Cengiz Bey kardeşim
Klavye başında ahkam kesenlerden biri de benim ; Buna da hakkım olduğuna inanıyorum çünki bu yapıcı eleştirilerimize tahammülü olanlar TEMAD adını telaffuz etmeden bizler bu çatı altında mücadele veriyorduk. Hangi sivil toplum kuruluşunda olursanız olun hesap sorma bilgi edinme hakkınız vardır çünki bu ülkede demokratik kurallar var Arkadaşlarımın eleştirilerinin büyük bölümüne katıldığımı bildirmekle birlikte kişisel olarak kendi eleştirilerimin arkasındayım bana hangi eleştirimin TEMAD tüzel kişiliğine zarar verdiğini yönetimdeki arkadaşlara hakaret ettiğini söylermisiniz? TEMAD'ı eleştirenlere "Birşey yapmadığımızı nereden biliyorsunuz sorunuzun yanıtını kendiniz vermeliydiniz çünki bugüne kadar birtek başarınızı veya bu konuda gayret edip bizimle paylaştığınızı belirtmediniz, elbet hergün yeni bir müjde yeni bir başarı beklemiyoruz mücadelede başarı kadar başarısızlıkta var bunu paylaşacaksınız önerilere eleştirilere açık olmak mecburiyetindesiniz bu siteye Yunan assubaylarının sitesi değil TEMAD yönetimine ve mücadelesine düşman bir sitede değil ama nedense sadece siz siteye giriyorsunuz onu da savunmak amaçlı yapıyorsunuz . Sizin göreviniz mazeret üretmek değildir, Keşke eleştirilerimizin haklılığını, dikkate alındığını belirten birkaç yazı yazabilseydiniz üyelerin güvenini kazanırdınız Bugünki sitede neredeyse tüm yönetim kurulu üyelerinin suçluların savunması telaşı ile yazılan yazıların yerine bizleri temsil ettiğinizin bilinçinde olduğunu yapıcı eleştiri ve önerilerimizin dikkate alındığını ve proğramınızda hangi konular üzerinde yoğunlaştığınızı özet olarak bizimle paylaşsaydınız herhalde bu konular devlet sırrı değil; Örneğin ben yapılan görüşmelerde başlangıç dereclerimden taviz verilip verilmediğin bilmemin hakkım olduğunu düşünüyorum Yatmıyoruz çalışıyoruz demekle inandırıcı olamazsınız. Sizin başarınıza sanal Recai Erdinçler, Mahmut Erdemler Bekir Ergüller değil biz üyeler karar vereceğiz

Değerli Arkadaşlarım,

Hepinizin bildiği gibi dün basın ve yayın kuruluşlarında TSK'da Uzman olarak görev yapan arkadaşlarımız ile ilgili olarak Genelkurmay Başkanlığının yapmayı planladığı kanun değişiklikleri ile ilgili olarak haberler yayınlandı.

Bunun arkasından ise sitemizde muvazzaf ve emekli olan meslektaşlarımızın maaşlarında yapılacak iyileştirmeler ile ilgili olarak yine Genelkurmay Başkanlığının hazırlamış olduğu Kanun teklifi ve Kanun Hükmünde Kararnameler ile ilgili haberler ve yorumlar yayınlandı.

Genelkurmay Başkanlığının uygulamaya koymaya çalıştığı teklifleri ise Hükümet kendi uygun gördüğü bir zamanda gündemine almaya karar verdi.

Ben kusura bakmayın burada TEMAD'ın sadece hazırladığı dosya ile bu olayların gerçekleşmek üzere olduğuna inanmıyorum. Bu tamamen Genelkurmay Başkanlığının insiyatifi ile gerçekleşecek bir olay olup, şu andaki TEMAD yönetimi sadece bu olaydan faydalanarak günü kurtarmaya çalışmaktadır.

Bu olayları eleştiren arkadaşlarımıza ise halen yönetimde yer alan ve bugüne kadar verilecek cevabı bulunmayan bazı arkadaşlarımız tarafından, kendilerine hiç yakışmayan bir uslüp ile hedef gözetmeden saldırılmakta, ve üyeliklerinin sona erdirilmesi şube yönetimlerinden istemektedir.

Bildiğiniz gibi emekliassubaylar.org sitesi üyelik koşullarına uymak şartı ile tüm kullanılacılara açıktır. Şu anda gücün ellerinde olduğunu düşünen ve mevcut TEMAD yönetiminde yer alan arkadaşlarımız bu çağrıyı yapma hakkını kendilerinde görmektedirler. Ben şunu merak ediyorum, kendi sitelerinde icraatlarını savunamayan arkadaşlarımız acaba neden bu sitede yazmayı arzu ediyorlar. Kendi siteleri ile seslerini duyuramadıkları, bu sitede yazarlar ise daha çok seslerini duyurabileceklerini ve kendilerini anlatabileceklerini mi düşünüyorlar.

Eğer maksat bu ise kendilerine tamamen katılıyorum. Bu siteyi özgürce kullanabilecekleri konusunda hiç bir itirazım yok. Ancak özgürlük derken tabi bunu başkalarını tehdit etme hakları olduğu olarak değerlendirmiyorum.

Bir yandan da kendi kendime şu soruyu sormadan edemiyorum. Bu tür girişimlerde bulunan ve başkalarının üyelikten atılmalarını isteyen bu arkadaşlarımız için bu site üyelerinden birileri de kendilerinin bu siteden üyeliklerinin sonlandırılması için site yönetimden istekte bulunursa ne olacak? Eski bir atasözümüzü kendilerine hatırlatmak istiyorum. "Keser döner sap döner, gün gelir hesap döner"

Değerli Arkadaşlarım,

Ortada paylaşılacak bir pasta olmayıp, bu işe gerçekten gönül veren ve bu sitede yorumda bulunan arkadaşlarımıza saldırıda bulunmaya hiç kimsenin hakkı yoktur.

Halen Ankara-Eryaman'da oturan Genel Merkez delegesi olarak Etimesgut-Eryaman'da örgütlenme konusunda adı geçen kişinin hangi sıfatla bir oluşum içersinde olduğunu, halen yönetimde olan arkadaşımızın mevcut yönetime alternatif olabilecek bir oluşuma nasıl sıcak baktığını ve bunu bir yönetim başarısı gibi göstermeye çalıştığını anlamış değilim. Bu konuda ayrıntılı bilgi bu forumda paylaşılırsa bende kendi bölgemdeki bu "OLUŞUM"dan bilgi sahibi sahibi olurum.

Saygılarımla

Değerli Arkadaşlarım,

Hiç bir şey çözümsüz olmadığı gibi, alternatifsiz de değildir. Yeni oluşum çok büyük yara aldığını süreci izleyen arkadaşlarımız yakından biliyorlar. Geçmişin bir analizini yapmak istemiyorum. Ancak, yeni oluşumun üyeleri önce hatanın neresinde ve ne kadar bir payı olduğunu vicdani kanaatlerine göre en azından kendi kendilerinin bir muhasebesini yapmalılar diye düşünüyorum.

Bu nedenle fotoğrafı görmeden oluşacak bir yönetime bir destek vermeyeceğimiz gibi yeni yapılanmanın, TEMAD Genel Kurul sonucu aceleyle sahibinin sesi sitesinde mesnetsiz ve haksız yere ihanet suçlaması yapan, yeni oluşumu ikiye bölen asıl oyun bozucuların dışında yapılamasını ümit ediyoruz.

Diğer bir konu olağan üstü genel kurula gidildiğinde genel kurulu hazırlamak ve tüzüğe göre yapmak bu günkü yönetime ait olacağından, bazı derneklerde yaşandığı gibi,5/1 delege müracaatı yazılı olsa da sayı yeterli değil veya ulaşmadı gibi bir tür bahaneleri önlemek için, önce yönetim fotoğrafı çekilmeli, daha sonra il il yeterli delege sayısı noter kanalı ile gönderilmesinin yolu aranmalıdır.

Olağan Üstü Genel Kurul sayısına ulaşılırsa, bu günkü yönetimin demokrasinin gereği olarak üzerine düşeni yapmasından başka çıkar yol yoktur..

Bu günkü TEMAD yönetimin somut bir şey elde edemediği gerçek olmakla birlikte, yönetime yeni katılan arkadaşlarla birlikte azda olsa bir ive kazandırdıkları gayretlerini de gözlüyoruz. Bunlar benim ve benim gibi düşünen arkadaşlarımızın beklentilerinden çok uzak çalışmalarda olsa, muhalif de olsam, en azından ben böyle görüyorum.

Şuanda Sigorta A.Ş için henüz teminat parasını yatıramadıklarını biliyorum. Olağan Üstü Büyük Genel Kurulun bir masrafı olacağı açıktır.Olağan Üstü Genel Kurula gidilmesi kaçınılmaz olursa, Tüzük Genel Kurulu ile birleştirilerek yapılmasının daha mantıklı olacağı kanısındayım. Bu masrafı TEMAD bütçesinin bu gün itibarı ile kaldırabileceğinden kuşkuluyum.
Saygılarımla,

Adım geçtiği için cevap vermek zorunda kaldığımdan sizleri meşgul ettiğim için herkesden özür dilerim.


Erhan Mert yazan:

QUOTE:


Halen Ankara-Eryaman'da oturan Genel Merkez delegesi olarak Etimesgut-Eryaman'da örgütlenme konusunda adı geçen kisinin hangi sıfatla bir olusum icersinde olduğunu, halen yönetimde olan arkadasımızın mevcut yönetime alternatif olabilecek bir olusuma nasıl sıcak baktigini ve bunu bir yönetim basarısı gibi göstermeye çalistigini anlamıs degilim. Bu konuda ayrıntılı bilgi bu forumda paylaşılırsa bende kendi bölgemdeki bu "OLUSUM"dan bilgi sahibi sahibi olurum.

Etimesgut bölgesinde bir oluşum vesair içinde asla değilim sadece Cengiz Erten beye bu bölgede bir TEMAD temsilciliği açmak istediğimizde destek olup olamıyacakları konusunda görüşleri sordum. Ayrıca Abdil GÜVEN beyin istifası ile sizinle aynı sıfatı taşıdığımı da belirtmek isterim.

Ramazan Tekeli yazan:
[quote] Bu nedenle fotoğrafı görmeden oluşacak bir yönetime bir destek vermeyeceğimiz gibi yeni yapılanmanın, TEMAD Genel Kurul sonucu aceleyle sahibinin sesi sitesinde mesnetsiz ve haksız yere ihanet suçlaması yapan, yeni oluşumu ikiye bölen asıl oyun bozucuların dışında yapılamasını ümit ediyoruz.[quote]

Ayrıca Ramazan beyin bu düşüncelerine harfiyen şahsım olarak bende katılıyorum. Bizde bazı şeyler yaşadık ve gördük kimlerin nererelerde neler yaptığı bizde gördük.

Saygılarımla

Sayın YILDIRIM;
Şahsınızın isminin buraya taşınmasından dolayı sıkıntı verdiysem özür dilerim.Temsilcilikler konusunda sizinle konuştuk ve fikirlerimizi paylaştık.Bu konuda Sayın ARABACIOĞLU'nun bir sorusuna binaen verdiğim cevap isminizin taşınmasına sebep oldu.Affınıza sığınıyorum.Bu bölgede açılması düşünülen temsilciliğin bölgenin tamamını kapsaması gerektiği düşüncesi ile bu cevabı verdim.Diğer şahsın sorduğu soruyu abesle iştigal olarak değerlendirdiğim için cevap verme gereği bile duymadım.Bilginize...
Saygılarımla.....

Kendini İfade Edebilme - Kendinizi Nasıl İfade Ediyorsunuz?

Faydalanmanız ve kendinizi geliştirmeniz dileğiyle.

Saygılarımla

İnsan, düşünebilmesi ve düşündüğünü dile getirebilmesi yönünden diğer canlılardan farklılaşmıştır. Düşündüklerini dile getirmesi kendini gerçekleştirme sürecinin bir parçasıdır. Bireyin kendini gerçekleştirme sürecinde, hem kendisinin çevresine etki ederek onu dönüştürmesi, hem de çevrenin kendisini dönüştürmesi gerçekleşmektedir. Tüm bu süreç sırasında bireyin kendisine yönelttiği sorular büyük önem taşır; çünkü süreç, öncelikle bireyin kendisini tanımasını gerektirir. "Ben kimim?" sorusundan yola çıkarak başladığınız maceranın, beraberinde sıkıntıları getirmesinin kaçınılmaz olduğu düşüncesindeyim. Soru ile beraber bireyin kendi kendisi ile yüzleşmesi, o zamana kadar kendisine dair sahip olduğu kanıların gerçek olmadıklarını fark etmesine yol açabilir. Birey bir anda korkularıyla, önyargılarıyla, kaçındığı şeylerle başbaşa kalır. İçinize döndüğünüzde fark ettikleriniz, geri dönüşü olmayan bir yolun göstergesidir.

Artık yaptığınız yorumların, hatta hangi kelimeleri daha çok kullandığınızın dahi, içinizdekilerin örtük yansımaları olduğunun farkındasınızdır. Her ne kadar yaşadığınız oldukça sıkıntılı bir süreçse de, bu süreç yeni açılımları beraberinde getirebilir. "Ben" ve "diğeri"ne dair yaptığınız ayrımda, farklılıkları tanıma yoluna gidebilir, bastırarak yeniden ürettiğiniz korkularınızı aşabilir, körü körüne bağlanmak yerine kurallarını sorgulayabildiğiniz yeni bir sosyal yapıya adım atmayı tercih edebilirsiniz.

Birey, kendisini tanımasının sonucunda kendini gerçekleştirecek alanlar bulur. Sadece ürettikleri ile kalıcı olabileceğinin bilincindedir. Kendisinin yaratacağı küçücük bir değişim ya da kıvılcım, bir başkasının ele alıp yeni analizler yapabileceği gelişmelere ön ayak olabilecektir. Burada çevre tarafından dikkate alınma isteği ön plana çıkar, çünkü kendini ifade etme ve anlaşılmak isteği kişinin önemsediği bir ihtiyacıdır. Kişi, dünyada kendisinin de bir misyonu olduğunu görebilmek ister.

İletişim olanaklarının artması ile dünyanın diğer ucundaki olaylardan anında haberdar olabilmemiz, bireyin sadece kendisine dair duyduğu kaygı boyutundan çıkmasını sağlayamadı. Olayları televizyon ekranından izliyoruz ve anlık üzülme belirtileri gösteriyoruz. Kapatma tuşuna basmamızla beraber etki kayboluyor. Günümüzde çok az insan kendini gerçekleştirme sürecinin içerisine, "diğerleri" olarak tanımladıklarına dair kaygıları dahil edebilmektedir. Sosyal sorumluluk bilinci zamanla gücünü yitirmekte, ortaya konulanın bir ucundan tutup da kendi katkısını yapmak isteyen bireyler gün geçtikçe azalmakta.

Çevreden soyut bir şekilde yetişmenin özendirildiği bir yapıda, bireysel kaygılarla donanımlı insan için toplumsal katkıda bulunmak, zaman kaybı uğraşlar olarak atfedilmektedir. Sunulanı olduğu gibi alıp benimsemek yoluna gitme daha çekici hale getirilmektedir. Kabul ettiğimiz değerlerin, dünya görüşlerinin bize ne kadar hitap ettiği ve neden bunları benimsediğimiz sorularının sorulmadığı bir dünya içinde yaşamaktayız. Bu şekilde düşünmemiz, toplumsal yapının bizi koşullandırmalarından ve/veya bu koşullandırma karşısında bizim "özne" olarak dönüştürücülüğümüzü bir kenara bırakıp, pasif bireyler olmayı kabullenişimizden kaynaklanıyor olabilir. "Büyüklerin yanında sana söz düşmez" bakışına sahip bir yapıda, kendisini ifade etmekten bile alıkoyulan kişinin, ilerde toplumsal bir kaygıyla hareket etmesini beklemek pek mümkün görünmemektedir. Oysa, insanlık sorgulayabildiği sürece gelişim gösterebilmiştir. Belki de gelişim anlayışı bizlere farklı şekilde sunulmaktadır!? Tercih bizim; "Düşünmek, dönüştürmek, üretmek" ya da "Susmak, kabullenmek, tüketmek!"

Kaynak : elyadal