Değerli Dava arkadaşlarım TEMAD Miting kararı alıyor ertesi gün TEMAD Antalya Şubesi seçime gidiyor.Adeta dalga geçer gibi TEMAD ANTALYA ŞUBESİ MİTİNG YAPILMAYACAĞINI YA BİLİYOR,YA DA KENDİ BÖLGESİNDEKİ SEÇİMİ ÖNEMSEMİYOR.Farzedelim miting yapılacak hangi mantıkla ertesi gün seçim yaparsınız, Ankara'dan dönemeyenler veya yorgun argın dönenler sağlıklı karar verecekler.Akıllara zarar,başka gün mü kalmadı ?TEMAD Antalya Şubesi'ni çok faalsiniz diyerek övdük; ama bu kadarı da fazla, kendinizi o kadar yormayın, biraz nefes alın, yerel seçimlerde bu kadar yoruldunuz,mitingde de malüm yorulacaksınız, hemen arkasından seçim, kendinize acıyın biraz.Canınızı yolda bulmadınız ya!..Saygılar.

DİLEKÇE ÖRNEĞİNDE YAPILAN İLK DEĞİŞİKLİKTEN SONRAKİ DİLEKÇE ÖRNEĞİ.

BU ÖRNEK DİLEKÇE ŞİMDİLİK GÖNDERİLMEYECEK, GÖRÜŞÜ VE TEKLİFİ OLANLAR AŞAĞIDAKİ MAİL' E GÖNDERİP ORTAK MUTABAKAT SAĞLANDIKTAN SONRA HEP BİRLİKTE SGK NA GÖNDERİLECEKTİR.
trnisml@hotmail.com
------------------------------------- ------

SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞINA
ANKARA TARİH


İLGİ:1. Anayasanın eşitlik prensibini düzenleyen 10 ncu maddesi.
2.926 sayılı TSK.Personel kanununun 137 nci maddesi
3.5837 sayılı kanunun 25 nci maddesi

926 sayılı kanunun 3 ncü maddesi RÜTBE yi; Kanunlara göre kazanılmış askeri ünvan, 136 ncı maddesi, AYLIĞI; subay ve astsubaylara rütbelerine göre ay itibariyle ödenen para olarak tarif etmiştir. Aynı kanunun 137 nci maddesi de aylıkların hesabına esas olacak AYLIK GÖSTERGE TABLOLARININ; Subayların, Astsubaylıktan subay olanların, astsubayların, uzman erbaşların ve uzman Jandarmaların aylık gösterge tablolarının RÜTBE ve RÜTBEDEKİ KIDEMLERİNE göre saptanmasına amirdir.

3.5837 sayılı kanunla Astsubay üst çavuşluk bekleme süresi 6, Kıdemli Üst çavuşluk bekleme süresi de 6 yıla çıkarılarak, Astsubay rütbeleri; "Astsubay Çavuş, Kıdemli Çavuş, Üst Çavuş, Kademeli Üst Çavuş, Kıdemli Üst Çavuş, Kademeli Kıdemli Üst Çavuş, BaşÇavuş, Kademeli Baş Çavuş, Kıdemli Baş Çavuş, Kademeli Kıdemli Baş Çavuş ve 2 Kademeli Kıdemli Baş Çavuş" olarak belirlenmiştir.

Emekli Astsubay olarak ......derecenin.... kademesinden emekli aylığı alıyorum. Yukarıda arz ettiğim anayasamızın eşitlik prensibini düzenleyen 10 ncu ve 926 sayılı kanunun 137 nci maddesi gereğince, halen yürürlükteki rütbeleri kapsayan en son gösterge tablosu olan (EK-V111 C) gösterge tablosuna göre aylık intibakım, bu güne kadar Sosyal Güvenlik Kurumunca yapılmamıştır. Mağduriyetimin giderilmesi için intibakımın (EK-V111 C) gösterge tablosuna göre yapılarak aylığımın ...... nci derecenin ..... kademesinden verilmesini arz ederim.
Saygılarımla

Kimlik NO : Emekli Sicil NO:
Rütbem :
Adresim :

Adı Soyadı

Değerli arkadaşlar

TEMAD Genel Merkezi mağdur olan haksızlıklara tahammül edemeyen arkadaşların yoğun baskısı üzerine 23 MAYIS 2009 tarihinde ANKARA'da miting kararı aldı. Bunu sitesinde yayınladı . Bu kararda bir değişiklik olmamasına rağmen, peşinden 24 MAYIS 2009 tarihinde TEMAD ANTALYA İl Başkanlığı'nın seçime gittiğini öğrenmiş bulunuyoruz. TEMAD'ın en büyük şubelerinden ANTALYA Şubesi Ankara'da mitingde mi, yoksa TEMAD ANTALYA Şubesi seçiminde mi olacak?


Ahmet ÖZTAŞ
TEMAD Antalya Üyesi
oztas07@hotmail.com

EMEKLİ DENİZ ASTSUBAYI AYHAN ŞAN 05 MAYIS 2009 SALI GÜNÜ VEFAT ETMİŞ OLUP CENAZESİ BUGÜN YALOVA MERKEZ CAMİİNDEN KALDIRILARAK YALOVA KABRİSTANINDA DEFNEDİLECEKTİR. MERHUMA ALLAHTAN RAHMET KEDERLİ AİLESİNE SABIR VE BAŞSAĞLIĞI DİLERİZ.
RIDVAN TAYHAN
TEMAD YALOVA İL BAŞKANI

Selcuk abi küçük bi düzeltme 3 E.Assubay Maaşı= 1 E.Albay Maaşı.

Yooksa yaptığı iş bilgi birikimi,becerisi,sosyal görüşü olarak,hak aramada verdiği çaba olarak vb.konularda böyle bir eşitlik olamaz demi?

3 EMEKLİ ASSUBAY = 1 EMEKLİ ALBAY !..

Hesap ortada 3 Selçuk bir Emekli Albay kadar maaş alamıyor.Assubaylar perişan,açlık sınırında,borçları yüzünden intihar eden meslektaşlarımız var.Aileleri çoluk çocukları kan ağlıyor,yuvalar dağılıyor,ASSUBAYLAR DEĞNEKÇİLİK YAPIYOR.EŞLERİ PAZARDA DON GÖMLEK SATIYOR.TEMAD MİTİNG YAPACAKMIŞ? BÖLGE TOPLANTILARI DÜZENLİYORMUŞ ?NE TOPLANTISI NE KARARI ? Bu işler miting kararı almadan önceki yapacağınız işler değil mi? Kalmış 18 gün, adama gülerler 18 günde hazırlanıp miting yapacaksın.Bunlar birer aldatmaca,oyun,yarın bir gün açıklarlar, TOPLANTILAR NETİCESİNDE ERTELEME KARARI ALDIK DİYE..DEMEK Kİ TEMAD'IN KARAR ALABİLMESİ İÇİN DAHA BİR ÇOK MESLEKTAŞIMIZIN İNTİHARI,ASSUBAYLARIN DİLENCİİK YAPMASI BİR EMEKLİ ALBAYIN 5 SELÇUK İÇER'İN MAAŞINI ALMASI BEKLENECEK..YANİ TEPELENMEYE İTİLİP KAKILMAYA,OYALANMAYA,KANDIRILMAYA GENELKURMAY'IN ŞAMAR OĞLANLIĞINA DEVAM.BİZLER DERECE, KADEME İŞLERİNE YOĞUNLAŞMIŞ DURUMDAYIZ,TEMAD SESSİZ KEPENKLERİ İNDİRMİŞ, BİLGİ VERME GEREĞİ DAHİ DUYMUYOR.Assubaylar çaresiz,50 YILDIR BEKLİYOR,GENELKURMAY SİYASİLER TEMAD'INDA KATKILARIYLA ASSUBAYLARA KIYIYORLAR.ACIMASIZCA MAALESEF ZULÜM HIZ KESMİYOR.Saygı ve selamlarımla.

http://www.memurlar.net/haber/138672/
MİTİNGİMİZİ DUYURMANIN BİR YOLU???

http://www.haber7.com/haber/20090505/Angarya .php
ONBİNLERCE KİŞİNİN OKUDUĞU YAZILARA LÜTFEN YORUM YAZALIM.SAYGILAR

AMAÇ NEDİR?

Yüksek performans gösteren bir ekip için en önemli koşul bütün ekip üyelerinin aynı amacı paylaşmasıdır. Bu sözünü ettiğimiz amaç, organizasyonların varoluş nedeninden ve gelişiminden bağımsız olmalı, bir bütün olarak organizasyonun daha geniş amaçlarına uymalıdır.

Amaç, organizasyon içindeki iş birimleri veya (ekiplerinin) özel mesleki hedeflerinden farklıdır.

Amaç ekibinizin yetenek ve kabiliyetlerini kullanan, organizasyona katkıda bulunan ve ekip üyelerini yönlendiren, bilinçli olarak seçilmiş açık bir talimattır.

Amaç su sorulara cevap verir : Neden varız? Varoluş nedenimiz ne?
Fark yarattığımızı hissetmek için amaç hissini isteriz. Her gün kalkmak için güzel nedenlerimiz olmalıdır. Richard Leider Amacın Gücü eserinde paslanma sendromundan bahsetmiş ve günlük faaliyetlerimizin enerji harcama şeklinde yorumlanmaması gerektiğini, çalışmalarımızın biraz daha fazla anlam taşıması gerektiğini söylemiştir. İnsanlar kalkarlar çünkü saat çalmıştır, işlerine giderler çünkü günlerden Pazartesidir.

Amaç hakkında bir diğer önemli örnek, Terry Foxun yaşam hikayesinden... Terry 18inci yaş gününden iki gün önce kanser olduğunu ve bacağını kaybedebileceğini öğrendi Buna rağmen kendine acıma duygusuna boyun eğmedi ve bütün dikkatini vücudundaki mevcut sınırlamalardan başarabileceği noktalara çevirdi. Yaşadığı şoka ve hayatının alt üst olmasına rağmen, yaşamak için kendisine kişisel bir neden buldu. Yaşadığı kriz öylesine güçlü bir amaç hissi verdi ki olağanüstü bir iş gerçekleştirdi:
Terry, kanser araştırmalarına para toplayabilmek için yapay ayakla Kanada içinde 3300 mil (ki bu da bir maraton koşusuna denk gelir) koştu. Hedefi 1 milyon dolar para toplayabilmekti. Bunu gerçekleştirebilmek için bir daha hiç koşamayana kadar koşmaya devam etti. Terrynin Umut Maratonu insanların 30 milyon doların üzerinde bağış yapmalarına neden oldu.



Sürekli tren yolcularından Anayasa Mahkemesi Yargıcı Oliver Wendell Holmes, bir gün tren yolculuğu sırasında biletini bulamaz. Yargıç ceplerini ve cüzdanını kontrol ederken bileti kontrol eden, sabırla bekler. Yargıç giderek telaşlanmaya başlayınca, kondüktör sakince, Üzülmeyin beyefendi, biz sizi tanıyoruz. Eminim ki bilet herhangi bir yerden çıkacak, o zaman bileti demiryolları işletmesine gönderebilirsiniz der. Bunun üzerine yargıç, Beni anlamadınız. Bileti bulamadığım için endişeli değilim. Sorun nereye gittiğim? Eğer nereye gittiğinizi bilmiyorsanız, vardığınız yerin bir önemi yoktur, vardığınız yerin neresi olduğunu asla bilemezsiniz. Bu, tabancanızın dolu olup ateş edecek bir yerin olmamasına veya daha da kötüsü amaçsızca her yere ateş etmeye benzer.


23 Mayıs 2009 da Anakara da yapacağımız mitingin ana amacının, hedeflerimizin ne olduğunu, bilerek&

Bu güne kadar başaramadığımız, alamadığımız haklarımız için, beraberce aynı hedeflere aynı yolda yürümek için, bir birimize lazım olduğumuzu unutmadan, bir birimizin fikirlerinden, düşüncelerinden, davranışlarından faydalanarak, amacımıza ulaşmak için hep birlikte mücadele etmek için, 23 Mayıs ta Ankara da buluşmak dileğiyle&

Saygılarımla

Sayın İsmail TURAN ın Emekli Assubaylar sitesinin köşe yazarlarının arasına dahil edilmesini önemli bir gelişme olarak değerlendiriyor, Ağabeyimizin yapmakta olduğumuz mücadelemize önemli katkılar sağlayacağına dair olan inancımı belirtmek istiyorum.Sayın TURANA çalışmalarında başarılar diliyor,saygılarımı sunuyorum.

''Biz Assubaylar, genellikle insiyatif kullanmak için değil, maalesef kullanmamak için yetiştirilmiş,
kendisinden bu minvalde görev yapması beklenen bir sınıfız. Yani lavaboya bile izinle gideriz desek yeridir. Bunun böyle olduğunun sanırım en iyi mesleğin içinden gelen bizler biliriz. '' (Mehmet ali KILINÇ'ın yazısından alınmıştır.) Teşbih'de hata olmaz. Oysa ATATÜRK ne demiş:

Gerek komutanların ve gerek erlerin bizzat düşüncelerini işleterek kendiliklerinden iş görebilecek meziyette yetiştirilmiş olduklarına kanaat edilmeden, bir askeri kıtanın, bir ordunun güvenilir ve dayanılır bir kuvvet olarak tanınması gaflettir, felakettir .



Bir kuvveti meydana getiren insanlar, genel hayatları, fikirleri, hareket serbestileri ezilmemiş, gürbüz, neşeli erlerden ve subaylardan oluşursa böyle bir birlikte bizzat akıl kullanarak kendiliğinden iş görme özelliği çok fazla görülür.

Son asır ordularını oluşturan personel, eskiden olduğu gibi hemen hepsi kendi gönül rızası ile askerlik hizmetine girenlerden ibaret olmayıp, milletin bütün kişileri askerlik hizmeti ile yükümlü tutulmuştur. Arzusu olanda olmayanda askerlik hizmetini yapmaya mecburdur. Bu şekilde kurulmuş olan ordularda, eski zaman ordularında olduğu gibi, üstler aşırı derecedeki insiyatifi ölçülü bir sınıra indirgemek, onu disiplin ve idare altında bulundurmak düşüncelerinden kurtulmuştur. Çünkü bu günkü ordularda barışta uzun yıllar uygulanan sıkı disiplin bir çoklarında hareket kabiliyetini kendiliğinden boğuyor. Bu sebeple bugünkü üstler, astlarda insiyatif uyandırmak için onları uyarmak özellikle, muharebede teşvik ve ümitlendirmek mecburiyetindedirler&

Bir orduyu meydana getiren her rütbe sahibi, genel olarak her kişi, yaşayan bir makinenin canlı organları, parçalarıdır. Bu makineyi işleten her organı, her parçasını harekete geçiren kuvvet buharla çalışan motor değildir. O tahrik vasıtası ordu makinesini meydana getiren yaşayan organların zihinleridir. Kuvvet ve kanlarındaki ruhtur. Zihinlerde bilgi, muhakeme, idrak ve kavrama olmazsa makine durur ve hiçbir kuvvet onu işletemez. Böyle bir makinenin çalıştırılabilmesi için herhangi bir veya birkaç makinistin sanat ustalığı da yeterli ve yararlı olamaz. Çünkü bu durgun beyinlerde teşekkül etmiş kütleler, taş, demir ve odun yığınlarından da hareketsizdir.

Efendiler, komutanlar, askerliğin görev ve gereklerini düşünür ve uygularken, beyinlerini siyasi görüşlerin etkisi altında bulundurmaktan kaçınmalıdırlar. Siyasetin gereklerini düşünen başka görevliler bulunduğunu unutmamalıdırlar.

Komutanların, emirleri altına verilen millet evladını, memleket vasıtalarını, düşmana ve ölüme doğru sürerken, düşündükleri tek nokta, milletin kendilerinden beklediği vatan görevini ateşle, süngüyle ve ölümle yerine getirerek SONUÇ almaktır.

Eğer mensup olduğum milletin şanı ve şerefi varsa, ben de şanlı ve şerefliyim&şan da, şeref de milletimindir. İçinizden biri çıkar da, sırf şan ve şeref için koşar, milletinden koparsa biliniz ki başınıza beladır. Millet bu gibilere asla izin vermemelidir.


Ordumuz babalarına ve atalarına layık evlatlardan meydana geldiğini göstermiştir. Bundan sonra ordumuzu daha mükemmel hale getireceğiz. Bu da ordunun refah ve saadetini sağlamakla olacaktır. Subaylarımızı hayat kaygısı içinde bırakmak asla doğru olmaz. Hayat dediğimiz zaman savaş meydanlarında terk edeceğimiz hayatı kastetmiyorum. Bizim subaylarımız savaş meydanlarında hayatlarını büyük bir olgunluk ve iftiharla vermeye hazırdırlar. Hayattan amacım gerek kendilerinin, gerekse ailelerinin dert ve sıkıntılardan kurtularak refahlarını temin etmektir. Etmeyen bir millet en önemli noktada hata yapmış demektir. Fakat milletimiz subaylarının, askerlerinin ve devlet makinesini işleten memurlarının refahını elbette dikkate alacaktır.

T ürkiye Cumhuriyeti sadece iki şeye güvenir. Biri millet kararı, diğeri en elim ve güç şartlar içinde dünyanın takdirlerine hakkıyla layık olma niteliğini kazanan ordumuzun kahramanlığı ; bu iki şeye güvenir. Saygılarımla.

TEMAD mesaj panosu 30 Nisan'dan beri güncellenmemektedir. Bunun sebebi siteyi güncelleyecek olan arkadaşların Bölge Toplantılarında görevli olduklarından dolayı olduğunu tahmin etmekteyim.
Saygılar.

Saygıdeğer Üyelerimiz,

Yıllardır önyargılar sonucu oluşan haksızlıklarımıza çözüm bulmak,sesimizi duyurmak,birlik ve beraberlik ruhunu güçlendirmek TEMAD'a destek olmak için kurulan bu site Assubayların sesi olarak büyük hizmetler yapmıştır, bunu siz üyelerimize, meslektaşlarımıza borçluyuz. Sitemiz köşe yazarlarına Sn.İsmail TURAN dahil olmuştur." ASB.HAKLARI " başlığı ile yazacak olan meslekdaşımıza şimdiden başarılar diliyor,onur mücadelemize katkılarından dolayı teşekkürlerimizi sunuyoruz; Sitemiz tüm meslektaşlarımızındır,mesaj panosu ve forum dışında sitemizdeki " KONUK YAZAR " köşesinde yayınlanmasını istediğiniz yazıları veya yayınlanmasını istediğiniz konuları SİTE YÖNETİMİ'NE bildirmenizi istirham ediyoruz.

Bizler her vesile ile tekrarladığımız gibi haklıyız; taleplerimiz ne imtiyaz ne de daha fazlasıdır." ADALET-EŞİTLİK VE İNSAN ONURUNA SAYGI " taleplerimiz gerçekleşinceye kadar, her geçen gün artan bir güçle yasal mücadelemize katkılar sağlamaya devam edeceğiz. Hepinize sevgi ve saygılar sunuyoruz.

KAYIP ARANIYOR!

GÖREN VEYA DUYAN VAR MI? 30 NİSAN'DAN BERİ TEMAD MESAJ PANOSUNDA HİÇ BİR GÜNCELLEŞME YAPILMAMAKTADIR.
MİTİNG KARARI ALINDIĞINDAN BERİ BİR AÇIKLAMA YAPILMAMAKTADIR. GELEN BASKILAR MI VAR DA, SESSİZLİĞE BÜRÜNDÜLER.

EMEKLİASSUBAYLAR.ORG SİTESİNE " MALUM SİTE " DİYENLER ACABA, UTANIYORLAR MI, YÜZLERİ KIZARIYOR MU, VİCDANLARI RAHAT MI? EMEKLİ VE ÇALIŞANLARI İÇİN BU KADAR MÜCADELE VEREN BAŞKA BİR SİTE VAR MIDIR? SAYGILARIMLA.

HAK ARAMAKLA İLGİLİ AÇIKLAMA (6)

SORU: SGK'na dilekçe verecek herkes dava açmak zorunda mı ?

CEVAP: Böyle bir zorunluluk yok. 1'nci safhada SGK'na ne kadar çok dilekçe giderse, kararlılığımız ve etkimiz o kadar artar. 2'nci safhada isteyen dava açar istemeyen açmaz. Mesajlarıyla bana destek veren bir çok arkadaşım vardır, hepsine ayrı ayrı teşekkür ederim. Ben bu yola girerken arkadaşlarımın da haberi olsun istedim, zaten ben tek başıma dava açmaya kararlıydım...

NİYETLERİ ÜZÜM YEMEK DEĞİL, BAĞCI DÖVMEK OLANLARA...

Ordumuzun güvenirliğinin anketlerde yüksek çıkmasını sorgulayan haberle ilgili mesaj panomuzda linki verilen haberi okuduktan sonra, o yüksek oranın yüksek olan dilimine dahil olan bir yurttaş olarak, tirajları milyonu bulan, her gün bedava dağıtılan, işleri güçleri işbirliği yaptığı okyanus ötesi güçlerin bölgemizdeki planlarına engel olabileceği endişesiyle, yıpratmak için hedef seçtiği TSK'ya güveniyorum da karşısındaki diğer çevrelere niçin güvenemiyorum acaba diye sordum. Bu soruya karşılık, kendi kendime verdiğim yanıtlar şunlar oldu.

Benim dedelerimi yalanlarla dolanlarla haksızca soy kırımcı ilan edip, bir adım sonra toprak talebinde bulunacak olan bir devletçiği ekonomik olarak rahatlatmak için, kapalı kapılar ardında pazarlık eden, kendilerini tek millet iki devlet diyecek kadar bana yakın hisseden, benim dilimde ağlayıp, benim dilimde gülen insanlara sırt çevirken, daha doksan yıl önce beni sırtımdan vuranlara kardeşim deyip, seçim öncesi danışıklı "bir dakika" müsameresi düzenleyenlere güvenemiyorum.

Bulunduğumuz bölgede sıfır sorun diye yola çıkıp, bir yandan ülkeyi sözüm ona yaptığı reformlarla batının bir üyesi yapacağım derken, batının geri dönülmez pazarı ve sömürgesi yapma yolunda ilerlerken, diğer yandan, o batının terörist ilan ettiği, tarikat lideri mi, din adamı mı, aşiret reisi mi, terörist mi olduğu belli olmayan sakallı sarıklı bir takım tiplerin emirlerine özel uçaklar tahsis edip, ülkeyi bu tipler için güvenilir,sığınabilecekleri liman yapanlara, uluslar arası camiada ülkenin ciddi devlet imajını ayaklar altına alanlara güvenemiyorum.

Kurduğu devletin Birleşmiş Milletler Cemiyetine üye olması için dünya tarihinde özel davet çıkarttırmış ilk ve tek devletin kurucusu Mustafa Kemal'in, halı üzerine işlenmiş portresinin, yine onun kurduğu TBMM kulusi duvarında asılı olmasından rahatsız olanları, Türkiye Cumhuriyeti'nin bağrından çıkardığı ordusuna mensup TBMM'de bayrak merasimi mangasının ayak seslerinden rahatsız olanları, bir toplantı açılırken, okunacak İstiklal Marşından bile rahatsızlık duyanları içinde barındıranlara güvenemiyorum.

Neyi yapıp, neyi yapamayacağını hesaplamadan,işi ehline diplomatlara bırakmak yerine, dört saat önce "Rasmusen Nato Genel Sekreteri bize rağmen olamaz deyip" dört saat sonra söylediğinin aksi gerçekleşen, göz göre göre mensubu olduğum devletin diz çöktürülüşünü bana yaşatanlara güvenemiyorum.

Temennim, öncelikle emeklisinden çalışanına isminin arkasında "Astsubay" ünvanı taşıyan bir kimsenin yaşadığı sorunu, acıyı içimde hissederim. Ben de bu camianın içinden gelen biri olarak bu konuda az çok bir fikrim var. Eğri oturup doğru konuşalım. Biz Assubaylar, genellikle insiyatif kullanmak için değil, maalesef kullanmamak için yetiştirilmiş,
kendisinden bu minvalde görev yapması beklenen bir sınıfız. Yani lavaboya bile izinle gideriz desek yeridir. Bunun böyle olduğunun sanırım en iyi mesleğin içinden gelen bizler biliriz. Sizler de hatırlayacaksınız. Beş yıl önce, eski terör hükümlüsü sahibinin, bombalanan iş yeri olan kitapçı dükkanı onun iş yeri değilmiş gibi, enkaz üzerinde muzaffer bir eda ile sırıtarak televizyon haber programlarında şov yaptığı Şemdinli kitapçı bombalanması olayının görüntüleri hala dün gibi gözümün önünde.

Bu olayın arkasından, Güneydoğu'da, TSK'nın yaptığı terörle mücadeleyi suç kabul edip sorgulamaya kalkan, tüm TSK'yı çete olarak gösteren bir iddianame hazırlandığını hatırlayacaksınız. Sonradan bu durum değişti. Bildiğiniz gibi suç izinsiz lavaboya dahi gitmemek üzere yetiştirilmiş olarak bilinen bir mesleğn mensubu olan, keklik avına gider gibi göreve çıktıkları iddia edilip arabalarının bagajında kaleş yakalandığını basından öğrendiğimiz Ali Kaya Astsubay ve yardımcısının üzerine yıkılmaya çalışıldı. Bu davada iddianameyi hazırlayan gariban (!) savcı da meslekten atıldı. O zaman iş mahkemeye aksetmiştir, suçluysa cezasını çeksin ayaklarına yatanlara, Ali Kaya Astsubay suçlu olabilir mi diye sormak işine gelmeyenlere, bu gün o görevden uzaklaştırılan gariban(!) savcıyı kimlerin, hangi işbirlikçilerin nerede ağırlandığını sormak yerine, başka bir suçlamada ismi geçen bir Assubayın sırf yetişme aşamasında bilmem ne evine yolu düştüğünü duyduğu için ve kulaktan dolma bilgileri bahane ederek arka çıkmaya kalkanlara, amaç acaba üzüm yemek mi, yoksa bağcıyı dövmeye kalkıp orduyu yıpratmak isteyenlerin amacına hizmet etmek mi şüphesine kapılıyorum ve güvenemiyorum.

Ne kadar uğraşırlarsa uğraşsınlar, yalanlarla yıpratmaya çalışırlarsa çalışsınlar bu oranı hiçbir zaman tersine çevirmekte başarılı olamayacaklardır.
23 Mayısta Ankara'da buluşalım. Saygılarımla.

HAK ARAMAKLA İLGİLİ AÇIKLAMA (5)

SORU: Dilekçelerimizi SGK na ne zaman göndereceğiz ve ayrı ayrı mı hep beraber mi göndereceğiz ?

CEVAP: Panoda yayınlanan dilekçe örneği bir ön çalışmadır. Dilekçe örneği üzerinde teklif ve görüşler üzerinde mutabakat sağlandıktan sonra, kararlaştıracağımız tarihte toplu olarak göndereceğiz. Göndereceğimiz tarih önümüzdek günlerde belli olacaktır. Katılımın çok olması için tanıdığımız arkadaşlarımıza duyuralım

http://www.haber7.com/haber/20090504/TSK-guv en-anketi-nasil-yorumlanmali.php

Arkadaşlar;geçtiğimiz yıllarda haklarımızla ilgili olarak şimdiki Sayın Adalet Bakanı'mız "her önümüze gelene para mı vereceğiz demişti" Türkiye'deki emekliler fazla maaş alıyor diyen sayın şimdiki Maliye Bakanı'mız Mehmet Şimşek'tir.Hal böyle olunca bu siyasetten beklentimiz olamaz, aslanlar gibi 23 Mayıs'ta ANKARA'da olalım,ne halde olduğumuzu Türk Halkı duymalı bunu yapanları da öğrenmelidir, saygılar.

Kıymetli meslektaşlarım;

TEMAD'ın miting kararından sonra hepimizin serzenişte bulunduğu gibi herhangi bir hareket göremiyoruz veya duymuyoruz. Diyelim ki çok iyi bir organizasyonla ANKARA'ya kadar gittik, 10.000 kişi topladık. Yürüdük, yürüdük. pankartlar açtık. Dertlerimizi ve sorunlarımızı
hasbelkader anlattık. Hatta ve hatta çadırlar kurduk açlık grevleri yaptık. Sonuç yine şu an
iktidar olanların ve Genelkurmay'ın inisiyatifine kalmadı mı? Neticenin ne olursa olsun
hukukla alınacağı kanaatindeyim. Haklarımız verilen şifahi sözlerle alınamaz. Zaten hep
öyle kandırılmadık mı? Sn; İsmail TURAN ağabeyimin dediği gibi hukuk bazında yazılı bir
karara ihtiyacımız var. Tüm meslektaşlarımın ANKARA'ya kadar gidip bir çok masraf etmesindense, aynı masrafı hukuk için maddi ve manevi anlamda harcamasından yanayım.

Saygılarımla.

Sayın İsmail Damar'ın Umarım bu maddeler değişir' diye yorumladığı mesajı aşağıya çıkardım. Ancak değişmesini neden umduğunu anlayamadım. Anayasa mahkemesine bireysel olarak başvurmamızda ve YAŞ kararlarının yargı denetimine açılmasında ne gibi bir sakınca olabilir ki? Bu değişiklik gerçekleşirse hakkımızı aramamız daha kolay olmaz mı? Alenen yapılan haksızlıklara itiraz ederek sesimizi daha yüksek çıkaramaz mıyız?
ANAYASA MAHKEMESİ'NE KİŞİSEL BAŞVURU HAKKI

AKP'nin hazırladığı anayasa değişikliği paketinin "olmazsa olmazları" arasında yer alan diğer bir madde ise; anayasa mahkemesine kişisel başvuru hakkı. Mevcut uygulamaya göre, yasaların anayasaya aykırılığı gerekçesiyle; Anayasa Mahkemesi'ne sadece muhalefet partisi 110 milletvekilinin imzasıyla ve mahkemeler başvurabiliyor. Düzenlemeyle bireysel başvurunun önü açılıyor. Bireysel başvurular ise insan hakları boyutunda olabilecek
YAŞ KARARLARININ YARGI DENETİMİNE AÇILMASI

YAŞ kararları; hazırlanan taslak metinde, Yüksek Askeri Şura kararları yargı denetimine açılıyor. Böylece ihraç kararlarına yargı yolu açılacak.

BU MADDELER UMARIM DEGİŞİR

Muhatap olacaklara söylüyorum..
Mayıs ayı içinde bir atımlık barutum var. Bir kerelik Ankara'ya mitinge gitme hakkım ve gücüm var. Eğer 23 Mayıs Mitingi sürüncemede bırakılacak, açıklığa kavuşturulmayacak, sahip çıkılmayacaksa bileyim, yoksa hakkımı 17 Mayıs Cumhuriyet Mitinginden yana kullanacağım. Duyurulur...

Sevgili İsmail Turan Ağabey ve değerli meslektaşlar.

SGK'ya dilekçeleri ne zaman vermeye başlayalım. Herkes peyder pey başvurusunu yapsın mı, yoksa dilekçeleri toplu olarak en azından aynı hafta içinde mi gönderelim. Bence verilecek cevap konusunda beklentimiz aşağı yukarı bellidir, ama aynı hafta toplu olarak versek daha etkili olur gibi geliyor. Ne dersiniz?

ÜMİTLERİN SÜRESİ!..

Miting ,derece,kademe, Hükümet,Genelkurmay,TEMAD bizler.Perişanlık had safhada mağduriyet diz boyu ,her dakika her saat ızdırapla geçiyor, günler kabusa dönüştü..Ezenler, haklarımızı gasp edenler rahat,umursamaz,pişkin.Ya bizler, okyanusun ortasında dalgalarla mücadele eden rotasını kaybetmiş gemi misali.Bir o tarafa bir bu tarafa Emekli Assubaylar 20 gün sonra miting yapacak.TEMAD sessiz, üyeler karamsar.Ne açıklama ne bilgilendirme.Her şey gizlilik içerisinde yürütülüyor, sanki harp planı yapılıyor.Yazık ediyorsunuz bu camiaya.Etkisiz ve tepkisiz bekliyoruz İKİ DUDAK ARASINDAN ÇIKACAK SÖZÜ.MUVAZZAFKENDE BEKLERDİK.HEP BEKLİYORUZ.OTUR DERLER OTURURUZ, KALK DERLER KALKARIZ..GENELKURMAY ezecek,kesecek,gasp edecek, adam yerine koymayacak, itecek, kakacak biz de bekleyeceğiz.Bu gidişat daha çok bekleyeceğimizi gösteriyor.Binlerce emekli Assubay suskun çaresiz,karamsar,umutsuz bekliyor.TEPKİ YOK.Saygılar.

HAK ARAMAYLA İLGİLİ AÇIKLAMA (4)

SORU: Sayın Osman ADA kardeşim kendi imkanlarıyla Yüksek okulu bitiripte 2/1 ve 3/3 dereceden emekli olanların 1 nci dereceye çıkamayacaklarını yazmıştır.

137 nci madde gereği olarak subay gösterge tablosu rütbeye göre saptanmıştır. Aynı maddeye tabi olduğumuz için Astsubay gösterge tablosunun da rütbelere göre saptanmasını talep ediyorum. Mezun olunan okula göre saptanan 4 ayrı gösterge tablosundan (EK-V111, EK-V111A ve EK-V111 B) tablolarının iptal edilerek bugün yürürlükte olan son astsubay rütbelerini kapsayan (9/1 den başlayıp 1/3 e kadar giden EK-V111 C) tablosundaki (C) harfiyle alt ve üstünde bulunan ibarelerin iptal edildikten sonra, EK-V111 Astssubay gösterge tablosu olarak yürürlükte kalmasını talep ediyorum.

Bu tabloya göre intibaklar yapılınca zaten herkes 9/1 den göreve başlamış sayılacağı için yine herkes 1 derece yükselecek. Bunun sonucu olarak 3/3 dekiler 2/3 e, 2 nci derecedekiler 1 nci dereceye yükselecekler. Buraya kadar mezun olunan okullar hiç dikkate alınmayacak. Bundan sonra 926 sayılı kanunun ek maddeleri yine yürürlükte olduğu için o maddelere göre kendi hesabına fazladan yüksek okul ve fakülte bitirenler ayrıca derece ve kademe alacaklarından 1 nci dereceye yükselecekler. Ancak sadece sınıf okulu mezunu astsubaylardan 3/3 den emekli olanlar 2/3 e kadar çıkabilecekler.

Hukuki yoldan bu talebimin, Genel Kurmayın gönderdiği ve adı, lise mezunu emekli Astsubayların Astsubay meslek yüksek okulu sayılarak intibaklarının yapılması kanun teklifiyle hiç alakası yoktur.Genel kurmayın teklifi kanun konusu olup 4 adet gösterge tablosu devam edecek ve sadece emeklileri kapsayıp muvazzafları kapsamayacak. Ayrıca o teklife göre kendi hesabına yüksek okulu okuyup kedeme alarak 2/1 den ve 3/3 den emekli olanlar da 1 nci dereceye yükselemeyecek. Çünkü lise mezunları onların mezun oldukları okul mezunu sayılarak kademe aldıkları seviyeye getirilerek eşitlenecek. Açıkçası emek çekip dirsek çürütenler mağdur olacak.

Genel Kurmayın o teklifi kanun tasarısı olarak meclise gidip mecliste değişikliğe uğrayıp gösterge tablosu 9/2 den başlarsa onlar da 1 nci dereceye çıkacaklar. Benim hukuki talebimle genel kurmayın kanun teklifi arasında nüans farkı vardır. İkisini de ayrı kulvarlarda yorumlamak gerekiyor.