Hoş Geldin Mahmut ERDEM
İnanki gözlerimiz yollarda kaldı,yokluğunda bir parçamızın eksikliğini hissettik,iyiki varsın.
Yazın,uçakta gezdirilip bayat simite talim ettirilen Ülkemizin müstesna köşe yazarlarının yazdıklarıyla çok örtüşüyor.(siz neyle gezdiriliyorsunuz açıklarsanız memnun oluruz)
Sayın Mahmut ERDEM,yazınız Sayın TEMAD Başkan ve Yöneticilerinin camia için yaptıkları fedakarlıkları ve gösterdikleri özveriyi yeterince özetliyor.Yanlız atladığınız çok KÜÇÜK bir ayrıntıya dikkatinizi çekmek isterim.2004 yılından beri camianın yasal temsilcisi olan TEMAD Genel Başkanının Mısır çöllerinde buram buram terlerken bu camiaya kazandırdıklarını es geçmişsiniz.Bunlarıda yazarsanız muhalif gördüğünüz Sayın TURAN,Sayın GÜRPINAR,Sayın SAVCI,Sayın KILIÇ,Sayın İÇER v.b. meslektaşarımızda mahçup etmiş olursunuz.
Hem Sayın Başkanımız yeni çıkacağı Mısır gezisinin çöl sıcaklarında bizler için yeni kazanımların planlamasını yaparken rahat ve huzurlu olsun.
Saygılar.
NOT:Sayın Yönetici Mahmut ERDEM'e bile Sayın dedim kimseye hakaret etmedim umarım yayınlarsınız küsmek üzereyim saygılar.

Amacımız gerçekten haklarımızı elde etmek ise, Sayın İsmail TURAN Ağabeyimizin önerisini ciddiye alalım, değilse onu da herkes kendisi bilir. Armut piş ağzıma düş yok.Saygılarımla

21.06.2009 Pazar günü Gündoğdu meydanında yapılacak olan Cumhuriyete sahip çıkalım mitingine Emekli Astsubaylar İzmir İl Örgütü tam kadro katılacaktir.İzmirdeki tüm şube başkanlarımızın konuya hassasiyetle eğilmesini bekliyoruz. Saygılarımızla.AYKUT MEHMET ÖZER TEMAD İZMİR İL BAŞKANI

http://www.dailymotion.com/video/x974xc_son- ders_news
ONURLU BİR HAYAT HERKESE ÖRNEK OLUR UMARIM...

ÇAĞRI !!!

Tüm haklarımı fazlasıyla alıyorum, Allah devletimize ve milletimize zeval vermesin diye düşünen emekli Astsubay arkadaşlarıma bir sözüm yok ve onlara saygı duyuyorum. Benim sözüm "TEMAD EYLEM YAPMIYOR, 5000-10.000-20.000 EMEKLİ ASTSUBAYI YOLLARA DÖKÜP TANDOĞANDA, KIZILAYDA YÜRÜTMÜYOR" diyerek eylem isteyen arkadaşlarımadır.

Yollara dökülüp, tandoğan meydanında, kızılay bulvarında yürümek belki de pusuda yatan provakatörler tarafından amacından saptırılarak polisle çatışmaya götürülebilir. Böyle bir durum TSK mensubu hiç bir kimseye yakışmadığı gibi özellikle biz emekli Astsubaylara hiç yakışmaz.

Eylem isteyen arkadaşlarıma "İŞTE EYLEM". Bu eylemde polisle çatışma yok, polis copu yok,
suç işleyip karakollarda ifade vermek yok, mütevazi bütçelerimizi sarsacak masraf da yok. Demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletinin fedakar ve cefakar Astsubayları olarak en tabii olan hakkımızı, hakimlerimizin karar vereceği bağımsız Türk mahkemelerinin kararına bırakmak var.

HAKKINI TAM OLARAK ALAMADIĞINI VE MAĞDUR OLDUĞUNA İNANAN ARKADAŞLARIMI, BAĞIMSIZ MAHKEMELERİMİZDE HAK ARAMAYA ÇAĞIRIYORUM.

Saygılarımla.

Değerli arkadaşlarım İzmir GERENCE ve KARAREİS koyları askeri yasak bölge kapsamında,karadan ise doğal SİT alanı olarak koruma altında olup,bu koylara teknelerin dahi girişi yasaktır.Ancak bu koylarda kurulan balık çiftliklerine yükleme ve boşaltma yapmak maksadıyla çok sayıda Türk ve yabancı bandıralı gemiler rahatça girip çıkmakta,yetmiyormuş gibi balık çiftlıklerinin ve gemilerin yarattığı kirlilik güzelim koyları mahvetmektedir.Göz yumulan söz konusu balık çiftlikleri kimlere ait derseniz,yalanlanmazsa emekli ÜSTSUBAY'larımıza ait olduğu yönündedir.Saygılarımla

http://www.memurlar.net/haber/142106/
sayın ulusoy; OYAK çalışan ve emekli olan personelin kimliklerini basına açıklama cesaretini göstermeye davet ediyorum

Merhaba,
Hangi sınıf, hangi rütbe, ya da hangi makamda iken emekliliğini hak ederek emekli olan TSK'nin tüm yükünü geçmişde yüklenmiş, bugün bu yükü yüklenen meslektaşlarına bırakmış, örnek olması gereken Emekli Astsubaylar tekrar merhaba...
Gelin şu eski ve bayat numaraları,dedikoduyu, çekiştirmeyi bir kenara bırakalım.
Bilerek ezilmiş,verilmesi gereken haklarını alamamış İNSAN olarak, evet insan olarak makamdan,maddiyattan sıyrılarak, hukuksal bir mücadelenin ışığını yakmış Sn.İsmail TURAN abimizin başlattığı ve haklı olduğumuza inandığımız hukuk alanındaki mücadaleye odaklanalım.
Bu kısır, kişisel ya da güncel takılan sanal olayları aşalım. Gülüp geçelim artık... Fikirler üretelim.
Dernekle ya da derneksiz;
Kervan hedefe gitmeli, zincirli ne yaparsa yapsın.

Şimdi kaç kişi dava açmak istiyorsa Sn. İsmail TURAN abimize bilgileri göndersin.
Hukuksal alanda yapacağımız mücadele için koordinasyon merkezleri oluşturalım.
Sonunda olumlu bir sonuç çıkmasa da bir araya gelerek bir mücadelenin başlangıcını oluşturalım. Saygılarımla.

Sonunda Değerli Mahmut ERDEM de dayanamamış,adeta bir genel başkan edası ile sallamış,bu sanal kahramanların hepsine ben de sayın Savcı gibi Başkanım demek istiyorum.
Sayın Başkanlarım sizi iyi tanıyoruz yazı yazma uslubunuz,kullandığınız büyük harflerden ,yer belirtmemenizden ,davetlerime icabet edemememizden dolayı sizi artık bütün Assubay toplumu tanıdı,ama nasıl derseniz onu da onlar değerlendirecek ,sizi tanımayanlar size göbekten bağlı olanlar ,aslında onlar da tanımıştır da hani sizlere başkanım dedim ya işte o yüzden açıktan ses vermezler, neyse ki yaptıklarınız ile nasıl bir karakter yapınız olduğunu yavaş da olsa anlıyorlar,siz bu işlere devam ettikçe artık bu dernekte Assubayların önündeki en büyük engel olmak yolunda emin adımlarla ilerleyecek ve size bu konuda direktif verenlerin istekleri de böylece gerçekleşecekdir,hayırlı uğurlu olsun .

Sevgili meslektaşlarım, artık uyanın ve uyarın, bağlı olduğunuz şubeleri harekete geçirin, mevcut yönetimin artık Assubayların haklarının alınması için değil alınmaması için uğraştığını, bu nedenle de yapılan her olumlu adıma engel olduklarını zira bu yönde direktif aldıklarını açıkça anlatın,sevgili İsmail TURAN abimiz sürekli uğraşıyor didiniyor bir çıkış yolu arıyor; ama derneğin yönetimi baksanıza nasıl olur da bu yolu tıkarız ,ya da bu bilinçli gruba fitne sokarak nasıl seslerini keseriz peşinde,ama normal; toplumlar hakettikleri şekilde yönetilirmiş,bizler de sahip çıkamadığımız ve ehil ellere teslim edemediğimiz yönetimler sayesinde aşağılanmaya ,horlanmaya devam ediyoruz,daha oyak genel müdürüne bir cevap verecek adam bile yok, oysa bu tür açıklamalara anında spontene cevap gerekir ,her şeyi olduğu gibi bunu da kabullenmişler.

Mahmut ERDEM son sözüm de sana ;bir lafa bakarım laf mı diye ,bir de söyleyene bakarım adam mı diye.
Sen adam olamadığına göre her şeyi söylersin,söyle kim tutar seni,ama şunu da unutma keser döner sap döner ,gün gelir hesap döner.

Mahmut ERDEM'in yazısında "KUTLARIZ,GÖRDÜK Kİ, BİZİM GİBİ, KARDEŞİMİZ" kelimeleri dikkatimi çekti. Arkadaşları ile birlikte yazdığı anlaşılıyor. Ayrıca "o sanal bu sanal" ifadelerinden rahatsız olmuşlar ,ama biz sanal değiliz, gerçek kişileriz diyememişler. Kimliklerini gizleyen, kaçak güreşmeyi tercih eden, eleştirdiği kişilerle adam gibi tartışmaktan kaçınan, çamur at izi kalsın düşüncesi içinde olanların yazılarını yayınlamak TEMAD site yönetimine yakışıyor mu?

Mehmet COŞKUN'un yazısını yayınlamakla, site yönetiminin, Sayın Genel Başkan'a kötülük yaptığını, daha önceki yazımda belirtmiştim. Anlaşılan ne yaptıklarının farkındalar. Özür dilerim, sergilenen davranış soru sormayı zorunlu kılıyor. Bizans oyunlarını tercih eden yönetim ne kadar güvenilir? Saygılarımla.

TEMAD, sanal kişilerin önüne geçmek ve gündem değiştirmek için toplumumuza zarar veren bu sanal kişilerden kurtulmak için samimiyse, sitede yapacağı çok küçük bir değişiklikle bu tartışmaların önüne geçebilir !..

Her mesaj yazan üyeden TC Kimlik numarasını da isterse kendine özgüveni ve cesareti olmayan bu sanal kişiler de ortadan otomatikman kalkacaktır.

AÇIKLA MAHMUT ERDEM !..
Bu siteyle ilgili suçlamaların vardı, sitenin kimlere hizmet ettiğini mitingten sonra açıklayacağını TEMAD mesaj panosunda yazmıştın.Yazını müteakip ben açıkla çağrısı yapmıştım.Miting tehir edildi epey zaman da geçti, yine piyasaya çıktın.Sözünün arkasında dur.YÜREĞİN YETİYORSA AÇIKLA.Saygılarımla.

TEMAD

Bu yazının aynısı yayınlanması istemimle TEMAD sitesi mesaj panosuna 553653 onay kodu ile 15 Haziran 2009 19:15 saatinde gönderilmiştir.

TEMAD'ın çok saygıdeğer sayın yetkilileri; diğer assubay sitelerinde sizlere yönelik olarak yapılan en büyük eleştiri, hepimizi temsi eden bu sitede sanal kimliklerle yazan insanların yazmış oldukları eleştirel yazılara müsade etmenizdir. Bu kişiler elbette, karşı tarafın manevi şahsiyeti ve kişisel haklarına saldırı yapmadan eleştirel yazılar yazabiliirler bunlara saygılı olunmalıdır. Ancak bu kişiler yazdıkları yazılarda direkt olarak karşı taraftaki kişileri hedef almakta ve onları rencide edecek tarzda yazılar yazmakta ve sizlerde bu yazıları yayınlamaya devam etmektesiniz. Bu kişilerin yazılarının yayınlanmasına bir şartla onay vermelisiniz. Kişiler gerçek kimliklerine ulaşılabilir bilgileri sisteme girdikleri taktirde (mail adresi, tlf.,devre sicil no, adı soyadı, bulunduğu il/ilçe) yayınlanırsa o takdirde bu etik bir uygulama tarzı olur. Bunun aksi tavşana kaç tazıya tut taktiğinden başka bir şey değildir ve TEMAD yönetimini zan altında bırakmaktadır. Yayın ilkeleriniz bellidir ve sisteme girerken bile YER : bölümünün önünde kırmızı yıldız vardır yani bu demek oluyorki kırmızı yıldızla işaretli alanların doldurulması zorunludur. Yazıları tepki gören malum şahıslar ise bu yer hanesini bile doldurmadan sisteme mesaj bırakmaktalar ve sizlerde bu yazıların yayınlanmasına müsaade etmektesiniz. Buna anlam vermek son derece güçtür. Bu malum yani sanal olduğu değerlendirilen ve zaman zaman ortalıkta canlı el bombası şeklinde dolaşan şahısların hiç mi onur ve gururları yoktur defalarca ikaz edilmelerine karşın kendi kimliklerini saklamaktan korkarlar. Bunlar kimlerdir insanlar bilmek istiyorlar. Bakın burada yazan herkesi en az benim kadar cesur olmaya davet ediyorum. Yazan ben;
Adı Soyadı : Mustafa Arabacıoğlu
(E) Hv.Astsb. 1980-110
marabacioglu@mynet.com
Eryaman/Ankara
bu bir örnektir isteyen mail adresimden ve istediği taktirde diğer iletişim kanallarından birebir benimle görüşebilir. ve bu bilgiler kendi gölgesinden korkanlara örnek olsun diye verilmiştir.
Açık, şeffaf ve dürüst olduğuna inandığım ve assubayların davası için gerçek anlamda mücadele eden bu site ve gerekse diğer assubay sitelerindeki tüm meslektaşlarıma saygılarımı sunuyorum.

DAVAYA KATILMAK İSTEYENLERİN AÇIK KİMLİK VE ADRESLERİNİ BİLDİRMELERİ

Sayın Arkadaşlarım,
Bir çok arkadaşımız dava açmak istediklerini e-posta yoluyla bana bildirmektedir. Ancak bazı arkadaşlarımızın oturdukları şehir belli değildir. Ben her ile göre dava açacak arkadaşlarımın dava dilekçelerini hazır yazılmış olarak hem e-posta adreslerine göndereceğim, hem de aynı ilde oturan arkadaşlarımdan tanışmayanlar olur düşüncemle birbirleriyle tanıştıracağım.

Dava açacak olan arkadaşlarım aşağıdaki listeye göre kimliklerini bildirirlerse memnun olurum. Saygılarımla.



Adı Soyadı

Sicili

Açık Adresi

e-Posta adresi

Cep telefonu

Sayın Meslekdaşlarım,
Habertürk.com haber sitesinde Oyak Gnl.Md.Sn.ULUSOY okuduğunuz üzere yine inciler dizmiş.O açıklamadan çıkan birkaç cümlelik sonuç OYAK kazanımlarının generallere ve albaylara(şimdilik emekli olanlarına daha sonra da teğmenlerden başlamak üzere tüm subaylara bir ev bir araba))ulufe gibi peşkeş çekilmesidir.Öncelik her zamanki gibi generallere ve subaylara.Bu sistem ne zaman insan faktörünü ön plana alacak acaba? Bunu OYAK birikimlerinin %60'nı oluşturan ve zorunlu olarak hala destek vermeye devam eden Assubay'ların tüm itirazlarına rağmen gerçekleştireceklerdir.İster inanın ister inanmayın OYAK'IN TASVİYESİ BAŞLATILMIŞTIR.Bu işlem yapılırken tabi ki her zamanki gibi ülkenin ve ordunun birinci sınıf vatandaşları yine öne alınmıştır.Böyle bir açıklama yapmaktan bile kaygı ve endişe duymamaktadırlar.Assubay'lardan sadece 31 yıllık olan Başçavuş'lar güya sisteme dahil edilmiş,ya gerisi Sn.ULUSOY? Kaç Assubay 31 fiili hizmet yılını tamamlayıp emekli olmaktadır? Kaç kişi bu ağır yüke bunca yıl dayanabilir? Bir elin parmakları kadar olacağını siz de biliyorsunuz.Hangi vicdan,adalet,mantık,akıl bunu kabul edebilir? Bir de OYAK'da rütbe ayırımı yok diyorsunuz alay edercesine.Bu nasıl bir arsızlıktır ki danışıklı dövüş niteliği taşıyan bir yapılanmayla öncelikle kendi kurumundan sonra da yıllardır Ordu Sosyal Yardımlaşma Kurumundan darbe üzerine darbe yiyen ;Ordunun tüm yükünü taşıyan ,şehit veren şimdiye kadar hep verilenle yetinen,kasıtlı olarak yoksul ve mağdur bırakılan yüzbinlerce Assubay'la dalga geçer gibi,onlar hiç yokmuş gibi açıklama yapar.Sn. ULUSOY o bol keseden siz ve sistemin yeterinden fazla dağıttığınız nemaların ve menfaatlerin Assubay'ların da hakkı ve hukuku olduğunu bilmiyor musunuz? Bu açıklamanız general ve subaylarca çok hoşnutluk yaratan, ama tüm Assubay'lar için bir kez daha hayal kırıklığıyla onların sistemle barışıklığını hatırı sayılır derecede kırılganlığa uğratan bir talihsizliktir.

TEMAD YÖNETİMİ,NEREDESİNİZ? Her zaman olduğu gibi haklarımızın birer birer elimizden alındığını gördükçe yine suskun mu kalacaksınız?NEDEN????

MAHMUT PAŞA İŞ BAŞINDA

Devletimize hakaret ediyor, kurumumuzu yıpratıyor ve camiamıza zarar veriyormuşuz. Hadi be ordan.

Kurumu kimlerin yıprattığını ayırt edebilme yetisinden yoksun Mahmut Erdem, git beni şikayet et. Şikayet et ki, adam satan kim, satmayan kim belli olsun.

Kurumunu haksızlık yapanlar yıpratmıyorsa kim yıpratıyor? Senin aklından zorun mu var?

Harp Okularını iki ve üç yıllıkken bitirenler (Sanat enstitüsü ve lise mezunları dahil) dört yıllık okul bitirmiş gibi işleme tabi tutularak kanunlarda gerekli düzeltmeler yapılmış ve bu düzeltmelere emeklileri de dahil edilerek intibakları yapılmıştır. Bunu söyleyince Sayın Gürpınar suçlu...

Assubay MYO mezunlarının da bazı MYO mezunları gibi dokuzuncu derecenin ikinci kademesinden, lisans mezunlarının da 8/1'den göreve başlatılması ve emeklilerinin de intibaklarının buna göre yapılması gerekir dediği için mi Sayın Gürpınar suçlu?

Hisse senedi verilsin dediği için de suçlu. Suçları saymakla bitmiyor ki. Yaz Mahmut ağa yaz...

Akla, ahlaka, yasalara, insanlığa, vicdana karşı gelerek insan onurunu hiçe sayanlar ve bunların çanak tutanları istiyorlar ki, sessiz sedasız kendi kabuğu içinde yaşayan bir toplum olalım, refahımız ve mutluluğumuz için hiçbir değişim ve gelişim olmasa bile, verilenlerle yetinerek halimize şükredelim. Mahmut ağa, oblomovluk sana yakışmıyor.

Sayın Mahmut Erdem, yakışmıyor, ayıp oluyor. Bizim yaşımızdan daha küçük yaştaki insanların devletler yönettiği bir dünyada yaşıyoruz. Bir de bizim uğraştığımız işlere bakınca insan rahatsız oluyor, yaşama sevincini yitiriyor. Lütfen bunu yapmaktan vazgeçin.

Onurlu yaşama giden yolun meşalesini yakan yiğit öncülere selam olsun. Sagılarımla.

gulke@ttmail.com 5433078682

OYAKTA RÜTBE AYIRIMI YOKMUŞ ,
O ZAMAN NEDEN
YÖNETİMDE VE OYAKA BAĞLI KURULUŞLARDA
ÇALIŞAN ASTSUBAY VE EMEKLİSİ YOK


Bu yıl emekli olan üyeye ev ve araba


Haberler Anında Cebinizde Hürriyet Mobil

Haberler Anında Bilgisayarınızda Haber Alarmı

Haber Kaçırmaya Son Hürriyet Mind

Sitene Haber Ekle Kazan Bumerang

OYAK Genel Müdürü Coşkun Ulusoy, OYAK'ın dünyada benzeri olmayan bir kuruluş olduğunu belirterek, hem emeklilik hem yatırım fonu olan dünyada tek kuruluşun OYAK olduğunu söyledi. Bu sene emekli olan üyelerine bir ev bir de araba sloganı ile hareket ettiklerini belirten Ulusoy, sistemlerinde rütbe ayrımı olmadığı söyledi.

Ulusoy, OYAK Grubu faaliyetlerine ilişkin Mardin Çimento Fabrikası'nda gerçekleştirilen sohbet toplantısında yaptığı konuşmada, 1961'de kurulan OYAK'ın askeri teşkilatın parçası olmadığını, devletten yardım ve katkı almadığını, holdinglere benzer bir şekilde vergi ödediğini anlattı.

İştirak yatırımlarında OYAK'a yapılan temettü ödemelerinden yüzde 15 stopaj kesintisi yapılırken holdinglere yapılan ödemelerde yapılmadığını, finansal yatırımlarda OYAK ile holdinglerin stopaja tabi olduğunu dile getiren Ulusoy, 2008 yılında OYAK'ın ödediği toplam verginin 1 milyar 388 milyon lira olduğunu bildirdi.

OYAK'ın yanlış anlamalara yol açmamak için savunma sanayisi faaliyetlerine katılmadığını dile getiren Ulusoy, bir diğer nedenin de tek alıcılarla iş yapmama kararları olduğunu kaydetti.

OYAK'ın bir anlamda Türkiye'nin ilk özel bireysel emeklilik fonu olduğunu anlatan Ulusoy, şöyle devam etti:

Bir yatırım fonu, bir kredi kuruluşu, bir hayat ve sağlık sigortası kuruluşu. OYAK, bir lirası olmayan bir tüzel kişiliktir, hiç kendi parası yoktur. OYAK'ın bütün kaynakları, 241 bin üyesinin birikmiş parasıdır. Biz sadece o imkanları yöneten bir grubuz. OYAK'ın ana faaliyetleri, bir, emeklilik fonudur, iki, yatırım portföyüdür. 50'den fazla iştirakimiz var. Yan faaliyetlerimiz vardır, üyelere kredi hizmeti veririz. Ölüm ve maluliyet yardımı, hayat sigortası faaliyetlerimiz var, üyelerimize ait çeşitli fonlarımız var halka açık olmayan.

OYAK budur, çok ilginç bir modeldir. Biz Türkiye'de son zamanlarda marka konusunu gündeme getirdik, 'marka olmalıyız, marka ihraç etmeliyiz'. Türkiye teknoloji üretip ihraç eden bir ülke olamadı. Ama bir konsept üretmişiz, o konsepti ihraç edebiliriz. Biz son zamanlarda OYAK konseptini dünyada işliyoruz ve dünyada son derece de ilgi görüyoruz. Yabancı ekonomi dergilerinde yayınlarında OYAK'ın ilginç boyutları işleniyor.

Ulusoy, dünyada tam anlamıyla OYAK'a benzeyen bir kuruluşun olmadığını belirterek, Mesela yatırım fonları var, ama emeklilik fonları değil. Ama hem emeklilik hem yatırım fonu, ikisinin bir arada olduğu tek kuruluş biziz dedi.

Coşkun Ulusoy, üyelerinin, 23 bini sivil memurlar artı OYAK çalışanlarından oluşan, 201 bin 515'i muvazzaf ve 39 bin 533'ü emekli toplam 241 bin 48 kişi olduğunu dile getirerek, şöyle devam etti:

Emekliler de emekli oldukları zaman OYAK'la irtibatlarını kesmemek için bir miktar paralarını bırakabilirler. Son yıllarda 4'te 4'ünü bırakmaya başladılar. Bu ilginç bir yaklaşım bence. Güven o kadar arttı ki 30-40 sene çalışan üyelerimiz, uzun yılların emeğini olduğu gibi OYAK'a bırakarak 'emekli üyelerimiz' sınıfına geçiyorlar. Evvelsi gün Temsilciler Kurulumuz vardı, 1 hafta sürüyor. Genel Kurulumuz da 2 hafta sürüyor. Onlara bir konuşma yaptım orada, 'arkadaşlar 4'te 4'ünü bırakmaya başladınız, hiç olmazsa 4'te birini alın kendiniz yönetin, bir ihtiyacınız olur, bütün yumurtaları aynı sepete koymayın' dedim. İyi niyetten söyleyeceğimi söyledim. 2 gün sonra bir generalden telefon; 'bunları söylediniz acaba gizli maksadınız neydi?' Gizli maksadım falan yok.

OYAK İYİ BİR YATIRIM UZMANI

39 bin kişinin emeklilik parasının en az 4'te birini bırakarak sisteme dahil olduğunu belirten Ulusoy, her yıl TSK'dan emekli olan 5 bin küsur kişinin yaklaşık yüzde 60'ının alacağının 4'te 4'ünü bıraktığını, toplam içeride bırakılan paranın ise 753 milyon lira olduğunu söyledi.

Ulusoy, göreve geldiği zaman 9 sene önce emekli olan 100 kişinin 40-50'sinin üyeliği biraz daha devam etsin diye bir miktar para bıraktığını ancak 2008 sonu itibariyle emekli olanların yüzde 80'inin paralarını bıraktığını bildirdi.

OYAK'ın iyi bir yatırım uzmanı olduğunu ifade eden Ulusoy, 2-3 yıl önce OYAK'ı kendi fonlarına yatırım yapmaya çağıran Carlyle Grubunun ortalama yüzde 12 kazanç beklediklerini söylediğini, kendisinin ise OYAK'ın o sene yüzde 40 kazandığını ifade ettiğini anlattı.

Ulusoy, görüştüğü kişinin Bizi boş ver biz size yatırım yapalım dediğini, ancak bunun kanunen mümkün olmadığını dile getirdi.

OYAK fonu haricinde Bağışa Dayalı Emekli Geliri Sistemi ve 100 bin üyenin olduğu Konut Ön Biriktirim fonunu yönettiklerini anlatan Ulusoy, Konut fonuna da OYAK'a verilen katkı kadar, 100 liradan yaklaşık 7 lira verildiğini, konut alacakların buradan parasını çektiğini, gerekirse üzerine kredi verdiklerini ifade etti.

EMEKLİ ÜYELERE BİR EV, BİR ARABA

Bu sene emekli olan üyemize bir ev bir araba veriyoruz diyen Ulusoy, Bir ev, bir araba. Bu bu senenin sloganı, ama biz verdikten sonra söylüyoruz. Devletin hakimi, doktoru, tapu müdürü var. 31 sene hizmet etmiş iki kişiyi ele alalım kıdemli albay, kıdemli başçavuş. Rütbe yoktur OYAK'ta, yaptığı katkı ve o katkının OYAK'ta kaç gün çalıştığı vardır. Neticede emekli olurken bir kıdemli albay 2008 yılı 31 Aralık itibariyle doğan hakkı 55 bin lira. OYAK'ta doğan hakkı 248 bin lira. Bir korgeneral alın, onun hizmet yılı 39. Devletten doğmuş hakkı 65 bin, bizde doğmuş hakkı 441 bin. Çünkü bazı genişledikçe her sene aldığı pay da artıyor. Orgeneralde daha da yukarı çıkıyor diye konuştu.

OYAK'ta kesilen paranın maaşa esas ücretin yüzde 10'u olduğunu, devletin ise yüzde 36 oranında kesinti yaptığını anlatan Ulusoy, doğru, dürüst ve milletlerarası kurallara uyarak çalışan bir sistemin daha başarılı olabildiğini söyledi.

Ulusoy, OYAK'ın 1961 yılında herkese bir ev bir araba hayaliyle kurulduğunu dile getirerek, bu sene bu konuda nerede olduklarını görmek için İstanbul Göztepe, Ankara Çayyolu ve İzmir Karşıyaka'ya 100 metre kare 3 artı 1 ve 10 yıldan yeni daire fiyatları ve OYAK'ın ürettiği arabaları baz alarak üyelerinin emekli olduklarında bunları alıp alamayacağını incelediklerini anlattı.

Emekli olduğunda OYAK'tan 441 bin lira alacak korgeneral, 248 bin lira alacak kıdemli albay ve 196 bin lira alacak kıdemli başçavuşun bir ev ve araba alabileceğini gördüklerini, bir tek başçavuşun İstanbul Göztepe'de ev almaya parasının yetmeyeceğini, ancak yakın bir bölgeden ev sahibi olabileceğini dile getiren Ulusoy, ayrıca emeklilere devletin vereceği emeklilik parasının da bulunduğunu bildirdi.

Genel Kurul toplantısında üyelere Bu kadar yıllık yolculuğumuzda vardığımız nokta. Artık inşallah bize soru sormazsınız dediğini, ancak birinin çıkıp O araba var ya emekli olurken değil teğmen çıkarken vereceksiniz karşılığını verdiğini anlatan Ulusoy, Ben de hayır demedim ama, dikkat edin dedi.
Ulusoy, sözlerini şöyle sürdürdü:

OYAK artık bir ev bir araba verebiliyorsa, ama bir hakim, bir doktor, başka bir devlet çalışanımız bunları yapamıyorsa bunun devlet tarafından bence iyi değerlendirilmesi lazım. Böyle bir ilave katkı, evet bir şey ödüyorsunuz ama bunun karşılığını da ödeyebilen bir modelimiz var. Türkiye'de bunu polis, öğretmenler niye yapmasın? Türkiye'ye vermek istediğim mesaj bu. Eğer bir şey doğru kurulur, kurgulanır ve doğru yürürse, insanımıza emekli olurken büyük bir katkı verebildiği gibi o emekliliğe giden günlerde toplanan kaynakların doğru kullanımıyla Türkiye'deki istihdam, kazanç, sosyal sorunlara da çözüm bulabilecek yatırımları yapabilir birikimi sağlayabiliriz.

Ulusoy, modeli yabancılara da önerdiklerini dile getirerek, Finansal enstrüman alıp pasif kalmayın, bizler gibi idareye girin, başka imkanları da uzun uzun anlatıyoruz ve ses de geliyor. Durmadan davet ediliyoruz anlatalım diye bu modeli... şeklinde konuştu.

HER SENE 1 MİLYAR DOLAR NET BİRİKİM YARATTIK

Ulusoy, eldeki varlıklara o sene kazanılan paranın oranından oluşan nemanın 2006'da 25,1'den 2007'de 54,2'ye, geçen sene de 26,3'e yükseldiğini bildirerek, bunun Türkiye'deki bütün fonlardan yüksek ve enflasyonun en az iki misli üstünde olduğunu söyledi.

İkincil sosyal güvenlik sistemlerinde aktüeryal dengenin uzun yıllar sürebilmesi için mecburi katılım esasının getirildiğini dile getiren Ulusoy, Aktüeryal dengelerimizi 6 ayda bir gözden geçirtiyoruz, biri de yabancı bir şirket dedi.

OYAK gelirlerine değinen Ulusoy, emekli maaş sistemi katılım paylarının yüzde 12'sini, finansal yatırım gelirlerinin yüzde 40'ını, iştirak gelirlerinin yüzde 35'ini teşkil ettiğini, kiralar vs. gibi diğer gelirlerin de yüzde 5'ini oluşturduğunu anlattı.

Sosyal Güvenlik Kurumunda OYAK'ın modelinin niye uygulanmadığını soran bir gazeteciye espriyle Versinler bize uygulayalım onlara da yanıtını veren Ulusoy, şöyle devam etti:

Uygulanabilir. Ama burada şunu garanti edeyim, şu telefonla bu kişinin işe girmesi, şu telefonla bu yatırımı yapmamız veya yapmamamız diye bir şey yok. Ama ne yazık ki o SGK gibi devletin parçası olan kurumlarda başka etkilerin olduğunu düşünmemiz lazım. Olmasın, bu model çalışır. Devletin sistemi değişir dedi.

Ulusoy, Oyak Bank'ın satışına ilişkin bir soru üzerine, bankanın koydukları yatırıma nispetle o getiriyi sağlamayacağını düşünerek nakde geçtiklerini belirtti. Bir gazetecinin Şöyle desek yanlış mı olur; Banka ile sigorta şirketini sattınız üyelerinize bir ev bir araba hedefini tutturdunuz  sorusu üzerine Ulusoy, Bir ev bir arabayı, satmasak da tuttururduk ama ileriki yılları tehlikeye atardık. Çünkü banka olayının zaman içerisinde getirileri sağlayamayacağını düşündük yanıtını verdi.

Coşkun Ulusoy, bu seneki toplam kurum varlığı diye adlandırdıkları üyelerin üzerinde yazılı olan doğmuş haklarının 9,6 milyar lira, dolar olarak da 7,5 milyar dolar olduğunu belirterek, varlıkların 2006'da 5 milyar lira ya da 3,5 milyar dolardan bu rakama ulaştığını, aktüeryal kar dedikleri, üyelerin hesabına o yıl yazılacak olan rakamın da 965 milyon lira olduğunu bildirdi.

Üyelerine dağıtacakları net dönem karı toplamının 1 milyar 911 milyon lira olduğuna dikkati çeken Ulusoy, karşılaştırma yapmak için Koç ve Sabancı Holding'in dağıttığı karlara bakıldığında, Koç Holding'in rakamının 2,023, Sabancı Holding'in ise 1 küsur olduğunu ifade etti.

Ulusoy, varlıklarının, yani Türkiye'de yatırıma yöneltecekleri rakamların 2000 yılından 2008'in sonuna kadar nominal olarak 16 kat artarak 643 milyon liradan 10 milyar 588 milyon liraya çıktığını, dolar olarak da 1 milyar dolardan 8 milyar dolar seviyesine ulaştığını söyledi. Ulusoy, Her sene 1 milyar dolar net birikim yaratmışız. Bu Türkiye için bence iyi bir model dedi.

KURUMSAL YAPI

OYAK'ın kurumsal yapısı hakkında bilgi veren Ulusoy, Temsilciler Kurulu'nun 75 üyeden oluştuğunu, 3 yılda bir toplanarak geçmiş 3 yılı tartıştığını, gelecek 3 yılın bütçesini değerlendirdiğini anlattı.

Bu kurulun arasından 20 kişi seçerek genel kurula gönderdiğini, burada 20 seçilmiş üyenin yanı sıra görevleri icabı Genelkurmay Başkanı, kuvvet komutanları, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği, Türkiye Bankalar Birliği başkanları, iki önde gelen iş adamı bulunduğunu dile getiren Ulusoy, şöyle devam etti:

Kuranlar, toplumun her kesiminden kişiler daimi üye olsun diye düşünmüşler. Bunların içinde siviller, askerler var. Denetleme Kurulu da bir üye Genel Kurul üyesi, biri Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulundan, bir üye de Türkiye Bankalar Birliğinden geliyor. Genel Kurul 15 gün sürüyor. 2 bin sayfa bilgi, her şey açık bütün konuşmalar ses kaydına alınıyor. Bütün genel kurul toplantıları kitapçık halinde basılıyor, bütün üyelere yollanıyor. Gizli kapaklı hiçbir şey yok. Gereğinden fazla şeffaflık burada var.

Genel Kurul 3 üye seçiyor Yönetim Kurulu'na, bir seçim komitesi var 4 üye burası veriyor. Maliye Bakanı, Savunma Bakanı doğal üye. Yönetim kurulumuz 8 üyeli, ben doğal üyesiyim. 2 üyemiz sivil üyedir. Birisi bugün itibariyle Ankara Üniversitesi eski rektörüdür. Diğeri Anayasa Mahkemesi eski üyesi bir valimizdir. 3 muvazzaf askerimiz vardır, iki emeklimiz vardır, birisi daima hukukçulardan seçiliyor. Kanun 'bu yönetim kurulu üyelerinden biri kurumu temsil eder' diyor o da benim. Kurum adına beyanda bulunmak bana kalmış bir şey. İlginç bir kontrol yöntemi var.

ULUSLARARASI KURULUŞLARIN DEĞERLENDİRMESİ

Moody's ve Standarts & Poors'un OYAK'ı değerlendirdiğini anlatan Ulusoy, Moody's'in Temmuz 2006'dan itibaren OYAK'a verdiği notların 'uzun vadeli yabancı para birimi' ve 'uzun vadeli yerel para birimi' kategorilerinde Ba2/durağan, Türkiye'nin notunun ise bir alt seviye olan Ba3/Durağan seviyesinde olduğunu ifade eden Ulusoy, Standard & Poor's'un Mart 2007'den itibaren OYAK'ın 'uzun vadeli derecelendirme notu'nu BB/Durağan, Türkiye'nin ise bir alt seviye olan BB-/Negatif şeklinde açıkladığını sözlerine ekledi.

AA

http://www.haberturk.com/ekonomi/haber/15302 2-OYAK-emeklilerine-bir-ev-bir-araba.aspx
GENEL MÜDÜR BİNLERCE DOLAR MAAŞ ALIYOR HELAL OLSUN..YÜREĞİ YETİYORSA ÇALIŞANLARININ KİMLİKLERİNİ BASINA AÇIKLASIN..

Postacılar AİHM'e gidiyor
252 milyon TL'lik birikimlerinin 2004 yılında çıkartılan bir yasa ile ellerinden alındığını iddia ediyorlar
15 Haziran 2009 Pazartesi, 09:51
Bağımsız Haber-Sen Genel Sekreteri Yaşar Bayın, kefalet sandığında biriktirdikleri paraları elinden alınan PTT çalışanlarının önümüzdeki günlerde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvuracağını belirtti. Bağımsız Haber-Sen Genel Sekreteri Yaşar Bayın ANKA'ya yaptığı açıklamada, PTT'de çalışan kefalete tabi personelin 1953 yılından beri maaşlarından yüzde 2 oranında kesinti yapılarak biriktirdikleri 252 milyon TL'lik birikimlerinin 2004 yılında çıkartılan 5189 sayılı Kanun'la ellerinden alındığını ifade ederek, "PTT Personeli Müteselsil Kefalet Sandığı 1953 yılında kuruldu. Bu sandığa PTT'de kefalete tabi görevlerde çalışan personel zorunlu olarak üye oldu. Sandığa giriş aidatı olarak ilk ay maaşlarının yarısını ödeyen personel her ay maaşının yüzde 2'si oranında da katkı yaptı. 2004 yılında çıkartılan 5189 sayılı kanunun 6'ncı maddesi ile 406 sayılı eklenen geçici 8'inci madde ise PTT çalışanların alın teri birikimleri ellerinden alındı" dedi.


"BİRİKİMİN 25 MİLYON TL'Sİ POSTACILARA DAĞITILDI"


Sandıkta biriken 252 milyon TL'nin sadece 25 milyon TL'sinin hak sahiplerine dağıtıldığına dikkat çeken Bayın, geri kalan 227 milyon TL'nin 160 milyon TL'sinin PTT Genel Müdürlüğü'ne, 67 milyon TL'sinin de Hazine'ye gelir kaydedilmek üzere Maliye Bakanlığı'na aktarıldığını ifade etti. İlk önce bu kanunun yasalaşmaması için dönemin Cumhurbaşkanı'na gittiklerini anlatan Bayın, şöyle devam etti: "Bu kanunun iptali için ana muhalefet partisi aracılığı ile Anayasa Mahkemesi'ne dava açtırdık, olmadı. Seçim çalışmaları esnasında Başbakana çeşitli illerde dosyalar ilettik yine olmadı. En son Danıştay 11'inci Dairesi'nde açtığımız dava da 29 Ocak tarihinde sonuçlandı, yine olmadı. Ancak bu davanın sonuçlanmasıyla Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 35'inci maddesi gereğince Türkiye'deki iç hukuku tükettiğimiz için AİHM'ye dava açma hakkını elde etmiş olduk. AİHS gereği AİHM'de altı ay içerisinde dava açmak zorunda olan Bağımsız Haber-Sen Temmuz ayı içerisinde davasını açmış olacak

DAVAYA KATILMAK İSTEYENLERİN AÇIK KİMLİK VE ADRESLERİNİ BİLDİRMELERİ

Sayın Arkadaşlarım,
Bir çok arkadaşımız dava açmak istediklerini e-posta yoluyla bana bildirmektedir. Ancak bazı arkadaşlarımızın oturdukları şehir belli değildir. Ben her ile göre dava açacak arkadaşlarımın dava dilekçelerini hazır yazılmış olarak hem e-posta adreslerine göndereceğim, hem de aynı ilde oturan arkadaşlarımdan tanışmayanlar olur düşüncemle birbirleriyle tanıştıracağım.

Dava açacak olan arkadaşlarım aşağıdaki listeye göre kimliklerini bildirirlerse memnun olurum. Saygılarımla.


T.C.Kimlik NO
Adı Soyadı
Sınıf ve rütbesi
Sicili
Emekli sicili
Açık Adresi
e-Posta adresi
Cep telefonu

DAVA AÇMA SÜRECİMİZ BAŞLAMIŞTIR.

(EK-V111 C) gösterge tablosuna intibakımız için SGK. na gönderdiğimiz dilekçelere cevaplar gelmektedir. Gelen cevaptan 60 gün içinde dava açılması gerektiğinden, dava açmak isteyen arkadaşlarım da sitelerimizde yayınlanan sıraya göre adres ve kimlik bilgilerini bana göndermeye devam etmektedirler. Henüz göndermeyen arkadaşlarım gerekli bilgileri lütfen göndersinler.

SGK na yeni dilekçe gönderen arkadaşlarımın cevaplarının gelmesini mümkün olduğu kadar bekleyeceğiz. Ancak sonraya kalacak cevaplar için de yeni bir grup halinde dava açabiliriz, yeterki dava açma süre usulüne uyulsun. Fiili hizmet zamlarımızla ilgili dilekçelerimize henüz hiç bir cevap gelmemiştir. Ret cevabı geldiği takdirde konu ayrı olduğundan onun için de ayrı dava açacağız.

Dava açmak her arkadaşımın hür iradesiyle vereceği karara bağlıdır. Gerek muvazzaf gerek emekli olsun her Astsubay, hiç kimsenin etkisi altında kalmayacak kadar bilinçlidir. Ancak arkadaşlarım dava açma yoluyla kazanılacak hakların kişisel hak olduğunu, dava açmayanların hak edemeyeceğini de biliyorlar.

AYRI İLLERDE İKAMET ETMEMİZ SEBEBİYLE ANKARA'DA DAVA AÇMAK MADDİ OLARAK DAHA MASRAFLI OLACAĞINDAN DAVAYI OTURDUĞUMUZ İL İDARE MAHKEMESİNDE AÇACAĞIZ.

İLÇE'LERDE OTURAN ARKADAŞLARIMIN, İL'LERDE OTURAN ARKADAŞLARIMLA BİRLİKTE DAVA AÇMALARI DAHA UYGUN OLUR DÜŞÜNCESİNDEYİM. İSTERLERSE O İLÇE'DE OTURAN ARKADAŞLARIMLA BİRLİKTE YAZILACAK DAVA DİLEKÇELERİNİ İL MERKEZLERİNDEKİ İDARE MAHKEMESİNE GÖNDERİLMEK ÜZERE BULUNDUKLARI İLÇE MERKEZİNDEKİ MAHKEMEYE VEREBİLİRLER.

DAVA AÇMAK İSTEYEN ARKADAŞLARIMIN DAVA DİLEKÇELERİ İSİM İSİM YAZILIP İLLERE GÖRE GURUPLANDIRILMIŞ OLARAK GÖNDERİLECEKTİR. AYNI GRUPTA DEĞİL DE KİŞİSEL OLARAK DAVA AÇMAK İSTEYEN ARKADAŞLARIM VARSA, BİLDİRDİKLERİ TAKDİRDE ONLAR İÇİN AYRI KİŞİSEL DAVA DİLEKÇESİ YAZILACAKTIR.

trnisml@hotmail.com

Saygılarımla.

Saygıdeğer Meslektaşlarım ve Değerli Büyüklerim hepinizi sevgiyle selamlarım.Mesaj panosunu sürekli izliyorum.İçerikleri, tamamen gerçekleri yansıtan konular işlenmekte.Gerçeklerde de;malumlarınız üzere ASTSUBAY Toplumunun belirgin bir şekilde ezilmesi ve yoksulluğa terkedilmesi yatmaktadır.Herzaman, yılların vermiş olduğu eziklikle yaşadığımızı unutmuş değiliz.Sacayak üçgeninde (MECLİS, MSB.LIĞI, GEN.KUR.BŞK.LIĞI)yoğun bir baskı altında olduğumuz aşikardır...

Sevgili arkadaşlarım ve Büyüklerim; görüldüğü üzere gösterilen bütün gayretler boşa gitmiştir.Üzülmemek elde değil, hele ki maruz kalınan bu anlamsız düşmanlığı da anlamak ise,hiç değil.
TEMAD Adında bir kuruluşumuz var.Kuruluş amacı eminim ki belli.Ancak ne yazık ki, çö züm makamı olarak gördüğümüz KURULUŞUMUZ amaca ulaşamamıştır.Yoksulluğa ve yalnızlığa olan mahkumiyetimize son verecek güçlü bir yönetime ihtiyacımız olduğu ortadadır.Mütaakip zamanlar bu konu işlenmektedir.Ama çözüm makamının gücü bunlara yetmemektedir.Meclis sitesini sürekli izliyorum.POLİSLERE,ÖĞRETMELERE,ASKERİ DOKTORLARA,ASKERİ HAKİMLERE v.b.gibi iyileştirme ve özlük haklarda düzenleme.ADALETİN ÇARKI ne yazık ki ADALETLİ bir şekilde dönmemektedir.Sayın İsmail TURAN Abimiz başta olmak üzere, diğer uğraş veren meslektaşlarımız sayesinde ve bizlerin de katkılarıyla haklarımıza kavuşacağımıza canı gönülden inanıyorum.
SAYGILARIMLA.

Saygıdeğer Arkadaşlarım,

Bu hafta başında yaşadığımız internetten dolandırılma olayını sizlerle paylaşarak, arkadaşlarımın internet bankacılığı ile ilgili işlemlerinde dikkatli olmalarını, mümkünse internet bankacılığını iptal etmelerini tavsiye ediyorum.

08-HAZ-2009 P.tesi günü öğle vakti cep telefonuma iki defa mesaj geldi, 970.20 tl.lik .....nolu kredi kartınız ile yapılan işlem size ait değilse aşağıdaki numarayı arayınız.Hemen banka şubesine gittik, müşteri temsilcisi 970.20 tl olarak iki defa internetten işlem yapılmış ve toplam olarak 1940.40 tl borçlanmışınız dedi.Hemen dilekçe yazarak işlemin bize ait olmadığını belirterek kartı kullanıma kapattık. Eve gelince tabii telefon görüşmeleri başladı. Banka yetkilileri arkadaşlarımız sizi bilgilendirecek dedi, ne arayan nede soran var, ertesi gün tekrar aradım, yine sonuç bildiren yok, kredi kartını kapattığımız için kredi kartlar merkezi hesabınızın içeriği görünmüyor şubenizi arayın dedi, şubemiz Eskişehiri arıyoruz evet 1940.40 tl borcunuz vzr, sonuç öğrenmek için kredi kartlar merkezini arayın diyor, orasıda Eskişehir şubenizi arayın diyor.Sonuçta bankanın dolandırıcık ile ilgili birimine ulaştım, oradı hesabınıza geçmiş bankanın yapacağı birşey yok dediler.

Bunun üzerine alışverişin yapıldığı firmayı aradım, nigh oyunun şifrelerinin online olarak olarak alındığını söylediler. Savcılığa gitmeye karar verdim ve firmadan işlem yapan kişinin sahte olacağını hepimizin tahmin edeceği gibi ismini ve işlemi nereden gerçekleştirdiğini öğrendim.Görüştüğüm kişi ben bankanızla görüşeyim siz beni daha sonra arayın dedi. Ben bu arada banka yetkilisine benim limitim aşılarak bu iki alışverişe onay verilmiş bu yasalmı dedim, bankanın % 10-15 limit aşmasının yasal olduğunu belirtti. Kısa süre önce 4000 tl olan limitimi 2000 tl ye indirmiştim.

Alışveriş sitelerinin kredi kartındaki kişinin kendi adına alışveriş yapacağını, aksi takdirde sipariş alınmadığını bildiğim için, ayrıca bu alışveriş sitesine hiç üye olmadığımız için önce tüketici haklarına dilekçe vermeyi oradan savcılığa gitmeye karar verdim. Bu arada alışveriş sitesindeki yetkiliyi aradım banka ile görüştüğünü söyleyerek, zaten kredi kartınızı kapatmışınız,biz 1940.40 tl yi hesabınıza yatırdık sizin hiçbir zararınız bu işten olmadı dedi. Ertesi günü hesabımıza paranın yatırıldığını gördüm. Kredi kartını kapatmamıza rağmen ilgili banka bize sonuç hakkında bilgi vermek için dönmemesine rağmen, tekrar kredi kartı tanzim ederek göndermiş, tabii geri çevirdik, almadık.

Bunları anlatmamın sebebi benim gibi ödemelerini birçok arkadaşımın internet bankacılığından yaptığını tahmin ediyor ve bu durumu değerlendirmelerini tavsiye ediyorum.Ben internet bankacılığı işlemlerim ile sözkonusu bankaya ait kredi kartlarımı kapattım, takdir sizlerindir.

Saygıdeğer Arkadaşlarım,

Eşim öğretmen olduğu için evlatlarımızı çok güç şartlarda büyüttük; aynı sıkıntıları çalışan kızlarımız çekmesin diye torunlarımıza biz bakıyoruz, doğal olarak da her şeyimiz onlara endeksli; Onlar bir hafta tatile gidince biz de tatil yapma imkanı bulduk. İstanbul'da gönlüm sizlerle, aklım sorunlarımızda kısa bir tatil yaptık ve izin bitti. Kaldığımız yerden yüreğimizin yettiği kadar onur mücadelemize katkı sağlamaya devam edeceğiz. Hepinize en iyi dileklerimle saygı ve sevgiler sunuyorum.