Değerli site yöneticisi;Bu siteden kendilerine destek verdiğimizi her fırsatta dile getirdiğimiz TEMAD sitesine 4 gündür maalesef ulaşamıyoruz.EMEKLİ ASSUBAYLAR SİTESİ değişim amacı ile hizmet veremediği günlerde bunu üyelerine ve tüm Assubay'lara TEMAD sitesinden duyurmuştu.Acaba TEMAD da neden hizmet veremediğini kardeş siteler aracılığı ile bizlere duyuramaz mı?Her ortamda ayrıcalığımızın olmadığını,bizlerin TEMAD'a akan dereler olduğumuzu ,sitenin hizmet vermemesinin üyeleri merak içerinde bırakacağını düşünemiyorlar mı?
Belkide bunun önemli bir nedeni vardır da biz bilmiyoruz.Ama bilmek istiyoruz,sağlıklı ,mutlu günler dileklerimle.

Şovmen olarak geçinen M.A.ERBİL'i ben zaten seyretmiyorum, sizlerin de seyretmeyerek protesto etmenizi önerebilirim. Kendisi konuşur kendisi dinler.

REFİK rumuzuyla yazan arkadaşımızın yazdıkları gerçeğin ta kendisi.Yazının ana fikri ve en önemli kısmı ise şu iki cümle;
"Assubaylar onurları ile ayakta kalmayı başardılar.Çevrelerini saran bu sevgisizlik çemberini belki kıramadılar ama sıkışmadılar,ezilmediler."

DAVA ZOR YOL UZUN!!!
Saygıdeğer Meslektaşlarım;işimizin zor olduğu hepimizin malümudur.Assubay Onur mücadelesinde çok büyük engel ve olumsuzluklarla karşılaşıyoruz.Mücadelemiz sürdüğü müddetçe karşımıza yine olumsuzluklar çıkacak.Bu olumsuzluk ve zorlukları birlikte aşmak,sorunlara çare bulmak ve TEMAD\'a destek için bu sitede değil miyiz?DAVAMIZA İNANARAK,EL ELE, GÖNÜL GÖNÜLE, OMUZ OMUZA, TEK YUMRUK OLARAK HEP BİRLİKTE HAREKET ETMEK BAŞARIYA ULAŞMANIN TEMEL İLKELERİDİR.Umutsuzluk,karamsarlık,yılgınlık,korkunun bu davada yeri yoktur.\" DAVAMIZ VAR OLMA DAVASIDIR \" bizleri yok gören ve sayanlara karşı mücadeledir.NE KADAR ACI VE UTANÇ VERİCİDİR Kİ, bu ülkede 1/4\'üne yükselemeyen sadece Assubay\'lardır.İtfaiyeci,Zurnazen,Mahalle ve çarşı bekçisi,zabıta memuru,tarımcı,ziraatçi bu derece ve kademeye yükselirken,Üniforması Kefen olan(Bu söz Sn. Ersen GÜRPINAR\'a aittir)Fedakar vatansever Assubay\'ların kendi Kurumu olan GENELKURMAY TARAFINDAN 9/2 ve 8 NCİ DERECEDEN GÖREVE BAŞLATILMASI 1/4 ÜNE YÜKSELMESİ ENGELLENMEKTEDİR.Açıkçası;Şehit,Gazi, vatansever,Atatürk\'çü Faküte mezunu,yüksek lisans yapmış olabilirsin.Ancak benim gözümde zurnazen,zabıta memuru,çarşı ve mahalle bekçisi kadar değerin yok demektedir,yani adam yerine koymamakta Anayasa\'nın eşitlik ilkesini elinin tersiyle iteleyerek Assubay\'ları,ayrıma tabii tutmakta ve tecrit etmektedir.Bu insanlık dışı kanun nizam tanımamazlığın karşısında sessiz kalmak, umutsuzluğa kapılmak olabilir mi?Şimdi sitemizin sayesinde sesimizi kamuoyuna yetkiilere her zamankinden daha çok duyurabiliyoruz,Basında sürekli olarak bizleri gündemde tutan, savunan Sn.Umur TALU Bey gibi gerçek dostumuz var, daha önceleri sesimizi duyurmaktan aciz kalıyorduk.ŞİMDİ İBRE BİZDEN YANA DÖNMEYE BAŞLADI, RÜZGARIN YÖNÜ DEĞİŞTİ.BİZE DÜŞEN GÖREV YELKENLERİ BİRLİKTE AÇMAK.Umutsuzluk ve karamsarlığı zihnimizden atalım, mücadele azmimizi kırmasın.Aydınlık ve mutlu günler yakın.Selam olsun dava arkadaşlarımza..Saygılar

bu hukuk için yürütülecek kampanyadaki listeye dahil olmak istiyorum

Siz abilerimizin tecrübelerinden faydalanmak ve moral bulmak için girdiğim siteden gene moral bozukluğu ile ayrılıyorum.Dünyada en kötü şey söyleyeceğin haksızlıkları içinde hapsetmek.Bunu iyice anladım.

TSK'da kritik değişiklikTSK, sınav sisteminde önemli bir değişiklik yapıyor...General rütbesine yükselmenin ön koşulu kurmay subaylığa geçiş sistemi değişiyor. TSK'nın yeni projesiyle, başvuru ile girilen Harp Akademileri sınavı kaldırılacak; başarılı tüm üsteğmen ve yüzbaşı rütbesindeki subaylar, sınavsız Harp Akademileri'ne davet edilecek.
TSK, 'Personel Yönetim Sistemi - 2010' projesi kapsamında, önemli bir değişiklik yapacak. Mevcut sistemde, general olabilmek için Kara, Deniz veya Hava Akademileri Komutanlığı'nı bitirmek gerekiyor. Akademiye girebilmek için ise subaylar, zor bir yazılı sınava tabi tutuluyor.

Yeni düzenleme ile Akademi'ye giriş sınavlarının kaldırılması hedefleniyor. Yeni sistemde, sicili iyi kıdemli üsteğmen ile kıdemli yüzbaşı rütbesi arasındaki tüm subaylar Akademi'ye davet edilecek. Davet edilen subaylar, bir yıl eğitime tabi tutulacak. Başarı gösterenler, Akademi'ye devam ederek, kurmay subay olacak ve meslek yaşamlarının ilerleyen sürecinde generalliğin kapısını aralayacak.

TSK'DA FIRSAT EŞİTLİĞİ

General adaylarının daha çok subay arasından seçilmesi, 'Başarı eğrisini' yükseltecek. Yeni sistem, subaylar arasında 'Fırsat eşitliği' de yaratacak. Sınav yerine sicil başarısına göre 'davet' sistemini getirecek olan yeni düzenleme, Genelkurmay kaynaklarınca da doğrulandı. Çalışmaları devam eden taslağın bu yıl içinde tamamlanması ve yeni sistemin 2010 yılında uygulamaya girmesi bekleniyor.

Artık yüzbaşılıktan sonra üst rütbeye terfi için de başarılı sicil gerekecek. Yeni sisteme göre, harp okulundan mezun olan bir teğmen, 15 yıllık mecburi hizmetini tamamlayana kadar 'süre bekleme esasına' dayalı olarak sırasıyla teğmen, üsteğmen ve yüzbaşı rütbelerine yükselecek. Yüzbaşılıktan binbaşılığa terfide bir üst rütbedeki kadroya bakılacak. Bir yüzbaşı, hiç terfi etmediği durumunda 47 - 48 yaşında, emekliye ayrılacak. Yeni sistemle Harbiye'den mezun olan herkesin, 23'üncü yılın sonunda albay rütbesine otomatik olarak yükselmesi son bulacak. Yeni personel rejimiyle TSK daha da gençleştirilerek general ve orgeneral olma yaşları da aşağıya çekilecek.

(Akşam)


TSK, 'Personel Yönetim Sistemi - 2010' projesi assubaylarla ilgili ne gibi konular içeriyor? haberle ilgili geniş bilgisi olan varmı acaba?

Rabbime sordum;
Kemal Bey hastalığının tedavisi için Rabbime sordum. Nerede ameliyat olması daha iyi olur?' diye.
İçime bir his doğdu, ABD'deki Cleveland diye... gösterdi. Rabbime şükürler olsun.
-------------

Sordum Ya Rabbime
Nerede olsun diye?
İçime bir his doğdu
"CLEVELAND" diye.

Sordum Ya Rabbime
MISIR ne iş diye?
İçime bir his doğdu
"VERGİ düşer 4 günlüğüne" diye.

Sordum Ya Rabbime
YUMURTA işi nasıldır diye?
İçime bir his doğdu
"LİKİT olursa daha iyi" diye.

Sordum Ya Rabbime
FATURA nedir diye?
İçime bir his doğdu
"NAYLON olursa daha iyi" diye.

Sordum Ya Rabbime
Başka ne iş diye?
İçime bir his doğdu
"GÜBRE DE iyi iş" diye.

Garip dedi ki Rabbine,
UN AKITANLAR ne mübarek insan diye,
Rabbim de buyurdu,
"SEN GERİ ZEKÂLIYSAN BEN NE YAPAYIM diye.

ASSUBAYLARI KİM SEVER ?


Sevgili arkadaşlarım, assubayları ancak assubaylar ile assubayların yakın aile bireyleri sever. Diğerlerinin hiçbiri assubayları sevmezler. Sevgileri yalandır.Assubaylar bu toplumun en yalnız en mücedeleci insanlarıdır. Onurları ile ayakta durabilmek için aşagıda yazdığım meslek ve kuruluşlarla mücadele ve idare etmek zorundadırlar.Eğer assubaylar bu güne kadar bir takım haklar almışlar ise,bu hakları assubayların kaşı gözü için verilmemiştir.Mecbur kalınmıştır.1961 yılında Amerikada zenciler beyazlarla aynı otobüslere bindirilmemekte idi 2008 ise ABDye zenci başkan seçilmiştir.1961 yılından bu güne assubaylara hiçbir hak verilmemiştir.Hatta 1980 li yıllarda Astsubay Kd.Bçş ile maaş bakımından Kd.Bnb.rütbesi ile aynı maaşı almakta ilen bu gün bu fark teğmene kadar inmiştir.Yani haklarımız geriye gitmiştir.En son assubaylara vurulan darbe 12 Eylül 1980 ihtilalidir.Bölük komutanın isteği ile dahi astsubay sicilen emekli edilmiştir..Aşağıda yazdığım mesleklerden bizleri hiç kimsenin sevmediğidir.

GENERALLER. Assubaylarla,Tğm,Yzb hatta albay rütbesine kadar hizmet arkadaşlığını gerek hizmet, gerekse assubayları basamak olarak kullanan subaylar general olduklarında Tanık oldum bir selam dahi vermezler.Tuğ.ve tümgeneraller, assubayları bilir, fakat tuğlar ve tümler eski alışkanlıklarından dolayı emir assubayı olarak assubayları görevlendirirler.Kor ile Or.lar ise assubayların varlığını unutmaktadırlar.Çünkü astsubay Kor.ve Or.ların görev yaptığı katlara dahi çıkamazlar.Bu nedenle assubayları unuturlar.Tv.lere çıkan emekli or.generallerden bir tanesi assubaylardan bahsediyor mu? Hep kahraman onlar.Tabii ki assubaylar, assubaylara ait savaş alanlarında savaş yaptıklarından belki farkında değiller.Çünkü assubaylar subay savaş alanınan giremediklerinden assubaylar yok onlar için.Gerçi generaller,önce kendilerini sonra kendinden üst generalleri kerhen severler,kurmay olmayan subaylarında onlar için pek fazla assubaylardan da farkı yoktur.

SUBAYLAR: Subayların assubayları sevdiğine inanmıyorum.Ancak münferit olarak bir subay bir assubayı sevebilir.Subayların assubayları sevmediğine dair burada çok örnek verebilirim.Bu sayfalarca alır.İyi zamanda çok yakın dost ve arkadaş kabul ettiğin,inandığın bir subay,eğer sen haklı dahi olsan başka bir subayla mahkemelik ol bakalım anında seni satacaktır.seni unutacaktır.Hatta yukarıda yazdığım gibi bir astsubayı münferit dahi çok sevse,hiç tanımadığı ve haksız olan subayın tarafına anında geçecek,Sana darılacaktır,disiplin, vatan millet,diyecekdir. Burada vatan millet nerede ben bu yaşıma kadar anlayamadım.Burada menfaat vardır. Çünkü Sb.ve Astsubay arasında çok büyük bir kültür ve bilgi farkı yoktur.Kendini yetiştirmiş kültürlü subaylar bu ayırımı kesinlikle kabul etmemektedirler.Kendini yetiştirmiş çok astsubay vardır,bu assubaylarada bu kültürlerinin açığa çıkmaması için kasıtlı olarak basit görevler verilmiştir,tayin edilmişlerdir.70 yıllarda fakültelerde okuyan assubayları tayin edildiğini ve sınav zamanlarında izin verilmediğini,sürüldüğünü bilmekteyim. Subayda İç Hizmet Kanununu veya talimatı aynı şekilde okur ve anlar,astsubay da İç hizmet Kanununu veya talimatını okur ve anlar,askerliğin ilmi yoktur, zaten tüm kavga buradan kopmaktadır.Kültür farksızlığından.Bir doktor bir sağlık memuru ile neden uğraşmamaktadır.Çünkü doktor ile sağlık memuru arasında tıp açısından bilgi farkı vardır.Doktorda,sağlık memuru da bir bilgi farkını kabul ve saygı duyar.

YEDEK SUBAYLAR. Subayların etkisinde kalan ve assubaylarla konuşması oturması kalkması eğlenmesi subaylar tarafından önce yd sb okulunda eğitilen, daha sonra kıtalarda kontrol ve tayin edilen, arasıra sen subaysın assubaylarla oturma kalkma diye ikaz ve tehdit edilen yd.subayların bu nedenle psikolojik olarak assubayları pek sevdiğine inanmamaktayım.Zaten ilk zamanlar korkudan assubaylarla konuşamamaktadırlar.Daha sonra gerçekleri anladıklarında bunları assubaylarada anlatmaktadırlar.(Çok yakını olan babası ve ağabeyi kardeşi astsubay olanlar hariç)

UZMANLAR: Uzmanlar için fazla bir şey yazmıyorum.Fakar assubayları sevdiklerinede inanmıyorum.Uzman çavuşların en büyük hedefleri astsubay olmaktır.Assubay olmaları için önce subaylara ihtiyaçları olduğundan assubayları anında bozuk para gibi harcarlar.Görev esnasında yüzünüze gülebilirler,yağcılık yapabilirler fakat anında da saf değiştirebilirler.Dikkatli olunması gerekir.Uzm.çavuşlarda assubayları sevmezler.

ER VE ERBAŞLAR: Siz bakmayın görev de iken erlerin sizi sevdiğine,Terhis olduktan sonra veya izinde iken siz onları bir dinleyin,Çoğu general postası veya albay postası dır,şöförüdür,assubaylara karşı gelmiştir,posta koymuştur.Onların görevi assubaylardan önemlidir.Konuşurken iki pırpırlı vardı koydum postamı önüne bakarak gitti diye başlar.Subayın sağ koludur,sırdaşıdır.Tabii bu yazdığım belki abartılı olabilir fakat zihinlerimizi biraz zorlarsak bu husuta bir anımız muhakkak vardır.Bana karşı gelen bir er olmadı ama gençken memleketim de yukarıda yazdığım er hikayelerini çok dinledim.Bu nedenlede er ve erbaşların assubayları sevdiğine hiç inanmıyorum.

VATANDAŞ: Halkımızın çoğu askerliğini erbaş ve er olarak,bir kısmıda yd.sb.olarak yapması nedeniyle yukarıda yazdığım nedenlerden dolayı assubayları sevdiğine inanmıyorum.









KÖŞE YAZARLARI: Sevmeyenlerin başında Fatih Altaylı gelmektedir.Nedendir bilinmez herhangi bir olayda hep assubayları örnek vermektedir.Kendisi Galatasaray mezunu bir yüksek aileye mensup aristokrat olduğundan ! herhalde bir takıntısı vardır.Çetin Altan sevmez.Çünkü bir yazısını okudum.Fakat son yıllarda assubayları
destekleyen köşe yazarları tabii ki çıktı Nail GÜRELİ, Umur TALU,Emre AKÖZ,V.S gibi.Tabii ki bunların bir kısmının babaları astsubay,olsun o da yeter.Biz babaları astsubay olup en fazla kötülüğü,gıcıklığı assubayları
yapan subayları da biliyoruz.Bunlar bayağı fazladır.Assubayları destekleyen köşe yazarlarına ve yazarlara binlerce teşekkürler.

Ben bir assubayı bu güne kadar Mecliste hiç görmedim.Yalnız iki yıl assubaylık yapan bir ve istifa eden bir milletvekili hatırlıyorum.Zaten onada assubay denmez.Hatta adını bir nedenle duyuran geçmişte emekli assubaylar var bunlardan biri Ankaranın ünlü emlakcısı Salim Taşcı.Bu ağabeyimizin meslekte iken yaptığı Alicengizlikleri,şehir efsanesi gibi 35 yıl önce anlatılırdı. Emekli Jandarma Lv.assubayı ağabeyimiz,daha sonra kendini çürüğe çıkartırıp emekli olmuştur.Yazdığı kendi iki kitapdaki biyoğrafisinde astsubay olduğunu dahi yazmamıştır.Yine internet sitesini incelerseniz assubayın adı dahi geçmez.Kendisi 1962 yılında mesleğe gazeteci olarak mesleğe başlayan bir cengaverdir. Yine emekli bir deniz assubayı var ikide bir tv.ye çıkar Namık EKİN vardır dikkat edin kendini tanıtırken emekli S.A.T deniz komandosu der,assubay olduğunu söylemez. Emekli S.A.T denizaltı komando olarak dinleyenler subay zannetsin diye, herhalde assubaylığından utanıyor.Bilemiyorum. Çünkü emekli olmak erlikten olmayacağına göre ya subaydır ya da astsubay.Assubay olduğunu söylemediğine göre,kendinin subay zannedilmesi geriye kalmıştır.Fakat öğünülecek assubaylarımızda var.İşte yazar ve senarist İsmail DORUK, Hatta emekli olduktan sonra Prof.olanlar,kariyer yapanlar, Örnek 20 yıl üç ay Assubaylık yaptıktan sonra emekli olan ve daha sonra profösör olan, Prof.Dr. İrfan Ünver NASRATTINOĞLU,doktora yapanlar,avukatlar,milli hakemler,Milli Takımlar eski Teknik Direktörü Fethi DEMİRCAN, Talat TOKAT ve.Daha burada adını yazamadığım bir çok başarılı assubaylar var.Bu şerefliler ve başarılılar bize yeter.Yukarıda yazdıklarım belki abartılı olabilir assubayları seven general ve subaylarda mevcuttur,fakat bunlar inanın çok az ve yetersiz.Bu gün TBMM eski Başkanı ile Şu anki YÖK Başkanınında babası astsubay fakat neye yarar.Assubayları seven tüm meslek gurubundaki kişilere çok teşekkür ederim.

Yinede yukarıda yazdığım bir çok önemli olumsuzluklar çercevesinde assubaylar onurları ile ayakta kalmayı başardılar.Çevrelerini saran bu sevgisizlik çemberini belki kıramadılar ama sıkışmadılar,ezilmediler en azından ölmeden meslekte iken ve emekli iken hayat mücadelesini vermekteler.Ben Genel Kurmay Başkanımıza inanıyorum ve güveniyorum.Assubaylar ile ilgili tesbit ettiği sorunları Kara Kuvvetleri Komutanı iken açıkladı ve okudum,hayret ettim.Bu kadar bilgiye sahip bir general olmasınada hayret ettim. Astsubay açılımı bir başlangıçtır,devamı edecektir.Umuyorum seviniyorum.

Meslekte olan astsubay arkadaşlarımıza ise şu görevler düşmektedir.İspiyonculuk,yalakalık eden kişiliksiz assubayları enterne edin,yalnız bırakın.En azından emekli subaylara sahip çıktığınız kadar emekli assubaylarada sahip çıkın.Biz daha fazlası ile yapardık. Şunu aklım almıyor bir subay assubay ile arkadaşlık yapmaktan çekinerek onunla gezmeyi görüşmeyi belki korku belki de vatan millet için yapmamaktadır.Peki çarşıda arkadaşlık yaptığın kasap,kuyumcu,müteahhit,market sahibi askerliğini er olarak yaptı.Bunlarla nasıl arkadaşlık yapıyorsun.Benimle konuşmak arkadaşlık yapmak bu kadar mı ülkeye zarar veriyor.Bu zihniyet çarpık bir zihniyettir.Bu zihniyetin önce yasal olarak değişmesi lazım.Kanunların değişmesi lazım,bize şefaat değil yasal düzenlemeler lazım.Bunlar öncelikle ekonomik olması lazım. Askerliği yd.Sb olarak yapan,dükkanı tahtakalede bulunan bir arkadaşın bana anlattığı bir olayı size anlatacağım.Bir gün dükkana koltuğunun altında terazi ile biri girdi ve tartalım mı diye bana sordu diyor.Bir baktım beraber çalıştığımız Necati astsubay,emekli olmuş,dükkan dükkan dolaşıp insan tartıyor.Hayret ettim çok başarılı idi ve kişilikli idi bir assubayın kantarla insan tartmasına hayret ettiğini her zaman anlatmıştır.Subayların maaşları ve emekli maaşları assubaylardan üçe katlanarak bu önlenmiştir. assubaylarda emekli olan assubayların terazi ile insanları tartmasını istemiyoruz.Emekli olunca assubayın maaşı %70 düşmekte,subayın maaşı %0 düşmektedir.Daha yazılacak çok şey var, yazılar değil, kitaplar dolar.Burası Türkiye demek istemiyorum.

ibrahim 09 Mart 2009 21:08
Assubay'larla ilgili densizlikte bulunan şovmen M.Ali ERBİL'in fox TV deki çarkıfelek program hostesi manken,oyuncu Tuba ÜNSAL meslektaşımızın kızıdır.kendisini ancak asker kızı olarak ifade edebilmektedir.saygılarımla



saygıdeğer ibrahim komutanım / abim / arkadaşım / kardeşim

söz ettiğiniz olaydaki ayıbın assubay camiasına ait olmadığı aşikardır, o bahsettiğiniz şahsın hatasıdır, ayıbıdır..
saygılarımla

internette gezinirken bu site gözüme çarptı ve bende bugün kayıt oldum.Ankaradan herkese sevgi ve saygılarımı iletiyorum.iyi akşamlar.

Assubay'larla ilgili densizlikte bulunan şovmen M.Ali ERBİL'in fox TV deki çarkıfelek program hostesi manken,oyuncu Tuba ÜNSAL meslektaşımızın kızıdır.kendisini ancak asker kızı olarak ifade edebilmektedir.saygılarımla

Değerli Meslektaşlarım bugün bir arkadaşımın uyarısı üzerine yaptığım incelemede 14-11-2007 yılında değişikliğe uğrayan 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununa göre bu tarihe kadar arsa tapusu üzerinden kat irtifakı tapusu alarak daire sahibi olanların Kasım 2009 yılına kadar sahip oldukları bu tapuları apartmanda oturanların hepsinin katılımıyla birlikte tapularını Kat Mülkiyeti Tapusuna çevirmeleri gerekmektedir!...Bu konuda gecikenlerin 1.ooo TL ceza ödeyeceği ayrıca belirtilmektedir!...Bu konuda geniş bilgi Tapu dairelerinin Kadastro bölümü ile Tapu dairelerine yakın Özel Emlak bürolarında mevcuttur!..Tüm arkadaşlarımın herhangi bir cezalı işleme tabi olmamaları için konuya hassasiyet göstermelerini tavsiye ederken...saygılar sunuyorum....

İstanbul Menkul Kıymetler Borsası'nın adeta lokomotifi konumundaki, Türkiye'nin en büyük ve en eski halka açık kuruluşlarından Erdemir'de son zamanlarda bir şeyler oluyor.
OYAK Holding tarafından özelleştirme ihalesiyle ağırlıklı kamu hissesi 4 milyar dolara satın alınan Erdemir şimdilerde "zarar" yazıyor.
"Ne var bunda canım? Dünyada ve memlekette ekonomik kriz var! Tüm şirketler zararda, yada kapanıyor, kim kâr ediyor ki?" diyebilirsiniz. Ancak devenin ayağı hiç de öyle değil!
Korhaber'de yer alan haberde de görebileceğiniz gibi, Ereğli'de, Erdemir'de, İsdemir'de, İskenderun'da "bir şeyler" oluyor.
Geçen yılın 9 aylık döneminde önemli tutarda kâr açıklayan Erdemir, son üç aylık dönemde, yani Ekim-Aralık devresinde önemli tutarda zarar açıkladı.
Bu da makul olabilir. Küresel krizin siddeti yılın sonlarında arttı, otomobil fabrikaları, beyaz eşya fabrikaları üretimlerine ara verdi vb. gerekçeler üretilebilir.
Ancak "gerekçe" ayrı şeydir, "gerçek" ayrı şeydir. Mazeretler, sebepler, nedenler, istendiği anda her konuda bulunur.
Fakat Erdemir gerçeğinin bir başka boyutu var.
Erdemir bir süre önce internet üzerinden mamullerini satmak için, ihaleleri açık-şeffaf hale getirmek için bir sistem kurdu. Bu sayede hemen tüm alıcılar, sanayiler, tüccarlar, ihaleye çıkartılan mamulleri, taban fiyatı, ne kadar ton ürünün ihaleye çıkartıldığı görüyordu. Erdemir kendi portföyündeki alıcılarına, müşterilerine ihale duyurularını e-posta ile iletiyor, tekliflerini de alıyordu. Tabi şeffaf ihalede her şey şeffaf olduğu için ihtiyacı olan en yüksek fiyatı veriyordu. Sadece spekülasyon için teklif atanlar ise devre dışı kalıyordu. Bu işten hem Erdemir, hem de gerçek sanayici, karaborsacı-stokçu olmayan gerçek saç tüccarı kazanıyordu.
Bu sistemde açılış fiyatı duyuruluyor, örneğin 500 dolar. Teklif atanlar birbirlerini ve birbirlerinin isimlerini görmüyor. Erdemir herkese bir kod-şifre vermiş. Dolayısıyla sitem son derece güzel işliyor, açılış fiyatının üzerinde herkes teklifini veriyor, en iyi fiyatı veren malı alıyor.
Ne olduysa son aylarda şeffaf ihale sistemi, internet üzerinden herkese açık, dümensiz-dolapsız ihale sistemi askıya alındı. Ya da küçük tonajlardaki, kıyıda-köşede kalmış mamuller için "dostlar alış verişte görsün" misali tek tük ihaleler yapıldı, yapılıyor.
Asıl büyük tonajlı, ihtiyaç dahilindeki mamuller ise kimi zaman el altından, kimi zaman doğrudan çağrı yöntemiyle 3-4 firmaya verilmeye başlandı. Bunlar başta Kayserili KMC olmak üzere, Yücel Boru, Keleşsan, Kemal Kösey gibi şirketler. Kayseri Metal Center (KMC) en büyük saç tüccarı oldu. Son yıllarda aldı başını gidiyor. Büyüdükçe büyüyor. Erdemir'in mamullerini toptan, stoktan alıp-satarak neredeyse Erdemir'e rakip oluyor. Yücel Boru haydi diyelim ki aynı zamanda sanayici ama onlar da Erdemir'in stoklarından ucuz fiyatla mamulleri alıyor, sonra da diğer ihtiyaç sahibi sanayicilere ton başına daha yüksek fiyatlarla satıyor. İhtiyacı olan da mecburen bu fiyatı ödüyor. Kemal Kösey, Keleşsan da öyle. Saç ticareti ile Erdemir'den aldıkları ucuz fiyatlı mamulleri, yüksek fiyattan satarak katmerli kazanç elde ediyor.
Burada kaybeden kim? Öncelikle stoktaki malını el altından, ihalesiz ve ucuza bu 3-4 firmaya satan Erdemir! Zaren diğer alıcılar Erdemir'e gidip mal sorduklarında da Erdemir'in yanıtı "Elimizde mal yok, ama şu, şu firmalarda var, gidin oradan alın!" oluyor. Yani Erdemir kendi mamullerinin satışı için, diğer alıcılara bir de adres gösteriyor.
Ayrıca diğer alıcılardan ağır koşullar, banka teminat mektupları, taahhütnameler, teminatlar istenirken, rivayet o ki bu 3-4 firma mamulleri peşin parasız, banka teminatsız, ya sadece çekle, ya sadece sözle hem de bayağı iyi vadelerle alıyor, stokluyor.
Şimdi sizin aklınıza bu işte bir "iyilik" olduğu gelmez mi?
Erdemir zarar yazıyor. Bu mamullere ihtiyacı olan gerçek sanayici zarar yazıyor, ya da fahiş fiyatla bu 3-4 firmadan mal alıyor. Veya fabrikasını kapatmak, işçisini işten atmak zorunda kalıyor.
OYAK Holding'in başında Yönetim Kurulu Başkanı Şerif Coşkun Ulusoy. Ta yıllar öncesinden, ABD'den rahmetli özal çağırıp, Ziraat Bankası'nın başına geçirdiğinden beri tanırım. Hem de iyi tanışırız. Güzel sohbetlerimiz olmuştur. Türkiye'yi, ülkesini, insanlarını seven, IMF'den, Dünya Bankası'ndan fazla hazzetmeyen, hatta IMF memurunu "Ben, koskoca asırlık Ziraat Bankası'nda genel müdürüm, sen IMF'de masa şefisin, muhatabın ben değilim, sen ancak benim müdür yardımcımla, ya da daire başkanımla muhatap olabilirsin" deyip, makamından gönderen bir insandır! IMF masa şeflerinin Türkiye'ye gelip, bakanları, başbakanları, Hazine müsteşarlarını, Merkez Bankası başkanlarını "sigaya" çekmesine üzülen, içten içe kızan-köpüren bir kişiliktir.
Kendisi subay babasını küçük yaşta yitirip, yetim büyüdüğü için, yetim çocuklarının okulu Darüşşafaka'da "parasız yatılı" okuduğu için, "yetim hakkı gözeten, yetim hakkının üzerine titreyen" birisidir.
Şimdi Şerif Coşkun Bey'in başında bulunduğu OYAK, Erdemir'i aldı. Coşkun Bey, Erdemir'i bu ulusal sanayinin dev şirketini ecnebilere kaptırmamak için OYAK'ın bankasını sattı, paraları Erdemir'e akıttı. 4 Milyar dolar saydı Erdemir'e.
Erdemir'in başına da 25 yıllık Erdemirci, Oğuz Özgen'i atadı. Diğer yöneticileri de değiştirdi.
Ama şimdi, işte şimdi sizlere anlattığım şu işlere bakın! Erdemir'in malları el altından ucuza 3-4 firmaya gidiyor, gerçek ihtiyacı olanlar bu şirketlerden Erdemir mamulu almak için fark, zam, avanta, lavanta ne derseniz ödemek zorunda kalıyor. 3-4 firma kazanıyor, dolarları istifliyor, Erdemir'in kârları eriyor. Erdemir'i OYAK aldı ama, çoğunluk hissesini. Yoksa Erdemir'in milyonlarca gariban veya zengin veya geleceğini Erdemir hisselerine bağlamış küçük, büyük ortağı da var. Erdemir zarar edince bunlar da ediyor. Temettüler gidiyor. Hele bu "el altı satış" sistemi ile Coşkun Bey'in çok hassas olduğu "yetim hakkı" birilerinin cebine giriyor. Yetimler ağlıyor, işçiler ağlıyor, gerçek sanayici - tüccar ağlıyor, hatta bir Ereğli ilçesi tümüyle ağlıyor. Ama 3-4 kişi, Erdemir'de bir kaç yönetici ya da daha fazlası gülüyor. Hem de kahkahalarla gülüyor. Zenginleşiyor, keyifleniyor, cipleniyor, BMW'leniyor.
Bunları herkes görüyor, biliyor, bir Ereğli bunu konuşuyor. Memleket açlıktan, işsizlikten, krizden inlerken, Erdemir üzerinden birileri Milyon dolarları paylaşıyor.
Ben buradan Şerif Coşkun Ulusoy'a diyorum ki, "tebdili kıyafet" yapıp bir Ereğli'ye gidin. İki üç vatandaşı, 3-5 işçiyi, 5-10 kamyoncuyu, bir kaç fabrikacıyı, dinleyin.
Bir de Kahverengi Kahve'ye gidin, iki çay içip etrafta konuşulanları, "Erdemir benden sorulu" diyenleri çaktırmadan izleyin, dinleyin. Ereğli'de, Erdemir'de neler oluyor, gözünüzle görün, kulağınızla dinleyin.
Ha, unutmadan bir de son zamanlarda Ereğli yollarında gezen iki tane "ultra süper lüks BMW'ler kimin?" diye sorun, öğrenin!
Sonra da milyonlarca küçük hissedarınıza, emekli maaşını Erdemir hissesine yatıran yatırımcılarınıza, ağlaşan yetim çocuklarınıza her şeyi anlatın, olan-biteni gerçekleri söyleyin!

DÜNYANIN BAŞKANI ABD

Dünyanın baş haydudu ABD'nin başkanı bir ay sonra Türkiye'ye geleceğim demiş.Bay başkan"geleceğim hazırlıklı"olun demiş.Bu kişi Türkiye'ye davet edilmiş midir?Hayır.Gelebilmek için randevu istemiş midir.Hayır.
Ama" ben sizin ülkenize geliyorum"diyebiliyor.Uluslararası ziyaretler böyle mi oluyor?Hayır.Peki o zaman bu neyin nesidir?Ana ülkeler sömürgelerine böyle davranırdı benim bildiğim.
Bizim yerliler ne yapıyorlar acaba?Veli nimetlerine karşı nasıl bir pozisyon alacaklar?
Bu haydut ülke daha Türkiye'nin bağımsızlığını bir yasa ile tanımış değildir.Lozan Antlaşmasına en sert tepkiyi veren ülkelerden birisidir.
Ülkemizde bir ABD askeri bir suçundan dolayı yargılanamamaktadır.Bunlar benim aklıma gelince uykularım kaçıyor.Onurlu assubay da böyle olmalı değil mi?

Bayram ÇAKIR
E.J.Asb.

HİÇ KİMSE DERECE DÜŞMEYECEK

Astsubayların sosyal ve eknomik yönden mağdur oldukları tüm siyasi partiler tarafından TBMM gündeminde bile açıkça ifade edilmektedir.

Bu em. Astsubayların başarısıdır. Sayıları azıcık da olsa hak mücadelesiden bihaber bazı arkadaşlarımız maalesef derece düşme korkusundalar.

Bu meslektaşlarımız hiç merak etmesin ve rahat uyusunlar, derece düşmeyecekler.

KADINLAR GÜNÜ

8 Mart Dünya kadınlar günü; dünyada olduğu gibi bizde de etkinliklerle kutlandı ;
Bu günü en çok bizlerin çilekeş kadınlarımız hak ediyorlar.
Televizyonda bu gün nedeniyle yapılan etkinlikleri daha doğrusu provake edilen
Etkinlikleri seyrettik
Türkiye bir mozayikler ülkesi ,ortak paydamız TÜRK kimliğimizin oluşu
Çanakkale\'de Sakarya\'da Dumlupınar\'da emperyalisteler karşı birlikte savaşıp,
Bağımsızlığımızı ve Cumhuriyetimizi kazandık
Emperyalistlerin oyunları devam ediyor, bizi etknik kökenimizle bölmeye çalışıyorlar
Ne kadar acıdır ki ruhunu satanlar ,PKK terör örgütü ile yıllardır kürt halkına ve bizlere
Çileler ölümler acılar yaşatıyor; Kardeşin kardeşe düşmanlığını istiyorlar.
Yurdumuzda iş,eş,aş,ikamet,okul v.b. hiçbir kısıtlaması olmayanlardan teröre destek
verenlerin olması bu yaranın daha da kanamasına neden olmaktadırlar.
Güneydoğuda işsizlik kalkınma sorunu var Batı\'da yokmu?
Lütfen sağduyu ile davranalım oyunlara gelmiyelim.
Bir avuç provakatör kadınlar gününde seslerini duyurma gayretinde
Peki bizler neden meydanlarda yokuz ?
Yasal temsilcimiz TEMAD\'ın Kadın kolları nerede?
Kadınlar günü yürüyüş kortejinde neden TEMAD pankartı yok ?
Bizlerle ayni acıları,sıkıntıları yaşayan kadınlarımız neden kadınlar gününde haksızlıklar protesto eden
Bir siyah çelengi Atatürk anıtına koymazlar ?
Bizler kadın kolları üyelerini ve kadımlarımızı orduevlerinin balo salonlarında,gezilerde olduğu kadar
Eylemlerde yanımızda olmasını istiyoruz.Bunu sağlamak koordine etmekte TEMAD\'ın görevidir.

SIKINTI ÜSTÜNE SIKINTI.Malüm dosya Başbakanlık'ta tozlandı,1/4ü ve 9/2 si ve Lise Mezunu Assubay'ların Yüksek Meslek Okulu mezunu sayılmaları Yüksek Lisans yapanların durumu ortada dururken bu sıkıntılar yetmiyormuş gibi birde kendi içimizdekilerle uğraşıyoruz.Sitemizin düzenlediği Faks E Mail ve çaressizlikten çık kampanyalarına destek vermedikleri gibi sürekli bu site yasal değil siz para toplayamazsınız hukuki değil diye saldırıyorlar bu saldırılara Temad'da sitesinde müsaade ediyor.Sanki adamlar Cumhuriyet savcısı,KAMU ADINA GÖREV YAPIYORLAR.Sizler nasıl assubay'sınız? Camianıza zarar veriyorsunuz meslektaşlarınızı sırtından vuruyosunuz.Birlik ve beraberliğimizi ortadan kaldırmaya bizleri bölmeye çalışıyorsunuz.Kime hizmet ediyorsunuz amacınız nedir?Daha sonrada siteden üyeliğim kaldırıldı ben 25 yıllık assubay'ım diyerek yazıyorsunuz,bu sitedeki bir avuç assubay sevdalısının mücdelesi için karanlığa kurşun sıkıyorsunuz diyorsun.Bir karanlık var o doğru sizlerde o karanlığın eserisiniz.O karanlık güçler sizi maşa olarak kullanıyor.Mücadele veren meslektaşarınızın ayağına kurşun sıkıyorsunuz ne büyük insanlık ayıbı.Bu utancı nasıl taşıyacaksınız?

VATANI UGRUNA CANINI FEDA EDEN,SEHIT DUSEN,GAZI OLAN,CANLA BASLA GOREVINI YERINE GETIREN MUVAZZAF/ EMEKLI ASSUBAYLARIN HAKLARI-NI VERMEMEKTE DIRENEN ASKERI/SIYASI YETKILILER
BIZLERIN AHINI ALIYORSUNUZ.
HATIRLATMAK ISTEDIM.

sayın içer çok doğru bir tespit yapmış, hepimiz hatırlarız biz assubayların hakları, alacakları, kazanacağı bir takım şeyler ne zaman gündeme gelse mutlaka bir şeyler çıkar, hani 2001 krizi gelmeden önce subaylara verilen temsil/görev tazminatlarının ardından hemen Kd.Bçvş. lara da görev tazminatları gündemdeydi ya ne hikmetse ekonomik krize denk geldi. tesadüf bu seferki haklarımızda hem ekonomik krizin göbeğinde hemde yerel seçimlerin gölgesinde duruyor!!!

bu siteden bana mesaj gelmiyor
sizlere geliyor mu gelmiyorsa neden gelmiyor

SAYIN SİTE YÖNETİMİ!

08 Mart günü akşam üzeri burada "Takkeli General"başlıklı bir yazı yazmıştım.Yazı burada yayınlanmadı.Gerekçesi nedir?Kimin zülfüyarine dokunuyor ki bu yazıyı tırpanladınız?Sayın site yönetimi,güzel umutlara köstek olmayın.Bu nasıl bir demokratik tavır.Arkadaş bu benim bileceğim iştir derseniz o ayrı.O yazıyı yayınlayın, bir tepki gelir de bilimsel,namuslu ve ikna edici cevap veremezsem bu sitede bir daha olmayacağım.Olmaz ki,bu kadar da olmaz ki.Yazıyı yayınlamanızı bekliyorum.

Bayram ÇAKIR
E.J.Asb.

Malüm dosya Başbakanlık'ta tozlandı.Müsteşar bey ne hikmetse Başbakana bir türlü arz edemedi.Eski meslektaşımız olduğu için çokta ümitlenmiştik sayın müsteşardan.Mesele Assubay'la ilgili olunca mutlaka bir aksaklık bir olumsuzluk meydana geliyor.Şimdi yerel seçim telaşesi daha sonra kutlama tebrikler iadeyi ziyaretler derken meclis tatile girer umutlarımız başka bahara kalır.Assubayların mağduriyeti devam eder gider.Saygılarımla

Değerli Meslektaşlar
Hepinizin kandili mübaerek olsun.
Form kısmında "KİŞİSEL BİR YARDIM İSTEĞİ" başlığı altında sizlerin bir konuda yardımınızı istiyorum. İlgilenirseniz çok memnun olurum. Teşekkürler

KADINLARIMIZ

Toprak öyle bitip tükenmez, dağlar öyle uzakta,
sanki gidenler hiçbir zaman
hiçbir menzile erişemeyecekti.
Kağnılar yürüyordu yekpare meşaleden tekerlekleriyle
Ve onlar
ayın altında dönen ilk tekerlekti.
Ayın altında öküzler
başka ve çok küçük bir dünyadan gelmişler gibi
ufacık kısacıktılar
ve pırıltılar vardı hasta kırık boynuzlarında
ve ayakları altından akan
toprak,
toprak,
ve topraktı.
Gece aydınlık ve sıcak
ve kağnılarda tahta yataklarında
oyu mavi humbaralar çırılçıplaktı.
Ve kadınlar
birbirlerinden gizleyerek
bakıyorlardı ayın altında
geçmiş kafilelerden kalan öküz ve tekerlek ölülerine.
Ve kadınlar
bizim kadınlarımız:
korkunç ve mübarek elleri
ince, küçük çeneleri, kocaman gözleriyle
anamız, avradımız, yarimiz
ve sanki hiç yaşanmamış gibi ölen
ve soframızdaki yeri
öküzümüzden sonra gelen
ve dağlara kaçırıp uğrunda hapis yattığımız
ve ekinde, tütünde, odunda ve pazardaki
ve kara sabana koşulan ve ağıllarda
ışıltısında yere saplı bıçakların
oynak, ağır kalçaları ve zilleriyle bizim olan
kadınlar,
bizim kadınlarımız
şimdi ayın altında
kağnıların ve hartuçların peşinde
harman yerine kehriban başlı sap çeker gibi
aynı yürek ferahlığı,
aynı yorgun alışkanlık içindeydiler.
Ve onbeşlik şaraplenin çeliğinde
ince boyunlu çocuklar uyuyordu.
Ve ayın altında kağnılar
yürüyordu Akşehir üzerinden Afyon`a doğru.

NAZIM HİKMET


Hayat, çekilebilirse hala biraz da onların elleri değdiği için değil mi?

Dünya Emekçi Kadınlar Günü Kutlu olsun.