece harp okulunda öğretildiği gibi makamınızda oturur aybaşında alacağınız maaşı ve yazın gideceğiniz kampların planlarını yaparsınız .Tüm meslektaşlarıma tek tavsiyem nice Fidan'ların bu camiadan çıkması, saygılarımla.

KARDEŞLERİMİZİN ÖRNEK DAVRANIŞI

Anamur Hava Radar Mevzii K.lığında görev yapan Assb.arkadaşlar TEMAD Şb.mize bir Bilgisayar ve çok fonksiyonlu laser yazıcı alarak hediye etmişlerdir.Örnek davranışlarını kendi adıma kutlarım.

Aramıza hoşgeldin sevgili Ahmet Duvar kardeş.Rabbım emekliliğinizi hayırlara vesile kılsın,Kaleminizi "Kılınçlaşanlar"dan eylesin.

Astsubayların hukuk zaferi.


Görev tazminatı konusunda Türkiye Emekli Astsubaylar Derneğinin (TEMAD) Danıştay açmış olduğu dava, idari dava daireleri kurulunca lehlerine sonuçlanınca, Başbakanlık ve Maliye Bakanlığının, karar düzeltilmesi isteminde bulunmuş. Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, Başbakanlık ve Maliye bakanlığının, karar düzeltilmesi istemlerinin reddine karar vermiştir.


ŞAHSIM ADINA TEMAD'IN BU HUKUK ZAFERİNİ TEBRİK EDERİM

http://www.gun24saat.com/index.asp?gorev=hab erdetay&id=1715

Saygıdeğer Arkadaşlarım

Sn.Edip HAYTE arkadaşımızın TEMAD sitesinden kopyaladığı yazıdaki DANIŞTAY kararının neyi amaçladığını biliyorsunuz.
631 Sayılı Kanun hükmündeki kararname gereği bu tazminattan 5 yılını doldurmuş memurlar kademeli olarak yararlanması gerekmesine rağmen KHK dayanılarak çıkarılan kararnamede maalesef bizler kapsam dışında bırakıldık.
Bu hususa ilk kez Karayollarında görevli bir kamu avukatı dava açıp iptal davasını kazandığı zaman bizim davamız devam ediyor diyerek o tarihte hak talebinde bulunmadık. İptal kararından sonra karar düzeltme talebi sonuçlanınca BU KEZ HAKLARIMIZIN KAYBEDİLMEMESİNİ TEMAD YÖNETİMİNDEN TALEP ETTİK. ZATEN DAVANIN TAKİBİNİ YAPAN TEMAD BU HUSUSTA GEREĞİNİ YAPACAKTIR.
Karar lehimizdedir şimdi sıra TEMAD hukukçularının geçmişe dayalı haklarımız talep etmeye kalmıştır. Yapılan çalışmalara teşekkür eder başarılar dileriz.Saygılarımla.

TEŞEKKÜRLER, DEVAMINI BEKLİYORUZ...

T.C.
DANIŞTAY
İDARİ DAVA DAİRELERİ
KURULU
Esas No:2009/1724
Karar No:2010/250


Karar Düzeltme İsteminde Bulunan (Davalılar) : 1. Başbakanlık
2. Maliye Bakanlığı-ANKARA
Karşı Taraf (Davacılar) 1.Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği
Vekili: Av.İsa ÇETİN
Cihan sok.. 12/8
Sıhhıye/ANKARA
2. Ali ŞENCAN
Hanımeli sok.no:13/2
Sıhhıye/ANKARA

İstemin Özeti: Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca verilen, Danıştay Onbirinci Dairesinin 12.11.2004 günlü E:2002/1450, K:2004/4570 sayılı kararının bozulmasına ilişkin 04.12.2008 günlü, E:2005/425, K:2008/2256 sayılı karara karşı, davalı idareler kararının düzeltilmesi isteminde bulunmaktadırlar.

Savunmanın Özeti: Kararın düzeltilmesi istemlerinin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi Bülent Küfüdür'ün Düşüncesi: İstemlerin reddi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı M.Ali Gümüş'ün Düşüncesi: Kararın düzeltilmesi dilekçesinde ileri sürülen nedenler,2577 sayılı idari yargılama Usulü Kanununun 54. maddesinde yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi gerekeceği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Danıştay Dava Daireleri ve İdari veya Vergi Dava Daireleri Kurullarının temyiz üzerine verdikleri kararlar hakkında ancak 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 54.maddesinde yazılı nedenlerle kararın düzeltilmesi istenebilir. Kararın düzeltilmesi dilekçesinde öne sürülen hususlar ise adı geçen yasa maddesinde yazılı nedenlerden hiçbirisine uymamaktadır.
Bu nedenle kararın düzeltilmesi istemlerinin REDDİNE, 19.02.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.


Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu


Danıştay Başkanvekili 13.Daire Başkanı 10.Daire Başkanı
Sinan Yörükoğlu Faruk Öztürk Mehmet Ünlüçay





T.C.
DANIŞTAY
İDARİ DAVA DAİRELERİ
KURULU
Esas No:2009/1724
Karar No:2010/250


6. Daire Başkanı 8. Daire Başkanı 2. Daire Başkanı
Bekir Aksoylu Ayla Alkıvılcım Kamuran Erbuğa

5. Daire Başkanı 12. Daire Başkanı 13. Daire Üyesi
Saliha Er A.Çetin Zöngür Ali Öztürk

5. Daire Üyesi 5. Daire Üyesi 8. Daire Üyesi
Günay Erden Esen Erol Dr.Tacettin Şimşek

5. Daire Üyesi 2. Daire Üyesi 8. Daire Üyesi
Mustafa Kılıçhan Ayfer Özdemir Alaattin Öğüş

6. Daire Üyesi 6. Daire Üyesi 12. Daire Üyesi
Levent Artuk Habibe Ünal Zeynep Kavlak

13. Daire Üyesi 8. Daire Üyesi 10. Daire Üyesi
Zümrüt Öden Sıdık Yıldız İbrahim Berberoğlu

6. Daire Üyesi 12. Daire Üyesi 10. Daire Üyesi
Tülin Özgenç Erkan Cantekin Emin Celalettin Özkan

2. Daire Üyesi 12. Daire Üyesi 10. Daire Üyesi
Nurben Ömerbaş Mevlüt Çetinkaya Kemal Bilecen

2. Daire Üyesi 13. Daire Üyesi
Yüksel Öztürk Gürsel Mekik




GÖREV TAZMİNATI KONUSUNDA DANIŞTAYA AÇMIŞ OLDUĞUMUZ DAVA, İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULUNCA LEHİMİZE SONUÇLANMIŞ VE BU KARARA KARŞI, BAŞBAKANLIK VE MALİYE BAKANLIĞINCA;KARAR DÜZELTME; KANUN YOLUNA BAŞVURULMUŞ İDİ.
SİTEMİZDE YAYINLAMIŞ OLDUĞUMUZ BU KARAR DÜZELTME İSTEMİNİN REDDİNE; DAİR KARARLA, KAZANMIŞ OLDUĞUMUZ DAVA KESİNLEŞMİŞ OLUP BUNDAN SONRAKİ SAFAHATLA İLGİLİ AÇIKLAMA AYRICA YAPILACAKTIR.

TEMAD HUKUK KOMİSYONU

Sn.Umur Talu bugün akşam 5N 1K proğramında yine sahip çıktı bizlere, 2 general ise hükümetin adamı ile suçladılar, çözümsüzlük şimdi belli olmaya net olarak ortaya çıkmıştır.

Sayın Hakan FİDAN'ı MİT Müsteşarı olması ihtimali nedeniyle kıskanan ve çamur atan(E)Kur.Yb.Mustafa Kemal ÖZTÜRK'ün 20 Nisan 2010 Milliyet.com.tr'deki yazısını okumanızı tavsiye ederim.

http://blog.milliyet.com.tr/Milli_Istihbarat _Teskilati_Mustesar_Adayi_Hakan_Beyi_kiskandim_/Blog/?BlogNo =239066&RefNo=22

CNN Türk'te yayınlanan 5n 1k programında Sayın Cüneyt Özdemir'in konuğu Emekli Generaller Armağan Kuloğlu, Emekli General MHP milletvekili Erdal SİPAHİ ve Gazeteci Umur TALU idi. Programın sonunda edindiğim düşünce şudur. Sayın KULOĞLU ve Sayın SİPAHİ TSK'ne toz kondurmama çabası içinde galeyana gelip Sayın Umur TALU'ya sözlü olarak tehdit ve saldırı yaptılar. Ancak Sayın Cüneyt ÖZDEMİR ve Sayın TALU gerçekten müthiş bir şekilde demokratik üslupla yapılan saldırıları iade ettiler. Hatta Sayın KULOĞLU bir ara Sayın TALU'ya size yazanlar küçük bir memnuniyetsiz kesim dedi. Sayın Kuloğlu bilmelidir ki bu emekli assubaylar sitesinde TSK'de onuru ve şerefiyle görev yapmış ve mağrur bir şekilde ayrılmış assubaylar yazmaktadır. Bu assubaylar ne bir illegal, dış mihraklı asimetrik harekatın aktörüdür. Ne de rol yapan sahtekarlardır. Bizler artık belirli yaşlara gelmiş değerleri için mücadele eden insanlarız. Hepimiz Umur TALU'nun her harfine her kelimesine imza atıyoruz. Sayın SİPAHİ'nin Sayın Umur TALU'nun boynuna yağlı ilmik geçirir gibi konuşmasını ise hiç bir siyasiye yakıştıramıyorum. Burası Rusya değil. Jirinovski'nin ülkesi değil. Biz Sayın Umur TALU'ya yazarız. Biz onunla dertleşiriz. Ama biz sadece Umur TALU'ya yazmazdık. Biz başkalarına da yazardık. Ama Sayın Umur TALU bizim sesimiz oldu Tüm hakkı yenmiş emekçiler gibi. Vatan satmak bu mu? Vatan satmamak ve fesat çıkarmamak susmak mı? Sizler tank ihalesini eleştirirken işbirlikçi odaklardan değildiniz de biz assubayların uzman çavuşların hakları sözkonusu olunca mı işbirlikçilere hizmet ediyoruz diyen, bedelli askerlik konusundan önce halledilmesi gereken meseleleri gündeme getiren Sayın Umur TALU'nun dilini öpeyim. Gerçekten çok teşekkürler Umur TALU. Gerçekten çok teşekkürler Sayın Cüneyt ÖZDEMİR. Sizleri seyredince Türkiye'min yarınlarından daha ümitli oldum. Saygılarımla...

"GNKUR Başkanı Sn.İlker Başbuğ'un Assubaylara verdiği sözü tutması için 133 günü kaldı"

Hak arama mücadelemizin böyle bir beklenti ile ne kadar saf bir seviyede olduğunu görmek beni çok fazla endişelendiriyor.
Çünkü ne genelkurmayın ne de diğer kurmay potansiyelin umurunda ve hatta aklının bir köşesinde tüm çaba ve girişimlerimize rağmen Assubay haklarının yer aldığına inanmıyorum.
Nedeni çok basit; çünkü ordu içersinde herşeye rağmen tüm işler tıkır tıkır yürüyor ve komuta kademesi ile bir bütün olarak orduyu rahatsız edici bir eksiklik, olumsuzluk ve işleyişte bir aksama söz konusu değil. Yani ordunun muvazzaf assubayları tarafından aktif veya pasif bir direnişle karşı karşıya kalma durumları da, ihtimalleri de yok. Aslında assubayın gücü, TSK'da mevcut muvazzaf assubayların elinde.Ne genelkurmayın ne de bir bütün olarak TSK'nın özellikle biz emekli assubaylara karşı bir vefa veya mecburiyet gibi bir hissi yok. Bunun bugüne kadar anlamamamış olmamız veya hala iyi niyetle yanlış makam ve odaklardan (ne yazık ki doğru olması gerekirken ve halihazırda doğru bir adres te bulunmamaktadır) saf saf beklenti içersinde bulunmamız içler acısı bir durumdur.
Kim ne derse desin, kim kınarsa kınasın, ben mevcut hak arama sistem ve uygulamalarımızın biz muvazzaf ve emekli assubayları istenilen ve beklenilen sonuca götürmeyeceğine inanıyorum.
Yani iyi niyetle ve demokratik yöntemlerle hak arama faaliyetlerinin söz konusu biz assubaylar olunca ancak FAYDASIZ BİR PATİNAJ ile zaman kaybı olacağını düşünüyorum.
Peki çözüm önerin nedir? diye sorduğunuzu duyar gibiyim. Bizler ilk önce olmazsa olmaz olarak, mevcut varlığı ile TEMAD'tan kurtulmalıyız. Çünkü mevcut TEMAD ne ruh olarak ne de ekonomik olarak özgür değil. Yani bizleri temsil edebilmesi eşyanın kanununa aykırı. Mevcut haliyle haklarımızı alabilmemiz adına direk olarak engel bile diyebiliriz. İyi niyetle ve demokratik yöntemlerle hak arama faaliyetlerini yürütebilmesi için TEMAD'ın ruh ve ekonomik olarak özgür olması gerekir. Oysa bu haliyle tepkileri, ekonomisi, özgürlüğü ve potansiyeli genelkurmay ile sınırlıdır. Durum böyleyken mevcut TEMAD'ın amacımıza ulaşma sürecindeki varlığı genelkurmay ile orantılı olarak bizi sadece oyalamaktadır. Kısaca mevcut TEMAD'tan kurtulmalı ve hatta kurtuluş mücadelesine daha fazla vakit geçirmeden başlamalıyız. Eğer camia olarak bunu çözemeyeceğimiz kanaatı hasıl olursa, o zaman diğer çözüme yani B planına geçmeliyiz. Bu durumda B planı; tüm gücümüzle, potansiyelimizle, varlığımızla, ailelerimizle, çoluğumuzla çocuğumuzla, kısaca herşeyimizle içersinde TEMAD'ın olmadığı bir organize ile örgütleşerek atağa geçmek ve aktif bir mücadele, eylem sergilemektir. Bunun şekli,yeri ve zamanı, her defasında ayrı ayrı belirlenmelidir. Bu bir seferlik bir sokak, meydan eylemi değil, uzun süreli ve etkili bir eylem süreci olmalıdır. www.emekliassubaylar.org sitesinde bulunan veya takip eden tüm meslektaşlarımız ile gerçekleştirebileceğimiz böyle bir oluşum, inanıyorum ki mevcut TEMAD'ın bize sonsuz vadede sağlayacağı faydadan kat kat ve çok daha kısa sürede sonuç getirecektir. Sözün özü ; değerli meslektaşlarım, hak ve hukukumuzu sağlayabilmek için artık GENELKURMAY ve TEMAD ikilisinden birşeyler beklemeyi unutalım. Her ikisi de bizleri ne umursuyor ne de destekliyor. Onlar gemilerini yürütmek dışında birşey düşünmüyorlar. Ben şahsen bunlardan sıtkımı sıyırdım. Bunlardan umutsuzum ama değerli meslektaşlarımdan her daim umudumu yitirmedim. Sevgi ve saygılarımla,

MAKALE YORUMUDUR

http://www.bugun.com.tr/kose-yazisi/99697-s i lahli-kuvvetleri-komutanlar-komutanlari-da-esleri-yonetir-ay kut-isiklar-makalesi.aspx


H.ÇETİN Misafir - misafir 11:49 / 2010.04.20

Aykut bey silahlı kuvvetlerdeki paşaları ve türk subayı en güzel şekilde tasvir etmişsiniz, kaleminizle silahlı kuvvetlerde ikinci sınıf insan muamelesi gören, üvey evlat gibi görülen, daha düne kadar okuma hakları engellenen astsubaylarımızın duygularını dile getirmişsiniz. Bunlar görünen gerçekler, bir de görünmeyen bizlerin yaşadığı gerçekler var.

AHMET DUVAR Arkadaşımın emekliliği hayırlı ve uğurlu olsun,güzel yazısı için teşekkür ederim.

12 Eylül 1980 ihtilalinden önce sağ sol kavgalarının, kardeşin kardeşi vurduğu yıllardır.Bizler o yıllar siyasete karışmamak için köşe bucak kaçardık.EML mezunu olduğumuz için üniversite sınavında bir yeri kazanmamız çok zordu.Ne doğru düzgün eğitim var ne de dersane.(Assubayların MİT müsteşar yrd.cılığına atanmasını eleştiren densizler;1978 li yıllarda 45 günde ögretmen olanlar bugün prof. okullarda müdür hatta MEB de daire amiri olmuşlardır.)Bu şartlar altında sınava girip üniversiteyi kazanamadık.Üniversite puanımızla Balıkesir ORD.Okuluna müracat ettik.Neticede bedeni yeterlilik ve sağlık raporunu alarak 07.09.1981 yılında Assubay okuluna başladık.Askeri yaşantı böylece başladı.Ailem beni garajdan uğurladıktan sonra Babam(rahmetli)Anacığım evde geç saatlerde yalnız kalmışlar.Babam anama anamda babama bakarak o ana kadar korudukları metanetlerini artık koruyamaz olmuşlar.Daha sonra babam anama artık oğlan bizden çıktı bir daha dönmez dönemez demiş.
Evet çok doğru söylemişti rahmetli babacığımın ne iyi gününde ne kötü gününde ne de bayramlarda gidebilmiştim.07.09.1981/16.04.2010 Yılları arasında ailemle birlikte 2 bayram birlikte olmuşumdur.(28 yıl 56 bayram)Zaten kendi ailemlede birlikte ilk gün beraber olmamız da 4 veya 5 bayramdır.Çoğu meslektaşımın durumu benden farklı değildir.
Bizler artık her şeyimizi bu vatana adamıştık.Okulda bize TSK nın adaleti,silah arkadaşlığı,vatanın kutsallığı öğretilmişti!Zaman geçtikce vatanın kutsallığını kalbimizin en önemli yerinde muhafaza ettik.YA ADALETİNİ
Bizler 4 yıllık üniv.bitirip,yük.lisans yapsan doktora da yapsan prof da olsan1/4 derece alamayan kamu görevlisiyiz.
TSK lerinde bulunan tüm mlz.nin işletme bakım ve zimmet sorumlususun.
Milyarlarca dolar zimmet sorumluluğun vardır ama onu kullanma yetkin yoktur.
MYO Mezunu olup 9/1 dereceden göreve başlatılan tek güvenlik görevlisisin.
Sorumluluğun sınırı olmayan ama hiç yetkisi olmayan tek meslek grubudur.
Uydurma sebeplerle ifadesi alınan savunması genelde yeterli olmayan(hakim bile ceza verirken 2 kere düşünen)ceza verilen tek meslek grubudur.
Kanun gereği büro memuru statüsünde olupta dağda bayırda ülkenin her yerinde görev yapan tek meslek grubuyuz.
Askeri hastanelerde pratisyen ve uzman dr.dan başkasına muayene olamıyan tek meslek grubuyuz.(özel durumlar hariç)
Hakimin savcının subay olduğu bir mahkemede yargılanan tek meslek grubuyuz.
Üniversite bitirmiş 15 yıllık bir assubayın teğmenle neredeyse aynı maaşı alan bir meslek grubuyuz.
OYAK na zorunlu maaşından kesinti yapılan ama idare ve yönetimde hiç söz sahibi olamayan bir meslek grubuyuz.
2ve 3 yıllık harp okulunu bitiren sb.lara sanki 4 yıllık üniversite bitirmişler gibi TBMM de kanun çıkartılıp emeklisi dulu yetimi dahi görev tazminatı,kadrosuzluk tazminatı verilip bunların hiç birinden yararlandırılmayan meslek grubundayız.
Mevcudumuz TSK lerinin yaklaşık %70 i olmamıza rağmen lojmanların %30 undan yararlanabilen,(sb lara ve emeklilerine tahsisli lojmanlar %55 e dahil değil) meslek yaşantımız boyunca en fazla 2 kez askeri kamptan yararlanabilen meslek grubuyuz.
Orduevlerinde genelde yer bulunmayan (sb lar her zaman orduevinde yer bulan)meslek grubundan.
Hiç bir ek tazminat almayan tek meslek grubuyuz.
1ve 2 yıl okutulup karşılığında 15 yıl çalıştırılan tek meslek grubuyuz.
TBMM de bir gün hak verilip ertesi gün o hakkı alınan tek meslek grubu,
????????????
Uğradığımız haksızlıkları az da olsa bir üst makama yazılı bildirdik,sonuç nafile.Hakkını aradınmı malum damgalanıyorsun.Bazıları üzerine geliyor,mertce değil,bazılarıda senin hakkını arayacağını bildiği için tedbirli ama ön yargılı yaklaşıyor.
Öyle böyle derken 16.04.2010 tarihinden itibaren emekli olduk.Zor da olsa sınavlara göndermeyip okuldan kaydımız da silinsa 4 yıllık üniversiteyi alnımızın akı ile bitirdik.Kimileri gibi yılda 6 ay izin kullanarak değil.
Ben emekli assubaylar sitesinin yabancısı değilim.Zaman zaman yazılarımla aranızda olmaya çalıştım.Anayasal haklarını arayan ve mücadele eden tüm Assubaylara hoşbulduk der sevgi ve sayğılarımı sunarım.
BİR MUMDA BEN YAKIP KARANLIĞI AYDINLATMAK İSTERİM.
Ahmet DUVAR
Emekli Assubay
ANKARA

http://www.bugun.com.tr/kose-yazisi/99697-si lahli-kuvvetleri-komutanlar-komutanlari-da-esleri-yonetir-ay kut-isiklar-makalesi.aspx

Sen de; subay olsaydın, doktor olsaydın, mühendis olsaydın, müdür olsaydın, komiser olsaydın, vs.olsaydın, olsaydın, olsaydın...
Ne kadar basit bir savunma sözcüğü. Bu sözleri söyleyenler ekip çalışmasının ne olduğunu
bilmeyen, yönetici vasfı olmayan, yeteneksiz , basiretsiz kimselerdir.
Mühendis teknisyen olmadan , cerrah hemşire olmadan , müdür bilgili alt ekip olmadan ,
komiser polis memurları olmadan , subay ASSUBAY olmadan asla üstlenmiş olduğu görevini layıkıyla yapamaz.

TSK'de ASSUBAYlar her subayın görevini başarıyla yapabilirler ( vekili sıfatıyla gayrıresmi bir şekilde pek çok birlikte halen yapılmaktadır ).
Subaylar aynı başarıyı gösterebilirler mi? Özellikle deniz ve hava kuvvetlerinde imkansız.
Teknolojiyi kullanan , uçağın güvenle uçmasını , hedefe sevkini, bakımını yapan kim ?
Savaş gemilerinde tüm sistemleri ( silah,makina,füze,seyrisefer,harekat ) kullanan ve idamesini yapanlar kim ? Tankın, topun , telsiz cihazlarının , araçların bakımını yapan çalıştıran , en iyi bir şekilde kullanan kim ? Erlerin eğitimini-savaşa hazırlığını ve iaşesini , bürokrasi işlerini yapan kim ? Herkesin gayet iyi bildiği gibi biz ASSUBAYlar.
Subayların başarısı tartışılabilir.Şöyle ki ; Vatandaşlarımızın kursaklarından keserek ödedikleri vergilerle alınan trilyonlar değerindeki son sistemlerle donatılmış savaş uçaklarını
yeteneksizlikleri nedeniyle düşüren her pilota kılıf hazırdır ; TEKNİK HATA ! nedeniyle düşmüştür ( gerçek teknik hatalar nedeniyle düşenleri tenzih eder şehitlere rahmet dilerim ). Uçakların kalkış öncesi uçuşa hazırlanmasının ne denli önemli olduğu ve titizlikle
uçak bakım personeli tarafından kusursuzca yapıldığı özellikle havacı meslektaşlarımız tarafından çok iyi bir şekilde bilinmektedir. Koca savaş gemisini karaya oturtan veya denizin ortasında komuta hatası nedeniyle çarpıştıran da SUBAYlardır.

Ben meslek hayatım süresince hiçbir meslektaşımın mesleki konuda büyük zararlar veren bir hatasına şahit olmadım , duymadım.
İlk görev gemim olan TCG YARHİSAR gemisi ( şu anda GÖLCÜK'te müze olarak ziyarete açık ) 1970 yılının sonlarında görev dönüşü vardiya subayı üsteğmenin kişisel kaprisi neticesinde ikazlarıma kulak asmaması sonucu Karamürsel Dilburnu'nda kıyıya çok yakın rota izlemesi neticesinde koca savaş gemisi topuğa oturmuş, akabinde Taşkızak tersanesinde bir yıl süren onarım sonucu ( defalarca havuza alınarak şaft ve uskuru değiştirilmiş ) çok yüksek maddi harcamalara sebep olmuştur. Devletimizi ve milletimizi bu denli büyük zararlara sokan üsteğmene ne oldu dersiniz ? HİÇBİRŞEY !
Üstüne üstlük kurmay olarak görevine kıdemli albaylığa kadar devam ettiğini duydum.
Hata yapan subaylar hatalarının bedelini ödemesin diye daima raporlar TEKNİK HATA olarak tanzim edilirler. Bu sayede beyler hiçbir bedel ödemeden göreve devam ederler. Yıllarca hep sustuk.Kol kırılır yen içinde kalır düşüncesiyle bu olayları kimselere anlatmadık. Hep kaybeden biz olduk , onlar kahraman sıfatını pekiştirdiler bizler küçümsendik. İyi bir değerlendirme yapabilmek için tüm bu gerçeklerin herkesçe bilinmesi gerekmektedir.

Zaman zaman tepkilerde dile getirilen ASSUBAYlığın kaldırılması TSK'nin lağv edilmesi demektir ve imkansızdır. Aklı selim herkes bunu gayet iyi bilir ama telaffuz edemez.
Haklı olduğumuz konularda sonuna kadar hakkımızın takipçisi olmalıyız. Önceki yazılarımda zaman zaman hukukçu , doktor , mühendis gibi mesleklerin tarafsız olması gerektiğini , önyargısız davranabilmeleri için bu meslek gruplarının TSK'de rütbesiz olarak görev yapmalarının önemine değinmiştim. Maalesef askeri hakim veya savcı karşısına gelen kişinin rütbesine göre tavır alıyor, önyargıyla karar verebiliyor.

Sayın ÇETİN'in yazısında
belirttiği hususta mağdur olan meslektaşımız adli müşavirin önyargılı tavrını gale almayıp haklı olduğu davasını ilgili merciler nezdinde sonuna kadar götürmelidir. Aksi taktirde pek çok değerli meslektaşlarımız aynı hukuksuz davranışlara muhatap olacaklardır. Bezginlik üst makamların ekmeğine yağ sürmektir. Mücadele etmek onları tedirgin eder , hukuku uygulamak zorunda bırakır. Lütfen azimle mücadelenizi sürdürün , pes etmeyin.
Kaybedecek neyimiz kaldıki ! Kazandığımızda ZAFER BİZİMDİR.
Şehit kardeşimize Allah'tan rahmet geride kalanlarına sabırlar diliyorum.Başımız sağolsun.

Şırnak'ta bir Astsubay şehit oldu

Şırnak'ta görev yapan 22 yaşındaki Muhammet Demirtaş, üzerine yıldırım isabet etmesi sonucu şehit oldu.

http://haber.gazetevatan.com/sirnakta-bir-as tsubay-sehit-oldu/300674/1/Gundem

17 Nisan 2010 tarihinde daha önce görev yaptığım birliklerden birine TEMAD'ı ilgilendiren bir iş için gitmiştim. 24 hizmet yılını tamamlayan ve nöbet hizmetlerinden muaf olan bir arkadaşımıza kışla nizamiyesinde görevlendirilmiş. Kendisine verilen görevde nizamiye Nöb.Astsb.na verilen tüm görevlerin sorumluluğu verilmiş. Astsubay arkadaş bunun görev değil nöbet olduğunu belirtmiş, dilekçe yazmış verilen cevap olumsuz, kışladaki Askeri Mahkemeye Adli Müşavire gitmiş konuyu onunla görüşmüş, aldığı cevap yine olumsuz. Adli Müşavir astsubaya verilenin görev olduğunu nöbet olmadığını savunmuş, arkadaş bu konuda mahkemeye dava açacağını bildirmiş. Adli Müşavirden aldığı cevap  Açacağın dava dosyası bana gelecek ve benim kararım aleyhine olacak demiş, arkadaş AYİM'e dava açacağını bildirince  Sen astsubay olmakla baştan bir sıfır mağlupsun AYİM!le görüşürüm alacağın sonuç yine aleyhine olur demiş. Demokratik hukuk devletinde hukuku temsil eden bir subay nasıl böyle bir cevap veriyor çözemedim. Yıllardır gördüklerim ve bu olaydan ben şunu anladım Silahlı Kuvvetlerde hukuk taraflıdır. Silahlı Kuvvetlerde hukuk astsubayın ceza alması için vardır.  ve Silahlı Kuvvetlerde amirlerin emri ve hukuku temsil edenlerin kararı kanun ve yasalardan daha üstündür.  NEREDE DEMOKRASİ, NEREDE HUKUK, NEREDE İNSAN HAKLARI. 24 hizmet yılını tamamlayan astsubayın nöbet hizmetlerinden muaf olması hususunda kanun var ama kanunu uygulayan subay yok. YAZIKLAR OLSUN BÖYLE ANLAYIŞA