Sn.TEMAD yönetimi siz toplumu kamplaştıran, polemikler yaratan mesajlarla başarısızlıklarınızı gizlemek adına gündem değiştirmeye uğraşın, yetmedi Sn.Gürpınar'a dil uzatın; onun Milliyet Blog'ta,mahalli ve ulusal basındaki yüz binlerce kişiye ulaşan yazılarını okumuyor musunuz? Herşeyi unutun bizimle ilgili her haberdeki gibi bugünkü Sn.Umur TALU'nun yazısındaki aşağıdaki yorumunu okuyun biraz yüzünüz kızarsın, çünkü sizin bizle ilgili hiçbir gazetede haberiniz, hiçbir yazıda haksızlıklarımızı anlatan çarpıcı ifadeler içeren yorumunuza rastlamadık. Size altın tepside sunulan TV programlarında "Assubaylar kanlarını satıyor mayınları Assubaylar temizlesin" gibi uç noktalara değinerek bu imkanı ziyan ettiniz.
Bizleri temsil etmek için gönüllü oldunuz, seçilmek için verdiğiniz uğraşı çözüm için vermediniz.
Tek yaptığınız seyahat ve dosya vermekten ibaret!
Kimse korkmasın demokratik hakkını kullanıp onuruna,haklarına sahip çıksın, merak etmesinler emeklilere oda hapsi verilmiyor!..

SAYIN UMUR TALU'NUN YAZISINDAKİ YORUM :
Yıllardır önyargılarla tahakküme varan haksızlıklara uğrayan Assubaylar ayrıcalık değil adalet,eşitlik ve insan onuruna saygı istiyor, örneğin hangi değer yargısı bir üniforması da kefen olan yüksek okul mezunu Assubayları büro memurları ile aynı ev ekonomistinden daha alt derece ve kademeden göreve başlatır?

Ersen Gürpınar 9 Ağustos 2010 Pazartesi 13.38

Temad mesaj panosunda,TEMAD yönetiminin onay verdiği malum mesaj yayınlandı ve bu mesaj kaldırıldı.Arkadaşlarım Temad yönetimi bizlerle oyun oynuyor.Malum mesaj Temad yönetimince yazıldı veya nasıl bir tepki alacağız diye mesaj panosuna gelen bu mesajı yayınladı.Mevcut yönetim haklarımızı alma adına orada bulunuyor.Sekiz yıldır haklarımızı alma adına bir karış adım atamayacaksınız,1 kuruş kazanım elde edemeyeceksiniz.Bütün bunların üzerine nasıl tepki verecekler diye hayali mesajlar yayınlanacaksınız.Temad yönetimi tepkimizi ölçmek mi istiyorsunuz ,koltuklarınıza yapışmadınız,nasıl olsa başarınız sıfır buyrun seçim isteyiniz, işte o zaman bizlerin tepkisini görürsünüz.

Açlık sınırı 765 TL
DİSK, 4 kişilik bir aile için açlık sınırının 765 TL, yoksulluk sınırının ise 2 bin 784 TL olduğunu açıkladı.
ANKA

Ankara- DİSK Araştırma Enstitüsü Temmuz ayı için açılık ve yoksulluk sınırını açıkladı. Araştırmaya göre, yoksulluk sınırı geçen yılın aynı ayına göre 252 artış gösterdi. Buna göre, yoksulluk sınırı geçen yılın ayına göre 252 TL artışla 2 bin 531 TL'den 2 bin 783 TL'ye çıktı. Buna karşın asgari ücrette artış geçen yılın ayrı ayına göre sadece 47 TL artarak asgari geçim indirimi hariç net 497 TL'den 544 TL'ye yükseldi. Böylelikle asgari ücretlinin yoksulluk sınırı arasındaki mesafe 205 TL arttı.
Araştırmanın değerlendirme kısmında Sosyal Güvenlik Kurumu(SGK) 2008 yılı istatistik yıllığına göre 8 milyon 800 bin sigortalı ücretlinin yüzde 41.1'inin asgari ücret düzeyinde gelire sahip olduğuna ve asgari ücretin yüzde 4 üzerinde bir gelire sahip olanlarla bu oranın yüzde 54'e sayının ise 4 milyon 783 bine ulaştığına dikkat çekilerek asgari ücretlinin aileleriyle birlikte 20 milyon kişiyi doğrudan etkilediği vurgulandı

Sevgili meslektaşlarım.

Bakınız tesadüfen bir köşe kapmış ve köşe yazarı geçinen zevzek Selahattin Duman genç meslektaşlarına aşağıda linkini verdiğim yazısında nasıl öğütte bulunuyor. "Patronlar size o paraları Gidin kendinize yazlık dam alın...önüne birde deniz motoru çekin diye vermiyor.Karnınız doysun,dötünüzdeki yama atlas olsun,haydi bilemedin çocuğunda okusun diye veriyor" buyuruyor.

İşte bu adam çıkıyor assubay toplumuna hiç çekinmeden hakaret edebilecek cesareti gösteriyor.Yılmaz Özdil de aynı şeyi yapıyor.Bunu ne yazıkki güçten başka hiç bir şeyi tanımayan ve güce tapan daha bir çok yazar müsvettesi yapabiliyor.Ama gücün adını duyduklarında hiç çekinmeden yataklarındaysa fırlayıp selam çakabiliyorlar.Bu tip yazar piyasada çok. Sayın Ersen GÜRPINAR kardeşim uğranılan haksızlıkları Yılmaz Özdil'e yazdığını ama ama bu tür olumsuzlukların TEMAD tarafından konu bile edilmediğini vurgulamış.Bu adamlar ancak güç olarak tanıdıkları haksızlığa uğradığında kalemlerine sarılıyorlar.Gerçek haksızlığa uğrayanlar onları ilgilendirmiyor. Onlar için varsa yoksa statiko.Yani yasaların değil güçlülerin yanındalar.Böyle olmaları beni çok fazlada ilgilendirmiyor.Ama mensubu olmaktan gurur duyduğum meslek grubuma bırakın hakareti en küçük bir küçümseme imasında bile o atlas donlarını dötlerinden çıkarıp kafalarına geçirmek geliyor içimden.Burada alttakilerin yani gerçek mağdurların sesi olan Sayın Umur TALU'ya şükranlarımı bir kez daha sunmadan geçemiyeceğim.Selam olsun büyük ve gerçek ustaya.

http://haber.gazetevatan.com/haberdetay.asp? Newsid=317925&Categoryid=4&wid=1

Arkadaşlar daha önce de TEMAD sitesinde bizlere kendinizi öğretmenlerle kıyaslayın halinize şükredin diyen mesajlar, TEMAD Gn.Sekreterinin bizlere hakaret eden mesajını,mücadelede ekol olan arkadaşımıza haksız mesnetsiz mesajların yayınladığını unutmadık.

Son olarak yayınlanan Ahmet AYNACI'nın mesajını yayınlayanlar o mesajı tepkiler üzerine yayından kaldırınca şimdi mesele hallolmuşmu oluyor?

Mesajı kaldırmak yetmiyor bu zihniyetin kalkması gerekiyor onun için şube başkanları dahil tüm arkadaşları bu yönetime ve sözüm ona muhalif geçinen TEMAD yönetiminle dirsek temasında olanlara karşı duyarlı olmaya davet ediyorum.

Bu toplumu kişisel ikballeri için araç olarak görenleri şiddetle kınıyorum.
Meslekdaşlarıma saygılarımı sunuyorum.

Sayın Yılmaz Özdil'e çektiğim mesajdır.
Sayın Özdil,
Hani derler ya, sana yakıştıramadım diye.... Evet ben sizin gibi bir insana 8 Ağustos 2010 tarihli yazınızı
yakıştıramadım.
Neden yakıştıramadığımı uzun uzun anlatacak değilim. Elbette ki siz iyi bir insansınız ve yazdığınız
o kadar doğru yazının hatırına sizi daha fazla eleştirmek istemiyorum.

Sayın Özdil,
Sizden bir ricam var. Bir de şu konuya değinseniz derim. AKP iktidara geldiğinde TSK içinde
sadece subayların özlük haklarını iyileştirmeye yönelik verilen tüm teklifleri kabul etti. Bu dönemde sekiz dokuz kez
sadece subayların özlük hak, kademe, ilerleme, emeklilik, tazminat ve eğitim şartlarını düzenledi. Assubaylarla ilgili
bir tek iyileştirme veya olumlu düzenleme yapılmadı.
Subayların emeklilği ve rütbe almaları için her türlü kolaylık yapıldı. Bir subayın bir an önce yarbay olup temsil tazminatına
hak kazanması sağlandı. Binbaşılık rütbesini bir iki sene takan subaylar oluştu. Yarbaylık görevini bir yıl yapanlar oluştu.
Albay olur olmaz kadrosuzluktan emeklilik yolu açıldı. Bunlar başlıcaları. Daha detayları da var.
AKP döneminden önce bir emekli Albay, emekli assubaydan sadece yüzde elli fazla maaş alırdı. Şu an aldıkları maaş
emekli assubayınkinin iki katından fazla.
Bir assubay kıdemli başçavuş (ki size göre sadece çavuş) yani 20 yıllık kıdemli başçavuş, bir binbaşı ile muadil maaş
alırdı. Şu an bir teğmen seviyesinde maaş alıyor.
Sayın Özdil tüm bunlar sizin için normal olabilir. Ancak AKP hükümeti bunu bilerek yaptı. TSK içindeki hiyerarşiyi
bitirecek her türlü adımı çalışılmış ve planlanmış bir şekilde attılar.
Unutmayalım ki generaller de insandır ve onlar da koltuk ve makam isterler. Sonuçta onlar da hata yaptılar. Kendi statükolarının
yükseldiğini en yakın mesai arkadaşları assubaylar ile kıyaslayarak aldandılar. Onlar da kendi
aralarında bölündüler. Onlar da birbirlerinin kuyusunu kazdılar. Hiyerarşi ve teamül kelimeleri kof kocaman kovuklu yaşlı bir ağaç
gibi kaldı.

Sayın Özdil Ben demokrat bir adamım. Sizin boş zamanınıza denk gelir de beni okursanız sevinirim. O nedenle uzun yazıyorum.
Sayın Özdil 1992 yılında imam bir arkadaşım benim evime geldi. Elinde bir broşür ve arasında karanfil ile Refah Partisine oy istiyordu. Arkadaşıma teşekkür ederek dedim ki... Ben seni dinleyeyim sen anlat. Sen de beni dinle ben anlatayım. Kim kimi ikna ederse ikimiz de
o partiye oy atalım dedim. Arkadaşım gayet rahat bir şekilde "- oo olmazz." dedi. Nedenini sorunca kendisinin Kur'an-ı Kerim'e el bastığını o nedenle başka partiye oy veremeyeceğini söyledi. Ben kendisine hiç bir zaman iktidar olamayacaksınız dediğim de biliyorum şimdi olamayacağız. Ama Recep Tayyip Erdoğan gelecek o Başbakan olacak demişti. Ben ilk kez o zaman Başbakanın adını duymuştum.
Sayın Özdil ben size şunun için yazdım. Siz aydın ve bilinçli bir insansınız. Şunu taktir etmeliyiz ki plan ve strateji üreterek bir süreç dahilinde ülke istenilen yöne çekiliyor. Şunu da taktir etmemeliyiz ki demokrasi, çok seslilik yok ediliyor. Bildiğiniz şeylerden bahsedip kafanızı şişirdiğim için kusura bakmayın.
Size başarılar diliyorum.
Emekli Assubay
Erdal Günşer

Saygıdeğer Arkadaşlarım
Yılmaz ÖZDİL'in yazısı tamamiyle çekememezlik psikolojisidir.Kedi erişemeyeceği ete murdar dermiş.Öyle anlaşılıyor ki Assubay hazımsızlığı çeken ve etrafına at gözlüğüyle bakanların bu durum midelerine çok fena oturmuş görünüyor.Oysa Assubayların, askerlik hizmeti yapan tüm insanlar üzerinde az ya da çok emekleri vardır.

Sayın yönetici.

Yılmaz Özdil'in yazısının linkini verdiğim mesajımda yaptığım yorumu yayınlamadınız.Bu adamlar istedikleri gibi onurlu bir toplumu ellerine geçen her fırsatta küçük düşürecekler.Bizler ise aman hakaret olur,aman zülfikara dokunur diye onlar hakkındaki değerlendirmemizi yayınlamıyacaksınız.Bu anlayışın Hükümetin aleyhinde yazdığınız her yazıyı bildiririm diyen zavallı anlayıştan ne farkı var.Bunu lütfen bu topluma açıklarmısınız.

Saygıdeğer Arkadaşlarım

Yaşar Kemal'in İNCE MEMED romanını okumuşsunuzdur;
haksızlık yapan ağa Hasanı öldürüyor,yerine Hüseyin ağa oluyor Hüseyin'i öldürüyor Recep ağa oluyor kısacası ağalık düzeni değişmeden ağalar bitmiyor

Bizim de önyargılarımız değişmeden olumsuz yazıları hep göreceğiz ne ilk ne son olacak, bunu tek çözümü topluma kendimizi anlatabilmek; geliştirebilmek kendimize saygı duyabilmek.

Bize kişisel olarak düşen görevlerin yanı sıra; yıllardır TEMAD yönetimine bu konuda çağrılarımız var.
Sempozyumlar, paneller düzenleyelim kendimizi ilgililere kamuoyuna tanıtalım diyoruz, bırakın bunları yapmayı bu tür olumsuzluklara yasal tepkilerini bile vermiyorlar,tabiki bu böyle devam etmeyecektir.

Birçok arkadaşım gibi ben de aşağıdaki mesajı Sn.ÖZDİL'e gönderdim, bilgilerinize sunuyorum.

"Sn.Özdil sizi zevkle okuyorum birçok yazınızın altına izninizle imza atarım, ama siz de bugün 'Mit müsteşarı çavuş' diyerek vur abalıya misali yine bize dokundurdunuz. 2 yıllık MYO seviyesinde öğrenim gören subay mit müsteşarı olurken neden sessiz kaldınız?
Ben 2 yüksek okul bitirdim tüm yüksek okul mezunlarına verilen 1/4 dereceyi alamadım, bana görevde iken Yale'yi Oxford'u bitirsen Assubaysın dediler; kit işçi emeklisinden daha az maaş alıyorum, göreve mahalle bekçisinden daha alt kademeden başlatılıyorum, bunları size yazdım ama umursamadınız.
Bir Hakan Fidan bu kısır döngüyü kırıp kendini geliştirmiş,imrenilecek bir kariyere sahip olmuş; kutlamak mı yoksa eleştirmek mi gerekiyor? vicdanınıza bırakıyorum." Saygılarımla.

Hürriyet Gazetesi köşe yazarı Sn.Yılmaz Özdil'in 8 Ağustos tarihli yazısı.

http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/haber .aspx?id=15508773&yazarid=249&tarih=2010-08-08

Sn .Yılmaz ÖZDİL sanırım askerlik yapmamış, rütbeleri bilmiyor. Çavuş erbaş rütbesidir. 5802 sayılı yasa ile Assubaylar Subay yardımcısı olarak kabul edildi ve rütbeleri Astsb.Çvş. ile başlar Kıdemli Bşçvş. ile biter. Yılmaz ÖZDİL bey ister kabul edin ister etmeyin MİT Müsteşarı Sn.Hakan FİDAN Astsubay olarak 15 yıl mecburi hizmeti tamamlamış ve istifa etmiş, Hükümet de kendisini gıpta edilecek kariyerinden dolayı MİT Müsteşarı olarak atamış, isabetli bir karar, iyi ki sizin gibi kendisini köşe yazarı olarak gören birini bu göreve atamamışlar; sapla samanı birbirine karıştırırdınız. Neyse yukarıdaki benzetmelerinizle kendinizi çok komik bir duruma düşürmüşsünüz, sizin pencerenizden bakarsak ayakkabı boyacısı da sizin yaptığınız köşe yazarlığını pekala yapabilir.

Sayın ÖZDİL,

Bu gün köşenizde çıkan yazınızda, MİT Müsteşarının TSK da görev yaptığı rütbesinde bir yanlışlık yaptığınızı okudum. Sn. Hakan Fidan TSK dan mecburi hizmet süresini doldurarak ayrıldığında Astsubay Kademeli Başçavuş rütbesinde bulunuyordu.Daha doğrusu Başçavuşluğun 3.yılını doldurunca 15 yıllık mecburi hizmet süresi doldurulmuş oluyor.Bu kişi gibi binlerce meslektaşımız 15 yıllık mecburi hizmet sürelerini doldurup ayrılarak piyasada ve değişik mesleklerde başarılı olduklarını biliyoruz.Ancak meslektaşlarımızdan devlet görevine atananlar ile basına çıkanlar ancak bilinebiliyor.Takdir ederseniz ki, 15 yıllık mecburi hizmet süresi gerçekten çok fazla.Bu konuda tamamen kaldırılması veya makul bir süreye çekilmesi ile ilgili meslektaşlarımızın üst komuta kademelerine müracaatları olduğu gibi, yasal yollarda baş vurdukları muhataplarımızca bilinmektedir.

Astsubay mesleği gerçekten zor bir meslektir. Sn. Başbakanımız biz Astsubayları kışın kaloriferli lüks odalarda yazın deniz kenarında görev yapan memurlarla bir tuttuğunu biliyoruz. Bu nedenle yeni mezun Astsubayların maaşları bazı mesleklerin çok gerisine getirilmiştir. Bundan sonra Astsubay Meslek Yüksek Okullarına ve Harp Okullarına başarılı öğrenci bulmakta gerçekten zorluk çekileceği görünmektedir. Şimdiki gençler çok akıllı. Gençler hangi meslek kolay ve hangisinin maaş getirisi yüksekse o mesleğe yöneliyorlar. Bu gün dış güçlerin koordinatörlüğünde yerli işbirlikçilerinin desteği ile hırpalanan bir silahlı kuvvetlerinin kim personeli olmak ister bir düşünün. TSK'yi bu gün Osmanlının son günlerinde olduğu gibi dış destekli basın yayın organlarının yıpratma ve yok etme yarışına girdiklerini üzülerek seyrediyoruz. Bu durumu birçok insanımızın hala ne olduğunu anlamadığını görüyoruz. Ancak bir gün gelecek pişmanlık fayda etmeyecektir. Daha doğrusu saf ve dürüst yurtsever insanımızın basın yayın organlarınca bilinçli olarak beyinleri yıkanmaktadır. Bende gençken mecburi hizmet sürem dolunca hiçbir sosyal güvencem olmadığı halde ayrılmayı çok istedim. Daha sonra yasal hizmet süremi doldurarak kendi isteğimle emekliye ayrıldım. Bu sürede bizlerde TSK da boş durmadık. Bulunduğumuz görevlerde hep ilkleri yaptık. Saygılarımla, 08.08.2010

Em.Kd.Bçvş. Ramazan Tekeli

Köşe yazınız da geçen;
Hal müdürü başbakanlık yaptı bu ülkede... MİT müsteşarı, çavuş.

Doğrusu bu olmalıydı;
Hal müdürü başbakanlık yaptı bu ülkede& Mit müsteşarı Astsubay Kademeli Başçavuş+ Yardımcı Doçent

Sevgili arkadaşlar emekliassubay.org tanınmasında az da olsa katı yapmak için Sayın Necip SÖYLEMEZ arkadaşımızın yazmış olduğu "EVETLER HAYIRLAR" Yazısını aşağıda ki lintede ulaşacağınız gibi kaynak göstererek yayınladım.

http://www.gun24saat.com/index.asp?gorev=hab erdetay&id=3366

ENFES!

Yılmaz ÖZDİL'in "MİT müsteşarı çavuş" diyerek,ana fikri statükoyu savunmak olan yazısına "ENFES" diyen sayın yönetici;

Gayri memnun askerler ve bütün mazlumların yılmaz ve yavuz savunucusu sevgili Umur TALU'nun ana fikri,"teamül hukuk değilse,teamülü değiştirmek zül değildir" olan aşağıda linkini verdiğim yazısıda,sizce "ENFES" yazı katogorisine giriyor mu?

http://www.haberturk.com/yazarlar/540136-istifani n-onuru-onurun-istifasi

Yılmaz Özdil'in bugünkü yazısı.

http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/15508773 .asp?yazarid=249&gid=61

Saygıdeğer meslektaşlarım;

Öncelikle emekli ve emekli olmamış bütün meslektaşlarıma saygılarımı sunarım.
Hep birlikte önce doğru teşhisi koymalı sonra da el ve fikir birliği ile bu işlerin çaresine bakmalı diyorum.
1-TEMAD'ın sayfasına yazı yazan terbiyesiz kişi bütün camiayı hem tehdit etmekte hem de şantaj yapmaktadır.Ayrıca kişilerin özgür iradesine ipotek koymaya kalkışmaktadır.Bu terbiyesiz adam hakkında TEMAD yönetimi savcılığa suç duyurusunda bulunmalıdır. Bu saygısız zatı IP numarasından tesbit etmek çok zor değildir.Bu terbiyesiz de böylece haddini bilmelidir.Bunu sayın TEMAD başkanından özellikle bekliyorum.
2-Bizleri toplum içinde basit insanlar durumuna düşüren kim? Haklarımızı vermeyen ya da verdirmeyen kim? Meslek içerisinde aşağılayan, yüreklere korku salmaya çalışan,sırtımızdan geçinen,omuzlarımıza basa basa yükselen kim? Bu konuda suçlu olan bu zamana kadar gelmiş geçmiş siyasi hükümetler değil her halde. O zümre benim sicilimle oynuyor sırtımdan geçinip saltanat sürüyor ve beni aşağılıyor,haklarımın verilmesine engel oluyor. Ben de kalkıp şimdi o zümrenin dalkavukluğunu yapacağım savunuculuğunu yapacağım öyle mi? Ege'de bir söz vardır "nigadacık ekmek o kadacık küfte!" Zabitlerin hiç bir konuda benden oy desteği isteme hakları yoktur.Buna yüzleri de olduğunu sanmıyorum.
2-Bizim DERNEK olarak amacımız belli, meslektaşların layık olduğu ekonomik ve sosyal şartlarının iyileştirilmesidir.Toplum içinde hak ettiğimiz saygınlığa kavuşturabilmektir.
Derneğin ve bizlerin siyasi bir duruştan öte hedefi bu olmalıdır.Layık olduğumuz bu hakları hangi parti verirse ya da verecekse aynı görüşte olmasam bile o partiye oy vermeliyim diye düşünüyorum.
3-TEMAD sistemini kurmuş ya da kendisine destek olabilecek ekibini kurmuştur.Bu kabuğu kırmak zor olmakla birlikte imkansız da değildir.Bazı şubelerimiz amaca matuf çok güzel çalışmakla birlikte bazı şubelerimizin faaliyetleri ise hiçte hoş değildir.Bunu hepimiz bilmekteyiz.O tür şubelerden yaşam tarzı düzgün meslektaşlarımız kaçıyor.İçeri bile girmiyorlar.Çünkü şubelerin levhası bizim ama içindeki faaliyetler çok başka.Amacından çok uzak hoş olmuyan şeyler oluyor.Bunların önüne geçemediğimiz biz dürüst insanların da elini taşın altına sokmadığımız sürece bu çark böyle döner gider.
Kendim ve mesleğimiz adına böyle gelmiş böyle gitmez ben de varım diyen yürekli meslektaşlarımızdan buralara önce üye olmalarını sonra da yönetime gelmelerini bekliyorum.

İşte bu iş o zaman düzelir diyorum.Saygılarımla..

BU GÜZEL YAZIYI SİZ DEĞERLİ ARKADAŞLARIMLA PAYLAŞMAK İSTEDİM.

"Türk ordusu iki cephede birden dövüşmektedir&
Birinci cephe Güneydoğu'da; ikinci cephe ise, adliye koridorlarındadır&
Tam bağımsızlıktan, Atatürk ilkelerinden, hukuk devletinden ve Cumhuriyetin değerlerinden yana olan aydınlar büyük bir baskı, gözdağı ve yıldırma siyasetinin hedefine oturtulmuşlardır.
Ekonomi iflastadır; ülke iç savaşın eşiğindedir; bağımsızlık yok edilmiştir; ülkenin sorunları bu ve benzeri falan ve filan düzlemindedir&
Bütün bu gerçekleri, az/biraz kafası çalışan, asgari namus seviyesinde bir yaşam çizgisi olan tüm insanlarımız bilmektedir.
Ancak bu bilgi kuru ve yararsız bir bilgidir.

Çünkü hayata geçirilmeyen bilgi, kurudur&
Eyleme geçerek kitlelere ulaşmayan bilgi yararsızdır&
Bilinç; bilginin, yaşamın içine doğru yürüyen akışkan biçimidir&
Bilgi birikimi, kinetik enerjiye dönüştürülmesi gereken bir potansiyele ulaştığında topluma yararlı bir konuma yükselir.
Türk Silahlı Kuvvetleri'ne kurşun sıkan güce karşı yürütülen mücadelenin bir parçası olunmuyorsa, yurtseverliğin bir anlamı kalmaz&"

Devamı...
http://blog.milliyet.com.tr/Bilgi__bilinc_v_ __/Blog/?BlogNo=256753&RefNo=22

Hayırlı işler; hiç başka işimiz gücümüz yoktu bir de AYNACI'mız oldu, ee hayırlı olsun. Güleyim mi ağlayayım mı arada kaldım. Hey akıl fukarası AYNACI hele bir kim olduğunu bir görelim bakalım senin cesaretin varsa öyle atma tutma yapma da açık açık kimliğini yaz, biz de seni bir bilelim kimsin. Haaa kimliğini açıklayamıyorsan provakatörlük yapma, ispiyoncu cüce.
Benim buna bir şüphem de bu Aynacı'nın Mahmut olma olasılığının da yüksek olduğu konusudur, hiç belli olmaz o ucube de böyle şeyler yapacak kapasiteye sahip...
Şimdi sözüm ise basiretsiz TEMAD yönetimine, kusura bakmayın ama ben biraz sıra dışı konuşacağım o yazının orada yayınlanmasının ardından o koltukları terkedin, bizim sizin gibi temsilcilere ihtiyacımız yok gibi klasik bir söylemde bulunmayıp direk konuya gireceğim ve derhal oradan GİDİN diyeceğim. Siz o makama ve bu topluma layık değilsiniz! Son sözüm de bu TEMAD yönetimine ağzını açıp da iki kelime muhalefet yapamayan maalesef TIRSAK şubeleredir, sizler de hala bu TEMAD yönetimine karşı dik durma cesareti gösteremiyorsunuz ki böyle yönetilmeye layıksınız. Bir anlamda bu suçun utancına siz de ortaksınız, başınızı ellerinizin arasına koyun yüreğinize biraz mertlik doldurun ve artık bu TEMAD yönetimine yeter deyin.

Saygıdeğer meslakdaşlarım, bu temad denen kuruluş yol geçen hanımı anlamadım.Hiç mi ellerinde kayıt kuyut yok.Aynacımı tarakcımı kim olduğu dahi belli olmayan zırdelinim mesajını yayınlıyorlar.Kim astsubay, kim emekli tesbit etmek çokmu zor acaba. Bu ne ciddiyetsizlik, bu ne aymazlık.Bu mu haklarımızı savunacak kurum.Üzülmemek elde değil. Kimlerin eline kaldık. Birazcık kendilerine saygıları varsa bulundukları koltukları terk ederler. İnsanın aklı almıyor.Demek ki kendiilerine hakaret mahiyetli mesaj dahi yazılsa, yarabbi şükür deyip onu da yayınlayacaklar.Bu site yöneticileri (temad) daha neyi bakliyorlar anlamak mümkün değil.Kendileri belki korkuluk olabilir ama, bulundukları yer bostan değil.Esefle kınıyorum, bunlar mı bizim temsilcilerimiz. bunlarla hak almak mümkün olmadığı gibi mevcut haklarımızdan da oluruz yakın zamanda.Ne yapıp edip bu zihniyetden kurtulmamız lazım.Sagılarımla

Değerli Meslektaşlarım..
Ağlanacak halimize elimde olmadan gülüyorum.
Ne olduğu belirsiz bir kişinin Temad Sitesi Mesaj panosuna yazdığı zümremize hakaret ve tehdit eden mesajı biliyorsunuz. O mesajdan sonra aynı panoda meslektaşlarımıza ait birkaç tane tepki mesajı yer almakta. Tabi bu meslektaşlarımızın duyarlı davranmayıp tepki göstermedikleri anlamına gelimiyor. Sanırım çoğu yayınlanmıyor. Çünkü yayınlanan mesajların arasında, bir tane de olsa, bu rezil mesajın panoda yayınlayıp cümle alemin duymasına aracılık, kendi meslektaşlarına hakaret ve tehdit edilmelerine suç ortaklığı eden TEMAD Genel Merkez yöneticilerini eleştiri sitem içeren bir tane bile mesaj yok. Bu durum tam analamıyla bir kara mizah.
TEMAD yöneticileri herkesi kör sağır ve aptal mı sanıyor. Ama varmak istedikleri amaçları hala anlayabilmiş değilim...

Türkiye'de sonunda buda oldu: Emekli Astsubaylar derneği ( TEMAD) internet sitesinde garip bir mesaj

TEMAD internet sitesinde Hükümet aleyhine yapılan ve yapılacak her türlü hareketi hükümet yetkilerine bildireceğini, daha önceki yazılan mesajları bildirdiğini belirten meçhul kişinin mesajını üyelerinin tepkisine rağmen, yayınlama devam etmektedir.

http://www.gun24saat.com/index.asp?gorev=hab erdetay&id=3317

Sayın Meslekdaşlarım
Söyleyecek söz bulamıyorum,TEMAD yönetimi bizlerin yazılarında eleştiri var diye yayınlamazken bize hakaret eden birinin mesajlarını yayınlıyor üstelik bu konuda tek kelime etmiyor,gerçi bu ilk kez yapılmıyor.
Şimdi soruyorum KİM MÜCADELEMİZE ZARAR VERİYOR ?
Bu sitede arkadaşlarımızın gayretleri ile yapılan çalışmalar basındaki yansımalarına bakın birde TEMAD yönetiminin yaptıklarına daha doğrusu yapamadıklarına... Kendilerinin birtek başarısı yok şubelerin elini ayağını bağlayan tüzüğü değiştirmemek için gösterdikleri gayreti mücadelemiz için gösterselerdi birçok sorunumuz çözülmüş olurdu
Bu toplumun vebali büyüktür birkez daha hatırlatırım. Saygılarımı sunuyorum.

Densizin biri Temad Mesaj panosuna bir mesaj gönderiyor.Ne hikmetse Temad yönetimi olağan bir mesaj gibi bunu yayınlıyor.Bir çoğumuz bu nasıl olabilir diye soruyoruz.Ben diyorum ki bu mesj bilinçli bir şekilde yayınlanmıştır.Neden mi ? Tepkimizi ölçmek için bu kadar basit.Temad yönetimim ne yapsın ,ortada icraat yok,onlarda böyle saçma sapan şeylerle uğrasıyorlar.

UŞAĞIN BİRİ

Çıkmış, TEMAD sitesinde hükümet aleyhine yürütülen her türlü hareketi hükümete bildireceğini ve Assubayların Subaylar karşısında GIKI'nın çıkmadığını yazıyor.

Bildirmezsen şerefsizsin.

Düşman düşmanlığını, şeytan şeytanlığını yapacak. Adam bu yaşa gelmiş adam olmamış, kene gibi birilerinin kuyruğunda yaşamaya alışmış. Zavallı ve şahsiyetsiz bir kişilik, aynı zamanda provakatör.

Bu zavallı suçlu olduğu kadar TEMAD yönetimi de suçlu. Çünkü eleştiren,öneren,yol gösteren mesajlarımızı yayınlamazken saçma sapan yazıları editör kontrolünden hiçbirşey yokmuş gibi yayınlıyor.

Bu zavallı ve saldırgan yazısı aslında; Assubayların verdiği mücadelede başarılı olduklarını, EmekliAssubaylar.Org sitemizin başarısını işaret etmektedir.

Birileri rahatsız oluyor ki &
Saldırı var.

Olaya bu pencereden bakarsak Assubayların doğru yolda olduğunu görebiliriz.
Saygılarımla &
Aziz Meslektaşlarım.

Benim anlayamadığım ve anlamakta güçlük çektiğim bazı konular var.
Sabah gazetesinin 18 Temmuz 2010 tarihinden sonra bir yayımında köşe yazarı Emre AKÖZ  Askeriye içinde PKKyı kollayan bir grup mu var ? konulu yazısını okudum. Aynı konuyu diğer basın organlarından da izledik hepimiz.  10 Ekim 2007 tarihinde bir Ütğm. bir yarbayı arıyor. Ona PKK militanlarını ( bazı yorumcular askerler militan kılığına girmiş olabilir, diyor ) kastederek  benim adamlar çok zayiat veriyor, ya koordinatlarını değiştirin ya da HERONu düşürün  diyor. Yarbay ise cevaben  Bir çaresine bakarız..
MİT bu konuşmaları kaydederek dönemin K.K.K.nı Org. İlker BAŞBUĞa bildiriyor. BAŞBUĞ paşa soruşturun diyor. 13 şehit verilen o vahim DAĞLICA baskınından sadece 11 gün önce meydana gelen bu olaya, üç yıl boyunca ciddi biçimde dokunulmuyor. O mu yetkili, bu mu yetkili diye dosyayı fırdöndü ediyorlar. Bu arada aradan 3 yıl geçmesine rağmen söz konusu Ütğm., Yb. ve olaya adı karışan Tuğamiral görevlerine devam ediyorlar.
Bu günlerde gündemde birde HANTEPE karakolu baskını var, 7 şehit verildi. Baskın ile ilgili görüntü Tv. de gösterildi ayrıca internet sitelerinde de mevcut. Olay yerine bir uçak en geç 15 dk. İçinde bölgedeki bir helikopter en geç 7 dk. içinde varabiliyormuş ama o karakoldaki askerler olay günü kaderlerine terk edilmiş.
Yukarıdaki olaylar ve diğer benzerleri aklıma geliyor ve Sabah gazetesinin köşe yazarı Emre AKÖZün  Askeriye içinde Kürt ve PKK sorunlarının çözülmesini istemeyen güçlü bir damar mı var  ifadesi aklımı iyice kurcalamaya başladı. Silahlı Kuvvetlere yıllarca namusuyla şerefiyle hizmet etmiş bir astsubay olarak kurumun içindeyken fark edemedik bir çok hususu, bir de şu var insan sevdiğine toz konduramıyor. Bizlerde Silahlı Kuvvetleri çok sevdiğimizden belki yakıştıramadık bunları ancak dışarıdan tarafsız bir gözle bakan ve ellerinde kanıtlarla yazılar yazan gazetecilerimiz kirli çamaşırları ortaya dökmeye başladı.
Dz.K.K.lığında bir assubayın adı PAROLA olayına karıştı diye tüm fatura ona çıkarıldı, ama yukarıdaki olaylarda insanların somut belgelerle hainlikleri ispat ediliyor ve bir işlem yapılmıyor, ADALETİN İŞLEVİ Silahlı Kuvvetlerde görüldüğü gibi çok farklı.
Bizler artık siviliz ve halkın içindeyiz, asker olduğumuzu bilmeyenler yanımızda açık ve net konuşmaya başladılar güvenleri zedeleniyormuş. Her şeye rağmen emekli olduğum kurumu seviyorum, astsubay olarak alnımın akıyla da emekli olduğumdan onur duyuyorum. Gasp edilen haklarımız verilmesede, Sayın İlker BAŞBUĞ'un assubay devrimi diye vaadleri yerine gelmese de seviyorum.

Bizleri aşağılayıan ve onurumuzu örseleyen sözler söyleyen her kim olursa olsun şerefsizdir, alçaktır, onursuzdur. 5433078682 gulke@ttmail.com