Sevgili kardeşim; Güzel yazmışsın eline sağlık, tüm meslektaşlarım kendilerini bugüne kadar yönetenler ile meslekteki durumlarını böyle bir perspektif ile görüp değerlendirselerdi camiamız bu gün daha farklı olurdu herhalde. Teşekkürler. Orhan Orhun

Güleryüzlü meslektaşlarım, 1976 yılında ÇANKIRI Astsubay Hazırlama Okulu'nda başladığım askerlik mesleğine 17 Mart 2004 tarihinde kendi isteğimle emekli olarak yaşamıma devam etmekteyim, ülkeme bu meslek sayesinde hizmet ettim, halen de devletimin onun üzerinde dalgalanan bayrağımın gölgesinde gururla yaşıyorum,bizden önceki meslektaşlarımız gibi emekli olduktan sonra da gelirlerimizi çocuklarımızın eğitimi için harcıyoruz ,görev yaptığım her zaman da gurur duyduğum Türk Silahlı Kuvvetleri benim göz bebeğimdir, kurumuma karşı geçmişte ve şimdi kırgınlığım olmadı.
Geriye dönüp vicdanımla hesaplaştığımda bu meslekte bizlere amir konumunda görev yapan her seviyedeki insanın bugün ABD Devlet Başkanı OBAMA'nın atalarına yapılan kısıtlamalardan daha fazlasına Astsubay'lar olarak maruz kaldık, hala da vicdanımızı sıkıntı içerisinde bizleri yaşatmak için mücadele veriyorlar, ama nereye kadar. ABD 200 yıl sonra köle olarak getirdiği insanların torunlarına," bu ülkeyi sen yönet, sana güveniyoruz " cesaretini gösterdiği halde 16 Türk devleti kurmuş neslin evlatlarının kurmuş olduğu TÜRKİYE CUMHURİYETİ'nin gözbebeği TSK'yı yönettiğini ATATÜRK'ÇÜ DÜŞÜNCE SİSTEMİNİ savunduğunu dili ile ikrar edenler, yasalarla kendilerine emanet edilen Astsubay'lara ve diğer ast personele hala nasıl davranmaktadırlar, hani emanet kutsal idi
Askeri ceza kanununda Subay'lara tanınan 28 güne kadar oda hapsi cezasını Astsubay'lar üzerinde sürekli uygulamış, halen de uygulamaya devam etmektedirler. AİHM dahi kabul etmediği bu durumu disiplin için kullandığına inanacak kadar saplantılı durumdadırlar.
Katıksız hapis cezasını dahi daha birkaç yıl öncesine kadar askeri ceza kanununda Astsubay'lara verilecek cezalar arasında bulundurmayı normal karşılamışlardır.
Döşeme demirbaş listelerinde Astsubay'ların odalarında ATATÜRK resmi konulması uygun görülmemiş, denetlemelerde bu konu kontrol edilmiş, duvarda asılı bulunan resimler kaldırılmıştır; ama gönlümüzden bu sevgiyi silemediler, bu cumhuriyetin kurucusunun resmini bizimle paylaşmayı bile çok gördüler.
Gözümüzü TSK da açtığımızda servislerde, lojmanda, orduevlerinde, kamplarda ayrımcılığı görmüş idik, bu konularda zaman içerisinde birleştirici olacakları halde tam tersine daha da keskin ayrımlar yaratarak emekli Subay'ları da lojmanlara yerleştirdiler, bu da yetmedi askeri hastaneleri A B C Polikliniği diye ayırdılar, tabikî yeterli değildi, koruma taburları kuruldu hem emniyetleri ömür boyu sağlandı ,hem de duraktan taksi çağırmaktan kurtuldular, nasıl olsa bedava; hatırlarsanız Ankara oran sitesinde daha önce de milletvekili lojmanları vardı, yeni dönem milletvekili seçildiğinde eskiler çıkartılana kadar gazete ve dergilere konu olurlardı bugün de emekli Subay'lar aynı konumdalar
Ayrımcılık Subay Astsubay arasında daha da artmalı idi, amirlerimiz zor durumda idi, eski Cumhurbaşkanı'mız sayın Ahmet Necdet SEZER, rahmetli eski Başbakan Sayın Bülent ECEVİT'e Anayasa kitapçığını fırlattığında ülkede devalüasyon olduğu durumda belirli kesime temsil tazminatı verilmiş geri kalan bölüme de beş yıl içerisinde verileceği belirtilmiş, görevdeki Subay'lardan Yarbay rütbesine kadar bu tazminat verilmiş, nasıl olsa emekli olunca da bu tazminat devam ettiğinden Subay'ların genişleyen ihtiyaçları karşılanmış Astsubay'lar ise nasıl olsa midelerine kuşak bağlayıp açlığını bastırmaya alışık olduklarından kuşak hiçbir zaman çözülmeye gerek duyulmamıştır.
TSK'yı yöneten amirlerimiz her fırsatta çağdaş ,ilerici olduklarını geçmişte de söylediklerini ,bugün de söylemeye devam ederken 1983 yıllardan itibaren " Astsubay'lar Üniversite de okuyor " diye emir yayınlayarak yükseköğrenime devam edenler tesbit edilerek cezalandırılmaları istenmiş, yıldırmak için Astsubay'lar sınav zamanları sınava katılmasınlar diye ya disiplin cezaevine konulmuş, ya da o zamanlarda mesai yapılmıştır; işte yalnızca bu nedenden gericilik suçundan yargılamak gerekir, zaman zaman terörle mücadelede silahlı mücadelenin yanında terörün yoğun olduğu bölgelerde eğitim seviyesinin yükseltilmesini siyasilere telkin ederken kendi bünyesindeki personelin eğitim seviyesinin yükseltmesini kabul edememişler ,halen Subay'lara eğitim nedeniyle verilen kıdem ve maddi olanaklar, yalnızca Astsubay oldukları için verilmemektedir.
Yanılmıyor isem 1985 yılında yine nokta dergisinin o haftaki kapağının konusu o zaman OYAK genel müdürü olan sayın,Hasan SAĞLAM ve şu haber var idi; OYAK Genel Kurulu ibra edilemedi, gelir ve giderlerini hesaplayıp işin içinden çıkamamışlardı, ne hazindir ki aynı dergi yıllar sonra darbe günlüklerini yayınladı diye kapatıldı.
TEMAD Yalova İl Başkanlığı yaptığım sırada bir üyemiz yıllar önce Astsubay'ların sorunlarına dikkat çekmek için gazeteci sayın, Çetin ALTAN'ı çalışma ofisinde arkadaşları ile birlikte ziyaret edip, Astsubay'ların sorunları ile ilgili yazı yazması için ricada bulunduklarını, bu isteklerinin karşılığında kendilerine Genelkurmay Başkanlığı tarafından gazetecilere gönderilen yazı gösterilerek Astsubay'larla ilgili herhangi bir yazı yazılmayacağını belirten yazıyı kendilerine gösterdiğini anlattı, halen bu üyemiz Yalova ilinde ikamet etmektedir.
Yıllardır Genel Merkez'imiz olağanüstü bir çaba ile Hükümet , Siyasi Partiler, Milli Savunma Bakanlığı,Genelkurmay arasında bıkmadan çaba göstermekte, sorunlara dikkat çekmekte ,ama hiçbir mekanizma parmağını dahi kımıldatmamaktadır,sorunları çözmek için arzu ettiğimiz zaman dilimine tarafları ikna edemediğimize göre bu çalışmalar devam ettirilmeli, ama Genel Merkez'imizin gücünün artık önemsenmeyecek kadarı bu alanlara ayrılmalıdır.Genel Merkez'imiz İl İlçe Teşkilatları'nın Yönetimi ve konuya ilgi duyanlarla yapacağı toplantılarla eylem planı tespit edilmeli bu plan teşkilatların çoğunluğunca da onaylanmalıdır,özellikle gelişmiş ülkelerdeki tepki yöntemleri incelenmelidir.
Bizler Derneğimizin mesaj panolarına yazılar yazdık, bu yazıları bizim dışımızda merak edenler yeterince okudular eminim onlar da sıkılmışlardır,artık dönem bizim davranışlarımızı başkalarının gündemlerine taşımak olmalıdır,SAYGILARIMLA.


GSM:05326760874

MEHMETÇİK KORSANA KARŞI YOLA ÇIKTI

http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/egazeten ews.aspx?id=11026542&tarih=2009-02-18

KAHRAMANLARIMIZ YOLDA

http://www.sabah.com.tr/haber,D75A7DC4F4BE487FA44A16 4E22803233.html

ASSUBAY ONUR MÜCADELESİ!..

Fedakar Dava Arkadaşlarım ve Çok Değerli Büyüğüm Sayın TÜRETKEN ,
Sitemizce düzenlenen BELLETİLMİŞ ÇARESİZLİKTEN ÇIKIŞ kampanyamıza katkı amaçlı hibe etmiş olduğum beylik silahım " ASSUBAY ONUR MÜCADELESİNE FEDA OLSUN " Silahlı Kuvvetlerde Assubay Meslektaşlarımın haricinde kimseyle iyi ve hatırlanacak anım olmadı.Dava bizim davamız, el birliği ile mücadele gerekir, bence maddi ve manevi tüm imkanlar seferber edilmelidirGerekirse sırtmızdaki ceketi satma uğruna da olsa.SİZ BİZLERİN BÜYÜĞÜ OLARAK BU YAŞINIZDA ANKARA'DA KAR KIŞ DEMEDEN EYLEM İÇİN ÇADIR KURAR MÜCADELE EDERİM DERKEN BEN TABANCAMI HİBE ETMİŞİM LAFI MI OLUR.Davaya inanmak ve destek vermek öncelikli görevimizdir.Sn Ersen GÜRPINAR, Sn Hüseyin SAVCI VE DEĞERLİ DAVA ARKADAŞLARIM SAĞOLUN, VAR OLUN.ZAMAN MEVHUMU TANIMADAN HİZMET VEREN SİZ VE SİTE YÖNETİMİNE MİNNETTRIM. GÜN BİRLİK VE BERABERLİK GÜNÜDÜR. Sonsuz saygı ve sevgilerimle..

TSK'DA BÜYÜK DEĞİŞİM!..

Profesyonel Ordu'ya Adım Adım;

Link


http://haber.mynet.com/detail_news/?typ%20e= Actuel&id=N206446&date=17Subat2009

OYAK İLLETİ !..

1962 yılından beri, adı OYAK olan bu illetten kurtulmak için, denemediğimiz yollar kalmadı. Haberimiz dahi olmadan, rızamız ve imzamızın bile bulunmadığı bu kuruluşa üye yapılmışız. Bu nasıl üyelikse, anlayana aşk olsun.
Her ne ise. Diyelim ki isteyerek üye oldum,( hiçbir Assubay isteyerek üye olmaz ya) sonradan vazgeçtim. Üyelikten çıkmak istiyorum diye dilekçe vermeye kalktığımızda, emre itaatsizlikten dolayı ihraç edilebileceğimiz tehditleri ile karşılaştığımız günleri asla ve asla unutamam.

Maaşlarımızdan kesilen %10 (brüt üzerinden) o dönem için de büyük, bu dönem için de büyük bir meblağ.

Nur içinde yatsın rahmetli Sakıp Sabancı. Arada rahmetli Sabancı ile konuşan arkadaşlarımıza, şunu söyledi: Bu parayı bize yatırın, emekli olduğunuzda, ikramiye olarak her bir kişiye bir dayalı döşeli daire, (0) Km. de bir araba vermeyi taahhüt ederim. Bu teklifi değerlendirmek için yeni girişimlerde bulunduk. Eski tas eski hamam. Ayni tehditler, devam etti. Neden; zülf-ü yare dokunuldu. YILDIK-KORKTUK-SAHİPSİZİZ-FAKİR ÇOCUĞUYUZ-PASİFLEŞTİRİLMİŞİZ- daha ilaveler var ama, kısa kesmek en iyisi.

Bu OYAK denen kuruluşu, mercek altına almanın zamanı geçte olsa gelmiştir.

Bankayı satarlar, kimsenin haberi yok. Yönetim kurulu seçilir, üyelerinin çoğunluğunu oluşturan Assubayların haberi olmaz.

Halbuki bu kuruluşun tabii üyelerinin %70 ini Assubaylar teşkil etmektedir. Ne yapar ne ederler kimsenin haberi olmaz.

Aslında bu konuda yazılması gereken çok şey var. Suç teşkil eder diye yazmıyorum.

Sadece şunu demeden, sayfayı kapatmak istemiyorum.

Ey askerliğini Yedeksubay olarak yapan bugünün aydınları ve düşünürleri ile yazarları çizerleri, Milletvekillerimiz.

OYAKa maaşınızdan kesilen %10 ları neden aramazsınız.

Orduda görev yaptığınız sırada, Assubayların meslekte çektikleri zorlukları bildiğiniz halde neden dile getirmezsiniz. Neden korkuyorsunuz?

Assubay konusu gündeme geldiğinde, ilk gün havaya kalkan ellerinizi, ertesi gün aynı konu görüşülürken arkanıza saklıyorsunuz.

Subay'a tabancayı bedava veren, Assubaya para ile satanlar, ne haldesiniz, mutlu musunuz?

Değerli kardeşim Sn. İÇER ve Sn.ASLAN ;Assubaylıktan kalan tek anınız olan tabancanızı hibe ederek, anılarınızı yok etmeyin lütfen. Daha o kadar çaresiz değiliz. Olmayacağız da.

Mesleğinde sadakat ile hizmet verenlerin emekleri, asla boşa gitmez. Zaman gerekli. Biraz daha çaba göstermeliyiz.

Derler ya; hiç kimse doğuştan suçlu değildir. O kişi suçlu olmuş ise; cemiyet utansın.

Bizler Assubay olarak, görevimizi tam olarak yaptığımızın inancı ve bilinci içinde olduğumuza inanarak, hakkımızı arama savaşı veriyoruz. Biz utanmayalım. Bunda utanılacak hiçbir şey yok. Çünkü ASSUBAY utanılacak bir şey yapmadı, yapmaz.

Bizleri bu konuma getirenler utansın. Varsa tabi. Saygılar.

Sanırım bu kampanyadan çoğu arkadaşlarımızın haberi henüz yoktur (özellikle muvazzaf personelin). Bunu duyurmak için gereken tedbir ve çarenin de acilen bulunarak uygulamaya geçilmesi taraftarıyım.

Merhaba arkadaşlar
öncelikle kara kuvvetlerinden arkadaşlarımın isimlerinden sonra (p-k-k-k) şeklinde ve bitişik olarak yazmamalarını rica ederim.
Siteye emeği gecen herkese Tşk. Ederim.
Bu sitede birbirlerimize emekli olduktan sonra nasıl yardımcı oluruz onu da hepimiz yazalım mı? Örneğin ben Manisada emlakcılık yapmaktayım. Ayrıca yatırım yapmak isteyen arkadaşlara karşılıksız kısmı da olan krediler temin edebilmekteyim. Gen kur bşk emir Astsb. Devre arkadaşım ona da özel olmamak şartı ile bazı isteklerimizi bildirmemiz bize ne sağlar değerlendirelim mi? Saygılarımla.

BU KADARINA PES VALLAHİ...

Değerli Meslektaşlarım...

Böyle bir konuda, mesaj yazdığım, mesaj panosunu işgal ettiğim, zamanınızı almak zorunda kaldığım için, tüm mesaj panosunu okuyanlardan özür diliyorum...

Zaman, zaman bu platformlarda, daha iyiyi, daha güzeli aramak bulmak adına, yasal derneğime TEMAD yapamadıkları için, doğrudur eleştiriliyor. Ama aşağıda içeriğini anlatacağım düzeyde bir kalitenin bu eleştirileri yapanları ve sitemizi "düşman" ilan etmesi bir emekli Assubay olarak doğrusu çok kanıma dokunduğundan bu mesajı yazmak zorunda kaldım tekrar özür dilerim.

Kardeşim şu dünyaya işte geldik gidiyoruz, lütfen biraz kendini eğit, bir şeyler öğrenmek için gayret sarf et kardeşim. İhtiyacı olmayanlara yalakalık yapmaktan başka bu dünyada başka güzel işler de var be kardeşim. İşte geldik gidiyoruz, yarınlarda çocuklarının, torunlarının geleceğini düşünmeden, nasıl olsa yer altı suyuna eriştim, gün bu gündür, benden sonrası tufan diyen veya ufku o kadar olan, var gücüyle, düşmanın malıymış gibi, yer altı suyunu köküne kadar çektikten sonra, oluşan obruğun, neden oluştuğuna bir türlü akıl erdiremeyen Konya - Karapınar'daki köylü yurttaştan biraz farkın olsun, sen sonuçta benim meslektaşımsın be kardeşim...

"YAZIYA TEMAD A MUALİF EMEKLİ ASSUBAYLAR SİTESİNDEN HEMEN ELEŞTİRİ GELMİŞTİR. MEHMET EROL KİMDİR ACABA, TEMAD BAŞKANI DEĞİŞTİMİ,ADINIMI DEĞİŞTİRDİ VS VS.
LÜTFEN BU KONUDA BİR AÇIKLAMA YAPINDA TEMAD IN DÜŞMANLARINI SEVİNDİRMEYİN, FIRSATÇILARA FIRSAT VERMEYİN."

Tanıdın mı, yukardaki yazı senin ölmez eserin. Bu kısacık eserinde yaptığın hatalara bir göz atalım;

TEMAD A = TEMAD'A
MUALİF = MUHALİF,

EMEKLİ ASSUBAYLAR SİTESİNDEN=
EMEKLİ ASSUBAYLAR SİTESİ'NDEN,

TEMAD BAŞKANI DEĞİŞTİMİ=
TEMAD BAŞKANI DEĞİŞTİ Mİ?

...DEĞİŞTİMİ,ADINIMI.... =
... DEĞİŞTİ Mİ, ADINI MI ,

AÇIKLAMA YAPINDA =
AÇIKLAMA YAPIN DA,

TEMAD IN = TEMAD'IN, olacak...

Otuz kelimelik eserinde altı hata çok fazla. Yanlış kapıdan doğru yere çıkılmaz be kardeşim. Aynı meslekten biri olarak, senin adına üzülüyorum be kardeşim. İşte geldik gidiyoruz, öğrenmenin yaşı yoktur, fazla geç kalmadan, biraz gayret sarf et, doğrusunu öğren, kendini biraz eğit be kardeşim. Yok, illa ben buyum ve oraları kirletmeye devam edeceğin diyorsan, sen bilirsin diyemiyorum. O platformlar bir zümreyi temsil ediyor, bir zümreyi mevcut halinle kirletmeye devam hakkın yok diyorum be kardeşim... Saygılarımla...

Birileri TEMAD mesaj panosuna yazılan yazıları kontrol etmeli veya bununla ilgili program konmalı.
Şimdi bu site herkes tarafından inceleniyor ve geziliyor. Belki bir kaç harf, ya da noktalama yanlış olabilir.
Sayın Recep YABAN, Mahmut ERDEM vb. kişiler bu eleştirileri başka amaç için kullanmaya çalışıyor.
Bu site TEMAD'A destek veriyor.
Kişi ve kuruluşlar eleştirildikleri zaman kendilerini ayakta tutarlar.
Bu sitenin de Sn. Recep YABAN, Mahmut ERDEM ve diğer kişiler tarafından eleştirilmesi de iyiliğine.
Zaten gerekli açıklamalar anında veriliyor.
İyi bir beyin fırtınası oluşuyor.

MEHMET TUNCER
TEMAD TANITIM BROŞÜRLERİ
KUVVET KOMUTANLIKLARINDA


2009 YILINDA EMEKLİ OLACAK MESLEKDAŞLARIMIZIN BUNDAN SONRAKİ HAYATLARINDA EŞ VE ÇOCUKLARI İLE BİRLİKTE SAĞLIKLI, MUTLU, HUZURLU VE HER ŞEYİN GÖNÜLLERİNCE OLMASINI DİLERİZ.

EMEKLİYE AYRILACAK MESLEKDAŞLARIMIZ İÇİN SİVİL HAYATA ADAPTASYONU SAĞLAMALARINA YARDIMCI OLMAK VE ASKERLİK ANILARINI YAŞATMAK AMACIYLA KENDİ ÖZ YUVALARI OLAN TEMAD VE TÜRKİYEDEKİ ŞUBELERİNİ TANITAN DERGİ, ÜYELİK FORMU VE BROŞÜRDEN OLUŞAN BİR SET YAPILMIŞ OLUP, HER EMEKLİYE VERİLMEK ÜZERE KARA, DENİZ, HAVA VE JANDARMA GENEL KOMUTANLIKLARININ EMEKLİ ŞUBE MÜDÜRLÜKLERİNE TESLİM EDİLMİŞTİR.

TEMAD GENEL SEKRETERİ

B İ L G İ L E R İ N İ Z E . . . . .

Sevgili Meslektaşlarım

Yalnız kaldığımda hep şunu sorarım kendime neden Astsubay oldum? Neden?

Kendimce sebeplerim vardı elbet, ama 15 yaşında bir çocuktum ve bilmiyordum Astsubay ne demek.

O zaman ki şartlar bana seçme fırsatı da vermemişti ki zaten.

Sağcısı, solcusu, kavgaları, neden olduğunu bilmediğimiz ve sürekli duyduğumuz silah ve bomba sesleri, ölenler, yaralananlar ve kardeş kavgaları içindeydik o zamanlar.

İşte bu dönemde okuyabilmek, sadece okuyabilmek için seçmiştim bu mesleği.

Bildiğim bir şey daha vardı babamın karakalem yapmış olduğu ve dedeme ait olan üniformalı resmi evimizin başköşesinde çerçeve içinde dururdu.

Benim dedem; Kurtuluş savaşı gazisi Ağır Topçu Başgediklisi Ahmet efendi idi.

Benim için, ailem için ve bu vatan için gurur kaynaklarından biriydi o!

Bu nedenledir ki ailemizin erkek çocukları asker olmalıydı !... Ve ben evin en küçük yaramaz çocuğuydum.

Şartlar beni bu nedenlerle buraya getirmişti belki de.

Ama bizler bu mesleğe girebilmek için bir yarışın içine girdik ve bu yarışın neticesinde ipi göğüsleyenlerle birlikte başladık. Yani sınavlar, sağlık raporu gibi aşamaları aşıp seçilerek geldik.

Kendi adıma; Hayatım boyunca mesleğimle gurur duydum ve hala da bu gururu yaşamaya devam ediyorum ve edeceğim. Herkes gibi !...

Meslek hayatımıza başladıktan sonra yaşadığımız ayrımcılıklar neticesinde; her arkadaşım kendi meşrebine göre farklı tutumlar sergiledi. Neydi bu yarış iyi sicil almak, güzel bir yere tayin olabilmek gibi mesleki şeyler di.

Ancak bu sürecin bize en büyük kaybı ise Öz güvenimizi yitirmemiz oldu. Maruz bırakıldığımız yüzlerce olay bunun tek sebebi idi, hedeflenen amaç ta zaten tam burasıydı. Örnek mi; Emekliliğiniz gelmiştir ama müstakil görev alamazsınız, aracı, silahı tamir edersiniz ama kullanamazsınız, araç konvoyuna komuta edemezsiniz, milyarca dolarlık uçakları tamir edersin, indirir kaldırırsın ama iş nöbete gelince bekle başçavuşum 24 yıl (gerçi şimdi 30 yıl oldu ya) gibi daha yüzlerce olay. Neden? Çünkü biz Astsubayız.

Buna benzer görevleri biz beceremeyeceğiz ama benim bitirdiğim aynı okulu bitirip vatani görevini yapmak için gelen ama benim üstüm olan kişi yapabilecek. Bu yaşadığımız olaylar daha manevi olanları, bunun birde maddi olanları var ki bundan çok daha da fazlası.

Öz güvenimizi kaybetmemiz için sistemli olarak uygulanan bu baskıları çalışırken yitirmeyen meslektaşlarımız ise emekli olduktan sonra da yitirmedikleri öz güvenleri sayesinde; şu anda da yapılan her türlü mücadelede ön saflarda durmaktalar.

Neydi bu öz güven; İnsanın kendine güvenme duygusu değil mi, bu duyguyu yitirdiysek ne olacak peki. Ne olacak işte durum şu anda olduğundan asla farklı olmayacaktır.

Emekli Astsubay olduğunu dahi söyleyemeyen, haklı mücadelelerine bırakın katkıyı köstek olmaya çalışan, havanda su dövmeye devam eden, tabi olduğu kanunları dahi bilmeyen, size 100 lira zam almaya çalışıyoruz denildiğinde Padişahım çok yaşa diyen bir toplum olmuşuz.

Uyanın artık, lütfen uyanın fırsatlar sürekli kaçıyor hem de geri gelmemek üzere kaçıyorlar koşar adımlarla.

Güvenin kendinize artık. Bu mücadeleyi hep beraber yapacağız ve teker teker aşacağız yeter ki birbirinize ve en önce de kendinize güvenin ve inanın.

Hadi durmayın artık emekliler gidin derneğe önce üye olun, Siz çalışanlar sizde dernek derginse abone olun.

Hadi yıkalım şu mahfuz talihimizi.

Saygılarımla.

Ayhan YILDIRIM
(ayhanbcvs@hotmail.com)

"TAKKE DÜŞTÜ KEL GÖRÜNDÜ"
Sayın Meslektaşlarım öncelikle belirmeliyim ki bu yazıyı mücadele azmimizi kırmak ve sekteye uğratmak için kaleme almadım.
Çalışanıyla ve Emeklisiyle sayıları iki yüz bini bulan bir camia olduğumuzla övünüyoruz.
Bizim sayımızın çok daha altındaki STÖ ve sendikaların nasıl ses getirdiklerini medyada gıpta ve ibretle izliyoruz.
Bakın TEMAD Başkanımız yapılacak hak arama eylemiyle ilgili şubelerden görüş aldığını ve sonuçlarını açıkladı. Şubelerin ne kadar duyarlı oldukları ortada. En son Sayın Savcı bir kıvılcım yaktı, destek veren dört yüz kişi ve üç dernek şubesi. Kimse demesin ki haberim olmadı. Durumdan en az yarısı haberdar.
Şimdi kendimizi bir an için hak talep ettiğimiz zat'ların yerine koyalım ve masanın karşı yakasına geçelim. İki yüz bin kişilik kitleden ancak dört yüz kişilik tepki. Bu sese kulak mı verirdiniz, yoksa hanımın arabasını da zırhlıya nasıl çeviririm veya çocukları bir gemicik sahibi daha nasıl yaparım mı diye çaba sarf ederdiniz. Maalesef durum bu.
Merak ettiğim verilen mücadele sonuç verdiğinde dışarıda duran meslektaşlarımın mücadele veren arkadaşlarının yüzüne nasıl bakacağı.
Yol uzun ve zorlu, en kötüsü de camianın topyekûn haklı davamıza sahip çıkmaması tek ses, tek yürek olamamamız.
Bu gerçekleri unutmadan haklı davamızı mücadele sayımız az da olsa yılmadan, usanmadan savunacağız savunmalıyız.
KALIN SAĞLICAKLA...

Sevgili Arkadaşlar,kapitalist bir dünyada ve o zihniyetin egemen olduğu bir hayat yaşıyoruz ne yazıkki.Yine de yılmadan,bıkmadan ezilen ve sömürülen insanların haklarını araması gerekir.Fakat 5 torba kömüre,makarnaya oyunu satanlar benim de geleceğimi etkiliyor ve ne yazık ki bunlar çoğunlukta.Asgari ücretin 550tl olduğu,Şehit olan askerin ailesinden tazminat talep edildiği bir ülkede,kimileri aylık 260.000tl maaş alıyor,kimileri de aylık 2000 tl makyajına ayırdığını Tv.da söyleyebiliyor ve o programları en çok seyreden de toplumun bu ezilen kesimi.Bazen böyle bilinçsiz bir toplumda yaşamak zorunda olduğum için çok üzülüyorum.Kapitalizm toplumları Futbol,Seks ve Din üçgeni ile uyuşturur ve düşünmesini,hak aramasını istemez.Sizce bizim ülkemizde bu üçgen kurulmuş mu?

TÜM ASTSUBAYLAR ÖZ KARDEŞTİR

Astsubay onur mücadelemize katılımın az olduğunu ve 200-300 kişilik bir grupla mücadele ettiğimizden yakınıyoruz. Yeni, yeni arkadaşlarımızın bize katılarak bu sayıya ulaşmamız sevindirici ve büyük bir başarıdır. Başarımız her geçen gün artacaktır. Bu başarının fitilini ateşleyen Sayın Ersen GÜRPINAR ve arkadaşlarına minnet borçluyuz.

Madeni ve plastik eşya dökümcüleriyle marangoz gibi meslekte çalışanlar, yarı işlenmiş malzemeyi önce mengene ile presleyip kalıba soktuktan sonra istedikleri malzemeyi imal ederler. Preslenen malzeme ne kadar iyi preslenirse o kadar kaliteli olur ve uzun seneler dayanıklı olarak kullanılır.

Çocuk yaşımızda büyük bir heyecan, sevinç ve gururla katıldığımız kutsal asker ocağında usta ve becerikli komutanlarımız tarafından, güçlü mengenelerle preslenerek canımızı ve menfaatlerimizi hiçe sayarak çalışacak şekilde disiplinli birer asker olarak yetiştirildik. Menfaatini, meslekte kariyer yaparak yükselmeyi düşünmeyen ve canını hiçe sayarak görev yapan başka bir meslek var mıdır? Hayır yoktur. Sayın arkadaşlarım, ben iki çocuk babasıyım ve hiç bir çocuğumun doğumunda eşimin yanında bulunamadım. İşte bizim mesleğimizin kutsallığı bundandır. Vatan sevgisi, görev bilinci ile dolu olarak ve başarısızlık sonucu cezalanmak korkusuyla adeta rüyalarda yaşadık.

Birçok arkadaşımız hala o kâbus gibi rüyadan yeni, yeni uyanmakta ve uyku mahmurluğu devresindedirler. O arkadaşlarımız da bizim öz kardeşlerimizdir. Onur mücadelemiz tüm muvazzaf ve emekli Astsubayların mücadelesidir.

Saygılarımla.

Saygıdeğer Meslektaşlarım,

Dikkat edelim ,Genelkurmay Başkanlığı emekli personellerinin de durumlarını takip ediyormuş. Hangi Televizyon kanallarında ve açık oturumlarda sorunlarını tartışıyorlarmış? Hangi Derneklere üye oluyorlarmış? Hangi Encümen-i Daniş meclislerine gidiyorlarmış? Hangi Oyak Yönetim Kurullarına müdahil olmuşlar? Ergenekon'un neresinde zikrediliyorlarmış?
Aslında Genelkurmay Başkanlığı'mızın mutlaka duyması, mutlaka görmesi ve de mutlaka bilmesi lazım. ASSUBAY'LAR TEMAD ÇATISI ALTINDA AÇLIK VE YOKLUKLA MÜCADELE EDİYORLAR, BU DA SUÇ İSE, EVET SUÇ İŞLEMEKTEDİRLER. Ama Genelkurmay Başkanlığı bir türlü Assubay'ların bu durumunu kabullenememekte ve bu tespiti yapamamaktadır. ASSUBAY'LARIN AÇLIK VE YOKLUK SINIRI ALTINA DÜŞÜRÜLMENİN DE BİR SUÇLUSU YOK MUDUR? LÜTFEN O SUÇLUYU DA BULUNUZ. Saygılarımla.

Saygıdeğer Arkadaşlarım,
Assubay onur mücadelesinin salt maaş artışı olmadığını hepimizi biliyoruz.Onurumuzun da para ile ölçülemeyeceğini herkes bilmelidir.
Önyargılar ile o kadar haksızlıklara uğradık ki ruhumuzdaki fırtına ölünce bile sona ermiyecektir. Bundan şikayet etmeyen arkadaşımız yoktur ama bir araya gelme sorunumuz var;yıllardır TEMAD Yönetimleri toplumu hareketlendirecek çalışmalar yapmamışlar, buna mücadeledeki başarısızlıkları da ekleyince bizler destek vermemişiz, umutsuzluk benliğimizi sarmış bu kısır döngü devam edip gelmiş. Artık haksızlıkların kader olmadığını haykırıyoruz, onur mücadelesi için arkadaşlarımız TEMAD ile el,ele gönül gönüle olmak, başarmak istiyor. Bunun heyecanı ile bazı arkadaşlarımız gerektiğinde silahımı satar destek olurum taahhüdünde bulunuyor, işte bu güneşin önündeki kara bulutların dağılması aydınlıklara davetiyedir. O silahlar bizim evlatlarımıza, torunlarımıza mesleğimizin birer anısıdır, biz kararlı olduktan sonra karanlıkları bir meşaleden bin meşale yakarak aydınlatırız. Arkadaşlarımıza hassasiyetlerinden, özverilerinden dolayı teşekkürler, ama bu toplum bazıları karşıdan seyretse de, bir değil bin davanın hukuksal masrafını karşılamaya kararlıdır.Onur mücadelesine maddi ve manevi destek olan herkese minnettarız.

Sayın Selçuk İÇER ,sizi kararınızdan dolayı alkışlıyorum.Ve kararınıza benden katılıyorum.Bende katkı için vzör marka 7.65 çapındaki beylik tabancamı hibe ediyorum.

ORDU YARDIMLAŞMA KURUMU GENEL MÜDÜRLÜĞÜNE

Bütün dünyayı etkisi altına alan ekonomik krizin OYAK' ı da etkilemesi söz konusu olduğundan, 2009 yılında ödenecek olan oyak emekli maaşlarında tahmini olarak % 30 dolayında düşme görülebileceği bir yazı ile bildirilmiştir.

Gerekçe olarak da kurumun 5 şubat 2009 tarihli yazısının ilgili 7 nci paragrafında aynen;

"Emekli maaş sistemi, alışılageldiği anlamda bir maaş uygulaması değil, farklı bir uygulama içeren bir tür kar payı ortaklığı ve gelir paylaşımı esasına dayalı bir nevi sosyal sigorta sistemi olup temelinde o yılın nema oranına göre elde edilen gelirin yarısının "maaş" adı altında üyelere ödenmesi yatmaktadır.Temelde alışılagelmiş maaş anlamında olmayan bu gelir ödemesi, OYAK'ın nema oranına ve üyenin rezervine bağlı olup, dönemler arasında farklılıklar gösterebilmekte, memur maaşı ya da emekli sandığı emekli maaşları gibi belirli bir oran yada katsayıya göre periyodik bir artış göstermemektedir".

Yukarıda bahsedilen husus doğrudur. Çünkü kısaca OYAK, devletin hiç bir katkısı olmayan ve tamamen üyelerinin aidatlarıyla ve bağlı kuruluşlarının elde ettiği kar dan oluşan bir ortaklıktır. Bu ortaklığın yıllık gelirinin görevdekilerin paylarının rezervlerine , emeklilerin de yarısı rezervlerine eklenip yarısı da emekli aylığı (bir nevi temettü) olarak ödenmektedir.

OYAK üyelikten ayrılmak isteyenlere paylarının kolay anlaşılabilir olarak verilebilmesi için her yıl bilançonun kesinleşmesinden sonra kurumun toplam varlığıyla tüm üyelerinin kurumdaki pay oranlarının belirlenmesi gerekir. Bunun için;

1.Kurumun para olarak mevcut nakdi varlıkları + Taşınır ve taşınmaz varlıklarının gerçek değeri = Kurumun toplam varlığı,

2.Üyenin kurumdaki rezervi.

3.Kurumun toplam varlığı : üyenin rezervi = Üyenin pay oranı.

Şeklinde bir hesap sisteminin çıkarılması gerekir. Türkiyenin en büyük sanayi, ticari ve hizmet sektörlerinden biri olan Ordu Yardımlaşma Kurumunun bunu uygulayabilecek tenolojiye ve muhasebeleştirme tekniğine sahip olduğuna inanıyorum.

2008 yılının kesin hesap bilançosunun çıkarılmasından sonra bu esasa göre benim de OYAK taki rezervimin ve kurumdaki hisse oranımın bildirilmesini arz ederim.
Saygılarımla.

Sayın Selçuk İÇER,
Yazınızı gözlerim dolarak okudum.Malum mücadelede silahınızı hibe etmek durumunda kalmanızı kesinlikle kabul etmem.Biz henüz ölmedik.Mesleğinizin anısının sizinle olması şart olup Dava için gerekecek taahhütten ayrı oluşacak mali destekte her zaman takiptekilerce ve de yaşantısını zora sokmayacak şekilde (miktarı önemli değil) değerli onur savaşçısı abilerimce karşılanacaktır. Az olabiliriz ama hala onurluyuz.

Takipteyim.

Affınıza sığınarak sormak istiyorum; TEMAD Genel Başkanı değişti mi?.. TEMAD web sitesi mesaj panosunda Mehmet EROL- TEMAD Genel Başkanı adı altında mesaj gördüm... Benim bildiğim Başkan Sayın Mustafa EROL değil miydi?....

TEMAD Başkanı eğer adını değiştirmedi ise ,habersizce genel kurul yapılmış,Sn.Mustafa EROL'un yerine Sn.Mehmet EROL Genel Başkan olmuş,hayırlı olsun,eğer işlerini TBMM sinde de böyle yapıyorlar ise neden sonuç alınamıyor belli değil mi?

AMAÇ-ARAÇ;

Değerli arkadaşlarım,
Amacımıza ulaşmak için, araca ihtiyacımız vardır. Bu araçları nasıl temin edebiliriz diye düşünmemiz gerekirken, bazı konuları kişiselleştirmenin anlamsızlığını görmemiz-bilmemiz gerekir.

Araç olarak, insanların nasıl kullanıldığını, biz Assubay'lardan daha iyi bilen bir meslek dalı olduğunu hiç sanmıyorum. Bunun için de haklarımızı ararken, kullanılmanın ne kadar acı olduğunu bilen kişileriz. Bir başkasını kullanmak aklımızın köşesinden bile geçmez.

İlk olarak, her Assubay, amacının aracı olması gerektiğine inanmalıdır. Bunun için de, maddi manevi, gücü yettiği kadarı ile destek olması gerektiğine inanmalı, zamanı geldiğinde, bunu görev bilerek, haklarını almak için, katkıda bulunmasının bilincinde olmalıdır.

Haklı olarak arkadaşlarımız, bu haksızlığa tepkililer. Hepimizin tepkili olduğu unutulmamalıdır. Hal böyle olunca, yürüyüş yapmak, miting düzenlemek gibi, çare arayışlarına girme konusunda, yerden göğe kadar haklıyız. Ancak; zaman içerisinde, birçok mitingler yapıldı. Binlerce insanın sokağa döküldüğü mitingler. Dikkat edilmelidir, hangisi ne hak aldı, ne değişti. Hiçbir şey. Neden mi?

Nedeni şu: Mitinglerden sonra Sn. Başbakan bir açıklama yaptı. Dedi ki: Sokaklara dökülerek hiçbir şey elde edemezsiniz. Meydanlara toplanıp, yanınıza da bindirilmiş Kıta'ları alıp yürümeniz hiçbir şeyi değiştirmez.(Sn. Em. Cumhurbaşkanı'mız Süleyman Demirel'in tabiriyle, (HÜKÜMETİN BAŞI ) Böyle dedi. Aynen dediği gibi oldu. Hani Milletvekilleri, hani Muhalefet. Kimseler yok ortalıkta. Gizli anlaşma mı yaptılar acaba, hiç birinden ses çıkmadığına göre, düşünmek gerekir.

Bütünü ile yaşanan bu olayları göz önünde bulundurarak, yürüyüş mü yapalım, haklarımızı el ele, gönül gönüle vererek yasal yollardan mı arayalım. İlk önce buna karar vermemiz gerektiğine inanıyorum. Haklarımızı alıncaya kadar, yapılması gereken konularda, her Assubay'ın üzerine düşen görevi yapacağına inancım tamdır. Saygılar.

Emekli ve Muvazzaf Astsubay'lar 2000 'li yıllardan itibaren ekonomik olarak çok büyük sıkıntılara düştü. Çocuklarını bile okutamamaktadır. Oyak Kuruluşları ise eski Ordu Pazarları zihniyetinde yönetilmeye başladığı izlenimi veriyor.Muvazzaf personel aidatları olmasa bu kuruluşlar ileride belki de zarar etmeye başlayacak durumlara gelecektir.Gidiş o yöne doğru gibi. Kriz 2008 yılının sonlarına olmasına rağmen Kar Payı'nın öngörüleri geçen yıla kıyasla yarıdan daha düşük düzeyde olacağı hesaplanıyor. Hangi asker ben bu şirketlere ortağım diyebiliyor.Emekli ve muvazzaf askerler Oyak kuruluşlarından o kadar uzaklaştırılmış ki borsada parası varsa daha iyi takip ediyor.Bu mantık ve gidişle Oyak da kendi kendini yok edecek.

Sevgili kardeşim Selçuk İÇER Bey,
Çok cesur,adeta kaleminden kan damlar şekilde,bu zümrenin bu halde olmasına sebep olanları da rencide ve hakaret etmeden,ama sarsacak(tabi okuyorlarsa)gibi yazıyorsun.
Kendim dahil emekli bütün arkadaşlarımın sizin kadar olmasa da,haklı davamıza sahip çıkacak keskinlikte olmasını dilerim.
Takdir,saygı ve sevgilerimle.