TBMM'de tepkinin ses bulması için TBMM Başkanı, CHP grup başkan vekili Sayın Kemal ANADOL,MHP grup başkan vekili sayın Oktay VURAL'dır.

kemal.anadol@tbmm.gov.tr
oktay.vural@tb mm.gov.tr

DİSİPLİN, PEKİ NE ADINA?

Değerli Meslektaşlarım,
22 Ekim 2010 tarihli Sabah Gazetesinin Ankara ekinde ''Gel de yazma'' köşesinde ''Disiplin, peki ne adına'' diyerek başlık atan ve Assubayların sorunlarını gündeme getiren Sayın Ahmet TEZCAN'a sonsuz teşekkürler.

Evet, ''huzurlu ve mutlu bir toplum oluşturmak hepimizin görevidir.''

Sayın Tezcan, elinize, yüreğinize saglık.
ahmet.tezcan@sabah.com.tr
Saygılarımla.

GÜNÜN SÖZÜ

"Çocuklarımızı kuzu gibi büyütmeyelim ki, ileride koyun gibi güdülmesinler! "

19.10.2010 tarihinde Sabah Gazetesinde yayımlanan röportajında, Şimdi bir gencimiz üniversiteyi bitirmiş, hakim olmuş, doktor olmuş, askere gidiyor. Orada bir astsubay tarafından kendisine eziyet ediliyor. Ordu bizim gözbebeğimizdir, ama bu tür durumlar da maalesef oluyor. Şeklinde beyanat veren Burdur Millet Vekili ve Milli Savunma Komisyon Üyesi Mehmet ALP' i ( AKP ) de tanıdığınız tamımadığınız her yetkiliye, parti teşkilatına aileleriyle birlikte milyonları karşısına alarak partiye oy kaybettiriyor diye şikayet edelim.

Burdur Millet Vekili ve Milli Savunma Komisyon Üyesi Mehmet ALP' e ve AKP ye tepkilerinizi iletmek için

E - Posta - mehmet.alp@tbmm.gov.tr
AKP FAX - 0 312 420 69 65

GÜNÜN SÖZÜ ;

HUKUK BİR ÖRÜMÇEK AGI GİBİDİR. GÜÇLÜLER BU AGI DELER GEÇER,GÜÇSÜZLER TAKILIR KALIR.

ÜNLÜ DÜŞÜNÜR: BALZAC

BİZLER BU NOKTADAN SONRA BU ÖRÜMÇEK AGINI DELİP PARÇALAMAK ÜZERE YOLA ÇIKTIK .

Hakkımızda iyi veya kötü söz sarfeden olabilir buna gerekli yanıt verilir.
Vatandaş olarak seçip bizi temsilen meclise gönderdiğimiz hele hele mağduriyetlerimizin giderilmesi için çalışma yapmasını beklediğimiz Milli Savunma Komisyon üyesi hakkımızda olumsuz beyanda bulunuyorsa bunu unutamayız bunun gitmesi gereken rota TBMM Meclis Başkanı,Başbakan hatta Cumhurbaşkanıdır.

HAYDİ ARKADAŞLAR....

UZUN ZAMANDIR HAKLI OLDUGUMUZ KONULAR ÜZERİNDE KARŞIT GÖRÜŞLÜ,YALAN, VE TAM BİLGİ SAHİBİ OLMADAN YORUM YAPAN KİŞİLERE DEGER VERİYORUZ .
ARTIK UZATMAYALIM.
BU KONULARDA YAZAN,TÜM GÖRSEL VE YAZISAL BASINA ASSUBAY SINIFININ NE OLDUGUNU 'BİZ KİMİZ NE İSTİYORUZ ' ANA ÇİZGİLERİ İLE ANLATAN TÜM GÖNÜLDAŞLARIMIZA SAYGILAR SUNALIM ...
SEVGİLİ HASAN TAŞÇI BUNLARI KENDİMİZE DEGİL DİGER KESİME ANLATMAK LAZIM DER.. YILLARDIR ANLATILIYOR SEVGİLİ ARKADAŞIM.

ANÇAK;
BU KEZ SUSMAMACASINA HAKLARIMIZI ALINCAYA DEK YÜZLERCE ARKADAŞIMIZ ÇALIŞIYOR.

UNUTMAMAK GEREKİRKİ BU KONUDA YETERKİ İNANÇLI OLAÇAK VE PES ETMİYEÇEKSİN .

İCABINDA SAVAŞÇI BİR RUH İLE İŞE BAŞLIYAÇAK VE YOLA ÇIKAÇAKSIN .

Ben, tek bir şeyim: Savaşçı&
İlla da aykırı olmak istiyorsanız, dünyanın gelmiş-geçmiş en aykırı adamı, MUSTAFA KEMAL ATATÜRK gibi olmayı deneyin.
HAKSIZLIKLARA başkaldırın!..

HER YANINIZI SÜSLÜ PÜSLÜ ŞEYLER DOLDURUP HAKSIZLIKLARIN BAŞI İSENİZ VE AYNİ ÇATI ALTINDAKİ ASSUBAYLARINIZA...EZİYET... EDİYORSANIZ,ONLARI AÇLIK SINIRINDA TUTUYORSANIZ SİZLERE NE DEMELİ KOMUTANLAR.

YILLARDIR BEKLETİYORSUNUZ ?

AH KENAN EVREN AH..?

SİZ BU ÜLKENİN 120 BİN EMEKLİ BİR O KADARDA MUAAZZAF ASSUBAYIN TÜM ALAÇAKLARINI GENELKURMAYA VERDİNİZ...ONLARIN İNSAFINA.

*ALAÇAKLARINIZ BENİM ÖNGÖRDÜGÜM ÖLÇÜDEDİR..
*BEN TEKLİF ETMESSEM MEÇLİSTEN BİR YASA ÇIKMAZ.
*ÇIKSA BİLE ( 17 NİSAN..1/4) TELEFON EDERİM MEÇLİS KORİDORLARINDAN GERİ ÇEVİRTİRİM..18/NİSAN
* DEMOKRASİYE BAKIN..

BİZLERİN SEÇTİGİ BÜYÜK MİLLETİMİZİN MİLLETVEKLLERİNE BAKIN KANUNLAŞMIŞ BİR YASA CUMHURİYET TARİHİNDE İLK KEZ 6 AKP MİLLET VEKİLİ TARAFINDAN GERİ ALINIYOR ???


' TÜRKİYE DEMOKRATİK BİR ÜLKEDİR '

YESİNLER SİZİN DEMOKRASİNİZİ '

SADECE KONU EKONOMİK DEGİL TABİİKİ..EZİYETİN EN BÜYÜGÜ BİRLİKTE YAŞADIGIMIZ NOKTALARDA..

BU GÜNLÜK BU KADAR ..

SAYGILARIMLA/ ATİLLA ABAYLI* İZMİR

Sayın Nail GÜRELİ'ye gönderdiğim ileti.


Sayın GÜRELİ;

20 Ekim 2010 tarihinde yayımlanan *Subaylar* başlıklı köşe yazınızı okudum. Öncelikle sizin her zaman tarafsız, hak, hukuk ve adaletten yana, deneyimli ve saygın bir aydınımız olarak minnet ve şükran borçlu olduğumuzu belirtmek istiyorum.

Aynı konuda çoğu meslektaşım size yazdı. Ancak, sicil, maaş ve geçerli okul konularında bir kez de ben yazma ihtiyacı duydum. Astsubayların verilmeyen hakları ile ilgili vermiş oldukları mücadeleyi kamuoyuna haksız gösterebilmek için ileri sürdükleri görüşlerin doğru olup olmadığını yasal dayanakları ile ortaya koyup, ondan sonra bu görüşlerin tekrar değerlendirilmesi gerektiği ihtiyacını duydum. Sizin gibi saygın bir aydınımıza da doğru bilgilerin verilmesi gerektiğini bu iki subayın da bilmesi gerekirdi.

E.Kurmay Albay Cengiz UÇAR ne diyor?

Subay olmak için harp okulunu bitirmek ya da üniversiteyi dereceli olarak bitirdikten sonra subay olmak için TSKya başvurmak gerekiyor. Sınavda başarılı olursa kabul ediliyor. Onların okuduğu üniversite branşlarının askerlikle alakası yok. Okudukları okullarla ilgili meslekler arasınlar.


Sivil Kaynaktan alınıp görevde olan ve Tğm.den Alb.kadar çeşitli rütbelerde görev yapan subaylar ile TSK.lerine sivil kaynaktan yeni alınıp işe başlayan hiçbir subayın işe alınma şartı olarak,* bitirdikleri fakülteyi birincilikle bitirmiş olmak koşulunun* arandığı doğru değildir. Böyle bir yasa, kural yoktur.

*Onların (Astsubayların) okudukları üniversite branşlarının askerlikle alakası yok. Okudukları okullarla ilgili meslekler arasınlar* diyor kurmay albay. Aynı görüş tüm devlet memurları için geçerli mi? Yoksa bu albaylara göre yine sadece astsubaylar için mi geçerlidir ?

Binlerce astsubay kendi çabaları ile fakülte ve yüksek okulu bitirmiş, aldıkları diplomalar ile mensubu oldukları Kuvvet komutanlıklarına başvuruda bulunmuş, fakülte ve yüksek okul mezunu olarak intibaklarını yaptırmış, emsallerine göre ilave olarak; fakülte mezunları 1 derece, 3 yıllık yüksek okul mezunları 2 kademe, 2 yıllık yüksek okul mezunları 1 kademe almışlardır.

Bu işlemler, 926 Sayılı Personel Kanunun 137 maddesi esaslarına göre yapılarak personelin intibakı, yapılan yeni derece ve kademesine göre özlük hakları tahakkuk ettirilmektedir.

http://www.hukuki.net/kanun/926.15.frameset. asp

Bu linkten 137 nci madde incelenebilir. Görüldüğü gibi 926 Sayılı Kanunda astsubayların bitirdikleri okullara göre haklarının verilmesi için özel bir fakülte ve yüksek okul şartı yoktur. Bu E.kurmay albayın mantığına göre hiçbir astsubayın intibakının yapılmayıp, diplomalarının çöpe atılması, hatta astsubaylara, *siz bitirdiğiniz okula göre kendinize yeni bir iş bulun* denmesi gerekirdi.

Emekli albay Mehmet ÖZYILDIZ!a göre *
Silahlı Kuvvetlerde astsubayların 1. dereceye çıkarılması sicil notuna bağlıdır. Üniversite ve master yapmak yeterli değildir. Subaylar da gerekli sicil alamazsa terfi edemez ve 1. derece olamaz.

Kısaca sicil yolu ile terfii şu şekildedir: Subay ve astsubaylar, subay ve astsubay sicil yönetmeliğine göre; bir sicil yılında 60 ve daha yukarı sicil almış ise 1 kademe ilerlemesi yapar. Her rütbe bekleme süresinde 60 ve daha yukarı sicil almış ise terfi eder. (Değişen sicil yönetmeliklerinde rakam yerine A-B-C vb. harf sistemi getirilmiştir. ) Yani vasat bir subay ya da astsubay mesleğin başından sonuna kadar 60 nota tekabül eden sicil notunu almış ve her hangi bir suç da işlememiş ise terfisine engel bir durum yoktur.

Bu şekilde sicil almış bir astsubayın nasıl birinci dereceye ineceği yine 926 sayılı kanunun 3815 sayılı kanunla değişik EK MADDE-24 te hükme bağlanmıştır.


http://www.hukuki.net/kanun/926.15.frameset. asp

Bu kişiler, işlerine nasıl geliyorsa öyle söylüyorlar. Bir de 926 Sayılı Kanunun EK-25 nci maddesi var.

657 Sayılı Devlet Memurları Kanununda yapılan bir değişikle ( Md.64-65-67) 1984 yılından itibaren 6 yıllık sicil notu ortalaması 90 ve üzerinde olanlara 1 kademe verilmesi hükmü getirilmiştir.

Bu hüküm, başarılı tüm devlet memurlarına bir ödül olarak getirilmiş, devlet memurları başarılı oldukları her 6 yıllık dönemde, sicil notu ortalaması 90 ve üzerinde ise birkaç defa kademe ilerlemesi yapma olanağı elde etmişlerdir. (Devlet Memurları Kanunu Genel Tebliği (Seri No:139)


http://www.memurlar.net/haber/1133/
< br>Astsubaylar için bu hükmün uygulaması devlet memurlarında olduğu gibi yapılmamıştır. Astsubaylardan yalnızca fakülte ve yüksek okulu bitiremeyen, ancak sadece SON 6 YILLIK SİCİL NOTU ortalaması 90 ve üzerinde ise ve halen bulunduğu derece ve kademe 2/3 ise YALNIZCA BİR DEFAYA MAHSUS OLMAK ÜZERE 1 nci dereceye inmek için 1 kademe verilmek suretiyle uygulanmaktadır. (926 SK.EK MADDE 25) Görüldüğü gibi bütün astsubaylar üstün sicil yolu ile birinci dereceye yükselmeleri doğru değildir. Bütün devlet memurları için geçerli olan normal kural bizim içinde uygulanır. Ancak bizlere eksik uygulandığı taraflar vardır. Bunu aşağıda açıklayacağım.

http://www.hukuki.net/kanun/926.15.frameset. asp


Astsubay hem fakülte ya da yüksek okul bitirmiş, hem de aynı zamanda çok başarılı ve meslek yaşamı boyunca 90 ve daha yukarı sicil de almış olsa, daha önce bitirdiği fakülte veya yüksek okul nedeni ile intibakı yapıldığından, (926 S.K. 137 ve EK-24 Md.göre) sicil yolu ile asla ilave bir kademe dahi verilmez. Yani devlet memurlarına birkaç kez verilebilen bu ödül niteliğindeki kademe verilmesi uygulaması, astsubaylar için sadece fakülte ya da yüksek okul BİTİREMEYENLERE 1 nci dereceye inebilmeleri için başarılı sicil yolu ile yalnızca BİR KEZ uygulanabilmektedir.

T.C. de mevcut yasalara göre 60 sicil alan, fakülte veya yüksek okulu bitirmiş, terfi dönemlerinde suç işlememiş tüm memur ve askeri personel terfi eder ve 1 nci dereye yükselir. Devlet memurları 1 nci derecenin son kademesi olan 1-4 kademesine kadar yükselirken astsubaylar 1-3 kademeden ileriye gidemez. Bu şahısın da söylediği doğru değildir. 60 sicil alan tüm T.C. Devlet Memurları gibi fakülte ve yüksek okulu bitirmiş ise astsubaylar da 1 nci dereceye yükselir.

1. Emrinde çalışan insanlara devamlı sicil veren bu e. albaylar tarafından ilgili yasal mevzuat bilinmeden sicil vermiş iseler çok yazık. Bunları bildikleri halde, kamuoyunu yanıltmak amacı ile çarpıtıyor ve sizin gibi değerli bir yazarımıza yanlış bilgi veriyorlarsa daha da yazık.

2. Maaşlara gelince; burada verdikleri bilgiler de kesinlikle doğru değildir. Doğru bilgiye ulaşmak için çok basit bir yol var. Bu e.albay 2800 Tl. maaş aldıklarını söylüyorlar. Size emekli sandığı sicil numarası ile sağlık karnesi numaralarını versinler. *SGK-Emekli-Emekli Maaş Bilgileri- tıklandıktan sonra bu sicil ve karne numaralarını girip -Sorgula düğmesini tıklayınca bu şahısların aldıkları maaşı tam olarak görürüz. Bu emekli sicil ve karne numarası olmadan girilirse, (Yalnız burada eskiden var olduğu halde, son yıllarda tazminatları maaşlarda göstermiyorlar. Kim, kimlerin isteği ile bunu kaldırdı ayrıca sorgulanması gerekir) Çıkan maaşın üzerine Makam tazminatı-241 Tl Temsil ve Görev Tazminatı-615 Tl  Kadrosuzluk tazminatı-356 Tl ekledikten sonra en az 3175 Tl Maaş aldığını neden ve hangi amaçla inkar ettiğini açıklaması gerekir. Bu maaşın çok fazla olduğunu söylemiyorum. Neden gizleme ihtiyacı duyulduğunu merak ediyorum. (Hizmet Süresi de 39 yıl üzerinden bakılmıştır)

Hiçbir astsubayın bir tek kuruş tazminatı yoktur. 1-3 derecede 40 yıllık hizmeti olan fakülte mezunu, 3600 ek gösterge ile yukarıdaki yöntemle SGK.dan sorgulanabilir. Yani burada görünen maaşına, e.albaylarda olduğu gibi görünmeyen tek kuruş tazminatı filan yoktur. Ne görünüyorsa maaşı da o kadar. Astsuaylara gelince 40 yıllık hizmeti olan ve numune kadar az sayıda örneği ararken, 2 nci ve 3 ncü derecedeki kd.çvş.ların maaşlarından hiç bahsetmiyorlar. Tamamının aynı maaşı aldığı e. kd.albayların maaşını eksik söyleme ihtiyacını neden duymuşlardır?

3. Bu albaylarımız neden rahatsızlık duyup ta size böyle çarpıtılmış bilgi verme ihtiyacı duydular? Sorun burada işte. Birlikte görev yaptığı silah arkadaşlarının haklarını almalarını neden istemezler? En fazla şehit ve gaziyi veren,TSK.lerinin görev, nöbet, zimmet ve akla gelebilecek tüm işlerin yükünü omuzlarında taşıyarak görev yapmış emekli astsubayların verilmeyen haklarını dile getirmeleri, bu e.albayları neden huzursuz etmiştir?

Bu albayların problemleri, TSK.lerine ayrılan kaynağı hak sahiplerine adil bir şekilde bölüştürme sorunundan mı kaynaklanıyor acaba?

4. Emekli astsubaylar meydanlara çıktı. Gerçekleri topluma haykırmaya başladılar. Hakkı olana hakkını vermek, haklıdan yana olmak yerine içinden çıkamayacakları yollara sapıp, gerçekleri daha fazla gizleyemez bu zihniyetteki kişiler. Konuştuğum ve gerçekleri bilen ve hak veren subaylar da var. Toplumumuz, hastalıklı zihniyetlerden kurtulduğu, gerçek demokrasi ve hukukun üstünlüğünün sağlandığı, buna yürekten inanan yöneticilerin işbaşına geldiği zaman sanıyorum bu tür çarpıklıkları yaşamaktan kurtuluruz.

Her zaman söylediğimiz gibi, kimsenin aldığı maaşta gözümüz yok. Hak eden hak ettiğini elbette alacak. Biz de hak ettiğimizi almak istiyoruz o kadar. İmtiyaz peşinde değiliz. Bize ne ayrıcalık yapılsın, ne de AYRIMCILIK. İstediğimiz adaletin ve hukukun egemen olmasıdır.

Sayın GÜRELİ size tekrar çok teşekkür eder saygılar sunarım.


Rafet Duran
E.Asb.

DEĞERLİ MESLEKTAŞLARIM;

"BİZİ BİZE DEĞİL, TOPLUMA ve BİZİ YÖNETİP AMA HALA ANLAYAMAMIŞ OLANLARA ANLATMAMIZ LAZIM GELİR"
diye düşünüyor saygılarımı sunuyorum.

Değerli Meslektaşlarım,

09 Ekim Mitingimizden rahatsız olan, asla ve asla kendilerini ilgilendirmeyen konulara gagasını sokmaya çalışan (0) yaş grubundakilerle uğraşmak, onlara cevap vermek bizlere yakışmaz.

Bırakınız, ayakkabı köselesi gibi kızarmayan yüzleri ile iftira etsin, yalan söylesinler önemli mi?

Bağışlayınız güzel bir atasözü vardır. "İt ürür kervan yürür"

Yarası olan gocunsun.

Arkadaşlarım,

Mitingimize ne Yönetimden, ne de Genelkurmay Başkanlığı'ndan destek geleceğine olan inancım kesinlikle yoktur.

Gerek yönetimde olan Fikri-Sabitler ile emekli olduğu halde Astsubay karşıtı olan zurnanın son deliği, içi geçmişlerin sahnede olduğu bir sistem içerisinde, yasal haklarımızın verilmesini beklemek, olmayacak duaya âmin demekten öteye gitmez.


Mevcudumuz ve çevremizle, milyonu aşan varlığımızla el ele vererek, Genel Başkanlığımız önderliğinde 85 şubemizle, tüm Emekli Assubayları eylem yapmaya davet etmeliyiz.

Şimdiden, eyleme katılacak arkadaşlarımızı tespit etmek, katılımı arttırmak için maddi gücü olmayan kardeşlerimize destek olmak amacı ile yardımlaşma kampanyası başlatmak, ona göre detaylı bir EYLEM planı gerçekleştirmemiz kaçınılmaz olmuştur.

Mitingimizde (emniyet tespitlerine göre) vefakâr-Astsubay sevdalısı-emekli yaş ortalaması 60 olan 8300 kişi katılmıştır. Herbirine ayrıca teşekkür ederim.


Bu katılımı önemsemeyen, az gören arkadaşlarımız da oldu. Haklılar.

Ancak,

Assubayların yaşadıkları tarihleri boyunca, yaptıkları toplantı ve mitinglerde, bu sayıya ulaşıldı mı?

Tenkit ederken, geçmişi de sorgulamak ve hatırlamak gerekir.

8300 kişi ile katıldığımız mitingin (85000) kişi ile eylemlerde buluşması dileklerimle.

Saygılar.


Not: Yukarıda sarf ettiğim kelimelerin sorumlusu doğrudan benim. Bana iftira eden, işlemediğim suçtan eziyetçi diye mahkûm etmeye çalışan 3000 TL üzerinde maaş aldığı halde 2800 TL maaş alıyorum diyenlere verilecek cevap yasal hakkımdır.

SEVGİLİ ARKADAŞLARIM.....

1986-1988 LI YILLARDA SAYIN NAİL GÜRELİ O ZAMANIN ŞARTLARINDA ASSUBAYLARI KONU ALAN VE ASSUBAYLARIN LEYHİNDE, ZANNEDERSEM MİLLİYET GAZETESİNDE BİR YAZIYI TEFRİKA HALİNDE YAYINLAMIŞTI.HATIRLADIĞIM KADARI İLEDE KKİTAP HALİNDE YAYINLANDI.EKSİĞİM VARSA AFFOLA.O GÜNKÜ ŞARTLARDA SAYIN NAİL GÜRELİNİN HAKKINI VERMEK LAZIM.

Muvazzaf arkadaşlarımdanda ricam bu ve buna benzer haketmediğimiz beyanlarda bulunanlara gereken cevabı vermeleridir.

GÜNÜN SÖZÜ;



Adaletsizliği önleyecek gücümüzün olmadığı zamanlar olabilir ama ; adaletsizliğe itiraz etmeyi beceremeyeceğimiz bir zaman asla olmamalıdır!..
Elie Wiesel
(Nobel Barış Ödülü Sahibi)

NOT: SEVGİLİ EROL ÖZDEMİR'E
TEŞEKKÜRLERİMLE.

Değerli Arkadaşlarım,

Aşağıdaki yazıyı sn. Güreli'ye gönderdim.

Sn. Güreli,

Harp okullarında askeri birliklerin ihtiyaç duyduğu eğitim ve öğretim verilmesi gerekirken gelin görün ki, harp okullarında işletme, sistem mühendisliliği ve diğer ihtiyaç duyulmayan branşlar verilerek, üniversitelerin farklı bölümlerinden diploma almalarının önünü açtılar. Askerlikle ilgisi olmayan branşlarda yüksek lisan yaparak veya değişik kurslara katılarak 17 yılda Albay olmanın yolunu buldular.(Görev ve temsil ile Kıdemli Albay tazminatını daha önce almak için) Astsubaylara ise, II Kademeli Kıdemli Başçavuşluğu uzatarak 31 yıla çıkardılar. Bunun neresi adalet ve eşitlik ilkesine uyar, sizin takdirinize bırakıyorum. Kusura bakmasınlar Anadolu tabiriyle, buna keselerini doldurmanın peşindenler derler. Hiçbir konuda samimi olamazlar. Ayniyesi iştir kişinin lafa bakılmaz sözcüğü gibi E.Albay Mehmet Özyıldız ve Cengiz Uçarın sözü gerçekle ilgisi yoktur. Bu güne kadar adalet ve eşitlik düşüncesine ne kadar bağlı oldukları ortadadır. H.Okullarına bundan sonra bırakın üniversiteleri dereceyle bitiren öğrenci bulmayı, vasatın altında da öğrenci bulacakları da şüphelidir. Diğer bir konu TSK'yı bu duruma getirenler önce kendilerini sorgulasalar daha iyi olur diye düşünüyorum. Bu nedenle harp okullarında okutulan dersler amacın dışına çıkmıştır. Bunların yerine pedagoji dersleri verilse daha iyi olmaz mı? Askere aldığımız gençlerimizin birçoğu sorunlu bu yöne doğru yönelmek daha gerçekçi olur diye düşünüyorum.

TSK bu gün subayları eğitim alanlarında Mehmetçiklerin yanında eğitim yaptırması için tutamamaktadırlar. Peki, ne yapmaktadırlar. Kapalı kaloriferli odalarında kalmalarına göz yummaktalar.Eğitim alanlarına ise uzman çavuş, Astsubay Çavuş ve yedek subaydan başkasını göremezsiniz.

Diğer bir konu, TSK'da zimmetin (Bölükten tutun da orduya kadar) tamamı Assubayların sırtına ve sorumluluğuna yüklenmiştir. Piyasada veya diğer kurumlarda Ayniyat Memurları diye adlandırılırlar. Sadece bu görevi yapmazlar, iki üç görevinin dışında bir tanesidir. Kamuda bir ayniyat memurunun yaptığının, tabiri yerindeyse 20 katı kadar iş yükünden fazladır. Eskiden zimmet Bölük seviyesine kadar, bir diğer anlamda Yüzbaşı rütbesine kadar subaylara zimmet veriliyordu. Karadayı Paşa zamanında bir emir çıkarıldı. Bugün için hiçbir subaya zimmet verilemiyor. Çok mu iyi oldu? Elbette! Hayır. Şimdi Subaylar ordunun malzemesinin bakımının yaptırılmasına çıkmadıkları gibi, bakımlarına nezaret dahi etmiyorlar. Nasıl olsa malzeme araç ve silah zimmeti onlarda değil.

Yazınızda bahsettiğiniz Albaylar o kadar bilgisiz bilgiler vermiş ki hayrete düştüm. Bu konular kendi branşları olmadıkları sürece bilmeleri mümkün değildir. Bu albaylarımıza tavsiyem, sadece uzman oldukları konularda konuşsunlar. Diğer bir konu, kusura bakmasınlar ancak, TSK' da subaylar gerçekten çok bilgisiz yetiştirilmektedir. Bu sadece onların kusuru değil, olaylar bir bütün olarak bakılmalıdır. Harp okullarında askerlik dışında dersler verilerek özünden uzaklaştırılmıştır. Eğitim alanlarında Mehmetçikleri eğitecek,4 yıl eğitim verdiğimiz Subay bulamamaktayız önce bunlara baksınlar. TSK'nın personeline ve malzemelerine sahip çıksınlar. Bir yerden bir yere tayin olduklarında, sorumluluklarında ve zimmetlerinde ordu malı olmadığı için, tabiri yerindeyse şapkalarını alıp gitmekteler. Assubaylar ise diğer hazırlıkların ve devam eden görevinin yanında gece gündüz demeden 45 günde zimmetlerini zor teslim edebilmekteler.

Sn.Güreli yazdıklarımın aksini söyleyecek varsa yüz yüze tartışmaya hazırım. Biz sadece kendimizi adalet ve eşitlik temelinde verilmeyen haklarımızı istiyoruz. Kimseden fazla bir şey istemiyoruz. Assubayalrın verilmeyen haklarının listesini aşağıda sunuyorum.
Sevgi ve saygılarımla,

Ramazan Tekeli
(E) Ord.Kd.Bçvş
Ankara Temad Delegesi ve Ankara platformunun üyesi
E-posta: ramazan.tekeli@hotmail.com

Saygıdeğer Arkadaşlarım;
Son günlerde basında bizlerle ilgili yazılan yazılara bakıyoruz ki; birileri son derece rahatsız olmuş ve bilmedikleri, araştırmadıkları halde hakkımızda olumsuz beyanatlarla ahkam kesiyorlar. Milletin vekili olan zat-ı muhterem çıkıp assubayların kısa dönemlere eziyet ettiğinden bahsediyor hiç utanmadan, sıkılmadan koskoca bir camiayı küçük düşürücü ifadeler kullanıyor ve üstelik bu şahıs MSB komisyonunda üye! Şimdi anlıyoruz oradaki bizimle ilgili yasaların neden meclise gelmediğini. Zihniyet bu ya; orada bu vekillerimiz bir arkadaşımızın dediği gibi 'kısa dönem askerlik' yapıyorlar. Subaylarla ilgili bir teklif 'emredersin komutanım' nidalarıyla anında anında komisyondan geçip meclise gidiyor ve en geç bir ay içinde de yasalaşıyor, bizlerle ilgili teklifler ise senelerdir bekliyor, raflarda çürüyor. Bu ve bunun gibi zihniyeti şiddetle kınıyorum. İktidar mensuplarının bize bakış açısının ne olduğunu bu vekil beyden öğrenmemiz, yaklaşan genel seçimlerde neler yapmamız gerektiği hakkında bize bir ip ucu veriyordur herhalde.
Diğer bir konu Milliyet Gazetesinde Sayın Nail GÜRELİ'nin köşesinde yayınlanan iki emekli subay beylerin yazdıkları yazılar var. Hele kurmay subayımız aldıkları erken terfiler gibi soyadına da uygun şekilde uçmuş! Bre okumuş cahil bunca yıl TSK da görev yaptın, hiç mi araştırma gereği duymadın? Bana ayda 1800 TL alan bir tane assubay göster bakalım da biz de gerçeği öğrenelim. Yalan yanlış ifadelerle halkı kandırabirsin ama bizleri nasıl kandıracaksın.Kendisi kurmaymış, merak ediyorum acaba bu devlete kaç yıl hizmet etti, kaç yıl kıtalarda çalıştı,askerin koğuşuna kaç defa girdi, hiç terhis belgesi hazırladı mı, hazırladıysa bunu kimden öğrendi.Zat-ı muhterem kurmay olmak için mesaisinin ne kadarını devlete ne kadarını kendisine çalıştı? Bizler hem çalıştık hem de evimizde sınavlara hazırlanarak , ders çalışarak okul bitirdik, karşılığında sadece birer derece veya kademe aldık. Oysa kendileri bunların yanında devletin sırtından okudukları süre kadar da erken terfi ettiler. Daha sonra emrinde çalışan çok kıymetli kısa dönem erbaşlara da tezlerini hazırlatarak meslekleriyle alakası olmayan konuda yüksek lisans yaptılar, karşılığında yine erken terfi. Sonrasında Silahlı kuvvetler akademisi, oradan da bir yıl, bu kadarla kalmaz tabi, çok akıllı ve çalışkan oldukları için mutlaka en az bir yıl da sicil yoluyla erken terfi etmişlerdir. Aaa bir de bakmışsın bu çok başarılı, vatansever subayımız 17 yılda albay, 20-21 yılda kıdemli albay olarak isterse kadrosuzluktan emekli olmuş!Üstelik tüm haklarını tam olarak almış ve maaş kaybı olmadan! Eee bu çok başarılı ve vatansever subayımız devlete kaç yıl hizmet etmiş bakalım? Mezun olduğunda 1 yıl sınıf okulu, 2 yıl akademi, 1 yıl Silahlı Kuvvetler Akademisi etti 4 yıl,ee bir yıl da mümtaz terfisi var, oldu mu 5 yıl çıkaralım 20-21 yıldan ne kaldı? KOSKOCA 16-17 YIL! Yaa evet işte bu vatansever subayımız isterse 16-17 yıl hizmetin karşılığı ayda (kendisine göre) 2800 tl maaşla emekli oluyor. Sen kalkar beylerin bu tatlı hayatını eleştirir, hak aramaya kalkarsan tabi ki rahatsız olurlar, sen kimsin, haddine mi onlarla kıyaslama yapmak!Ben tam 22 yıl çalışarak ve 2. dereceden emekli olarak şu anda 1155 TL maaş alıyorum.Benimle beraber dilekçe veren ve emekli olcağı ay yani 30 ağustosta yarbay olarak emekli olan bir subay ise gazetedeki yazıda yazılan gibi 1800 rakamlarında değil 2200 TL maaş almaktadır. Bu kadar fark hangi vicdana, hangi adalete, hangi ahlak anlayışına sığar? Bizler hiçbir zaman onlar kadar yani 25 yıllık bir albayla 25 yıllık bir kıdemli başçavuş aynı maaşı alsın demiyoruz, sadece biraz insaf ve ADALET İSTİYORUZ ADALET! Nasırlaşmış vicdanlara sesimizi duyurmaya çalışıyoruz.Ama nerede? Kendi mensubunu kendinden saymayan, onu ikinci sınıf insan gören, onun refahını değil sefaletini düşünen zihniyetten fazla bir şey beklenmemeli.
Hepinize saygılarımla.

Değerli Arkadaşlarım

Hakkımızdaki önyargıları ortadan kaldırabilmek ve "ADALET,EŞİTLİK VE İNSAN ONURUNA SAYGI"yı sağlayıncaya kadar doğru bilgilendirmelerimizi tüm kesimlere bıkmadan yapmalıyız; "kayayı delenin damlaların devamlılığıdır" ışığını ilke edinerek.

Sayın Güreli'ye gönderdiğim iletiyi sizlerle de paylaşmak istedim, saygılarımla.
-

Saygıdeğer Güreli

Sorunlarımızı,sesimizi yetkililere duyuran ilk duyarlı kişilerden birisi olarak tekrar dile getirdiğinizden dolayı minnet ve saygılarımı ileterek başlamak isterim.

20 Ekim tarihli köşenizde "Subaylar" başlığı ile yayınlanan yazınızdaki iki subayın açıklamalarının birçoğu gerçeği yansımamaktadır. Yazınızın sonunda da "Değişik açılardan bakınca, değerlendirmeler de farklı oluyor. Örneğin, astsubaylar 1. dereceye çıkamadıkları esasına göre maaşlarını söylüyor; subaylar ise, astsubayları 1. dereceye çıkmış sayarak maaşlarını hesaplıyor." dediğiniz gibi herkes kendi penceresinden bakıyor.

Çağdaş demokrasisi tüm kurumlarında uygulanamayan ülkelerde adalet,hak,hukuk gibi insanı insan yapan kavramlar,değerler nedense genellikle yetkisiz duruma gelince veya emekli olunca ya da genellikle kendilerine gerekince gelir! Ancak bu iki subayımızın emekli olmalarına karşın bu kavramlara ne yazık ki hala çok uzakta oldukları görülüyor.

Kurumları yapılan adaletsizlikleri eleştirenler değil o kurumdaki adaletsizlikleri yapanlar yıpratırlar; ancak kurumları yıpratmak için kim olursa olsun topyekün saldırılmasına da karşıyız. Hayatlarında görmediği bir suçlama ve zor koşullarla karşılaşan TSK üst düzey komuta kademesinden emekli ve halen çalışan bazı insanların bu düşürüldükleri-düştükleri durumdan ders çıkararak demokratik sistemimizde en azından kendilerinden daha da güç koşullarda görevlerini yapan meslekteki alttakilerin de çalışırken insanca çalışma ve emekli olduktan sonra da insanca yaşam hakları olduğunu, alttakilere uyguladıkları baskı ve adaletsizlikleri de göz önüne getirip idrak etmelerini umuyorum !..

Assubaylara karşı kendilerine yıllarca imtiyazlı ayrıcalıklar uyguladıkları Anayasa'nın 10'uncu maddesinin ihlal edildiği o kadar çok adaletsizlikler var ki, bunu daha önceki iletimde belirtmiştim. Yazınızdaki iki e. subayın açıklamalarına gelince :

- Eski bir kurmay subay olan Sn. C.Uçar "Subay olmak için harp okulunu bitirmek ya da üniversiteyi dereceli olarak bitirdikten sonra subay olmak için TSK'ya başvurmak gerekiyor. Sınavda başarılı olursa kabul ediliyor. Onların okuduğu üniversite branşlarının askerlikle alakası yok. Okudukları okullarla ilgili meslekler arasınlar."diyor.

"YANIT : Subay olmanın tek şartı harp okulunu bitirmek değildir. TSK'da yedeksubaydan geçen subaylar,Assubaydan geçen subaylar, sözleşmeli subaylar da vardır! Harp okulları üniversite dengi kabul edilmiştir. Assubaylar görevde iken okudukları üniversiteler elbette askerlikle alakalı değildir. Örneğin bir sınıf subayı ( örneğin piyade,tankçı,topçu vs.) görevde iken aynı zamanda Hukuk Fakültesini bitirdiği zaman kendisine derhal sınıf değişikliği uygulanarak askeri hakim yapılır. Ancak bir Assubay hatta Assubaydan geçen subay aynı fakülteyi bitirseler dahi nedense kesinlikle askeri hakim yapılmazlar. Bu da TSK adaleti olsa gerek !.. Assubayların önünde AİHS'ne aykırı olan 15 yıllık zorunlu hizmet (20 yılda emeklilik kazanılıyor!) varken okudukları okullarla ilgili nasıl meslek arasınlar?.."

- Sn. Cengiz Uçar Subay - astsubay maaşları arasında büyük maaş farkı olduğunu kabul etmiyor. Harp Okulu mezunu e. binbaşının 1400, yarbayın 1800 lira, e. astsubayın da 1350 lira maaş aldığını yazıyor.

"YANIT : Harp okulu mezunu e.binbaşı makam tazminatı alamamaktadır,o nedenle (belki de aralarında 1 yıl fark olmasına rağmen) yarbaylardan veya albaylardan hayli düşük maaş almaktadırlar.Ancak son zamanlarda binbaşılıktan emekli olanlar bu durumdan dolayı veya ekonomik durumu çok iyi olup da emekli olanlar haricinde yok denebilecek kadar azdır. Genelde 2000 yılından önceki e.binbaşıları kapsar. Sonradan emekli subaylara emekliliklerine de yansıtılan tazminatlar verildi,emeklinin makam tazminatı mı olur ?..Bu ayrıcalık,imtiyaz değil midir? Verdiği örnekteki Assubayın maaşı ise doğrudur,ancak geneli değil sadece 1.dereceden emekli olanları kapsamaktadır,ancak özellikle son 10-15 yıl öncesi Assubay emeklilerimizin çoğu 2.veya 3.derece emeklisidir. Onlar da yaklaşık 1000-1100 TL civarında maaş alırlar (Şahsen 3.derece emeklisi olarak 1000 TL civarında maaş alıyorum,arzu ederseniz bilgilerimi veya maaş görüntülerimi e-posta olarak gönderebilirim). 10-15 yıl önce 1. dereceye yükselebilmeleri için yüksek okul veya fakülte bitirmeyen Assubayların son 6 yılın sicil notunun ortalamasının 90 ve üzerinde olması gerektiğini ve ayrıca 2. ve 3. derece arasında bu kadar maaş farkı olmadığını da belirtmek isterim..."


- E. Albay Mehmet Özyıldız da "Silahlı Kuvvetler'de astsubayların 1. dereceye çıkarılması sicil notuna bağlıdır. Üniversite ve master yapmak yeterli değildir. Subaylar da gerekli sicil alamazsa terfi edemez ve 1. derece olamaz."diyor.

"YANIT : Sn.Özyıldız'ın 'sicil alamazlarsa subaylar da 1.dereceye çıkarılmıyorlar ve terfi edemezler' şeklinde size görüş bildirmeleri de kanun (yazı) üzerinde doğrudur; ancak uygulama olarak asla gerçeği yansıtmamaktadır. 'Sicil alamadığı için 1.dereceye yükselemeyen ve terfi edemeyen bir subaya 30 yıllık meslek hayatınızda tanık oldunuz mu?' diye kendilerine sorsak inanın 'tanık oldum' diyemezler! Uygulama yalnızca Assubaylaradır. Kısaca uygulama kanunlardaki her türlü ödül genel olarak subaylara, her türlü ceza Assubaylaradır. İç Hizmet Kanunu ile Askeri Ceza Kanunu da elbette Subay veya Assubay diye ayırmıyor; ancak uygulama böyle mi?.. Aynı şekilde askeri ceza kanununun uygulandığı tek kesim (istisnalar elbette kaideyi bozmaz) Assubaylardır!.. Subaylara Subay tarafından her türlü hata veya görevi aksatmada aşırı tolerans ve hoşgörü gösterilirken Assubaylara (gençlere dahi) en küçük hataları karşısında, karşısına insan haklarına aykırı olan askeri ceza kanunu çıkarılarak uygulamaya sokulur. Emekli oluncaya kadar hiçbir subayın AİHM'ne aykırı olan ve amir tarafından verilen hürriyeti bağlayıcı bir ceza olan hapis cezası aldığını görmedim, hatta çevremde de duymadım...

Sn. Özyıldız 1.dereceye çıkmak için 'Üniversite ve master yapmak yeterli değildir' diye belirttiği görüş de ne yazık ki gerçeği yansıtmıyor. Bugün TSK'daki tüm subay ve Assubaylar Üniversite bitirdikleri zaman 1.dereceye yükselirler. Şu durumda engel olunabilir,örneğin bir Subay veya Assubay 2009 yılında terfi edebilmesi için gereken yeterli sicil notunu alamadı diyelim,2010 yılında da terfi edebilecek sicil notunu alamazsa zaten TSK ile ilişikleri kesilir,o nedenle 2.yıllarında genelde sicil notu verilir. Sn.Özyıldız " Üniversite ve master yapmak yeterli değildir" demekle bunu demek istemiş olabilir. Yoksa normal şartlarda bu söz konusu değildir..."

- E. Albay Mehmet Özyıldız'ın maaş örneklemesi ise şöyle: "Bir albay 31 yıl hizmetten sonra emekli olduğunda 2800 TL aylık alır. Aynı süre görev yapıp ayrılan bir astsubay ise 1. derece olmuşsa 1800 TL alır."

"YANIT : Bizler her zaman hiyerarşiye saygılı olduğumuzu belirttik ve hiçbir zaman eşidimiz subay kadar maaş istemedik, elbette orantılı olarak maaş farklılığı da olacak; ancak uçurum değil! ADALET,EŞİTLİK VE İNSAN ONURUNA SAYGI için isteklerimiz muhataplarımızın emeklilerince çarpıtılınca böyle de yorumlar yapabiliyorlar demek ki... Subayların gözü ile bakınca sanki tüm Assubaylar 1.dereceye yükselmişler (veya yükselselermiş!) gibi adaletsizlikleri dile getirip şikayet edilecek bir durumumuz da yokmuş !..

31 yıllık albayın aldığı maaş da düşük gösterilmiştir,aylık maaşı yaklaşık 3200 TL civarındadır. Her maaş artışı zamanında basınımız örnek olarak verdiği bir albayın maaşının her nedense (!) tazminat kısmını göstermez, bu da yaklaşık maaşının 1000-1200 TL'lik bir kısmına denk düşer! 31 yılın sonunda kadrosuzluktan emekli olup da tazminat hakkı kazanan albaylara (sanki hepsinin general yapılmasi gibi bir zorunluluk varmış gibi! ) bu hak albaylığının 2.yılı sonuna düşürülmüştür, yani 31 yıılık süre 24 yıla indirgenmiştir. Bu imtiyaz değil de nedir? Sn.Özyıldız'ın Assubayların 1800 TL olarak verdiği birkaç uç örnek de geneli kapsamaz, ( Üç büyük takımda oynayan futbolcular çok kazanıyor diye geneli kapsayan tüm futbolcuların çok kazandığı sonucunun çıkarılamayacağı gibi !) şahsen tanık olmadım,ancak belki 40-45 yıl üzerinden emekli olan % 01 (binde bir) sayıda meslektaşımız da 1800 TL maaş alabiliyor olabilir..."



Bizler hakkındaki önyargıları kırabilmek için birçok arkadaşımız basındaki siz değerli yazarlarımızı ve gazete yönetimlerini doğru bilgilerle, karşı karşıya bırakıldığımız adaletsizlikleri bilgilendiriyoruz. Sorunlarımız ve isteklerimiz zaman zaman yazılı ve görsel basında duyarlı kesimler tarafından dile getirilmektedir. Bu seslendirmeler elbette bu imtiyazları hak etmediği halde kullananları endişeye sevk ediyor. 20 Ekim tarihli köşenizde yer verdiğiniz iki subayın açıklamaları da bu adalet isteğimizden dolayı endişeyi hatta korkuyu iliklerine kadar hissettiğini sanıyorum. Sizler gibi basındaki duyarlı yazarlarımız sesimizi halkımıza duyurmaya devam ettiğiniz sürece hakkımızdaki haksızlık içeren önyargılar kırılacak, sorunlarımızın çözüm sürecine yapacağınız katkı nedeniyle de sürecin kısalacağına inanıyorum. İmtiyazlıların bütün tedirginlikleri bundandır.


Dedim ya; bunların tek korkuları ellerindeki imtiyazların (her türlü) sorgulanması ile endişeye düşmeleridir !... Bu nedenle onlar da kendi pencerelerden olayları değerlendiriyorlar,yalan ve yanlış bilgilerle de olsa...

Karşımıza basını bu tür yanlı, çarpık ve gerçeği yansıtmayan yalan bilgilerle bilgilendirecekler de çıkacak elbette. Biz ayrıcalık,imtiyaz istemiyoruz; bunlar ne derlerse desinler bizler duyarlı tüm kesimlere doğru bilgilendirmelerimizi yapacağız, ta ki "ADALET,EŞİTLİK VE İNSAN ONURUNA SAYGI"yı sağlayıncaya kadar...

Selam ve saygılarımla.


Mehmet Emin Atılgan
E.Assubay
İzmir

Sayın Nail GÜRELİ' ye göndermiş olduğum e-posta:

Sayın Güreli, 20 Ekim 2010 tarihli yazınızda Astsubaylarla ilgili tarafsızlığın gereği olarak karşıt görüşede yer vermişsiniz ama
biraz araştırmış olsaydınız 2 güzide!! Emekli subay'ın doğru söylemediklerini görürdünüz, gazetecilikten anlamam ama mantığım bana her size iletilen görüşün yayınlanmaması gerektiği yönündedir çünkü sizin gibi üstat'ların yazdıkları mutlaka doğru bilgiler olmalıdır.
Astsubayların gasp edilmiş haklarını alma mücadelesinde değerli katkılarınız bekler, bundan sonra bahsi geçen 2 Emekli cahil subayın
beyanatlarıyla, kıymetli köşenizi kullanarak okuyucuları yanıltmamasını temenni ederim,

Saygılarımla..

martı
Milliyet'te Sn.GÜRELİ'ye yazan 2 E.Alb.verdikleri maaş örneklerine aldıkları tazminatları ilave etmeyi herhalde unutmuş olmalılar.
Bizim sorunumuz hiçbir tazminattan yararlanamamaktır.
Sb.zamanı gelince Alb.olmuyor mu? Bnb.kaç yıllık Sb? Yb.kaç yıllık Sb? Bekleme Süreleri kısalmadı mı?
Yanlış bilgilerle toplumu yanıltıyorlar.
Assubaylar kadar kafalarına
taş düşsün.

UMUR TALU..........
21 EKİM 2010 HABERTÜRK GAZETESİ SYF:7
GÖNÜL DOSTUMUZA SAYGILAR..
ALTTAKİLER'DEN SELAMLAR..
TEMAD YÖNETİMİNİN CESUR BİR KARAR ALIP SN.U.TALU'YU
...ONUR KONUĞU OLARAK ÇADIR EYLEMİMİZE DAVET ETMESİNİ CANI GÖNÜLDEN İSTİYORUM.. .

(astsubaylar üniversite mezununa eziyet etmemeli.Edecekse ,subay olmalı.)

http://www.haberturk.com/yazarlar/563498-kim in-kime-eziyeti-serbest

GERÇEK VE SICAK GÜNDEM!
SAYGIDEĞER MESLEKTAŞLARIM:MİLLİYET GAZETESİN DE SAYIN NAİL GÜRELİ'NİN KÖŞESİN DE ÇIKAN YALAN VE YANLIŞ DEMEÇLERLE İLGİLİ YAZIYA ,MEVLANANIN BİR SÖZÜ İLE CEVAP VERMEK İSTİYORUM.
"NE İNSANLAR GÖRDÜM ÜZERİN DE ELBİSE YOKTU,
NE ELBİSELER GÖRDÜM İÇERİSİN DE İNSAN YOKTU."
ÇAĞDIŞI DA OLSA BU FİKİRLERE KÖŞESİN DE YER VERİP BİZİ BİLGİLENDİRDİREN DENEYİMLİ GAZETECİ BÜYÜĞÜMÜZ SAYIN NAİL GÜRELİ'YE SONSUZ TEŞEKKÜRLERİMİ VE SAYGILARIMI ARZ EDİYORUM.
BİRLİK,DİRLİK VE BÜTÜNLÜK DİLEKLERİMLE SAĞLIKLI GÜNLER DİLİYORUM.

19.10.2010 tarihinde Sabah Gazetesinde yayımlanan röportajında, Şimdi bir gencimiz üniversiteyi bitirmiş, hakim olmuş, doktor olmuş, askere gidiyor. Orada bir astsubay tarafından kendisine eziyet ediliyor. Ordu bizim gözbebeğimizdir, ama bu tür durumlar da maalesef oluyor. Şeklinde beyanat veren Burdur Millet Vekili Mehmet ALP' e tepkilerinizi iletmek için E - Postası Aşağıda bilgilerinize sunulmuştur.
mehmet.alp@tbmm.gov.tr

Sayın Burdur Millet Vekili Mehmet ALP' e gönderilen E-Posta aşağıda bilgilerinize sunulmuştur.


Sayın
Burdur Millet Vekili Mehmet ALP

Astsubaylar ile ilgili yaptığınız gafdan sonra yıllar öncesi bir hatıram aklıma geldi.

Bundan 15 - 20 yıl önceydi yeni mezun bir assubay arkadaş genç insanın kafasının almayacağı haksızlığa uğramış vaziyette canı sıkkın, şaşkın bir vaziyette yanıma geldi ve " Komutanım evrende her şeyin hatta yılanın bile küçüğü seviliyorda, Astsubayın küçüğü neden sevilmiyor" diye sorduğunda o gün sadece onu kaderine razı etmek anlamında, geçiştirmiştim 0 günü.

Şimdi düşünüyorumda 20 yıldır yetkililerin bizi anlamasında, adaletin yerini bulmasında, hiç bir ilerleme kaydedememişiz, ne biz nede sizler bir adım öteye gidememiş hala aynı yerde sayıyoruz malesef,

Ancak bu süreçten sonra, çağdışı kafaları ve uygulamaları sonsuza dek kabulleneceğiz anlamına gelmiyor malesef

Dünya değişiyor, bizler değişiyoruz, lütfen sizlerde değişin artık.



Mustafa SEZEK

0 532 462 5538 (Gsm)

GÜNÜN SÖZÜ;

BİLGİ SAHİBİ OLMADAN FİKİR YÜRÜTENLER GÜN GELDİGİNDE YÜZLERİ KIZARIR.

..???? ...

KONUŞMA DA ADAM SANSINLAR ?

Milliyet gazetesi yazarı Sayın Nail GÜRELİnin köşe yazısında belirttiğine göre Sayın Kur Sb. Cengiz UÇAR diyor ki ,onların okuduğu Üniversite branşlarının askerlikle alakası yok.Okudukları okullarla ilgili meslekler arasınlar.Hayrola UÇAR bey ,bu zamana kadar nerelerdeydiniz,düğün değil bayram değil,09 Ekim 2010 sizi rahatsız mı etti, yoksa sanal isimle göz dağımı ?.Siz ve sizin gibi düşünenlerin ne TSK ya ne bu ülkeye nede bu ülkenin vatandaşlarına faydalı olacağına inanmıyorum, zaten olmamıştır da. Bizlere karşı beslediğiniz duyguları genel olarak bizler biliyorduk. Bir kez de basın yolu ile gönderme yaparak tüm dünyaya ilan etmeniz bizi son derece memnun etti.
Yılarca TSK da kol kola,omuz omuza,dağda ormanda,aç susuz,iyi ve kötü günde beraber olduğunuz,yanı başınızda düşman kurşunu ile aynı idealler uğruna şehit veya gazi olan,hasbelkader sağ kalıp emekli olanları da açlık ve yoksulluk sınırında yaşamaya mahkum edilen silah arkadaşlarınıza karşı içinizde beslediğiniz gerçek duyguları,dolayısı ile gerçek kimliğinizi bu açıklamalarınızla tüm kamu oyu öğrenmiş oldu.Bu nedenle size teşekkür ediyorum,sağ olun var olun.Allah sizi ve sizin gibi düşünenleri başımızdan eksik etmesin,sizler olmazsanız bizlerin hali nice olur.!!!
Sayın Uçar;siz hiç 70 yaşında, kendisine haksızlık,hukuksuzluk yapılarak, yoksulluk sınırında yaşatılmaya mahkum edildiği için kahrından ağlayan E.SUBAY gördünüz mü?.09 Ekim 2010 günü mitingimizi şöyle uzaktan seyretseydiniz onlarca Emekli Assubay görürdünüz.Tuzunuz kuru tabi.Gölge etmeseniz yetecek ama maalesef yoksulluk içinde yaşayarak mezara gidene kadar bu gün itibarı ile önümüzde engelsiniz.Gelecek günler ne gösterecek ömrümüz yeterse hep beraber göreceğiz.Sayın UÇAR;şundan adınız gibi emin olabilirsiniz, haktan,hukuktan ve adil paylaşımdan mahrum edilen bu insanlar bir gün mutlaka hakları olan yaşam standartlarını elde edeceklerdir.Eğilmeden,bükülmeden,hiç kimseye el avuç açmadan,başları dik olarak.Saygılarımla.

BURDUR MİLLETVEKİLİ OLAN ŞAHISA DUYURULUR.

Suç duyurusu olarak ilgilenmenizi rica ediyoruz.
Verdiğimiz vergilerden harcanan 32 milyon TL'nin hesebını kim verecek.

Emekli olan generallere tanesi 3,2 milyon tl'ye 10 adet 198 m2 daire. Bu paraya bağdat caddesinde aynı büyüklük ve konforda en az 3 daire alırsınız ki bu paranın içinde arsa+müteahhit kârı vardır. Ayrıca hala pkk baskınlarında yerle bir olan karakollar yenilenemezken, tek kalemde 32 milyon tl nasıl harcanır. Üstelik denetim bile yapılamıyor.

SORUYORUM, Bu para hangi ödenekten karşılandı. 500.000 Tl'den yüksek miktarlar için Bakanlıktan izin alınması gerekmez mi? İzin alınmadıysa yapılan iş kanun dışı değil mi?

Ben yaptım oldu zihniyeti hala devam mı ediyor?