ABA ALTINDAN SOPA!..

Değerli meslektaşım Tekin Bey merak etmeyiniz davamızı untmuş değiliz o düşünceyle yatıp o düşünceyle kalkıyoruz,zaman zaman da yanlış anlamaları düzeltmek gereği hasıl oluyor.Hava üssünde yaşanan olayı sayfaya taşımışsınız 1 derecenin 4 üncü kademesi meselesi her zamanki gibi tehdit,öyle yaparsanız böyle olur.Aba altından sopa gösterme meselesi. Devletin Korgenerali işi gücü bırakmış Assubaylar'ı tehdit ediyor.Emredersin Paşam başka bir emriniz var mı? İkinci sınıf insan muamelesi yapacaksınız, haklarımızı gasp edeceksiniz daha sonra da tehdit edeceksiniz.Bu hakkı nereden alıyorsunuz?Yasaların üzerinde misiniz?Özelliğiniz nedir?Assubayları tehdit edeceğinize gidin işinizle gücünüzle uğraşın, bu yoksul millet size vergilerinden Assubaylar'ı TEHDİT ETMENİZ İÇİN MAAŞ ÖDEMİYOR.AYIPTIR AYIP.Bu zümreye kininiz nedendir?Neyin öcünü almaya çalışıyorsunuz?Sayın General haddinizi aşmayınız, bu milletin evlatlarını tehdit etmeyiniz üzerlerinde baskı unsuru oluşturmayınız, tehdit ettileriniz bu ulusun Atatürk ordularının Assubayları'dır.Babanızın uşağı değil.Yazıklar olsun size.

Selçuk İÇER
E.Asb.976-26

Değerli arkadaşlar üzülerek görüyorum ki arkadaşlar birbirine cevap vermekten asıl sorunlarımızı unutuyorlar. Bırakın lütfen sorunlarımızla ilgili olmayan veya bizim isteklerimizi karşılamayan tartışmalara girmeyin cevap vermeyin. Dün Eskişehirde hava üssünde görev yapan bir Asb. Arkadaşımla sohbet ettim 1/4 nü fazla kurcalamayın elinizdeki haklardan da olurusunuz gibi üstü kapalı tehditkâr bir emir yayınlandığını söyledi. Şaşırmadım tabiî ki bunların niyeti belli yeni sunulan teklifle ağzımıza bir kaşık bal sürüp susturmaya çalışacaklar. İsteklerimizden ödün vermeden son hızla mücadeleye devam etmemizin ne kadar elzem olduğu görülmüştür. Mart - Nisan ayına doğru bir miting yapılması düşünülüyor sanırım. Ama şartlar ne olursa olsun biran önce bu eylemleri medyadan da alabileceğimiz desteği alıp Martı beklemeden yapmamızın gerektiğini düşünüyorum. Demir tavında dövülür. Bıçak kemiğe dayanmıştır kaybedecek bir saat bile yoktur.
Saygılarımla.
Tekin GÜLMEZ Em. Ulş. Kd. Bşçvş.

Sayın Recep YABAN ile ben de polemiğe girmiştim. Ama anladım ki, kendisi cevap verilmeye değecek fikirlere sahip değil. Daha önce de dediğim gibi: '100 TL'lik maaş iyileştirmesine göbek atmamızı bekleyenler' var. Onur mücadelemiz 100 TL için miydi? Bana göre değil. Tüm mücadelemizin değerini bundan ibaret görenleri esefle kınıyorum. Ben 1/1 den emekliyim. Başkası 2/3'ten, bir başkas1 3ncü dereceden. Bizler onurumuz için buradayız. Üç otuz para için değil. Derdimiz; insan hakları evrensel beyannamesinde, Avrupa insan hakları sözleşmesinde, sırf insan olduğumuz için kazanmış olduğumuz, devredilemez ve vazgeçilemez haklardır. Birisi fakülte mezunu olacak, 1/4'e inecek, tüm tazminatları lüpletecek, ordu evinin, askeri gazinonun, kampların, sosyal tesislerin ve lojmanların iyisinden faydalanacak. Ben de fakülte mezunu olacağım, ama 1/4'e inemeyeceğim. Tazminatlar yerine avucumu yalayacağım. Aynı hesabı ödememe, ayni kirayı vermeme rağmen, ordu evinin, kampın, sosyal tesisin, lojmanın vs. dandiğinden faydalanacağım. Korgeneral'in biri, (metazori) yaptığı toplantıda bizlere demişti ki: Yeminli TSK düşmanı gazetecilere yazıyorsunuz. Benimle eşit mi olmak istiyorsunuz? Hayır! Ben sıradan bir devlet memuruyla eşit olmak istiyorum. Benim kadar eğitim almış bir memur emeklisiyle eşit olmak istiyorum. Tüm kamu personeli, kalkınmada öncelikli yörelerde görev yaptığı için, 2 yılda 1 derece ilerlemiyor mu? İlerliyor. Subayların bundan faydalanmaya ihtiyacı olmadığı için Genelkurmay bu konuyu kurcalamıyor. Ben 8 yıl şark, 3 yıl tampon, 5 yıl da hassas illerde görev yaptım. Hepsi de kalkınmada öncelikli illerdi. Allah rızası için soruyorum: Benim tüm kamu görevlilerinden ne eksiğim var? Recep YABAN BEY bunları da düşünmeye çalışsın.

Ne yazıkki TSK tazminatına gelecek zam emekli personele yansımaz.
Çünkü bu zam rütbelerin puanları ile ilgili olup bu puanların emekli maaşına yansıtıldığı bir kalem yoktur.

Takipteyim.

Sitemize selamlar.29 Ocak 2009 tarihli Takvim gazetesinde GENKUR un Assubay ve emekli Assubaylara ilişkin haberleri yayınlandı. SİTEMİZLE paylaşmak istemiştim ancak bu haber de yayınlanırsa aynı haberden iki adet olacaktı... Gazete haberi üzerine görevi infaz koruma memuru olan bir arkadaşım Ağabeyciğim gözünüz aydın adınıza sevindim dedi. Bu arkadaşım da iki yıllık yüksek okul bitirmiş.Kendisine 2 (İKİ) DERECE VE 1 KADEME verilmiş.Ayrıca 1/4 üne kadar gelebiliyorlar.Tabii ki bu dereceleri fakülteyi bitirdikten hemen sonra alıyor.Biz ASSUBAYLAR ise 4 yıl bitirdiğimizde 1 derece 2 yıllık bitirdiğimizde de 1 kademe alıyoruz(....) GENKUR'DAKİ çalışmaların en ince ayrıntılarını bilemiyoruz umarız biricik derneğimiz TEMAD'IN sunmuş olduğu teklif doğrultusundadır.Subaylar 1/4 oluyor iki yıllık okul bitiren infaz koruma memuru da...ASSUBAYLAR neden olmasın.UMUT EDİYORUZ.saygılarımla

Askerlik; Vatanını seven fiziksel ve zihinsel rahatsızlığı olmayan her Türk vatandaşının bir Vatan Görevi, bir Vatan Borcudur.
Kanunlarımıza göre de mecburi hizmettir. Bizler Türk Milleti olarak ilk şıkkı benimsemiş, askerlik Vatan görevimizdir, borcumuzdur diye bu ocağa davul zurna ile adım atan insanlarız. Türk askeri olarak komutanlarımızın emriyle olunması gereken yerde ve zamanda yurdun her köşesinde yer ayırmaksızın görevimizi yerine getirmekteyiz. Dolayısıyla; Burada ince bir noktaya değinmek istiyoruz.
Bizler 657 sayılı kanuna tabi devlet memuru gibi maaş karşılığı mesleğimizi icra eden kişiler değiliz. Örneğin POLİSLİK, ETFAYİCİLİK, ORMAN BEKÇİLİĞİ veya KÜTÜPHANE Memuru ve saire gibi.
Hiç şüphemiz yok ki yukarıda saydığımız ve daha sayamadığımız çeşitli meslek gruplarına tabi arkadaşlarımız da en az bizim kadar bu vatanı sevmekte ve bu Vatan için canlarını vermeye hazırdırlar ama kendi seçtikleri mesleklerini maaş karşılığı 657ye tabi birer devlet memuru olarak yapan profesyonel kişilerdir.
Kısacası onlar kendi mesleklerini kendileri seçmişler, istedikleri anda ve zamanda istifa etme hakları vardır. (Barış zamanından bahisle) Arkadaşlarımız kendi mesleklerini ifa ederken icraatları esnasında bir şekilde kalıcı sakatlığa uğrayabilirler. Buna meslek kazası (Vazife Malullüğü) diyebilirsiniz. Ama bizler askerlik görevimizi icra ederken (Eğitim, Tatbikat, Manevra, toplu halde intikal, Nöbet esnasında, Kademede, hatta Mutfakta vesaire gibi bu harekât ve hizmetlerin sebep ve etkileriyle) kalıcı bir sakatlığa uğradığımız zaman ORDU VAZİFE MALULÜ oluruz.
Yani mesleğimizi icra ederken değil, vatan borcumuzu yerine getirirken olan bir sakatlık. Kanunen düşünürsek mecburi hizmet esnasında yaşanan bir sakatlık.
Bu bağlamda 657 sayılı Devlet memuru kanununa tabi olarak çalışan kişilerle aynı statüde tutulmamız mantığa ve adalete uymayan bir düzenleme olduğunu düşünmekteyiz. Bizler tamamen ayrı statüde görev yapan insanlarız. (5434 sayılı E.S. Kanunun 45. ve 56. Maddelerinin bizler lehine daha mantıklı bir şekilde yeniden düzenlenmesini istiyoruz.) Burada anlatmak istediğimiz şey MESLEK KAZASI (VAZİFE MALULLÜĞÜ) ile ORDU VAZİFE MALULLÜĞÜNÜN aynı şey olmadığı.
Aynı şey olmadığı halde Emekli Sandığı yönetmeliklerinde veya yasalarda aynı kategoriye sokulması mantıklı veya adil midir? Örneğin: Maaş karşılığı kendine meslek edinmiş bir devlet memuru bir hafta izinsiz işe gelmediği takdirde sonucu ne olur.
Vatan görevini icra ederken bir er veya erbaşın bir hafta izin almadan birliğine uğramamasının sonucu ne olur. Aynı hükümler uygulanır diyebilir misiniz? Bu konuda sizlerden biraz düşünmeye ve mantıklı bir karar vermeye zaman ayırmanızı istirham ediyoruz.
Zorunlu Vatan hizmeti yapan biz ORDU VAZİFE MALULLERİNİ VAZİFE MALULÜ olmuş 657e tabi Devlet memuru olarak çalışan arkadaşlarımızdan biraz farklı tutularak kısmi de olsa ayrı bir kategoriye sokulması gerektiği düşüncesindeyiz.
Bu bağlamda menfaat beklemeden vatan görevini ifa ederken sakatlanmış ORDU VAZİFE MALÜLLERİNE verilecek haklar var ise de, 657ye tabi Meslek kazası geçirerek Vazife Malulü olmuş maaşlı devlet memurlarını da kapsayacağından, bizlere yani ORDU VAZİFE MALÜLERİNE de bu haklar verilmemektedir.
ORDU VAZİFE MALÜLLERİ de zaten kendi içinde 2330, 3713, 4082 gibi daha sayamadığımız kanunlara ayrıştırılarak ne elde edinilmek istendiği de ayrıca tartışılacak bir konudur. Görüyoruz ki, 3713 sayılı yasa (Terörle Mücadele yasası.) ön plana çıkarılarak, bizler ( Ordu Vazife Malulü olmuş) sahip olabileceğimiz haklardan yukarıda saydığımız nedenlerden dolayı dışlanıyoruz. Bunu siz devlet yetkilileri olarak görmenizi ve mantıklı bir düzenleme yapmanızı istirham ediyoruz. Vatan görevini yaparken sakat kalmış bizleri neden bölüyorsunuz? Nerede Askerlik yapmak istiyorsun diye bizlere soran oluyor mu?
Bizleri Terörle mücadeleye gönderdiniz de gitmedik mi? Bizler bu vatanın evladı değil miyiz? Çıkan bütün olumlu yasalar 3713 sayılı yasaya tabi olanlar için. Biz neyiz. Bizler nerede Askerlik yaptık, nerede sakat kaldık. Terörün dışında Askerlik görevini ifa ederken ölen er ve erbaşlar bu Vatan için şehit olmadılar mı?
Sakat kalıp kolunu, bacağını, gözünü kaybedenler bu Vatan için Malul olmadılar mı? Komik olan bir şey daha var. Vatan görevi esnasında Terörün dışında görevinin sebep ve etkisiyle ölen bir askere Emekli Sandığı bünyesinde Şehit denmemesi için MALÜL ÖLÜM sıfatı kullanılmaktadır. Bu nasıl bir sıfatsa birileri bunu açıklaması gerekir.
Türkçemizde Malul kelimesi sakat demektir. Yani SAKAT ÖLÜM, Hiç olmazsa Vazife Ölümü densin de Türkçe olsun. Kaynağını yasalardan almadığınız bir sıfatı nasıl kullanırsınız. Hangi yasaya dayanarak Malul Ölüm deniyor. Anlamış değiliz.
Anayasanın 61. Md. si der ki: Devlet, Harp ve Vazife Şehitlerinin Dul ve Yetimleriyle Malul ve Gazilerini korur ve toplumda kendilerine yaraşır bir hayat seviyesi sağlar.
Anayasa burada ayrımcılık yapılmasın derken, resmen Anayasaya karşı gelinmiyor mu?
Sıfır Faizli konut kredisi...
& 3713 (Takriben 48.000 YTL) İçişleri Bakanlığı tarafından işe yerleştirilme...
... 3713 Rehabilitasyon merkezlerinden faydalanma...
... 3713 Üniversiteye giden çocuklarından harç alınmaması.
3713 Protez yapımında sınırsızlık (Fiyat açısından)... .
.. 3713 Maluliyet veya şehitlik tazminatı...
3713 veya 2330 Elektrik ödemelerinden %40 indirim...
3713 (Sakatlığı olmayan muharip Gaziler dâhil, ) E.Sandığı kartlarının üzerinde GAZİ ibaresi olması. 3713 ( Kartın arka tarafında ise Vazife Malulü yazdığı görülmektedir.)
Bu kartlara sahip olanlar Ordu Vazife Malulü mü, yoksa Gazi mi? Hiçbir gerekçe görevini icra ederken Malul kalmış bir Askeri diğerinden daha üstün kılamaz. Yani hiçbir anlayış Terör Malulünü diğerlerinden üstün sayamaz. Bütün bunları yazmayı gerektiren nedenlere ortam hazırlandığı için, bizler bu satırları yazarken dahi utanıyor ve üzülüyoruz.
Vatan görevini icra ederken ORDU VAZİFE MALULÜ olmuş bizler de bu Vatanın evlatlarıyız, unutmayın ki bizlerin de bu topraklar üzerinde kanı vardır. Atamız milletiyle Devletiyle haklı bir gurur duymuştur. Çünkü bu millet gurur duyuracak işler yapmıştı. Ama gurur duyulacak o milletin çocukları bizler ve bizlerin içinden çıkan karar merciindeki yetkililer ayrımcılık yaparak milletçe demokrat olmamızı nasıl sağlayacaksınız?
Saygılarımızla arz ederiz.
Her Türk vatandaşı gibi hiçbir menfaat beklemeden vatan görevini icra ederken ORDU VAZİFE MALULÜ olmuş bizleri AYRI, AYRI YASALARLA BİRBİRİNDEN AYIRMAK BİR AYIRIMCILIKTIR. Umarız vicdanınız düşüncelerinizi zorlar ve en azından kısmen de olsa bir düzenleme yaparak bizleri de yukarıda sayılan haklardan faydalandırırsınız. Saygılarımızla.

LAF OLSUN DİYE YAZMAK !..

Sayın YABAN , amacınız sürekli Assubaylar'a muhalif davranıp Genelkurmay'ın ,yani bizleri ezenlerin yanında olup alkışlamanız..Daha önce de yalan yanlış yazarak Assubaylar'ın tepkilerini aldınız, daha dün Facebook Hakkımı ver Grubundaki GENELKURMAY'I ALKIŞLIYORUM yazınız yüzünden bir meslektaşımız Ajan mısın,Mit'çi misin,Jitem'ci misin diyerek size tepki verdi.Ne yapmaya çalışıyorsunuz nasıl Assubaysınız?Genelkurmay'ı alkışlarken meslektaşlarınızı yazdıklarından dolayı Laf olsun diye yazılmaz diyerek küçük düşürüyorsunuz.Bu sitede bizler Assubay onur mücadelesi için yazıyor, fikir üretiyor ve sesimizi ilgili mercilere duyuruyoruz, siz de grev kırıcı gibi davranıp sürekli Genelkurmay'ın avukatlığını yapıyorsunuz,HOŞ GÖRÜNME ÇABANIZ NEDEN?Davamıza zarar vermeyiniz.Alkış tutuğunuz Genelkurmay'la iigili yazılarınızı TESUD 'UN sitesinde yazınız.Yani elinizden gelse hakkımızda Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulunacaksınız..Genelkurmay'a alkış ,E.Assubaylar'a hakaret nasıl Assubaysınız? MUKAVEMETİ KIRIYORSUNUZ, HANGİ TARAFTASINIZ?ZOR GÜNLER GEÇİRİYORUZ BİZLERLE UĞRAŞMAYI BIRAKIN DA MÜCADELEYE EL ATIN ...Saygılar.

Selçuk İÇER
E.Asb.976-26

Sayın Genel Başkanım,Değerli Yönetim Kurulu Üyeleri;Onlarca sorunumuzdan bir ikisinin de olsa çözümü için Genelkurmay Başkanlığı'mızın, Başbakanlık ve Milli Savunma Bakanlığı'ndan talepte bulunduğuna dair basın açıklaması 23 Ocak 2009 tarihinde yapılmıştır.Bu gün itibarı ile yazı gönderileli bir hafta olmuştur.Tarafınızdan veya Yönetim Kurulu Üyelerinizden birinin ’’Haklarımızla ilgili Genelkurmay Başkanlığı'mız tarafından gönderilen teklif yazılarının akıbeti takip edilmektedir. Gücümüz nispetinde teklifteki eksiklikleri gidermek için gerekeni yapmaya çalışacağız ve konu ile ilgili zaman zaman meslektaşlarımızı bilgilendireceğiz’’ diye bir açıklama yapsanız camiamızın merakını gidermiş,beklentilerine cevap vermiş olursunuz kanaatindeyim.

TEMAD, üyeleri için çok önemlidir ve güven kaynakları olan bir güçtür.Bireyler her zaman bu güçlerini yanlarında görmek ve sesini duymak isterler. Olaylarla ilgili insanlara birinci elden bilgi verilmezse,bireyler bilgisizlik sonucu karamsarlığa ve yalnızlık duygusuna kapılır,farklı yorumlar yapar, ve aklına gelen her şeyi yazmaya,konuşmaya başlar diye düşünüyorum.Saygılar sunuyorum.

Dün Subaylar'la ilgili Genelkurmay Başkanlığı'nın bir çalışması olduğu,42 yaşında Tuğgeneral,50 yaşında Orgeneral olacağı, ayrıca erken terfii ve sosyal haklarla ilgili bir kanun tasarısının hazırlanarak şubat ayı içerisinde MSB'na gönderileceği yönünde bilgisi olan varsa bildirebilir mi?(Çalışmaları öğrenmemiz açısından).

Genelkurmay Başkanlığı'nca hazırlanıp Başbakanlık ve Milli Savunma Bakanlığı'na gönderilen özlük haklarımızla ilgili olarak çalışanların, TSK tazminatlarına yüzde 25 lik artış isteği olduğunu biliyoruz. Biz emekliler çalışan personelin almış olduğu TSK tazminatın da bir artış meydana geldiğinde bu artıştan emekli personelin maaşlarında bir artış sağlayıp sağlamadığını öğrenmek istiyorum , bu konuda bilgisi olan bir arkadaşımız varsa, burada bununla ilgili bir açıklama yaparsa bunu da öğrenmiş oluruz. Çoğu emekli ağabeylerime bunu sorduğumda bu konuda bir bilgileri olmadığını söylüyorlar, özlük haklarımızla ilgili bilgi eksikliğimiz mevcut.

Benim bildiğim emeklilerin ek göstergeye bağlı tazminatların, ek göstergesi şu şekilde,

8400, ve daha yüksek olanlarda yüzde 240
7600(dahil)-8400 arasında olanlarda, yüzde 200
6400(dalil)- 7600 arasında olanlar, yüzde 180
4800(dahil)-6400 arasında olanlar yüzde 150
3600(dahil)-4800 arasında olanlar yüzde 130
2200(dahil)-3600 arasında olanlar yüzde 70
Diğerleri de , yüzde 40

Her gazimiz iş bulacak ya da çalışabilecek kadar şanslı olmayabilir,kimse bedava maaş vermiyordur,asıl olan devletin verdiği maaştır çünkü diğerini çalışarak kazanıyormuş gazimiz,bir de gazimizin ülkemize verdiğine bakarsak (kol,bacak,göz vs..) devletin verdiği hiç kalır.Bir de böyle bakalım...

Saygıdeğer Meslektaşlarım,

GENKUR un Assubaylar ve Emekli Assubaylar için hazırlamış olduğu kanun teklifi gerçekten sevindiricidir.Lise mezunu Assubaylar'a da Fakülte intibakının yapılması uygundur.Harp okulları 2 yıldan 4 yıla çıkarıldığında da 2 yıl okuyanlara 4 yıl bitirmiş gibi intibakları yapılmıstır.2 yıllık okuyan emekliler de dahildır.Bizler göreve 10/1 den başladık, şimdiki mezunlar ise 9/1 den baslıyor.Aynı eşidi fakülte mezunları ise 9/2 den başlıyor.TEMAD ın bu yönde çalışmaları mutlaka olacaktır.Ayrıca 1/4 için de zannederim çalışmalar yapılıyordur.Simdi ise EMEKLİ ASSUBAYLAR sitemizin beklentisi bu işlemlerin NE ZAMAN BİTTİĞİ ya da BİTECEĞİ dir.Bizlerin beklentisi bir an önce olmasıdır.Artık yoksulluk sınırının da altındakı maaşlardan kurtulma zamanı geldi geçiyor bile...Tüm emekli ve muvazzaf meslekdaşlarıma selamlar.

Değerli arkadaşlarım,1970 mezunu emekli Personel Assubay olarak bugün aranıza katıldım,bu nedenle mutluluğumu ve memnuniyetimi belirtmek istiyorum.Bu sitede emeği geçen tüm arkadaşlarımıza teşekkür ederim.Hepinize hayırlı günler diliyorum,saygı ve sevgilerimle

Slm.
Geçenlerde ben de bir işyerini ziyaretimde terör gazisi ile tanıştım.
Merak edip sordum, mali durumunuz çokmu az da çalışıyorsunuz diye , cevaben hayır allah devletimizden razı olsun, çünkü halen görevde çalışan arkadaşımın aldığı maaşı kesinti olmadan alıyorum.
Ek olarakta devlet beni memur olarak tekrar işe aldı ve ben buradan ikinci maaşımı alıyorum.
Ayrıca yıllık tütün ikramiyesi ve okuyan çocuklarıma da yıllık okuma parası gönderiliyor devlet tarafından dedi ve ekledi, bu da yetmiyormuş gibi TSK. vakfı da ayrıca yardımlarda bulunuyor.
Öğrenci çocuklarım, parasız özel okulda da okutuluyor, devletim yetmiyormuş gibi dersanelere de ücretsiz kayıt yaptırıyor dedi.
İnanın dinledikçe yüreğim kabardı.
Tahmini bir maaş rakamı çıkardım, gazimiz için devletten gazi maaşı 2250 tl, çalıştığı işten 1600 tl ,
derken ikramiye, özel okul ,aylık, gazimizin geliri 5000 tl civarında olduğunu anladım.
Helal olsun devletime.
Laf olsun diye yazı yazmamak lazım saygılar.
Şüphesi olan 3713-5435/64-45-ek77-2330 vs yasaları incelesin.

ASSUBAYA ZAM ERBAŞLARA EMEKLİLİK ? Genelkurmay Başkanlığı'nın hazırladığı kanun teklifi ile tüm astsubayların hizmet tazminatı artırılırken, uzman erbaşlara da emeklilik hakkı tanınıyor.

Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'un Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) personeline yönelik iyileştirme çalışmaları devam ediyor. Genelkurmay Başkanlığı, personel özlük haklarına yönelik kanun teklifi hazırladı. Milli Savunma Bakanlığı ve Başbakanlığa gönderilen teklifin içeriği şöyle:

Yüzde 25 artış

* Görevdeki astsubayların hizmet tazminatı yüzde 25 artırılacak.

* Emekli astsubayların maaşları 100-158 TL arasında artırılacak.

* Subaylık sınavını kazanan astsubaylar sınıf okulu eğitimine başlamadan önce teğmenliğe atanabilecek.

* Astlarına sicil vermek için teğmen şartı kaldırılacak.

* Lise mezunu emekli astsubaylara, 2 yıllık yüksek okul mezunu muamelesi yapılacak.

* Lisansüstü öğrenim yapan astsubaylara kıdem verilecek.

* Uzman jandarmalar göreve 10. derecenin 1. kademesinden başlayacak.

* Uzman jandarma ve erbaşlara birinci dereceye kadar yükselebilme hakkı verilecek.

* 45 yaşından sonra sözleşmeleri feshedilen uzman erbaşlara emeklilik hakkı verilecek.

* Sağlık nedenleriyle sözleşmeleri feshedilen uzman erbaşlara sınıf değişikliği hakkı verilecek

KARA KALPLİ ADAM!!!
Amerika'daki Gazilerin sosyal durumunu arkadaşımız sayfamıza taşımış. MOR KALPLİ ADAM! Ya bizim gazilerimiz aç, sefil asgari ücretten maaş o da başka geliri yoksa. KULÜBEDE YATIP KALKAN, AYAKKABI BOYACILIĞI YAPAN KORE GAZİLERİ, BANKADAN KREDİ ÇEKEREK PROTEZİNİ KENDİSİ ALAN GÜNEY DOĞU GAZİLERİ, ADAM OLMAYANLAR TARAFINDAN ADAM YERİNE KONULMAYAN KAHRAMANLAR& Siyasi ve Askeri yetkililer Devletin tüm imkânlarından sonuna kadar çoluk çocuk demeden faydalanan zihniyet tarafından Gazilerimiz açlığa ter edilmiştir. Çalışanın emeklisinin eş çoluk çocuklarının altında devletin araçları, korumaları kuaför, çarşı pazar çay, balo kutlama, seyahat ve eğlencelerini devletin imkânlarıyla yerine getirerek saltanat süren İNSAFSIZ, ACIMASIZ, ASALAK, SADECE KENDİSİNİ DÜŞÜNEN ŞEHİT KANI VE MAYINDAN KOPAN AYAK, BACAK, EL VE KOLUN HAKKI ÜZERİNDEN SALTANAT SÜREN KAN EMİCİ KARA ZİHNİYETLİ KARA KALPLİ ADAMLAR. HEP YİYECEKLER İÇECEKLER TEPE, TEPE KULLANACAKLAR DEVLETİN MALINI! ŞEHİT, GAZİ, DUL, YETİM, ÖKSÜZ, FAKİR FUKARAYI DÜŞÜNMEDEN. Saygılar.

Merhaba;
NATO LSE karargâhında çalıştığım 1988-1994 yıllarında başımdan geçen bir anımı sizlerle paylaşmak istiyorum.
Yıl 1989. Görevlerimden birisi de NATO karargâhı komutanlık katının döşeme demirbaş sorumluluğu. Aynı zamanda Amerikalı Komutan yardımcısı Tümgeneralin ve karargâhının kullandığı odaların malzemeleri de benim sorumluluğumda. Bir gün Amerikalı generalin karargâhındaki Sergeant Grand Major (Kıdemli Başçavuş) için bir oda tahsisi yapıldı ve o odaya masa, döner koltuk ve diğer oda mefruşatı istendi. Ben de Supply Depod (İkmal deposu) na gidip istenen malzemelerin listesini verdim ve hemen o gün temin etmelerini istedim. İkmal deposunda masa ve döner koltuk olmadığını, temin ettikleri zaman diğer malzemelerle birlikte kendilerinin getireceklerini söylediler ve ben karargâha döndükten sonra durumu Amerikalı komutan yardımcısının ofisindeki daha ast rütbeli (onların Amerikan malzemeleri sorumlusu) assubaya ilettim. Bana verdiği tepki aynen şöyle idi. "Ne demek! Bu malzemeleri istediğimiz kişi komutanlık başçavuşu. Kendisi tümgeneral eşitidir. Derhal bugün temin etmeliler." dedi ve telefona sarıldı. İkmal deposunu aradı ve "Bu malzemeler bugün gelecek. Bekliyorum". Dedi ve telefonu kapattı. Aradan iki saat geçmeden bahsi geçen malzemeler daha yeni alınmış, ambalajı henüz açılmamış olarak ikmal depo görevlileri tarafından getirildi ve oda 2,5 saatlik bir gecikmeyle Amerikalı kıdemli başçavuşa teslim edildi. Bizde ise kıdemli başçavuşların durumu herkesçe malum.
Saygılarımla.

Saygıdeğer Arkadaşlarım, Merhum Meslektaşlarımız, Sn. Bahadır Görgülü'ye ve Sn. İsmail Baş'a tanrıdan rahmet; acılı ailelerine, yakınlarına, zümremize ve sevenlerine başsağlığı ve sabır diliyorum. Mekânları cennet olsun. Saygılarımla...

Mor kalpli adam
Yavuz DONAT
GEÇEN hafta Amerika'da iken "bir otomobilin plakası" dikkatimizi çekti.
Plakada "damga... Mühür... Madalya gibi bir şey" vardı.
Sonra "sürücüsüne" baktık.
Madalyalıydı.
Sürücü otomobilini park etti.
Park yerindekiler ona "saygıyla... Sevgiyle... Tebessümle" bakıyorlardı.
Kimi de gidiyor "madalyalı adamın" elini sıkıyordu.
Yanımızdakilere sorduk:
- Bu adam kim? Bu madalya neyin, nesi?
Dediler ki "bu bir gazi... Yakasındaki de Purple Heart."
Purple Heart...
Türkçesi "mor kalp."
Askerlik görevini yaparken yaralananlara verilen madalya.
Polis "mor kalpli" adama selam duruyor.
Lokantadaki garson "mor kalpli" adama "en iyi masayı" gösteriyor.
Bazı müşteriler de "mor kalpli" adamın yanına yaklaşıp "siz, bizim için savaştınız... Teşekkürler" diyor.
"Mor kalpli" adamla resim çektirenler bile var.
* * *
SAĞIMIZ, solumuz "gazi" dolu...
Ara, sıra gazetelerde bir röportaj yayınlanır...
Gülhane Hastanesi'ndeki gazilerle ilgili.
Sonra...
Sonrasını bilmiyoruz.
"Bizim için" yaralanan bu adamlar "ne yer, ne içerler?"
"Lokantaya gidecek" paraları var mı?
Garson onlara "nasıl davranır?"
Polis "selama durur mu?"
Bilmiyoruz.
* * *
MADALYA...
"Alt tarafı" teneke parçası.
Maliyeti "kaç para" ki?
Ama "anlamı... Ağırlığı" para ile ölçülebilir gibi değil.
Sahi biz de "bizim için yaralanan" insanların yakalarına "böyle bir madalya" takıyor muyuz?
Bunu da bilmiyoruz.
* * *
AMERİKADA "mor kalpli" adamla ilgilendik.
Öğrendik ki "asker emeklileri için" bir hastane vardır.
Ve bu hastanenin kapıları, "mor kalpli" adama, ömür boyu açıktır.
* * *
AMERİKADA bazı "şehitlikler" mevcut.
En bilineni Washington'daki Arlington Mezarlığı.
"Mor kalpli" adamın gömüleceği yer orası.
* * *
BİZ bu konu ile ilgilenince, yıllardır Amerika'da (Evansville) üniversite hocalığı yapan Mehmet Kocakülah "takvimi" gösterdi.
Takvimde "önemli günler" işaretli.
Bunlardan biri de "11 Kasım, Gaziler Günü."
Her yılın 11 Kasım'ında bankalar, okullar, hükümet binaları kapalı.
Her yerde "geçit törenleri" düzenleniyor.
Ve bütün ülke "mor kalpli" adama teşekkür ediyor.
* * *
KOCAKÜLAH Hoca'nın eşi Amerikalı... Janine.
Ondan rica ettik.
"Mor kalpli" adam ne yer, ne içer, nerede çalışır?
Öğrenmesini istedik.
Öğrendi...
Eğer "gazi" çalışabilir durumdaysa, devlet ona mutlaka iş buluyor.
Çalışamayacak durumdaysa...
Devlet onun bütün ihtiyaçlarını, ömür boyu karşılıyor.
* * *
AMERİKADA beyaz, siyah, kadın, erkek, zengin, fakir "herkes eşit."
Ama "mor kalpli" adam, "üstün insan."
"Ayrıcalıklı."
Onun sahip olduğu ayrıcalığa "Amerikalı parlamenter bile" sahip değil.
* * *
AMERİKADAN döneli yarın bir hafta olacak.
Kafamız hala "mor kalpli" adamda.
O "mor kalpli" adam, ülkesi için yaralandı.
Ya bizim "gazilerimiz" ne için, kim için yaralandılar?
Ey gazi!..
Yakana bir madalya takamadık.
Madalyalı pek çok "Kurtuluş Savaşı Gazisi"ni ise bir dilim ekmeğe muhtaç ettik.
Amerikalı, 11 Kasım'da gazisine "şükranını" sundu.
Bari biz de bugün... 11 Ocak Pazar günü "özrümüzü" sunalım:
- Ey gazi, senden özür diliyoruz.

MERHUM İSMAİL BAŞ'IN VEFATINI DERİN BİR ÜZÜNTÜ İÇİNDE ÖĞRENDİM. 1976 DEVRESİNİN RENKLİ SİMALARINDANDI. DÜRÜST, CANA YAKIN MERT BİR İNSANDI. ALLAHTAN RAHMET DİLİYORUM. KEDERLİ AİLESİNE ALLAHTAN SABIRLAR DİLİYORUM. HÜKÜM ALLAHIN. HUZUR İÇİNDE KABRİN CENNET OLSUN KARDEŞİM. OSMAN SÜTSATAR

21.YÜZYIL/21GÜN ODA HAPSİ!..

Türk Silahlı Kuvvetlerimizin 2010 yılı itibarı ile yeni bir yapılanmaya hazırlandığı bu günlerde askerlik kanununda birçok yenilikler yapılacağı, bu kanunun bir bölümünün komisyondan geçtiği bilinmektedir. Eli kulağında derler ya iki hafta içinde görüşülüp kanunlaşacaktır. Çalışan arkadaşlarımızın rütbeleri koldan omuza ve birçok değişiklik içerdiği bilinmektedir. Bu yasalarda tartışılacak konular olabilir, bu iş uzmanların işidir. Ancak, Genelkurmayın 18.yüzyıldan kalma BÖYLE BİR İÇ HİZMET 'LE hala iki dudak arasında bir 21 gün hapis konusunun düzenlenmediği görülmektedir. TA Kİ İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ BU KONUDA MUAZZAF BİR ASTSUBAY ARKADAŞIMIZI HAKLI BULMUŞ VE TÜRKİYE PARA İLE CEZALANDIRILMIŞTIR. Zaman zaman GKB lığı HAK/HUKUK/ ADALET/EŞİTLİK/İNSAN HAKARI DERKEN NİYE HALA 18 YÜZYILDAN KALMA KUNTA KİNTE/KÖLE ISAURO YU hatırlatan bu uygulamaya son vermiyor. YENİ YÜZYILDA YEPYENİ BİR SİLAHLI KUVVETLER DENİYOSA O HALDE BUYRUN. SAYIN SİTE YÖNETİCİSİ BU YAZIMI BELKİ YAYINLAMAZSINIZ, ANCAK LÜTFEN BİR KAMPANYA İLE BİR METİN HAZIRLIYARAK MAİL VS ADRESLERİNİ DE KOYARAK BU SİTEDEN KARA/HAVA/DENİZ/JANDARMA KOMUTANLIKLARINA MAİL BONBARDIMANI BAŞLATALIM. Değerli arkadaşlar bu konu gerçekten son derece onur kırıcı bir durumdur, bu yüz yıla yakışmayan bir uygulamadır, bir an önce SONLANDIRILMALIDIR. HEPİNİZE SAYGILAR SUNUYORUM.

ATİLLA ABAYLI EMEKLİ HV. KD BCVŞ
1966/2

Müteveffa meslektaşım İsmail BAŞ'A Tanrıdan rahmet, Ailesi ve Camiamıza başsağlığı dilerim.

Saygıdeğer Arkadaşlarım,

Yıllardır ceza, tayin, sicil baskısı ile susmuş, susturulmuş bir zümre artık haksızlıklar karşısında "Kol kırılır yen içinde kalır" düşüncesini terk etmiştir. Üç yıl önce mynet mesaj grubu ve sitemizin sağladığı imkânla sesimizi özgürce duyurmak, birlik ve beraberliğimizi tesis etmek yasal temsilcimiz olan TEMAD'A destek olmak için yola çıktık. Küçümsenmeyecek başarılar elde ettik basında bizi destekleyen yazarlar oldu (Sn. Umur Talu'ya özellikle minnettarız) muhtelif platformlarda haklılığımızı imtiyaz değil adalet ve eşitlik istediğimizi sürekli belirterek TEMAD'A maddi ve manevi destekler veriyoruz. NİSAN 2007 yılında SABAH gazetesinde yayınlanan ilanımızla artık susmayacağımızı kesin bir dille ifade ettik, muhataplarımızı tam olarak değiştiremesek de bizler olumlu yönde değişiyoruz, bu ani oluşan rüzgârdan TEMAD yeterince faydalanamadı, eksikleri mutlaka var bizim de değişim, TEMAD'IN daha güçlenmesi ve kurumsallaşması ve yeniden yapılanması taleplerimiz var. TEMAD yöneticilerinin iyi niyetinden hiçbir zaman şüphe etmedim eksiklerini hep birlikte tamamlayacağız, yanlış gördüklerimizi iyi niyetle saygı çerçevesinde eleştirilerle belirteceğiz. Bizim sesimize kulak vermek zorundalar, çünkü temsil ettiği zümre ile fikir birliği içinde olmayan hiçbir kurum başarılı olamaz.
Genelkurmay Başkanı'nın Asb. MYO konuşmasını önemsemeliyiz, eksikler vardır haksızlıklar devam ediyordur, yılların birikimi sorunları birden çözmek mümkün değildir bu nedenle bilinçli ve kararlı bir şekilde Assubay onur mücadelesine devam edeceğiz. Her sorun direkt bizi ilgilendirmese de dolaylı olarak ilgilendirmektedir bu nedenle çalışmalarımız bir bütün olarak ele alınmalıdır. Örgütlü mücadelenin önündeki en büyük engel umutsuzluk yaratmaktır, kesinlikle umudumuzu yitirmeden her geçen gün artan bir kararlılıkla, birbirimize saygı duyarak mücadele dışında kalan arkadaşlarımızın da katılımını ve TEMAD'A üye olmalarını sağlayarak mücadelemize devam edeceğiz. Assubay onur mücadelesine destek verenlere minnettarız Saygılarımla.

NEDEN TEMAD TAN YAKINIYORUZ?

Askerliğe ilk adım attığımız günden itibaren gerek öğrenci olarak gerekse görev süresi yıllarında yaşadığımız her bir Assubay'ın trajik hikâyeleri vardır. Ezilmiş, horlanmış, itilip katılmış, küçük görülmüş, kendine yer ve konum aramış, bulduğuyla yetinmiş bir camia olarak yıllarımızı geçirdik. Bu sorunlarımızı görevde iken dile getirmek mümkün mü? O halde bu sorunları bu camianın bir sivil toplum örgütü statüsündeki TEMAD yapmayacakta Bakkallar Derneği mi yapacak? Ne yaptılar bu güne kadar?
Tüm bu sorunlar dünden bugüne mi vardı? Daha dün beylik silahını bile çok gördüler. Yeri geldi Subay kadrolarına vekâleten bakarken yerine göre Erbaş statüsünde işleme tabi olmadık mı?
Önüne gelen misafir olarak ya da başka şekillerde Subay Ordu Evine girerken bizler cüzamlı muamelesi görmedik mi? Bu örnekler bir dokun bin ah işit gibi çoğaltılabilir.
Önemli olan tek örgütlü kuruluşumuz olan TEMAD'IN sessiz pasif görünümden sıyrılarak, sorunları masaya yatırıp katılımcı bir organizasyonla sorunlar ve çözümler paketi olarak gündeme taşımasıdır. İstenildiğinde farklıklarımız bir tarafa konarak bir ve beraber olunduğunda dinamik bir yapıya kavuşturulacak bu gücü Yasal ve Hukukun dışına çıkmadan hak arayışımızı neden harekete geçirmiyoruz. Bu işlev TEMAD'IN önderliğinde başlatıldığında hepimiz bu hareketin içinde olabiliriz. Hodri meydan başlayın üye sayısı da çığ gibi artacak ve camia da kenetlenecektir.
Hep "bir parmak bal"la yetindik, sevindik neden?

Asb. MYO statüsü bizim için dezavantajdır. Bizim TSK içinde meslekler erbabı gibi algılanmamıza yol açmaktadır. Asıl olan zaten askerlik mesleğidir. Ayrıca Asb. Meslek Yüksek Okulu ne demek? Buna bile itiraz edilmemektedir. Bunları da çoğaltabiliriz.

TEMAD üzerindeki ölü toprağını kaldırsın içimizde ne değerler var, bunlardan yararlanarak neler yapılabilir? Bir çalışma başlatsın, hepimiz taşın altına elimizi sokalım.
Asb. Olarak bizler ölene kadar ailelerimiz ve çocuklarımız da dâhil bu kimliği hep taşıyacağız. Onlara bu onuru yaşatalım.
TEMAD SIZ çözüm derken; kırgınlığımızdan, gücenmemizdendir. Etkinliğini ve aktivesini ortaya koyması halinde sahipleneceğimiz göğsümüzü gere gere benimseyeceğimiz bir yapıya ulaştıralım. Bunun için ne gerekiyorsa bizlerden talep etsinler. Bakalım görelim, serzenişimiz bundandır.

Sevgili meslektaşlarım.Aşağıda verdiğim link'e tıklayarak sitedeki arama motoruna Tümg.Erol ÖZGİL yazıp çok manidar ses kaydını dinlemenizi öneriyorum.

www.metacafe.com