TEMADIN BAŞKENTİ!!!!!

Türkiye Emekli Assubaylar Derneği Antalya Şubemizin güçlü bir Sivil Toplum Örgütü olmasına katkı sağlayacak olan Antalyanın avantajlarını özetle arz etmeye çalışacağım.
1.Antalya şehir merkezinin bir uçtan diğer uca olan uzunluğu toplam 15 km dır.derinlik ise 5 km dır.
2.Antalyanın Şehir merkezinin nüfusu 1.000.000 civarında olup Emekli meslektaşlarımızın tahmini olarak %98 i Şehir merkezinde yaşamaktadır.
3.Türkiyedeki diğer İl ve İlçelerle mukayese edildiğinde nüfusuna oranla en fazla Emekli Astsubayın yaşadığı kent Antalyadır.Kentte 7000 civarında Emekli Astsubayın yaşadığı tahmin edilmektedir.Eş ve Çocuklarımızla bu miktar 30.000 civarındadır.
4.Antalyada bir adet Asker Gazinosu mevcut olup, bu gazino Şehrin tam merkezindedir ve meslektaşlarımızın çoğunluğu her gün gazinoya bir şekilde uğramaktadır.TEMAD Antalya şubemizde Gazinonun içindedir.Bu nedenle meslektaşlarımızla iletişimde kısmen sorun yaşanmamaktadır.
5.Mevsim koşullarının uygunluğu nedeniyle toplantı ve dernek üyelerinin birbirleri ile koordinesi kolaylıkla sağlanmakta,bu konuda sorun yaşanmamaktadır.
6.Organizasyon iyi yapıldığında çok kısa bir sürede (1ile3 saat arasında)yüzlerce meslektaşımız istenilen yerde hazır edilebilmektedir.
7.İstanbul,Ankara,İzmir ve diğer bir çok ilimiz fiziki yapı olarak bu kentle mukayese edildiğinde örgütlenme ve diğer faaliyetler açısından dez avantaja sahiptir.
8.Yeterli Grup çalışması yapılıp kolektif akılla hareket edildiği taktirde Turizmin Başkenti olarak adlandırılan ANTALYAmızın TEMADın Başkenti haline getirilmemesi için herhangi bir olumsuzluk göremiyorum. Güçlü bir Antalya Şubesinin de meslektaşlarımıza her yönü ile olumlu katkıları olacağı kanaatindeyim.
9.Hiç bir sınıf ve ikamet yeri ayırımı gözetmeksizin tüm meslektaşlarımın aynı niteliklere sahip olduklarına inanıyorum.Genel olarak birimizin diğerimizden farkımız yoktur.Örgütlenme ve yönetimin yetenek farklığı ve bazı meslektaşlarımızın göstermiş olduğu özel çaba sonucu çalışmalarımızda azda olsa farklılıklar görülebilir,buda doğaldır.
10.Çeşitli nedenlerle, bu güne kadarki çalışmalarımızda var olan gücümüzü etkin bir şekilde yönetip, olması gereken başarıyı elde edemedik.31 Mayıs 2009 tarihinde yapılacak seçim sonucunda oluşacak yeni Yönetim Kurulumuzun, meslektaşlarımızın sosyal,kültürel ve ekonomik haklarının elde edilmesi yolunda bu güne yaptığımız çalışmaların çok daha fazlasını yapacaklarına inanıyor,Antalya seçimlerinin hepimize hayırlı olmasını diliyorum.Saygılarımla

Mayın tarlalarının eseri bu mektuplar olmamalıdır.
Vatana şahadet gerçek düşmana karşı olmalıdır.
İçimizdeki gerçek ve bilinen hainlere karşı yapılacak tek şey onları vatana ihanetten asmak olmalıdır.



MİNİK BİR YÜREKTEN BABAYA MEKTUP
Yine seni özledim.Yine aklım karıştı baba..Özlem aklı karıştırır mı? Bunu öğretmemiştin bana.
Bugün benim doğum günüm.Şimdi sekiz yaşımdayım.büyüdüm erkek oldum ama hala anlamıyorum sen neden yoksun baba.Önlük bana çok yakıştı. Senin hep görmek istediğin gibi pırıl pırıl bir öğrenci oldum ama sen göremedin üzgünüm çok üzgünüm baba...Karlı bir kış günüydü.seni bir tabutun içine koymuşlardı.Yine çok yakışıklıydın. Derin bir uykuya dalmıştın.Çağırdım defalarca seslendim sana,cevap vermedin küstüm sonra.Hani söz vermiştin. Kartopu oynayacaktık ilk kar yağdığında. Hava çok soğuktu ama babannem ağlarken ''oooyyy ciğerim yanıyor'' diyordu.
İnsanın ciğeri nasıl yanar baba?
Çok büyük bir kalabalık vardı.Herkes ama herkes ağlıyordu.Hep bir ağızdan ''ŞEHİTLER ÖLMEZ VATAN BÖLÜNMEZ'' diyorlardı.Sen şehitsen ölmüş olamazsın.
Ölmediysen nerdesin baba?
Kocaman bir Türk bayrağına sarmışlardı tabutunu.Sen onu hep göklerde görmek isterdin.''Kutsal sevdam bayrağım'' derdin ya hani. Nedense biraz da kıskandım o zaman seni. Affet baba.Peki neden anlamıyorum hala.
Şimdi sen öldün mü? O zaman vatan bölündü mü?
Çok karıştı aklım baba.Vatanı kim bölmek ister ki.Bu büyük günah değil mi? Dedem anlatırdı ya hep ''benim dedem Çanakkalede şehit oldu vatanı kurtarmak için'' derdi ya...O zaman büyük büyük dedem yok yere mi öldü? neden tekrar vatanı bölmek istiyorlar baba? Hani okula gidince her şeyi öğrenecektim.Bunları neden öğretmiyorlar baba? Bildiğim tek şey var.
O da sen yoksun yanımda.
Annem çok özlüyor seni biliyorum. Babanla gurur duyuyorum diyor. İnsan gurur duyunca ağlar mı? Özleme alışır mı baba?
Peki gurur senin yerine kardeşimi koklar mı? Beni maça götürür mü acaba?
Biliyor musun baba,benim ciğerim yanmıyor elledim sıcak değildi fazla. Hem duman da çıkmıyor. Ama içimde bir yer var. Seni her düşündüğümde orası çok acıyor,sızlıyor,sanki kopacakmış gibi oluyor.Sanki birileri devamlı kalbimi sıkıyor.Galiba sen yokken hep hasta oluyorum baba.
Bu acı nasıl diner? Ellerin ellerimi nerde bekler? Koşabilmek için seninle yollar bizi nasıl özler? Vatanı hangi canavar böler? Onlara senden başka kim dur der?
Gel de anlat bana.Anlat, öğret ki bende şehit olayım baba




ŞEHİDİN BAYRAMI
Makamına yürürken, on binlerle beraber,
Herkes ayakları üzerinde, sen ise el.
Kara haber ulaşınca anaya, yavukluya.
Yürekler dağlanıyor, gözyaşları da sel.
Yiğidim, girdin özlediğin toprak bağrına
Ölümle randevusu vardı, fidan bedenin.
Merminin deldiği yer, şeref madalyasıdır.
Sevgiliden ayrılıp, dosta yalnız gidenin.
Bugün bayram sabahı, aslan parçası.
Namaz sonrası geldim, bak mezarına.
Soğuk taşı yıkayan annenin duyguları
Okşayıp, koklayarak yel üfürür narına.
Kutlu olsun bayramın, bekle bizi orada
Sıramız geldiğinde umarım yanındayız.
Çiçeklerin sulandı, temizlendi otların.
Rahat uyu ki bizler, Şehit vatanındayız.
Bu mubarek mertebe, herkese şamil ise
Toprak koynunda yatmak, aynı ana kucağı.
Yürürken Tanrısına, üstünde kan elbise
Bir elinde bayrak var, bir elinde bacağı.
Peygambere komşuluk, çoğuna nasip değil
Gösterdin heybetini, ölüme gülenlerle.
Cesaretin, sonsuza dek yükselirken sema ya,
Şeref duyacak mahşer, kefensiz gelenlerle.
Parsa toplayanlar varsa, dökülen kandan
Zannederler bu ateş, onları yakmaz.
Görev sırası gelip, yola çıkmayanlardan
Allah sorar hesabını, karşılıksız bırakmaz.
Saygılarımla

ALINTIDIR

Bu günkü tarihle Ak Parti kanalıyla Başbakanlığa gönderdiğim dilekçem.
------------
Sayın Başbakanım,
2002 tarihinden önceki yanlış yönetimleri çok iyi anlattığınız ve milletimizde büyük bir heyecan ve beklenti oluşturduğunuzdan AK Parti, kuruluşundan çok kısa bir süre sonra ezici bir çoğunlukla iktidara geldi. Gerek milletimizin beklentileri için, gerek mesleki olarak şahsi beklentilerim sonucu ben de size oy veren milyonlarca kişiden biri olan emekli bir Astsubayım.

Sayın Başbakanım, Astsubayların mağduriyetlerinin çözümü konusunda Genel Kurmay Başkanlığı ve Milli Savunma Bakanlığı birçok kereler açıklama yaptığı için biz de defalarca umutlandık, heyecanlandık ve beklenti içine girdik.Nitekim konu sizin iktidarınız döneminde TBMM gündemine kadar geldi ya ret edildi ya da kadük oldu. 2008 yılı nisan ayında Sosyal sigortalar kanunu görüşmeleri sırasında bir oylama yapılarak kabul edilince binlerce Astsubay ailesinde bayram havası yaşandı ama bu sevinç kısa sürdü ve hemen ertesi günü Ak parti milletvekillerinin tekrar görüşme teklifleriyle bir gün önce kabul edilen madde ertesi gün ret edilerek değiştirildi.

Sayın Başbakanım, 16 Temmuz 2008 tarihinde lütfedip Emekli Astsubaylar derneğininden bir heyeti kabul ederek sorunlarımızı dinlediniz. Bu kabulden sonra binlerce emekli ve muvazzaf Astsubay ailesinde tekrar heyecan ve sevinç yaşanmasına rağmen bu güne kadar mutlu sonuca ulaşamadık. 2003 yılında çıkan 4861 sayılı kanunla karmaşık hale gelen sorunlarımızın bu görüşmeden sonra çözülmesini beklerken, 2009 şubatında çıkan 5837 sayılı kanunla daha da karmaşık hale geldi. Yapılan açıklamalardan bu günlerde Milli Savunma Bakanlığı, Genel Kurmay Başkanlığı ve Maliye bakanlığının mutabakatıyla hakkımızda yeni bir kanun tasarı taslağının hazırlanarak zatıalinizin tasvibine sunulduğunu öğreniyoruz.

SAYIN BAŞBAKANIM, "TEŞBİHTE HATA OLMAZ" KURALINCA İZNİNİZLE BİR ÖRNEK VERMEK İSTİYORUM. ÇÖLDE SUSUZLUKTAN SIKINTIYA DÜŞÜP BUNALAN İNSANA, KARŞIDAN SUYU GÖSTERİP VERECEKMİŞ GİBİ YAPIP VERMEMENİN, O İNSANIN NE DURUMDA OLDUĞUNU ÇOK İYİ TAKDİR EDECEK SAYGIDEĞER BİR BAŞBAKANIMIZ OLDUĞUNUZA İNANIYORUM.

SAYIN BAŞBAKANIM, BENİM BEKLENTİM, ZATIALİNİZİN ONAYINA SUNULAN KANUN TASARI TASLAĞININ ACİLEN SONUÇLANDIRILARAK, SUBAYLARDA OLDUĞU GİBİ ASTSUBAY AYLIKLARININ DA RÜTBELERE GÖRE VERİLMESİ İÇİN GÖSTERGE TABLOSUNUN 9/2 DERCEDEN BAŞLAYARAK 1/4 NCÜ DERECEYE KADAR ÇIKARILMASI VE EŞİTLİK İLKESİNE GÖRE HAKLARIMIZA KAVUŞTURULMAMIZDIR. HEPİMİZ YA ORTA YAŞIN ÜZERİNDE YA DA YAŞLILIK SEVİYESİNDE OLDUĞUMUZDAN DAHA FAZLA DAYANACAK HALİMİZ KALMADI.

MAĞDURİYETLERİMİZİ GİDERECEK DÜZENLEMEYİ YA ACİLEN YAPIVERİN, YA DA MAĞDURİYETİNİZ YOK DİYEREK BİZİ UMUTLANDIRMAYIN. HER TÜRLÜ KARARINIZA SAYGI DUYARIM.


İŞTE EMEKLİ SUBAY VE ASTSUBAY AYLIKLARI

SUBAYLAR
-------------------
1.TÜMGEN ERAL Lise üstü 2 yıl tahsil 4000 TL
2.TÜMGENERAL Lise üstü 3 yıl tahsil 4000 TL.
3.TÜMGENERAL Lise üstü 4 yıl tahsil 4000 TL.
4.TÜMGENERAL Lise üstü 6 yıl tahsil 4000 TL.
5.TUĞGENERAL Lise üstü 2 yıl tahsil 3500 TL.
6.TUĞGENERAL Lise üstü 3 yıl tahsil 3500 TL.
7.TUĞGENERAL Lise üstü 4 yıl tahsil 3500 TL.
8.TUĞGENERAL Lise üstü 6 yıl tahsil 3500 TL
9.ALBAY Tahsilsiz 3000 TL
10.ALBAY Ortaokul 3000 TL.
11.ALBAY orta okul üstü 2 yıl 3000 TL.
12.ALBAY Lise tahsil 3000 TL
13.ALBAY Lise üstü 2 yıl tahsil 3000 TL.
14.ALBAY Lise üstü 3 yıl tahsil 3000 TL
15.ALBAY Lise üstü 4 yıl tahsil 3000 TL.
16.ALBAY Lise üstü 6 yıl tahsil 3000 TL.

NOT:1. .Küsuratlı rakamlar öze dokunulmadan yuvarlanarak sadeleştirilmiştir
2.Cumhuriyetin ilk yıllarında yararlı hizmeti bulunan alaylı olarak adlandırılan
subaylar vardı. Bu gün onların eş ve çocukları dul ve yetim aylığı almaktadır.

ASTSUBAYLAR
-------------------------< br>1.KIDEMLİ BAŞÇAVUŞ Tahsilsiz 950 TL
2.KIDEMLİ BAŞÇAVUŞ orta okul 950 TL.
3.KIDEMLİ BAŞÇAVUŞ Orta okul 1400 TL.
4.KIDEMLİ BAŞÇAVUŞ Lise tahsil 950 TL.
5.KIDEMLİ BAŞÇAVUŞ Lise tahsil 1400 TL.
6.KIDEMLİ BAŞÇAVUŞ Lise üstü 1 yıl 1400 TL.
7.KIDEMLİ BAŞÇAVUŞ Lise üstü 1 yıl 950 TL.
8.KIDEMLİ BAŞÇAVUŞ Lise üstü 2 yıl 1400 TL.
9.KIDEMLİ BAŞÇAVUŞ Lise üstü 2 yıl 950 TL.
10.KIDEMLİ BAŞÇAVUŞ Lise üstü 3 yıl 1400 TL.
11.KIDEMLİ BAŞÇAVUŞ Lise üstü 3 yıl 950 TL.
12.KIDEMLİ BAŞÇAVUŞ Lise üstü 4 yıl 1400 TL.
13.KIDEMLİ BAŞÇAVUŞ Lise üstü 5 yıl 1400 TL.
14.KIDEMLİ BAŞÇAVUŞ Lise üstü 6 yıl 1400 TL.


NOT:Cumhuriyetin kuruluşundan sonra görevli "GEDİKLİ ERBAŞ" Kıdemli BaşÇavuşların hepsi, 5802 sayılı Astsubay kanunu çıkınca Astsubay ünvanı almışlardır.

Saygıdeğer Meslektaşlarım ;

Son gelişmeler ve Sn.Genel Başkanımızın açıklamaları derneğimizin Genel Merkezinin olmadığını, varmış gibi gözükenin /gösterileninde her tarz ,tutum ve davranışlarıyla şubeden farkının bulunmadığını acı da olsa bir kez daha göstermiştir.

Genel Merkezlerin ; yaptığı planlar, aldığı kararlar , muhatap olduğu kurum ve makamlar itibariyle şubelerden farklı olması gerekmektedir.

Camiasının haklarını savunmada, dik durmada , istediğini koparmada tavizsiz olmalıdır.

Dün söylediğinden bugün dönmemeli , tabanına güven vermelidir.Oysa ;

Başbakanlık ,Bakanlık yerine Albaylar , Binbaşılar muhatap alınmakta,

Onur ve gurur davamız olan 1/4'ten vazgeçilmekte , 9/2'den taviz verilmekte,

Alt yapısız, hazırlıksız, plansız ,proğramsız ilan edilen miting'den haftası geçmeden dönülmekte, camianın geleceğe duyulan ümitleri söndürülmektedir.

Anlaşılamaz bir tutumla ; Genel Kurul kararlarına aykırı davranışla tüzüğün iyileştirilmesi önlenmekte, Ankara'da şube açılmasının önü kesilmekte ,Şubelerin dayanışmaları sorgulanıp, kamuoyu yaratmaları engellenmektedir.

Hiçbir parti veya kuruluşun Genel Merkezi / Genel Başkanı üyesiyle bire bir sözlü danışmaya / tartışmaya girmezken bizde bu yapılmakta , kurumumuz Genel Merkezden / kökten yıpratılmaktadır.

Hak mücadelemizin başarıya ulaşmasının önündeki başlıca engel ,Genel Merkezimizin şube görüntüsünde ve kimliğinde olması , gerek yetkili makamlar gerekse kamuoyu nezdinde hiçbir ağırlığı bulunmamasıdır.

Öncelikle ve ivedilikle bu durumun düzeltilmesi , camiamızı layıkıyla temsil edecek Genel Merkez kimliğine dönülmesi / döndürülmesi gerektiğini nacizane düşüncem olarak arz eder saygılarımı sunarım .

Şerafettin TURGAY

Bornova /İZMİR
----------

NOT : DEĞERLİ MESLEKTAŞIMA AYNEN KATILIYORUM

MAYIN TARLASININ SONU HIYAR TARLASI...

Bu konuda herkes bir şeyler yazıp duruyor medyada,ben de kendimce bazı şeyleri akıl süzgecimden geçirerek yorumda bulunmak istedim.

1.Önce neden Suriye sınırı mayınlı da diğer sınırlarımızda mayın yok,bizim birincil tehdidimiz SSCB (dağılan)değil miydi,hiç Sovyet sınırında mayına rastlayan oldu mu...Peki Yunanistan sınırı için ne diyeceğiz, çatışmanın an meselesi olabileceği bir sınırda hiç mayın yok,neden Suriye sınırı peki,şimdi kaçakçılığı önlemek için diyebilirsiniz ama o bölgede kaçakçılık mayına rağmen hiç bitmedi 90'lı yıllara kadar bölgenin ekonomisi kaçakçılığa dayanıyordu,terörist saldırı derseniz yine 90'lı yıllarda buralarda sınırımıza 300-400 kişilik terörist gruplar girmedi mi ? Demek ki bu sav geçerli değil.

2.Bu bölge ABD tarafından 1952 yıllarda Menderes hükümetine mayınlattırıldı daha sonraki hükümetler zamanında da devam etti,çünkü bu bölgede petrol vardı ve gelecekte İsrail'e verilmek üzere saklanmalıydı burası,nitekim öyle de oldu günü geldiğinde senaryo işlemeye başladı.Türkiye'de darbeler planlayan ve yaptıran ABD için bu iş çocuk oyuncağı olmalıydı,TSK bu mayınları temizleyemeyeceğini bildirerek hükümeti ihale yapmaya yöneltti,bence bu danışıklı dövüş,kendi topraklarındaki mayını temizleyemeyen bir TSK olabilir mi,hiç inandırıcı değil,benim Ordum bırakın Suriye sınırını mayın uzayda olsa bile onu bulup imha edecek kabiliyettedir,yeter ki oyun içinde oyun olmasın...

3.Temizleme için gerekli teçhizat ve personel yok denmektedir, peki 2000'li yıllardan beri bölge halkından her yıl (5 yıllığına sözleşmeli) 100 kişi(lise ve meslek lisesi mezunu) eğitilse şimdi 800-900 kişilik bir ekibimiz olmazmıydı,bize adres gösterilen NAMSA'nın 800-900 kişilik mayın temizleme ekibi olduğunu da sanmıyorum.Oluşturulan bu ekiple bizdeki temizleme işi tamamlandığında daha sonra başka ülkelere de hizmet verilirdi para karşılığında veya bu personel bölgedeki tarım veya orman işletmelerinde isdihdam edilerek emekli olmaları da sağlanırdı..
Teçhizat yok sözü için de verilecek cevabı sanayicilerimize bırakıyorum..Saygılarımla.

Değerli meslektaşlarım.

Sehven site kullanımı tam bilmemekten dolayı yalnışlıkla bazı üyelere 50 adet birden özel mesaj gittiğini üzüntü ile öğrendim, Tüm site üyelerden özür dilerim. AHMET ÖZTAŞ

Antalya TEMAD üyesi bir emekli astsubay tarafından dün gece saat 21:30 dan başlayarak 22:05 kadar arka arkaya tam 32 adet aynı mesajı ( özel mesaj olarak) göndererek, haklı veya haksız olduğunu bilmediğim ve Antalya dışında ki üyeleri ilgilendirmeyecek mesaj göndermesi, hoş karşılanacak bir davranış olmadığını gelen 32 mesajdan rahatsız olduğumu ve üzüldüğümü belirtmek isterim. Bu sitenin kuruluş amacı tüm emekli astsubayları birlik ve beraberlik içerisinde toparlayarak gasp edilmiş, verilmeyen özlük haklarımızı almak için mücadele verdiğimiz bir platformdur.. Sitenin amacı dışında üyelerine istemedikleri, konu hakkında hiçbir ilgisi olmayan diğer üyelerini rahatsız etmenin bir anlamı yoktur. Haklı çıkmak için bu tür davranışların doğru olmadığı inancındayım.


Saygılarımla

VESYEL ÇETİNER
E.HV BND KD BÇVŞ

Sayın Site Yönetimi,

Site hepimizin ortak malı. Sitenin geliştirilmesi için harcanacak masraflara, katkıda bulunmak isteyen bizlerede dahil edin. Sanırım kanunen bir sakınca olmaz. Saygılarımla.

Hiç olmadı;ayrı bir işletme haline getirip zorla Oyak'a verin! 2.5-3 milyar dolar nakiti ne yapacaklar? Hem vatan kurtulur.Hem de Oyak yüksek karlı bir işe girmiş olur.Daha sonra önemli bir kısmını bölge halkı başta olmak üzere piyasaya verirsiniz.Hani finans sorunu var derlerse diye!!!

Sayın Doç.Dr.Oya AKGÖNENÇ'e mayınların temizlenmesi konusunda verdiği bilgiler ve açıkladığı görüşleri için teşekkür ediyorum.Yabancılara özellikle de İsrail'lilere konunun ihale edilmesini ülke ve bölge güvenliği açısından tehlikeli buluyorum, bu konu acaba bir dayatma mı diye de endişeleniyorum; ayrıca ülkemizin ve ordumuzun bu işlemi yapacak teknik yeterlilikte olmamasını kabul etmiyorum,madem ki kırk yıl o toprakları başkaları ekecek bugün temizlemenin gereği ne ?

Her gün bu platformlarda içinde bulunduğumuz sıkıntılarımızı dile getirmeye çalışıyoruz. Haklı olarak kızıyoruz, şikayet ediyoruz. Acaba hakkımızı şu şekilde mi arasak, bu şekilde mi arasak diyen, öneriler getiren, kafa yoran meslektaşlarımız çıkıyor. Bir yandan da TSK'ya bize ve dolayısıyle bize karşı adeta kin kusulup, sonradan hepsinin hayvan kemiği olduğu anlaşılan kuyularda, hainlerin ifadelerine dayanılarak aranan kemiklerle, terörle mücadele eden TSK mensupları suçlanmaya çalışılırken, diğer yandan kutsal meclisin başkanlığı bile, TC yasalarının uygulanması için terör örgütünün meclisteki yandaşlarının ifade vermeye çağrıldığında, sanıklara ulaşılamadığı yalanıyla adeta ihanete ortak edilirken, biz ise adeta başımızı kuma gömmüşüz, sessiz bekliyoruz.

Sesini çıkarmaya çalışan, ama sesini yasal temsilcisi TEMAD'a bile duyuramayan sadece üç dört kişi o kadar...

Ey ömrünü bu mesleğe vermiş, her biri kendi konusunda uzman emekli Assubaylar. Anladık, bizimle bilinçli olarak uğraşıyorlar. Anladık haklarımız gasp edilmiş durumda.Anladık sıkıntı içindeyiz. Anladık bir şeyler yapmalıyız. Ama her şeye rağmen bu ülkede yaşıyoruz.Son on gündür Ülke gündeminde sınırlardaki mayın konusundan başka bir şey konuşulmuyor.Bu konuda bilen bilmeyen herkes, ağzına geleni söylüyor. Ben ülke gündemini takip etmeye çalışan bir yurttaş olarak, bir meslektaşımın, geçtim kamuoyunu aydınlatmasını, birikimlerini sitemizde bu konuda, branşı mayınla ilgili olmayan benim gibi meslektaşlarıyla paylaşmasını beklerdim. Sitemize mesleğimizden olmayanlar girdiğini düşündüğümde, sık sık şikayet ettiğimiz, toplumda değer verilme, saygı görme konusuna olumlu yönde katkıda bulunacağı inancındayım.

Bu panoya, mayın konusunda üzerine Sayın Oya Akgönenç'in yazısını taşıyan üyemizi ayıplamıyorum. Aksine iyi bir şey yapmış. Ama bu konuda uzman bir meslektaşımın da ülke gündemini işgal eden bu konuda iki satır karalayamaması, bu konudaki bir yazının mesaj panomuzda Oya Akgönenç imzasıyla yer alması beni üzmüştür.
Bizim camia konusunda beklentilerim çok mu yüksek? Yanılıyor muyum yoksa? Siz ne dersiniz?

O toprakları bir şekilde yabancılara ona buna peşkeş çeken yada çekecekler haindir,kafirdir ve benim düşmanımdır.Ben tekrar silah altına girip o toprakların mayınlarının temizlenme görevine talibim.Hem TSK nın çıkardığı maliyetten daha düşüğüne başkasının yapması mümkün müdür? 35 milyon 35 milyon ne gerekirse verir yaptırırsınız.
Ha bu arada daha ucuza yapıcak uyanık varsa gelsin yapsın 25 milyon dolara.49 yıllığına işletme hakkına değil!!!Orduya yaptırırken 35 milyon doları fazla bulanlar 25 e 30 a yaptırsın.Bana hiçde finans palavrası sıkmasınlar.Finans kuruluşları kredi verecek adam gibi proje arıyor yana yıkıla!Bu konuda proje hazırlamaktan acizlerse ben hazırlarım.Saygılarımla.

SURİYE SINIRINDAKİ MAYINLAR
Doç. Dr. Oya Akgönenç
        
MAYINLAR, ZİRAAT VE SİYASET
Bugün dünyanın çeşitli ülke ve bölgelerinde tehlikeli mayın yatakları bulunmakta olup, bunlar Afrika'da, Asya'nın çeşitli ülkelerinde, Avrupa'nın ortasında ki Bosna-Hersek ve Kosova gibi ülkelerde hala büyük bir problem teşkil etmekte ve pek çok insanın ölmesine veya sakat kalmasına sebep olmaktadırlar.
 
BM kararları bunların temizlenmesi ve dünyanın bir an önce mayınlardan arındırılması kararı alınmışsa da bu son derece yavaş işleyen bir uygulamadır. İşlemin kendisi zordur. Mayınların tespit edilip, tek, tek patlatılması, etkisiz hale getirilmesi gerekmektedir. Ne yazık ki mayın döşeme işini sadece birbiri ile problemi olan ülkeler ve devletler değil, çeşitli terör grupları, tedhişçiler ve istikrarsızlık yaratmak isteyen gruplar da kullanmaktadır. Bu sebeple bunların durdurulması ve sonra da temizlenmesi gayet zor bir iştir.
 
Suriye ile Türkiye arasında uzun yıllar "kapalı sınır politikası" uygulanmış, tel örgüler ve mayın yatakları ile bu yasaklar pekiştirilmiştir. Son yıllardaki olumlu gelişmeler sonucunda iki ülke aradaki arazinin temizlenmesine ve mayınların kaldırılmasına karar verilmiştir. Ama bu gün daha başka bir problem ortaya çıkmış bulunmaktadır.
 
Bu mayın temizleme konusu teknik bir olay olmanın çok ötesinde önemli etkileri olacak bir olaylar dizisinin ilk adımı olarak görülüp, dikkatle izlenmelidir. Muhakkak ki bu konuda daha birçok defa yazılacak ve sizlerin dikkatlerinin bu konuya yoğunlaşması için gayret sarf edilecektir. Bu konuda üzerimize düşen uyarma, aydınlatma, ikaz etme görevlerini yerine getirmeye çalışırken, bu "temizleme işinin" bizatihi kendisinin tam bir gizli mayın yatağı olduğu konusunun da aydınlatılmasına çalışılacaktır.
 
Olaydaki çelişkiler:
Mayın temizleme konusu:
 
En az 10-15 yıldır fikri alt yapısı yavaş, yavaş hazırlanan bu olayın eriştiği nokta hem Türkiye ve hem de Orta Doğu açısından tehlikeli bir durum ortaya çıkartmaktadır.
 
Mayın temizleme olayına birçok değişik grup sahip çıkmaya veya elde etmeye çalışmaktadır. İşin en garip yanı ise ellerinde bu konuda en son teknolojiye sahip olan ve her türlü imkanı bulunan ve bu mayınların haritalarına da sahip olan Askeriye'nin, bu konu ile ilişkisi kesilmiş bulunmaktadır.
Tekrar ediyorum: elinde teknolojisi ve mevcut mayınların işaretlendiği arazi haritaları bulunduğu halde ve herkesten ve her kurumdan daha ucuza ve daha iyi bir şekilde bu temizleme işini gerçekleştirebilecekleri halde Genelkurmay'a bu görev tevdi edilmemektedir.
 
* Mayınlı arazinin tüm haritaları Genelkurmay'da bulunmakta ve bu işi 35,
36 milyon Dolara halledebileceklerini söylemektedirler. Ama bu da kabul edilmemektedir. Ayrıca, bu işi özelleştirme idaresinin yapmasının önü de hukuken kesilmiştir.
* Tam bu günlerde, TBMM'de bu konuda yeni bir kanun çıkartılmaya çalışılmakta olup, bu kanunla mayın temizleme işi halledilmeye çalışılmaktadır.
Bunun anlamı şudur: kanundaki tarife uyan özel şirketlerin bu işi üstlenme hakları doğacaktır. Adeta "şiparişe uygun şartlarda" hazırlanacak gibi görünen bu kanundan kimlerin yararlanacağı BÜYÜK DİKKATLE İZLENMELİDİR.
 
Böyle bir durumda herhangi bir paravan şirket olabilir, hatta görünürde TC uyruklu kişiler olabilir, ama onların kimlerle ortak olduğu bilinmelidir. Şu anda bu mayın temizleme işine en çok İsrail devleti ilgi göstermektedir. Bu şirketlerin ortaklarının İsrail uyruklu kişiler olması adeta kesin gibi görünmektedir.
 
Arazi mayından temizlendikten sonra 49 yıllığına da tarım için kiralanmış olacaktır. Burada yapılacak olan tarımdan kazanılacak para çok yüksek bir meblağdır. Bu otomatik olarak, mayını temizleyen kim ise o kimseye gidecek muhteşem bir kar'dır.
 
Böyle bir "Yabancı İhalenin" Sakıncaları:
 "Kendi topraklarımızın üstünde, başka bir ülkenin fiili kontrol ve hakimiyetini kabul etme durumunun ortaya çıkmış olacaktır."    
Mayınlı arazi en az 350,000 dönüm olup, buna Ceylanpınar ve diğer devlet çiftlikleri de eklenince söz konusu kiralanacak arazi yaklaşık 650,000 dekar araziye çıkmaktadır. Kimine göre nerede ise iki KKTC toprakları kadar bir yer. Ama , muhakkak ki Aydın ilinin ekili-dikili topraklarının 2 katı kadar yer olacaktır.
Bu topraklar yarım asırlık bir dönem için ( 49 yıl) başka bir devleti beslemek
üzere tarıma açılacaktır. İlaveten içinden (büyük ihtimalle) petrol çıkarsa, bunun da kullanma ve işletme hakları kiralayan devletin veya firmaların olacaktır.
*  Zaten Türk devleti GAP projesi ile buraları suladığı için, kiralayan her kim olursa, onların su getirme zahmeti de olmayacaktır. Yani masraf ve zahmetin tümünü Türk devleti ve sonuçta Türk halkı karşılamış olduğu halde, faydasını ve kâr'ını başkaları kullanacak ve yararlanacaktır.
 
Gözden kaçan büyük tehlikeler:
"        AB 2004 İlerleme Raporuna bakıldığı takdirde Türkiyen'nin GAP sularının belli bir tarihte "uluslarararası bir su yönetim idaresine" yerleştirilmesi gerektiği vurgulanmaktadır. Bu husus, hernedense hiçbir zaman TBMM'de görüşülüp, tartışılmamıştır. (çok garip bir olay ! ) Yine aynı AB raporu'nun su ile ilgili kısmında adeta bu işlemin gerekçesi gibi yazılan bir diğer husus da, bunun İsrail'in ve komşularının eşit su haklarının korunması olduğu hususudur. (bunu yazan AB devletleridir, kısaca niyetlerini belli etmektedirler).( 2004 İlerleme Raporunun Ingilizce metninde, Meseleler Raporu kısmında, sayfa 10 da original hali ile okunabilir)
"        Kıbrıs adası da vaktiyle, İngilizlere , sadece donanmalarının bakım ve ikmali gayesi ile geçici olarak kiralanmış ama ondan sonra da Ingilizler oradan ayrılmamışlardır. İngilizler halen Kıbrıs'ta askeri üs bulundurmaktadırlar. Bu alınacak büyük bir ders olmalıdır.
"        Adı geçen alanlar İsrail veya perde arkasında ki İsrail firmalarına kiralandıktan sonra Israil'in hayali ve ideali olan Dicle-Fırat sularına ulaşmış olacağı da gözden kaçmamalıdır. Acaba hükümet bu hususları göz önünde bulundurmaktamı dır?
"     Manavgat suyunu " pahalı " diyerek almaktan vazgeçen İsrail'in su derdi de böylece halledilirken ilerki yıllarda beklenen "gıda darlığı" sırasında da "gıda derdi" de halledilmiş olacaktır.
"        Dünya'nın yakında " gıda kıtlığı ve su sıkıntısı ile " karşı karşıya kalacağı Dünya Çevre Raporlarında çokça anlatılmaktadır. Böyle bir dönemde yurdumuzda, sınırlarımız içinde gelişeceği açıkca görünen böyle bir durum, vahim bir gelişmedir.
"        Diğer taraftan, ilişkilerimizi geliştirmeye çalıştığımız Suriye açısından da son derece zor bir durum ortaya çıkacaktır. Suriye'nin Güneydeki Golan tepeleri( yine su kaynakları ile dolu olduğu için) zaten İsrail'in işgali altındadır. Şimdi de mayın temizleme ve tarım yapma bahanesi ile Kuzeyindeki topraklar da İsrail kontrolü altına girerse ortaya kabul edilemez bir durum çıkacaktır. Kıralanacak araziye katılması düşünülen Ceylanpınar yöresinin de yer altı suları çok boldur. Bunun da kullanım ve kontrolu yabancıların eline geçmiş olacaktır.
 
Bu durumda ,Suriye'nin Türkiye'ye güvenmesi zorlaşacaktır. Bunun en vahim sonucunun da Türkiye'nin yalnızlığa itilmesi ve tedricen Müslüman ülkelerden ve OrtaDoğu'dan kopmasıdır.
        
Buradan tekrarlıyoruz: bütün bu şartlar altında ihaleyi yabancılara vermenin hiçbir alemi ve ihtiyacı yoktur hatta sakıncalıdır, tehlikeli sonuçlar doğurabilir.
İşimizi, en iyi ve doğru şekilde, kendimiz yapabiliriz.

Değerli arkadaşlar devamlı yazıp çiziyoruz,sorunu çözecek mercilerden bunları kim okuyor ne elde ettik hiçbir şey, yapılacak tek şey vardır derhal en kısa sürede kapsamlı bir miting, gerekirse meclisin önünde yatarız.Bu sorunlar başka türlü çüzülmez, kimse kendini kandırmasın bu kadar net. Saygılarımla.

SÖNSÜN YÜREĞİMİZDEKİ KOR ATEŞİ

"Yöremi yazayım" diyorum.

"Bir şiir yazayım" diyorum.

Elindeki nasırlara ve
Temmuzun, kavurucu sıcağına aldırmadan,
Askerdeki oğlunun emaneti olan torununa; bir çift çorap alabilmek
Ve oğluna;
"Esger harçlığı" gönderebilmek uğruna,
Yetmiş yaşında, pancar tarlalarında,
Gündeliği on liraya ot çapalayan;

Anaları yazayım diyorum,

Çektiği bunca sıkıntıya, cefaya, çileye rağmen;
Kişi başına gelirin, binde birini bile hanesinde görmediği halde;
İsyan etmeyip,
Silaha sarılmayıp,
İki sözünden biri;
"Allah vatana ve millete zeval vermesin" duası olan;

Dilleri yazayım diyorum,

Hayatı;
Sabahın köründe dağlara davar gütmeye gitmek,
Akşam eve gelip bir tas tarhana çorbasına ekmeğini bandırıp yemek,
Akşamdan yatmak,
Ertesi gün tekrar davar gütmeye gitmek zanneden;

Emmileri yazayım diyorum,

Dünyayı; uzaktan yavuklu seyretmek,
Sonra evlenip beş çocuk sahibi olmak,
Daha sonra da hiç birisini okutamadan,
Küçücük yaşta,
Mürüvvetini görmek sevdasıyla yanıp tutuşmaktan ibaret sayan;

Gençleri yazayım diyorum,

Dağ çiçeklerini,
Yoncaları,
Çağşakları,
Dağ çaylarını,
Dilfirleri,
Papatyaları,
Kardelenleri,
Sarıçiçekleri,
Bostan güzellerini,
Kadifeleri,
Mor menevşeleri,

Gülleri yazayım diyorum,

Bıldırcınları,
Üveyikleri,
Dağ horozlarını,
Ala cırıkları,
Kargaları,
Serçeleri,
İbibik kuşlarını,
Finfinleri,
Ülükcünleri,
Sandal kuşlarını,

Güvercinleri yazayım diyorum,

Yanar böcüleri,
Cırcır böceklerini,
Çekirgeleri,
Karıncaları,
Kelebekleri,
Helikopter böceklerini,
Kitlekleri,
Borazanları,
Arap balıklarını,
Kurbağaları,
Tosbağaları,
Yılanları,
Çıyanları,

Çakalları yazayım diyorum,

Bin dokuz yüz altmışlı yıllarımı,
Yetmişli yıllarımı,
Seksenli yıllarımı,
Doksanlı yıllarımı

Ve bugünlerimi yazayım diyorum,

Oturuyorum klavyenin başına;
Kınalı Kuzular dikiliyor karşıma.
Dal Fidanlar dikiliyor karşıma,
Taze Filizler dikiliyor karşıma.
Geceleri yorgan yapanlar dikiliyor karşıma.
Taşları yastık yapanlar dikiliyor karşıma,
"Allah Allah" deyip vuruşanlar dikiliyor karşıma.
Vuruşurken, toprağa düşenler dikiliyor karşıma,
Kadınının üzerine kapanıp, siper olanlar dikiliyor karşıma,
"Ben vatan için ölüyorum, bebeğimi namerde muhtaç etmeyin",
Diyerek haykıranlar dikiliyor karşıma.
Memleketi "sözde değil", "özde sevenler" dikiliyor karşıma.
Al al, ak ak tabutlar dikiliyor karşıma.
Tabutlara selam duran bebecikler dikiliyor karşıma.
Kendi anam, kendi babam, kendi eşim, kendi çocuklarım dikiliyor karşıma.
Kabristanlarda gururla dalgalanan
Ve sayıları günden güne artan,
Ay yıldızlı bayraklar dikiliyor karşıma.

Size danışayım dostlar; ben şimdi ne yazayım?

Yöresel mi yazayım, küresel mi yazayım?

Şiir mi yazayım?

Nesir mi?

Hangi cümleleri kurayım da yüreğimdeki kor ateşini söndüreyim?

Tayyar YILDIRIM

Saygıdeğer Arkadaşlarım

Bugün yine evlatlarımız hiçbir değerin geri getiremiyeceği canlarını bu ülke için feda ettiler tabiki ateş düştüğü yeri yakıyor; olayların ilk başlangıcında ben Güneydoğu illerinde ilan edilen sıkıyönetimde 1nci Ş.Md.V olarak görev yaptım,bölgeyi ve bölge haklını tanıyorum iç ve dış destekler üç beş çapulcu söylemleri ile bugünlere geldik ŞİMDİ ELİNİZİ VİCDANINIZA KOYUN KÜRT SORUNU DENİLEN OLGU NEDİR ? Bence kürt sorunu yok terör ve ihanet sorunu var hangi kürt kökenli vatandaşım iş,aş,eş,ikamet,okul v.s. haklarını kullanırken engelleniyor sanatçılara,iş adamlarına bürokratlara bakın nufusa oranla çoğunluk olduğunu görmek mümkün . O bölgenin kalkınma sorunu var diyorsanız Batıda size öyle yer örnekleri veririmki doğuyu mumla ararsınız kaldıkı o bölgenin kalkınmasına yine terör engel oluyor Benim bacanağım kürt kökenli MUŞ'lu dürüst güvenilir ülkesini seven biri İzmir'de askerliğini yaptıktan sonra komutanı olan başçavuşun desteği ile İzmirde kalmış iş açmış,İzmirli kızla evlendi evlatları özel okullarda okuyor ve şuan İzmirde piyasada çok tanınan sanayi tipi buzdolabi üreten bir fabrikası var bu örnekleri çoğaltabiliriz bunlar istisna diyenlerde art niyetlidir. Terör emperyalistler tarafından destekleniyor,terörden nemalananlar var İnsan haKları denilen İNSAN HALTLARI dernekleri neden insan hakkını sadece terörist hakkı olarak görür, Aydın geçinen ruhu karalar bu yarayı özgürlük adına kime hizmet için eşerler ve mecliste o bölgenin refahı ve sorunları için FEDODAL DÜZENİN KALDIRILMASI İÇİN mücadele etmesi gereken milletvekilleri neden bebek katillerini destekler onlardan talimat alır? Şehirlerde terör yandaşlarına gösterilen müsamaha demokratik tepkilerini dile getirenlere gösterilmez AB ne der o bölgeden oy kaybederim kaygısını taşıyanlar işi TSK ya ihale ederek gerekli tedbirleri almazlar ve bizim meslekdaşlarımız gariban vatan evlatlarımız şehit olmaya devam eder.GAFLET DELALET VE HIYANET İÇİNDE OLANLARA LANET OLSUN Af söylemlerine karşıyız kaçıncı af her defasında cezaevinden çıkanlar yine dağa çıkmadılarmı? Gereken ne ise kararlılıkla yapılmalıdır hergün ölmek yerine birkez ölünür ama bu sorun kökünden çözülür
BU ÜLKE VE BAYRAK İÇİN EN AZİZ CANLARINI KARA TOPRAĞA VEREN ŞEHİTLERİMİZE TANRIDAN RAHMET KEDERLİ AİLELERİNE SABIRLAR DİLİYORUM

DUYURU
1981 mezunu havacı astsubaylar(efsane devre),oluşturmaya çalıştığım web sitesinde yayınlanmak üzere ad,soyad,emekli tarihi,yaşadığınız yer adı,telno ve e-mail adreslerinizi içeren bilgilerinizi 81lihavacilar@mynet.com adresine gönderirmisiniz?Bu konuda bana yardımcı olabilecek arkadaşlar lütfen benimle temasa geçin.Sevgilerimle...

ismail turan arkadaşımıza katılıyorum o sayfayı kopyalamak ve her yere göndermek istedim kopyalayamadım ,bu listeyi bütün gazete ve dergilere utalu,ya, meclise ,msb,ye, başbakanlığa ,genkura, özelliklede kendilerini askeri hakimlerle değilde, sürekli bizimle kıyaslamaya çalışan hakim ve savcı sitelerine memurlar.net,e gönderelim sayın yönetimden ricamdır saygılar.

ARTIK YETER....

- Assubaylar TSK'da çok yoğun görevlerde bulunmalarına rağmen; gerek çalışırken gerekse emekli olduklarında sosyal ve ekonomik yönden mağdur ve mazlum duruma düşürülmüşlerdir.
- Assubaylar mevcut TEMAD Yönetimi'nden beyhude beklenti içinde olmamalı.
- Assubayları, yine mağduriyet içinde aldıkları karar ve girişimleri kurtaracaktır.
- TEMAD Yönetimi'nden başarı ve atılım beklemek safdillik olacaktır.
- TEMAD Yönetimi'nin istifa edeceğini de beklemek safdillik olacaktır.
- Yaşanılan tüm olumsuzluklar Assubayların kaderi olmamalıdır:
- Hukuki araştırması yapılarak zemin sağlanmalı, bu doğrultuda hesap açılarak artık ekonomik alt yapı oluşturulmaya başlanmalıdır.
- Bu nedenle Assubaylar.Org sitesinin; Çalışma grubu oluşturarak, TEMAD Yönetimi'nin yapmadığı görevleri yapmak (İKAME etmek) üzere yeni bir organizasyon ve çalışma başlatmasını talep ediyorum. Saygılarımla.

"Milyonları rendice edici"bir yorummuş. Konuyu lütfen çarpıtmayın. Kanal 7 sorumlu/yöneticileri milyonları bulan sayıda mı? Bu yorumlar bize çok şey kaybettirirmiş.Pöehhh.7 yıldır ne kazandırdı ki? Bu saatten sonra da ne kaybettirir?
Cenab-ı Hak küfre düşmüş bir milleti bile 7 yıl kuraklıktan fazla cezalandırmamış(Bakınız Hz. Yusuf Kıssası).Bunlar(yobazlar) bizi küfürbazdan beter yerine koyuyor.Benim gerçek müslümana bir sözüm olmaz çünkü;çok şükür ben de müslümanım.Bu yalancı dincilerden bize fayda yok.Bıkmadınız mı? 7 yıldır aman bunlara söz söylemeyelim.Bak sonra hakkımızı vermezler ha!Gibi tehditvari palavralarından.Artık bunu anlayalım.Hiç olmazsa yerimizi iyi bilelim ve iyi gösterelim ki.Bir dahaki dönemlerde akıllarda kala da bir işe yaraya !Saygılarımla.

BU TABLO İLK SAYFADA SÜREKLİ OLARAK YAYINLANMALIDIR

İŞTE EMEKLİ SUBAY VE ASTSUBAY AYLIKLARI

SUBAYLAR
-------------------
1.TÜMGEN ERAL Lise üstü 2 yıl tahsil 4000 TL
2.TÜMGENERAL Lise üstü 3 yıl tahsil 4000 TL.
3.TÜMGENERAL Lise üstü 4 yıl tahsil 4000 TL.
4.TÜMGENERAL Lise üstü 6 yıl tahsil 4000 TL.
5.TUĞGENERAL Lise üstü 2 yıl tahsil 3500 TL.
6.TUĞGENERAL Lise üstü 3 yıl tahsil 3500 TL.
7.TUĞGENERAL Lise üstü 4 yıl tahsil 3500 TL.
8.TUĞGENERAL Lise üstü 6 yıl tahsil 3500 TL
9.ALBAY Orta okul üstü 2 yıl tahsil 3000 TL
10.ALBAY TAHSİLSİZ 3000 TL.
11.ALBAY orta okul 3000 TL.
12.ALBAY Lise tahsil 3000 TL
13.ALBAY Lise üstü 2 yıl tahsil 3000 TL.
14.ALBAY Lise üstü 3 yıl tahsil 3000 TL
15.ALBAY Lise üstü 4 yıl tahsil 3000 TL.
16.ALBAY Lise üstü 6 yıl tahsil 3000 TL.

NOT:Cumhuriyetin ilk yıllarında yararlı hizmeti bulunan "EFE" lerle, alaylı olarak adlandırılan
subaylar vardı. Bu gün onların eş ve çocukları dul ve yetim aylığı almaktadır.

ASTSUBAYLAR
-------------------------- -------
1.KIDEMLİ BAŞÇAVUŞ orta okul 950 TL.
2.KIDEMLİ BAŞÇAVUŞ Orta okul 1400 TL.
3.KIDEMLİ BAŞÇAVUŞ Lise tahsil 950 TL.
4.KIDEMLİ BAŞÇAVUŞ Lise tahsil 1400 TL.
5.KIDEMLİ BAŞÇAVUŞ Lise üstü 1 yıl 1400 TL.
6.KIDEMLİ BAŞÇAVUŞ Lise üstü 1 yıl 950 TL.
7.KIDEMLİ BAŞÇAVUŞ Lise üstü 2 yıl 1400 TL.
8.KIDEMLİ BAŞÇAVUŞ Lise üstü 2 yıl 950 TL.
9.KIDEMLİ BAŞÇAVUŞ Lise üstü 3 yıl 1400 TL.
10.KIDEMLİ BAŞÇAVUŞ Lise üstü 3 yıl 950 TL.
11.KIDEMLİ BAŞÇAVUŞ Lise üstü 4 yıl 1400 TL.
12.KIDEMLİ BAŞÇZVUŞ Lise üstü 5 yıl 1400 TL.
13.KIDEMLİ BAŞÇAVUŞ Lise üstü 6 yıl 1400 TL.

ŞEHİTLERİMİZ!
SABAH YİNE ŞEHİT HABERLERİ İLE KAHROLDUK,YÜREĞİMİZ YANDI.ALTI VATAN EVLADI ŞEHİT,SEKİZ VATAN EVLADI YARALI.ŞEHİTLERE ALLAHTAN RAHMET,YARALILARA ACİL ŞİFALAR DİLİYORUM.ŞEHİT YAKINLARI İLE TÜRK ULUSUNUN BAŞI SAĞ OLSUN VE DE DİLİYORUM BU ŞEHİTLER SON OLSUN.SAYGILARIMLA.

İŞİMİZ GERÇEKTEN ZOR

Bir haber sitesinde bir yorumcunun "10 yıllık bçvş.un villası var" yorumuna karşılık, milyonlarca okuyucusu olan, bir siteyi takip edenleri, ve yöneticilerini bir an da "satılmış Müslümanlar" olarak, "gericiler" olarak yaftalayıvermek bu kadar kolay olmamalı. Biz burada Gericiliği, satılmışlığı ve Müslümanlığı tartışmıyoruz. Biz burada astsubay sorunlarını tartışıyoruz. Yoksa herkesin herekese söyleyeceği o kadar cümle kurulabilir ki? Evet ben de villası olan astsubaylar tanıyorum. Bundan doğal ne olabilir ki. 50 bin TL'ye o kadar villa var ki çevremizde. Ama gökdelenleri olan doktorlar da tanıyorum. Burası demokratik ve serbest piyasa ekonomisi uygulanan bir ülke. Burası çelişkiler ülkesi. Tüm dünya Ülkelerinde bu tür çelişkiler mevcuttur. Biz haklarımızı savunacak isek aklın, bilimin ve gerçeklerin yanında olacağız. Beğenmediğimiz bir yorum yüzünden milyonları rencide eden bir düşüncenin, üslubun bize çok şey kaybettireceğini bilmeliyiz. Eminim şu an ben de yaftalandım. İşimiz gerçekten çok zor.

http://www.sabah.com.tr/Yazarlar/talu/2009/0 5/28/arazi_sorular
GÖNÜL DOSTUMUZ BİZDEN DAHA FAZLA DAVAMIZA SAHİP ÇIKIYOR.....

Em.Tümg. İzmir MHP milletvekili Sayın Kamil Erdal SİPAHİ'nin 16.06.2008 günü meclis konuşmasından küçük bir bölüm:
--
Ülkenin en ücra köşelerinde, en zor şartlarda, aile fertleri de aynı kaderi paylaşarak geçiren muhterem astsubaylarımızın muvazzafları fakirlik sınırının altında; emekli olunca gelirleri yüzde 48 azalan emekli Astsubaylarımız ise fakirlikle açlık sınırları arasında âdeta yaşam savaşı vermektedirler. Büyük bir sabırla ve aldıklar millî devlet terbiyesiyle yıllardır durumlarında düzelme beklemiş ancak sürekli oyalamalarla sabır sınırlarının sonuna gelmişlerdir. Bu şerefli insanları sokağa dökülmek, Bakanlık veya Meclis önünde eylem yapmak zorunda bırakmayalım. Haklı tepkileri giderek eylem noktasına gelmektedir. Bu konuyu hatırlatıyor ve uyarıyorum. (Meclis Tutanakları 116'ncı Birleşim)
------

Konuşmanın devamında isteklerimizi belirtiyor. Korkarım bu gidişle meclisteki desteğimizi de kaybedeceğiz. Basın zaten malum. Hükümet, Genelkurmay'la uyum içinde olduklarını gösterme gayretinde. Azınlıkların yurttan gönderilmesi faşizanlık'tır diyebilen Başbakan, bize ikinci sınıf vatandaş muamelesini uygun görmekte, TEMAD kendi kalesine gol atmakta.

Meslektaşımız nedenlerini düşünmemiş, isteklerimiz verilse de olur verilmese de benim için hava hoş, diyebilecek kadar başkana güvenmekte. Aksi olsaydı eleştirel yazı yazan arkadaşlara sonu gelmeyen istek , doymazlık anlamına gelen hırs ve ihtiraslı olmakla suçlamazdı. Sitede hiç kimse TEMAD'ı kötülemedi. , işleyiş olarak STK olan, askeri derneklerden sayılan TEMAD'ı Yönetenleri güvenlerini kaybettikleri için eleştirildi. Asıl kötülüğü miting kararını iptal eden başkan ve şube başkanları yapmıştır. Bu yönetim, ben ve benim gibi üye olmayan meslaktaşlarını nasıl kazanacaklar. Akıl ile vicdan arasında gidip geliyorum. Akşam üye olacağım diyorum, sabah vazgeçiyorum. Birbirlerini çekemeyenler diye nitelendirdiğin meslektaşların çırpınışlarını okudukça benim de katkım olsun düşüncesiyle siteye üye oldum. Yazmaya başladıkça sorumluluk almaya başladım, şimdi akıl ve vicdanım ortak noktada buluştu. Üye olacağım.

Hırs ve İhtiras meselesine gelince, isteklerimiz Assubaylık kariyerli bir meslek oluncaya kadar devam edecektir. Amacımız yeni nesile olan sorumluluğumuzu yerine getirmektir.Tıpkı bizden öncekilerin yaptığı gibi. Daha mutlu bir Türkiye için. Saygılarımla.